Yılmaz Güney’in hayatı film oluyor: Canlandıracak oyuncu belli oldu

18-02-2025
Etiketler Mehmet Kurtuluş Yılmaz Güney Çirkin Kral
A+ A-

Haber Merkezi – Kürt yönetmen, oyuncu ve senarist Yılmaz Güney’in hayatı beyazperdeye taşınıyor. Yönetmenliğini Yüksel Aksu’nun üstleneceği filmde, Güney’i oyuncu Mehmet Kurtuluş canlandıracak. Film, Güney’in hayatı, sinemaya olan katkıları ve eşi Fatoş Güney’le olan tanışma hikayesini konu alacak.

Yılmaz Güney’in hayat hikayesi beyazperdeye taşınıyor.

"Çirkin Kral" lakaplı Kürt yönetmen ve oyuncu Yılmaz Güney'in hayatını konu alacak film için çalışmalar başladı.

Filmin yönetmenliğini Yüksel Aksu üstlenecek. Film, Güney’in eşi Fatoş Güney’ın “Camları Kırın Kuşlar Kurtulsun” kitabından yola çıkılarak çekilecek.

Birsen Altuntaş'ın haberine göre; senaryosunu Fatoş Güney ile Yüksel Aksu’nun beraber yazdığı filmin başrol oyuncusu Mehmet Kurtuluş oldu.

52 yaşındaki Mehmet Kurtuluş, Muhteşem Yüzyıl: Kösem, Into The Night, Hakan: Muhafız, Kelebekler, Tereddüt, Mary, 8 Saniye, Büyük Oyun gibi yapımlarla tanınıyor.

Filmin, Yılmaz Güney’le Fatoş Güney’in tanışma öyküsüyle başlayacağı ve Güney’in Türkiye sinemasına ilk Altın Palmiye’yi kazandıran “Yol” filminin ödülünü alırken yumruğunu havaya kaldırdığı kareyle biteceği biliniyor.

Filmde Fatoş Güney’i Deniz Barut canlandıracak.

Yılmaz Güney kimdir?

Türkiye sinemasının dünyaya açılmasında büyük rol oynayan Kürt oyuncu, yönetmen ve senarist Yılmaz Güney, 1937 yılında Siverekli bir baba ve Muş-Vartolu bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğunu Adana’da geçiren Güney, Siverek’in Desman köyündendir.

İlk ve orta öğrenimini Adana'da tamamlayan Güney, harçlığını çıkarmak üzere henüz 13 yaşındayken bisikletiyle sinemalara 16 milimetrelik film bobinleri taşıdı ve sırtındaki panoda film afişleri sergiledi. Başarılı sanatçı, And Film ve Kemal Film şirketlerinin bölge temsilciliklerinde film dağıtıcılığı yaptı. Güney'in edebiyata ilgisi sinemaya yönelmesinde önemli etkenlerden biri oldu.

Yaşar Kemal aracılığıyla Yeşilçam'ın usta yönetmenlerinden Atıf Yılmaz ile tanışan Güney, usta yönetmenin bir süre asistanlığını yaptı.

Yılmaz Güney, 1959'da senaryosunu kendisinin kaleme aldığı, Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Bu Vatanın Çocukları" ve "Alageyik" filmleri ile ilk kez profesyonel anlamda oyunculuk yaptı.

Bu filmlerin ardından "Güney" soyadını kullanmaya başlayan sanatçı, 1961'de Atıf Yılmaz'ın "Tatlı Bela" film setinde yönetmen yardımcılığı yaparken tutuklandı ve 1962'ye kadar cezaevinde kaldı.

Sinemaya 1963'te yeniden dönen Güney, ağırlıklı olarak macera filmleri çekti ve 1963 yapımı "İkisi de Cesurdu" adlı filmde canlandırdığı kabadayı karakteriyle büyük beğeni topladı.

Bu yıllarda "Çirkin Kral" lakabını alan usta sanatçı, yönetmenliğini Lütfi Akad'ın yaptığı 1967 yapımı "Hudutların Kanunu" filmindeki rolüyle, 1967 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu" seçildi.

Güney, ilerleyen yıllarda "Kahreden Kurşun", "Ben Öldükçe Yaşarım", "Kızılırmak", "Karakoyun", "İnce Cumali", "Çirkin Kral", "Seyit Han", "Toprağın Gelini", "Aç Kurtlar", "Zeyno", "Acı", "Vurguncular", "Baba" ve "Ağıt"ın da aralarında bulunduğu yüzü aşkın filmde yönetmen, senaryo yazarı ve oyuncu olarak yer aldı.

Yılmaz Güney, 1971 yılında Mahir Çayan ve arkadaşlarını sakladığı gerekçesiyle 2 yıl hapse ve sürgüne mahkum edildi. Güney, içeride kaldığı süre boyunca sinema ve sanatla ilgili fikirlerini; şiir ve öykülerini o dönemde çıkarmaya başladığı Güney dergisinde yayınlamıştır.

1974'te cezaevinden çıkan Yılmaz Güney aynı yıl “Arkadaş” filmini çekti. Yine aynı yıl “Endişe” adlı filmi çekerken Yumurtalık ilçesindeki bir gazinoda ilçe yargıcı Sefa Mutlu'yu öldürmek suçlamasıyla tutuklandı ve 25 Ekim'de Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılamaların sonucu 13 Temmuz 1976'da 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Beş yıl hapis yattıktan sonra 9 ekim 1981 tarihinde izinli olarak çıktığı Isparta Yarı Açık Cezaevinden yurtdışına firar etti. Cezaevinden bir günlük izin ile çıkan Güney, Antalya’nın Kaş ilçesinden Yunanistan'a bağlı Meis adasına, oradan da İsviçre'ye geçti. Daha sonra Fransa'ya geçer ve yaşamının geri kalanını orada geçirir.

26 Ekim 1982'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı.

Cezaevinde sinema ile olan ilgisi devam etti. Bu dönemde yazdığı ve Zeki Ökten tarafından çekilen “Sürü” ile Avrupa, Türkiye ve Kürt illerinde büyük ilgi gören “Yol” Şerif Gören tarafından çekildi. Cezaevindeyken GÜNEY adlı bir sanat-kültür dergisi çıkardı.

“Yol” filminin kurgusunu tekrar yaptı ve Cannes Film Festivali’nde ödül aldı. Avrupa’ya gittikten sonra Fransa’da “Duvar” filmini çekti. Güney'in, 1976 yılında Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde tanıklık ettiği, çocuklar koğuşunda çıkan ve tüm cezaevine yayılan bir isyanın sinemaya aktarıldığı “Duvar” Güney’in son filmi olmuştur.

Son yıllarını Paris'te geçiren Güney, mide kanseri nedeniyle 9 Eylül 1984'te yaşamını yitirdi. Mezarı Paris'te bulunan Père Lachaise Mezarlığı'nda 62. kısımda bulunmaktadır.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli