Mardin eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Kürt parti ve siyasetçilerinin bu dönemde ulusal hassasiyetle geleceğe bakmasını umut ettiğini söyledi.
Ahmet Türk, “Kürtlerin ve siyasetçilerinin omuzunda büyük bir yük var. Seçimden kısa bir süre sonra belediyelere kayyum atadılar. Halkın iradesine ipotek konuldu. Mardin ve tüm Kürdistan şehirlerinin belediyelerini karakola çevirdiler” dedi.
Kürt halkını sessiz bırakmak için her türlü kirli siyasetin yürütüldüğünü belirten Türk, “Halk bunu görüyor. Rojava’da Kürt halkının amaçlarına ve demokrasiye ulaşmasını istemiyorlar” diye konuştu.
Türk, Kürtlerin geleceği için ulusal bir siyasetin önemli olduğunu ifade etti.
Ahmet Türk, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
Neden tekrardan aday olma kararı aldınız?
Bugün özgürlük ve demokrasi için bir mücadele yürütülüyor. Halkımızın özgürlük, demokrasi ve eşitliğe kavuşmasını istiyoruz. Kürtlerin ve siyasetçilerinin omuzunda büyük bir yük var. Seçimden kısa bir süre sonra belediyelere kayyum atadılar. Halkın iradesine ipotek konuldu. İradeleri teslim alındı. Halkımızın iradesinin tekrardan meydana çıkmasını istiyoruz.
17 Kasım 2017’de Mardin Belediyesine kayyum atandı ve görevden uzaklaştırıldınız. Mardin Belediye Başkanlığına 180 bin oyla seçildiniz. Kayyum atandığında neler hissettiniz?
Sadece biz değil halkta hissediyor. Halkın neler hissettiği ve düşündüğü önemli. Halkımız iradelerinin kabul edilmemesi ve ipotek altına alınmasına cevap verecektir. Mardin ve tüm Kürdistan şehirlerinin belediyelerini karakola çevirdiler. Etraflarını mazgallarla çevirmişler ve halk gidemiyor oralara. Evimizde oturarak bu mücadele ve çalışmayı yürütmezsek demokrasiyi de geliştiremeyiz ve halkların kardeşliğini kuramayız. Kürdistan’da baskıcı ve zorba bir siyaset yürütülüyor. Bu siyasetten tüm Türkiye halkı zarar görüyor. Demokrasi uygulanmadığı zaman bu sadece Kürt halkını etkilemiyor diğer halkları da etkiliyor. Demokratik bir siyaset ve cumuriyeti amaçlıyoruz. Halkın benimseyeceği ve yaşamını devam ettireceği bir cumhuriyetin kurulmasını istiyoruz. Halk isteklerini belediyeye ulaştıramıyor.
Mardin halkı kayyumlara nasıl bakıyor?
Bunun cevabını en iyi şekilde 31 Mart’ta verebiliriz. Bugün ne söylensede çok politik görmüyorum.
Oylarınızı arttırmanız için bugüne kadar neler yaşandı?
Kürt sorununun çözümü için hiçbir adım atılmadı. Başur, Bakur ve Rojava’da Kürt halkını sessiz bırakmak için her türlü kirli siyaset yürütülüyor. Halk bunu görüyor. Rojava’da Kürt halkının amaçlarına ve demokrasiye ulaşmasını istemiyorlar. Başur’da yapılan referanduma en çok Türk devleti müdahale etti. Olumsuz bir etki yürütülüyor.
Kayyumların cumhuriyet tarihinde büyük bir hizmet yaptığını söylüyorlar. Bu halkın tercihini etkileyecek mi?
Hayır doğru değil. Halk bunu görüyor. Yaptıkları hizmet 10 dolara mal oluyorsa onlar 20 dolara yaptı.
Kayyumların belediyeleri çok büyük bir borç altına koyduğu söyleniyor. Seçildiğiniz takdirde bu hizmetlerinizi zorlaştırmayacak mı?
Tabiki büyük bir zorluk olacak. Yaptıkları hizmetlerden dolayı bir kuruş ödeme yapmamışlar. Hepsini borçla yapmışlar. Bunun ilerde bizim için büyük bir zorluk olacağını biliyoruz. Belediyeden ayrıldığımız gün kasada 94 milyon TL vardı bugün bir kuruş yok. Her daire başkanının aracına 70 lt mazot veriyorlar. Göreve geldiğimizde ihalelerin nasıl yapıldığını ortaya çıkaracağız. Bunlar ortaya çıkacak. Bizim dönemimizde yapılan ihalelerde müteahhitlerin tek bir kuruşu kalmıyordu. Yapacağımız projeler için 94 milyon hazırlamıştık. Hazırladığımız projelerden sadece 1-2 tanesini yaptılar. Yükümüz ağır bunun farkındayız. Göreve geldiğimiz gün kayyumların bütün işleri nasıl yaptıklarını halkın gözü önüne çıkaracağız. Halk kayyumların neler yaptığını borçların nasıl oluştuğunu ve ihalelerin yüzde kaç kırımla verildiğini öğrenecek. Mesela yol ihalelerini yüzde 20-24’ten daha düşük bir fiyatla vermiyorduk. Kayyumlar ise ihaleleri yüzde 2 fiyat kırımıyla Mardin dışındaki firmalara vermişler. İhale alan firmaların yüzde 80-90’ı Elazığlı. İhale alan firmalar yerli değil. Halk bunları biliyor.
Bir çok üyeniz şu anda tutuklu bulunuyor. Seçim sürecinde nasıl bir propaganda yürüteceksiniz?
Arkadaşlarımızla birlikte bütün imkanlarımızı kullanarak kampanya yürüteceğiz. Her zaman söylüyorum HDP’ye yönelik yürütülen siyaset ve tutuklamalar AKP’ye yapılsaydı bugün AKP diye bir parti olmazdı. HDP’nin bir inanç gücü var. Gelecek, demokrasi ve özgürlüğe yönelik bir inanç var. Bu inançla ayakta kalıyoruz. Halk şeref ve onuruna sahip çıktığı için bize sahip çıkıyor. Halk bize destek vererek şeref, onur ve geleceğine sahip çıkıyor. Eksikliklerimiz olabilir ama halk bu siyaseti yürüterek bize sahip çıkıyor ve oy veriyor.
Seçimlerde halka hangi vaatlerde bulunacaksınız?
Halkımıza hizmet etmeyi genişletmek istiyoruz. İktidar önümüzü kesmek için bir çok şey yapacak ve engeller çıkaracak. Mardin ve Kürdistan halkına Arap, Süryani, Ermeni, Türk ve Kürtlere halkların kardeşliği temelinde siyaset yaptığımızı göstermek istiyoruz.
Kendilerini Kürdistani olarak tanımlayan partiler HDP’nin demokratik cumhuriyet ve halkların kardeşliği prensiplerini kabul etmiyorlar. Kürdistan’ın işgal edildiğini belirtiyorlar ve kendilerini ulusal bir cephe olarak tanımlıyorlar. Bu partiler demokratik cumhuriyet ve halkların kardeşliği prensibini kabul etmiyorlar. Onları nasıl ikna edebilirsiniz?
Biz Kürt halkının geleceği için çalışıyoruz. Pratiğimiz ortadadır. Teorik olarak bir şey söylediğinizde ve bunun için çalışmadığınız zaman düşünceniz havada kalır. Kimse bunu söylemesin. Partimiz ve siyasetimiz Kürt halkının geleceği ve özgürlük için büyük bedeller ödedi. Bütün Kürt partileri ile birlik olalım. Bu birliği büyütelim. Ulusal bir strateji için Başur ve Rojava’daki partilerle de birlik ve diyalogu arttıralım. Kürt partileri ve arkadaşlarla birçok görüşme gerçekleştirdik. Söylediklerimizden çok memnun oldular. Bizde onların söylediklerinden memnun olduk. Ortadoğu’da çok büyük oyunlar oynandığını bilmemiz gerekir. Halkları karşı karşıya getirerek düşmanlaştırmak istiyorlar. Böyle bir siyaset yürütmek istiyorlar. Türk halkı Kürt halkının düşmanı değil. Kürt halkı da Türk halkının düşmanı değil. Kürt halkı ile Türk halkını karşı karşıya getirerek yanlış siyasetlerini devam ettirmek istiyorlar. Halkları birbirinden ayrıdığınız zaman hiçbir sorun çözülmez. Halkarın birliği ve eşitliği sağlanmadan sorun çözülmez. Bu halkımızın siyasetini savunmadığımız anlamına gelmiyor. Herkesten daha çok savunuyoruz. Herkesten daha çok bedel ödedik. Ama teoride biz ulusal partiyiz onlar demokrasi ve halkların kardeşliğini savunan partidir. Biz Kürt halkının geleceği için doğru bir siyaset yürütüyoruz. Bugün Rojava’dan ABD ve Rusya çekildiği zaman Kürt ve Arap halkı demokrasi temelinde bir araya gelmezlerse kendilerini bir savaş daha bekliyor. Halklar birbirinin hukukuna saygı göstermeli. Birbirlerinin hukuk ve kimliklerini tanımalı. Bölgeye demokrasi gelmeden sorunlar çözülemez.
Kürdistani partiler HDP’nin Kürtlerin partisi olduğunu ve Kürtlerden oy aldığını ama ulusal prensiplere göre siyaset yapmadığı eleştirisinde bulunuyor?
Bu doğru değil. Dediğimiz gibi partimiz herkesten daha çok bedel ödedi.
Bedeli Kürt halkı ödemedi mi?
Bedeli Kürt halkı ve yürüttüğümüz siyaset ödedi. Bugün binlerce kadromuz, parti başkanlarımız ve belediye başkanlarımız cezaevindeler. Kürt sorununu savundukları ve dile getirdikleri için cezaevindeler. Eleştirenler nerde hangi bedeli ödediler. Bu eleştirileri yapmak istemiyorum ama gerçekten birbirimize yardımcı olmamız gerekir.
Yine de ulusal bir Kürt cephesinin kurulmasını önemli buluyor musunuz?
Muhakkak ki yıllardır bunu savunuyorum ve dile getiriyorum. Kürtlerin geleceği için ulusal bir siyaset önemli. Kürtlerin eksiklikleri var. Siyasi çıkarlarını ulusal çıkarlarının önüne koyuyorlar. Bu şekilde eksiklikler oluyor.
HDP’nin içindeki Türk solu ulusal bir Kürt cephesinin kurulmasına nasıl bakıyor?
Kürtlerin birliği için çok olumlu baktıklarına inanıyorum.
HDP yöneticilerinin başlattığı açlık grevi ve siyasetinin bir etkisi olacak mı?
Açlık grevini doğru bulmadığımızı eskiden beri söylüyoruz. Ancak çaresiz kalındığında sesimizi dünyaya ulaştırmak için mecburen yapmak zorunda kalıyoruz. Halk açlık grevleriyle seslerini hem kendi ülkelerinde hem de uluslararası alanda duyurmak istiyorlar. Gerçekten açlık grevi hergün gündeme gelmemeli. Ama Kürtler bugün mecbur. Başkan Öcalan üzerinde bir tecrit var. Cezaevlerinde Kürtlerin hakları üzerinde çok kötü bir etki yürütülüyor. Sesinizi halka ve dünyaya nasıl ulaştıracaksınız?
Dünya neden Kürt sorununa karşı sessiz kalıyor?
Dünya sorunları çıkarlardan oluşuyor. Avrupa’nın değerleri ayaklar altına alınıyor. Bu değerlere sahip çıkılmıyor. Dünya’da insan hakları, demokrasi ve kopenhag kriterlerinin bir önemi kalmamış. Dünya bu prensiplere göre hareket etmiyor.
Yıllardır Kürt siyaseti içerisindesiniz ve bir çok bedel ödediniz. Çözüm sürecinden sonra devletin Kürt sorununa bakış perspektifi değişir mi? AK Parti ile MHP ittifak kurdu. Seçimlerden sonra AK Parti’nin Kürt sorununa bakış perspektifinde bir değişim olur mu?
Türkiye gibi bir devlette değişim ve yeni bir siyaset kolay kolay ortaya çıkmıyor. Türkiye’nin siyasi ve demokrasi ahlakı budur. Ama mevcut siyaseti de yıllarca devam ettiremezler. Değişim kendiliğinden gelir. İktidardan Kürt sorununu demokratik temellerde çözeceğine dair bir umudumuz yok. Ama ne olursa olsun halkın geleceği için bu mücadele devam etmeli. Mevcut siyaset demokrasi, Kürt halkı, Türk halkı ve Ortadoğu’ya zarar veriyor. Bu siyaset birgün değişecek.
HDP tradisyonunun içinde önemli bir ağırlığınız var. Diyarbakır’dan aday olacağınıza yönelik söylentiler vardı. Ama siz Mardin’den aday oldunuz. Mardin’in sizin için sembolik bir önemi var mı?
Mardin benim kentim. Belediye Başkanıyken kayyum atandı. Mardin’i bırakarak Amed’ten aday olmayı doğru bulmadım. Diyarbakır halkından bir talep olduğunu biliyorum. Siyasi olarak önünüz nerede kesildiyse yolu oradan açmanız gerekir. Siyasetin temeli budur. Böyle inanıyorum. Mardin çok renkli bir kent ve çok renkliliği genişletmemiz lazım.
2014 seçimlerinde Kürtlerle birlikte Arap ve Süryanilerden de oy aldınız. 31 Mart seçimlerinde de bileşenlerin tekrar size oy vermesini bekliyor musunuz?
Halkımızın 2014 seçimlerinden daha fazla oy vererek kayyumlara cevap vereceğine inanıyorum.
Sağlığınız nasıl. Belediye Başkanlığı yapacak enerjiye sahip misiniz?
Hiçbir problem yok ve iyiyim.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Halkımızın arasında engeller var. Siyasetimizde var. Bütün parçalarda siyasi çıkarlar ulusal çıkarların önüne geçiyor. Bugün Kürdistan’ın güneyinde yeni bir hükümet kuruluyor. Kek Neçirvan Barzani Kürdistan Bölge Başkanı olacak. Kek Mesrur Barzani Başbakan olacak. Kendilerine başarılar diliyoruz. Herşeyden önce Başur siyasetinde müzakere ve diyalog olmasını istiyoruz. Kürt halkının sorunlarını ortak bir şekilde gündeme getirmelerini ve çözüm için geniş bir çalışma yürütülmesini istiyoruz. Halkın moral ve motivasyonu için siyasetimizde halkın talebi doğrultusunda adım atmalıyız. Bütün Kürt partileri ve siyasetçilerinin bu dönemde ulusal hassasiyetle geleceğe bakmasını umut ediyorum.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın