Amed Film Festivali'ne kadınlar damga vurdu

Diyarbakır (Rûdaw) – 3. Amed Film Festivali, kadın yönetmenlerin yoğun katılımıyla devam ediyor. Bu yılki festivalde kadın yönetmenler, 40 filmle festivale damgasını vurdu.

Diasporadan, Rojhılat ve yabancı ülkelerden kadın yönetmenler, farklı konularla festivalde yerlerini aldı.

Kadın yönetmenler, bu yüksek katılım oranını oldukça olumlu ve sevindirici buluyor. Onlara göre, doğru ve gerekli olan, kadınların hikayesinin ve insanlığın, kadınların gözünden sunulmasıdır.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Zeynep Yaş, festivalin amacına ilişkin şunları söyledi:

"Amed Film Festivali olarak, özellikle burada kadınların sesinin yükselmesini ve tüm dünyaya ulaşmasını istedik."

84 film gösteriliyor

Festivalde kısa film, uzun metraj ve belgesel olmak üzere toplam 84 film gösteriliyor. Farklı şehir ve ülkelerden gelen 40 filmin yönetmeni ise Kürt ve yabancı kadınlardan oluşuyor.

Rojhılatlı sinemacı Baran Ehmedi:

"Ben Rojhılat'tanım, 'Kewyar' kısa filminin temsilcisiyim. Bu işlerin bir kısmının kadınlar üzerine olmasından çok mutluyum. Önemli olan, kadınların kendi hikayelerini kendilerinin anlatmasıdır. Bu, başkalarının anlatmasından farklıdır."

Rojhılatlı yönetmen ve sinemacı Meryem Samedi de duygularını şöyle dile getirdi:

"Bu seviyeye gelmiş olmamız ve kadınlarımızın gelip filmlerini göstermesi çok güzel bir duygu. Burada bir araya geldik, tartışıyoruz, eleştiriyoruz, keyif alıyoruz."

“Kadın yönetmenler daha fazla olmalı”

Yönetmen Zelal Sadak, "Kadınların bakış açısı çok farklı, daha fazla kadın olmasını istiyoruz" derken, yönetmen Nalin Acar ise şunları söyledi:

"Kadın konusu başlı başına her şeyle bağlantılıdır. Birbiriyle bağlantılı olduğu için kadınların bakış açısıyla daha da net görüneceğine inanıyorum. Bu yüzden kadın yönetmenler daha fazla olmalı ve hikayeler kadınların ağzından sunulmalı."

Kadın yönetmenlerin filmlerinin içerikleri farklılık gösteriyor ve festivalde sinemacı kadınların yoğun katılımından memnuniyet duyuyorlar.

Bu durumu, özellikle Kürtlerin ve insanlığın hikayelerinin aktarılması açısından önemli ve gerekli bir gelişme olarak nitelendiriyorlar.

 Fatoş Stêrk ise şunları dile getirdi:

"Filmim 'Kürdistan'da Sis ve Gece' (Li Kurdistanê Mij û Şev e). Bir belgesel ve Şengal'den kaçıp gelen ve oradan da Avrupa'ya giden 7 Ezidi kızı konu alıyor. Bu filmde hepimiz kadın sinemacılar olarak çalıştık, bu da benim için bir mutluluk kaynağı. Hem dünyada hem de Kürt sinemasında kadınların daha fazla olmasını ve sinemanın her alanında yer almalarını istiyoruz."

Sinemacı Şilêr Mirdoxi de duygularını şu sözlerle aktardı:

"Kadınların hikayesi yine kadınların ağzından ve diliyle aktarılmalı ki kadınların acısı gerçek anlamda görülsün. Kürt kadını, işlerin arkasında olan kadın değildir, sadece çocuk büyüten kadın değildir.

Elbette bu işleri de yapıyor ama bunun yanında Kürt kadını günlük işlerin içinde, siyasetin içindedir.

Kürt kadınının toplum üzerinde bir rengi var; sanatçıdır, ressamdır, yani Kürt kadınlarının tüm rolleri vardır."

7 Aralık’ta başlayan Amed Film Festivali, bugün düzenlenecek özel bir ödül töreniyle sona erecek.