Kebap kokan şehir: Erbil, geleneksel lezzetiyle misafir ağırlıyor
Erbil(Rûdaw) – Kürdistan Bölgesi'nde kebap sadece bir yemek değil, aynı zamanda şehirlerin kimliğinin ve Kürt misafirperverlik kültürünün ayrılmaz bir parçası adeta. Erbil’in sokaklarında ve Süleymaniye’nin çarşılarında dumanı havaya karışan kebabın kokusu, artık bölge sınırlarını aşan bir ün kazanmış durumda.
Sosyal medyada yarım milyon takipçisi olan tanınmış içerik üreticisi Iraklı fenomen Riyaz Halef, “Sırf bu kebabı yemek için Bağdat’tan Erbil’e geldim. Beni buraya çeken ne iş, ne alışveriş. Sadece bu lezzeti tekrar tatmak istedim” dedi.
Riyaz Halef, Rûdaw’a yaptığı açıklamada kebabın Kürdistan’daki yerini “dostluk ve gelenekle iç içe geçmiş bir tat” olarak tanımladı ve “Kebap burada artık sadece bir yemek değil; kültür, gelenek ve şehir kimliği haline gelmiş” dedi.
Bir Lezzetin Peşinden Yola Düşenler
Halef’in uğradığı yer, Erbil’in en eski kebapçılarından biri: Hacı Yasin Kebapçısı. Hacı Yasin Kebapçısı bir lokanta olmaktan öte adeta bir mirasın taşıyıcısı. Mekânın bugünkü işletmecisi Siwan Yasin, kebaplarının sırrını Rûdaw’a şöyle anlattı:
“Bizim kebaplar özel çünkü eti kendimiz seçiyor ve hazırlıyoruz. Başkaları gibi kasaptan evlere servis ettirip pişirmiyoruz.”
Yasin, mekânlarının artık uluslararası bir üne kavuştuğunu belirterek, “Müşterilerimizin %95’i yabancı. Konsolosluk çalışanlarından Avrupalı şirketlerin personeline kadar pek çok kişi geliyor. Her gün yaklaşık 100 şiş kebap yurt dışına gönderiyoruz” dedi.
Kebap: Şehirlerin lezzetli imzası
Erbil’de kebabın tarihi 1918 yılına, Hacı Derweş-i Sineî’nin bu yemeği ilk defa Erbil’de sunmasına kadar uzanıyor. O zamandan beri kuyruk yağı ve özenle seçilmiş etin kokusu şehri sarmış.
Süleymaniye’de de kebap yalnızca bir yemek değil, pazar kültürünün ve kent hayatının ayrılmaz bir parçası.
50 yıla yakındır oğullarıyla birlikte kebapçılık yapan Hiwa Medhed şöyle diyor:
“10 kebap yesen bile doymazsın. Ama başka şehirlerin kebabını yediğinde, üzerine 2 tane 7up(gazoz) içmen gerekir.”
Hiwa, geçmişten bir anıyı da paylaşıyor:
“Şeyh Letîf Hafid zamanında, babamın kebabını her gün yerdi. Çünkü akrabaydık. Ben götürürdüm ona. Babam, kemikli eti kendi elleriyle keser, 1950’lerin tahtasında doğrayarak kebap hazırlardı.”
Misafirperverliğin ve saygının simgesi
Kürt kültüründe kebap sadece bir lezzet değil, aynı zamanda misafire verilen değerin göstergesi. Tarih boyunca Kürt halkı için et sunumu, özellikle kebap, misafirlerine bir saygının ifadesi.
Erbil’de çekilen bir videoda sosyal medya fenomeni Halef, kebap ustası Kak İbrahim’e dönerek esprili bir şekilde şunları söylüyor:
“Şu kebaba bak! Bu şiş sadece 5 bin dinar. Kameranın önünde ölsen bile, bu kebabı yemelisin!”
Kebapçı Siwan Yasin, Rûdaw’a yaptığı açıklamada eski bir geleneği hatırlatarak şunları söyledi:
“Eskiden biri Erbil’e geldiğinde, dönüşte elbiselerinden kebap kokusu yayılırdı. Herkes bilirdi ki bu kişi Erbil'de kebap yemiştir.”
Tahran’dan gelen şahitlik: "Hiçbir yerde böyle tat yok"
Tahranlı iş insanı Hüseyin Neccar da kebabın sadece lezzetiyle değil, hijyenik hazırlanışıyla da övgüye değer olduğunu belirterek Rûdaw’a şunları söyledi:
“Ailemle birlikte birçok ülkeyi gezdik. Ama buradaki yemekler kadar temiz ve özenli hazırlanmışını çok az yerde gördük.”