Kürt sanatçı vefatından önce son kez Rûdaw’a konuk olmuştu

Erbil (Rûdaw) – Aralık ayında koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden Kürt sanatçı ve beste yazarı Muhammed Aziz Şakir, son olarak Rûdaw TV’de yayınlanan özel bir programa konuk olmuş ve hayatını anlatmıştı.

Rojava’nın Amude kentinde ikamet eden sanatçı ve beste yazarı Muhammed Aziz Şakir, 24 Aralık 2020 tarihinde koronavirüs nedeniyle aramızdan ayrılmıştı.

Sanatşı ve şairleri ile ünlü Amude kentinde Kani Halepçeyi tarafından hazırlanan programa konuk olan Şakir, 50 yıllık sanat hayatından bahsetmişti.

Muhammed Aziz Şakir, 1946 yılında Dirbesiye’de dünyaya geldi. Doğduğu şehirde eğitimini tamamlayarak öğretmen oldu. Daha sonra Halep Üniversitesi’nde İngilizce eğitimi aldı. Sere Kaniye’ye yerleşen sanatçı, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Türkiye destekli silahlı grupların Ekim 2019’da Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonu nedeniyle evini terkederek Amude’ye yerleşti.

Bir çok ünlü Kürt sanatçı tarafından seslendirilen şarkı ve şiirlerden oluşan zengin bir sanat arşivine sahip olan Muhammed Aziz Şakir, şunları belirtmişti:

“Sere Kaniyeliyim Vaşokani’den. Çetele bir yıl önce, 13 ay önce Sere Kaniye’ye saldırdılar. Halkın çaresiz bir şekilde şehri terkederek kaçmak zorunda kaldı. Hepsi göçzede oldu. Biz de Amude’ye geldik. Eşim Amudeli olduğu için ve Kürtler burada çoğunlukta olduğu için huzurluyuz. Yinede evimiz, avlumuz, malımız, mülkümüz herşeyimiz o IŞİD’lilerinb elinde gitti. Ne olduğunu bilmiyoruz.”

Muhammed Aziz Şakir, Kani Halepçeyi’nin “Evini özlüyor musun?” sorusuna şu yanıtı vermişti:

“75 yıllık emeğimiz ve çabamızla kendimize güzel bahçeli, çiçekli bir ev yapmıştık. Ama sadece üzerimizdeki elbiselerimizle kaçtık. Vatandaşların hepsi bu şekilde.”

2012 yılından öncede IŞİD ile Cebhetul Nusra’nın saldırısı nedeniyle yine Amude’ye göç etmek zorunda kaldığını belirten sanatçı, “Bu da ikinci gelişimizdir. Buraya geliyoruz, Kürtler iyidir ve güzeldir, eşimin ailesi burada, bize ücretsiz avlulu bir ev vermişler ve orda kalıyoruz” demişti.

Sayısız şiir ve şarkı sözü yazan Şakir’in en çok bilenen parçalarından biri ise “Dil Ketim Wan Çavan” şarkısı. Sanatçının ayrıca “Gewrê” ve”Zeynebê” şarkıları da en çok beğenilenler arasında.

Kani Halepçeyi’nin sanatçı Muhammed Aziz Şakir ile programdaki diyaloğu şu şekilde:

Muhammed Aziz Şakir: Birçok şarkım diğer sanatçılar taradından seslendirildi. Bunlarda ilk önce kayıt altına alındı ve ses getirdi. Ancak şimdi belki çoğu Kuzey Kürdistan’dan olmak üzere 60-70 kişi bu şarkıyı söylemiş, klip yapmış.

Kani: Söyleyenlerden en çok hangi şarkıcıyı beğendin?

Muhammed Aziz Şakir: Mahmud Aziz Şakir

Muhammed Aziz Şakir: Biz kasetlere kayıt yapıyorduk. Kasetler çok paylaşılmıyordu. Birisi şarkıyı klip olarak çekince paylaşıldı ve halk dinledi ve sevdi. 600 şarkı arasından sadece bunun iyi ve güzel olduğu anlamına gelmez. Ancak klip olarak çekildiği için herkese ulaştı.

Kani: Ne zaman çıktı?

Muhammed Aziz Şakir: 2015 yılında bir tanesini çıkarmıştık. Dediğim gibi bir tanesini yapmıştık. Kitap arkadaşımda.

Kani: 60 şarkının sözleri

Muhammed Aziz Şakir: Bu onlardan bir tanesi

Kani: Bu kitap Güney Kürdistan’a da geldi mi?

Muhammed Aziz Şakir: Adı 60 şarkı ancak içeriğinde 108 şarkı var, şiir ve söz

Kani: Bu kitap Güney Kürdistan’a da geldi mi?

Muhammed Aziz Şakir: Doğrusu bilmiyorum, bilmiyorum. Burada beş yıl içinde basılan bin adet tükendi. Bir daha yayınlayacaklar

Kani: Yayınlayın ama Güney’e de getirin, yararlanalım

Muhammed Aziz Şakir: Gelecek, gelecek

Kani: Sanatçının söz ve müziği kendisine ait olan 265’ten fazla şarkı var ancak dediğine göre bununlar yetinmeyecek ve yazıp çalarak üretmeye devam edecek.

Kani: Şairin şiir yazması için aşık olması gerektiğini söylüyorlar. Sen de aşık oldun mu?

Muhammed Aziz Şakir: Evlenmeden önce gençken aşıktık.

Kani: Eşine mi aşık olmuştun yoksa öncesinde başkasına mı?

Muhammed Aziz Şakir: Yok öncesinden, daha evlenmemiştik

Kani: Peki sevdiğine ne oldu?

Muhammed Aziz Şakir: Zeynebê şarkısı, Zeynebê güzel bir kızdı. 1969 yılında yazdığım ilk şarkıydı Zeynebê. Gewrê’nin de ayrı bir hikayesi ve konusu var.

Kani: O da Zeynebê miydi? Zeynebê’ye mi aşık oldun?

Muhammed Aziz Şakir: Zeynebê ve Gewrê iki ayrı kızdı. Zeynebê ve Gewrê. Zorunlu askerliğe gidip dönene kadar ikisi de evlenmişti.

Kani: Ahh

Muhammed Aziz Şakir: Şimdiki eşim Amudeli aslen. Çok sonra oldu. Onlar 1969-70-71 yıllarında yaşandı. Ama ben eşimle 1975 yılında evlendim. 75’te.

Kani: Eşin kızmıyor mu?

Muhammed Aziz Şakir: Çok eski geçti

Kani: Neden bana şarkı yapmıyorsun diyor mu?

Muhammed Aziz Şakir: Yaptık, yaptık

Kani: Hangisini yaptın ona?

Muhammed Aziz Şakir: Cihan!

Kani: Şarkı ve şiir yazımından hangisini tercih edersin?

Muhammed Aziz Şakir: Biliyor musun, ikisi birbirine bağlı

Kani: Eğer birini tercih etmeniz istenirse?

Muhammed Aziz Şakir: Müzik

Kani: Müzik

Muhammed Aziz Şakir: Genelde de müzik aklıma geliyor, müziği yapıyorum ve şiiri ona uyarlıyorum

Kani: En çok hangi sanatçı ilginizi çekiyor, daha çok seviyorsun?

Muhammed Aziz Şakir: Sanatçı, dengbêj yani, eski mi, yeni mi?

Kani: Eski

Muhammed Aziz Şakir: Soranice söyleyenlerden Şemal Saip, Cemal Celal, Fuad Ahmed, Ali Merdan Soranice söyleyen ünlü sanatçılardan. Bahdini (Kurmanci) söyleyenlerden Hesen Cizrawi, Mihemed Arifê Cizrawi, Gulbiharê ve Umerê Xanê bizden önce olanlardı ve rahmetli Tahsin Taha. Tahsin Taha bizden çok önce değildi ama bizden önceki dönemdi. Müziğinin etkisinde kaldık. Diğerleri de Rojhılat’tan Kawis ağanın sesini beğeniyorduk.

Kani: Senin de sesin güzel, neden sen şarkı söylemedin de, daha çok kardeşine verdin?

Muhammed Aziz Şakir: Biz iki kişiydik. Ben öğretmendim, dil öğretmeniydim. Dışarıya çok serbest çıkamıyordum, ülkelere gidemiyordum. Kardeşim ise 6’ıncı sınıfa kadar okuyarak okulu bıraktı. Ben de dediğim gibi öğretmendim, yaşlı anne ve babam benim yanımda kalıyordu. Ben onlara bakıyordum. Kardeşim de dışarıya çıkıyordu. Beyrut’tta “El İntisar”i (Grup Serkeftin) kurdular. Ben şarkı ve müzik yaparak kasete kaydediyordum ve ona veriyordum. Verdiğim şarkıları Beyrut’ta söylüyordu, Bağdat’ta da kaydediyordu.

Hollandalı sanatçı Rem Brandt yoksulluk içinde öldü ancak ölümünden sonra tablolarından bir tanesi milyonlarca dolara satıldı. Kürt sanatçılar da bu konudaki şikayetlerini dile getiriyor. “Sanatçılarımıza sadece öldükten sonra değer veriliyor” diyorlar. Muhammed Aziz Şakir, Cegerxwin’in bir anısını bana aktardı.  Dediğine göre, Cegerxwin, “Keşke daha sonra mezarıma koyacakları çelenklere verecekleri paraları bana verseler de, şimdi güzel bir hayat yaşasaydım” demişti.