Diasporada Ezidi Kürt yazar: Newaf Mîro
Düsseldorf (Rûdaw) – Newaf Mîro, Urfa’nın Viranşehir ilçesinde dünyaya gelen Ezidi bir yazar, öykücü ve şair. Şu anda yaşamını diasporada sürdürüyor.
1968 yılında Ezidi bir ailede doğan Mîro, 1987’den bu yana Almanya’da yaşıyor. Eğitimini ve çalışma hayatını da bu ülkede sürdürdü.
Kürtçenin Kurmancî lehçesinde kaleme aldığı beş şiir kitabı bulunan Mîro’nun eserleri, Kürt okurlar arasında elden ele dolaşıyor, ilgiyle okunuyor.
Mîro’nun kalbi Kürdistan ve Ezidxan sevgisiyle dolu. Kürtçeyi ise onun için yalnızca bir dil değil, derin bir kavrayışın anahtarı olarak tanımlıyor.
Rûdaw’a konuşan Mîro, Almanya’daki yüzleşme kültürünü şu sözlerle anlatıyor:
“Almanlar hiçbir zaman kendi hatalarını ve eksiklerini gizlemez. ‘Bizde eksiklik olmadı’ ya da ‘atalarımız suçsuzdu’ demezler. Almanya’da bir yüzleşme kültürü var. Eğer bir hata yapılmışsa, ister büyük ister küçük olsun, bu geçmişte de olsa, bugün onunla yüzleşmek, kabul etmek ve ‘ben bununla yüzleşmek istiyorum’ demek mümkündür.”
Hayatının yarısından fazlasını Almanya’da geçiren Mîro’nun diasporadaki deneyimi, Ezidilik ve Kürtlük kimliğiyle daha da derinleşmiş.
Kendi kimliğine dair düşüncelerini şöyle ifade ediyor:
“Kendimi bir Kürt olarak görüyorum ve bu nedenle Kürtçe yazıyorum. Eğer Kürtlüğümüz ve Ezidiliğimiz köklerimize bu kadar derinlemesine bağlı olmasaydı, muhtemelen bu kimlikleri terk eder, bu dili ve sevgiyi yaşamazdık. Bana göre bir yazarın en büyük görevi, zayıf olanla birlikte olmak, toplumuna hizmet etmek ve korunmaya muhtaç olanların yanında durmaktır. Ben kendimi dünyada bir Kürt olarak görüyorum. Bu yüzden Kürtçe yazıyorum. Kürdistan ve Ezidxan’da sadece Ezidiyim. Bana ‘Ezidi Kürt’ denilmesini istemem, yalnızca Ezidiyim.”
Beş şiir kitabı yayımlandı
Edebi tarzına dair konuşan Mîro, şiiri şöyle tanımlıyor:
“Şiir, sonu olmayan bir başlangıçtır. Bir acıdır, bir aşk acısıdır ve birbirini tamamlar. Çünkü insan, hayatta olduğu sürece acıyı hisseder. Acının kendisi, hayatın ta kendisidir. Eğer acıyı hissedemiyorsak, bu, hayatı anlayamadığımız ve gerçekten yaşamadığımız anlamına gelir. İnsan ne kadar bastırırsa bastırsın, karşısındaki acıya sonunda yenilir.”