Bölge kentlerinde ağır kuraklık: ‘Bize üvey evlat muamelesi yapılıyor’

Haber Merkezi – Bölge kentlerinde yağışsız geçen günler ve artan hava sıcaklığı nedeniyle kuraklık hububat üretimini etkiledi. Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, tarihte görülmemiş bir kuraklıkla karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, “Kuraklıktan zarar gören çiftçilerimizin TARSİM’e bakılmaksızın ÇKS'ye kaydı olan tamamına hükümetinden destek bekliyoruz. Don ve doluyla ilgili komisyon kuruldu Meclis’te. Ama kuraklık için bir çalışma yürütülmedi. Bize üvey evlat muamelesi yapılıyor şu anda. Ben günlerdir bağırıyorum. ‘Ben öldüm, bittim’ diyorum. Çiftçi, kuraklıktan dolayı mahvoldu” diye konuştu.

Bölge kentlerinde (Güneydoğu) iklim değişikliğinin yol açtığı sıcaklıklarda artış ve geçen mevsimde yetersiz yağışlar, kuraklığın artmasına neden oldu.

Türkiye’nin hububat üretiminin yüzde 40’ının elde ettiği bölge kentlerinde bu yıl hububat ekimi yapan üreticilerin büyük bir kesimi zarar etti.

Kuraklık nedeniyle bu yılki hububat hasadında yaşanan sorunları ANKA Haber Ajansı’na aktaran Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulundu.

“Çiftçi, kuraklıktan dolayı mahvoldu”

Bölgede tarihte görülmemiş bir kuraklığın yaşandığına dikkati çeken İskenderoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımız yaklaşık buradan 40-45 gün önce don ve doluyla ilgili Meclis’te komisyon kurulup çiftçilerimizin dondan doludan zarar görenlerin tespiti yapılıp Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kayıtlı olan çiftçilerimizin yani Tarım Sigortaları Havuzu’na (TARSİM) bakılmaksızın tüm çiftçiye destek vereceğini açıkladı. Bu tabii sevindirici bir haberdi. Bu yıl, Güneydoğu Anadolu bölgesinde Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Mardin, Şırnak illerini kapsayan tarihte görülmemiş bir kuraklığı yaşadı. Kuraklıktan zarar gören çiftçilerimizin TARSİM’e bakılmaksızın ÇKS'ye kaydı olan tamamına hükümetten destek bekliyoruz. Don ve doluyla ilgili komisyon kuruldu Meclis’te. Ama kuraklık için bir çalışma yürütülmedi. Bize üvey evlat muamelesi yapılıyor şu anda. Ben günlerdir bağırıyorum. ‘Ben öldüm, bittim’ diyorum. Çiftçi, kuraklıktan dolayı mahvoldu” ifadelerini kullandı.

“Şu ana kadar hiçbir şekilde ne bir komisyn kurulmuş ne çiftçinin derdi sorulmuş”

Kuraklığın ciddi bir tehlike oluşturmasına rağmen ihmal edildiğini, ilgili kurumların bu konuyla ilgili çalışma yürütmediğini, TBMM'de komisyon kurulmadığını anlatan İskenderoğlu, şunları söyledi:

“Sayın Cumhurbaşkanı bu kadar dona ve doluya önem verirken, kuraklığın böyle ihmal edilmesi bizi üzdü. Şu ana kadar hiçbir şekilde ne bir komisyon kurulmuş ne çiftçinin derdi sorulmuş. Biz de devletten devletin şefkatli elini bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanından, Tarım Bakanından, kuraklık Türkiye'nin tamamında kuraklık yaşayan kuraklıkla karşı karşıya kalan çiftçinin tamamına destek verilmesini istiyoruz. Komisyon kurulup tespitlerin yapılıp çiftçiye Tarsim'e bakılmaksızın, özellikle küçük aile işletmeleri başta kadın üreticilerimiz olmak üzere kadın ve genç üreticilerimiz olmak üzere küçük aile işletmelerinde Tarsim yapmamışlar. Dolayısıyla bununla ilgili hükümetin acil tarafından mecliste komisyon kurulup, Güneydoğu Anadolu bölgesinde de gezip, tespitler yapıp, tarım il ve ilçelerden veri toplamaları gerekiyor. Bu acil bir şekilde yapılması gerekiyor.”

“Kuru alanda ekim yapan çiftçinin tamamı zarar etti”

Bölge kentlerinde hububat hasadının tamamladığını, kuraklık nedeniyle bu yıl üretimde ciddi azalma yaşandığını belirten İskenderoğlu, şunları söyledi:

“Bazı yerlerde biçer dönmedi bile. Yani biz biçer dönmedi dediğimiz şu, biçer dönmedi zaman ekim hiç yok. Yani biçme hiç yok. Ekinin tamamı kurudu. Bazı yerlerde dönüm başı 50 kilo, 100 kilo, 150 kilo arasında değişti. Yaklaşık 250 kiloya kadar çiftçinin maliyetidir. 250 bir çiftçi eğer bir dönüm buğday ekerse 250 kilo kaldırırsa elinde bir şey kalmış olmuyor. 250 kilodan fazla kaldırırsa daha yeni kara geçmiş oluyor.

Sulu alanlarda da Diyarbakır'da verim ortalaması 650 kilo ile 850 kilo arasında. O da 450-500 kiloya düştü. Onun da sebebi yağışların az düşmesinden dolayı bitkiler zamanında kendini yetiştirme için sonradan verilen sularla bu bitkiler toparlandı. O da 400-450 kilo yani orada da yaklaşık yüzde 25 gibi bir verim kaybı var ama en azından sulu eken çiftçi zarar etmedi. Ama kuru alanda ekim yapan çiftçinin tamamı zarar etti.”

Hasat dönemin üstünden yaklaşık 1,5 ay geçmesine rağmen TARSİM tarafından zarar gören çiftçilere ödeme yapılmadığını söyleyen Başkan İskenderoğlu, "TARSİM yapılırken işte çiftçiye iyi reklam yapıyorlar. 'Gelin TARSİM yapın, malınızı güvenceye alın, işte ürününüzü güvenceye alın'. Çiftçi aldı, priminizi peşin ödedi. TARSİM çiftçiye para ödememek için bin dereden su getiriyor. Çiftçiye bahane arıyor. Ya TARSİM yapmasınlar ya da yapıyorlarsa çiftçinin hakkını versinler. Biz bu konuda çok rahatsızız. TARSİM’i yapıp desteğini alamayan çiftçi var. Biz TARSİM’den çok şikayetçiyiz” şeklinde konuştu.