Yaşar Kemal'in vefatının üzerinden dört yıl geçti

28-02-2019
Rûdaw
Etiketler Yaşar Kemal vefat yıl dönümü İnce Memed Van Adana Nobel Edebiyat Ödülü Adayı
A+ A-

Erbil (Rûdaw) - Edebiyat ustası ve insan hakları aktivisti Yaşar Kemal'in vefatının üzerinde dört yıl geçti.

 

28 Şubat 2015'te vefat eden ünlü edebiyatçı ve insan hakları aktivisti Yaşar Kemal'in vefatının üzerinde dört yıl geçti.

 

Dünyanın önde gelen Kürt yazar ve insan hakları aktivisti Yaşar Kemal hayatı boyunca 38 ödül aldı ve Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterildi.

 

Türkçe yazdığı eserleri dünya dillerine tercüme edilen edebiyat ustası, aynı zamanda insan hakları için mücadele eden bir aktivist olarak tanınıyor.

 

1995 yılında Alman dergisi Der Spiegel’de yayınlanan makalesinde, Türk ordusunu Kürt köylerini yıkmakla suçladığı gerekçesiyle "terörle mücadele" yasaları kapsamında yargılandı ancak ceza almadı.

 

Kürt ulusu ve azınlıklara karşı yapılan ırkçılığı eleştiren Kemal, İstanbul 2 Bolu Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 20 ay hapis cezasına çarptırıldı.

 

Çocukluk dönemi

 

Yaşar Kemal, Van'dan Adana'ya göç eden bir ailenin çocuğu olarak 6 Ekim 1923 veya 1924'te Adana'da doğdu. Doğum tarihi net olmayan Yaşar Kemal, nüfus cüzdanını ilkokulu bitirdikten sonra aldığını söyledi.

 

Yaşar Kemal'in kendi anlatımına göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyüdü. Kemal, evde Kürtçe, köyde ise Türkçe konuşurdu.

 

Yaşar Kemal hayat hikayesini şu ifadelerle anlatıyor:

 

“Babam, anam Doğu Anadolu'dan, 1915'te Rus ordusu Van'ı işgal edince, oradan bir buçuk yılda Çukurova'ya gelerek bu köye yerleşmişler. Köyde bizimkilerden başka Kürtçe konuşan hiç kimse yoktu. Ben kendimi bildiğimde Kürtçe sadece bizim evin içinde konuşuluyordu. Ben doğduğumda babam çok yaşlı, belki elli yaşın üstündeydi, anam da çok gençti. On yedi yaşında. Evde babamın bir kardeşi, onun karısı, bir de akrabaları bir genç kız vardı. Amcamın karısının bir elini Van'da bir top gülle parçası almış götürmüştü. Aile bir bey ailesiydi. Ailenin mensup olduğu Luvan aşiretinin son beyi Gulihan Bey babamın amcasıydı.”

 

Üç buçuk yaşındayken kurban kesimi sırasında, halasının kocasının elindeki bıçak kayarak Yaşar Kemal'in gözüne saplandı. Böylece sağ gözü kör oldu. Dört buçuk yaşındayken babası camide namaz kılarken, ölümden kurtarıp büyüttüğü akrabası tarafından öldürüldü.

 

Babasının ölümüyle kekeme olan Yaşar Kemal'in bu sorunu 12 yaşına kadar sürdü.

 

Kemal babasına öldürülmesine  ilişkin olarak, “Ben babam camide namaz kılarken yanındaydım, hançerlendiği akşamdan sonra sabaha kadar yüreğim yanıyor diye ağladım. Ardından da kekeme oldum ve on iki yaşıma kadar zor konuştum. Yalnız türkü söylerken kekemeliğim geçiyordu. Hiç kekelemiyordum. Kitap okurken de, okur yazar olduktan sonra, hiç kekelemedim. On iki yaşımdan sonra kekemeliğim geçti” demişti.

 

Babasının ölümünden sonra annesi amcası olan Tahir Efendi ile evlendi. Varlıklı bir aileyken artık köyün en fakiri olmuşlardı.

 

Sekiz yaşındayken köye gelen çerçinin kadınlar eşya sattığını ve borçlarını bir deftere yazdığını gördü. Böylece ilk kez yazının ne olduğunu gördü.

 

Dokuz yaşında başka bir köydeki okula kayıt olarak üç ayda okuma ve yazmayı öğrendi. Devamsızlığı nedeniyle yatılı okuma hakkını kaybetti. Son sınıftayken okuldan ayrılarak Pamuk Üretme Çifliği'nde çalıştı. Daha sonra bir kütüphanede memurluk yapan Kemal, ardından tarlalarda ırgatbaşlığı, öğretmen vekilliği, pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük gibi işlerde çalıştı.

 

Sanat ve edebiyata ilgisi

 

Yaşar Kemal'in verdiği bilgilere göre, ilkokula başlamadan önce şiirle sanat hayatına başladı. Saz çalma merakı vardı ancak annesi aşık olup köy köy dolaşacağından korktuğu için buna izin vermiyordu. Çünkü annesinin tek çocuğuydu ve gözünün önünden ayrılmasını istemiyordu.

 

Kemal bir röportajda, “Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde, bayramlarda beni hep Aşık Mecitle atıştırırlardı. Aşık Mecitle, Kadirli'de bir kahvede bir gece sabaha kadar atıştığımı şimdi iyice anımsıyorum” demişti.

 

Annesi ilk zamanlar şiir okumasına karşı çıkarken daha sonraları babasının koruyucusu olan Zalanınoğlu'nun öldürüldüğünü duyan Yaşar Kemal, sabahlara kadar ağıt yaktı. Yaktığı ağıtı annesi dinlemiş ve onun bu ağıtını beğenmiştir. Kemal'in ifadesiyle artık annesini de yenmiştir ve bir halk aşığı olma yolunda hiçbir engel kalmamıştır.

 

Ortaokulu bitirdikten sonra folklor derlemeye başladı. 1940-1941 yılları arasında Çukurova ve Toroslar bölgelerinden derlediği ağıtları içeren ilk kitabı, Adana Halkevi tarafından 1943’te “Ağıtlar” ismiyle yayınlandı.

 

Kayseri’de askerliğini yaparken ilk hikâyesi olan “Pis Hikâye”yi (1946) yirmi üç yaşındayken yazdı. 1948’de “Bebek” hikayesinin ardından “Dükkancı”yı yazdı. 1940’larda Adana’da çıkan Çığ dergisi çevresinde Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimlerle tanıştı.

 

Özellikle, ressam Abidin Dino’nun ağabeyi Arif Dino’yla kurduğu yakınlık onun düşün ve yazın dünyasının gelişimini önemli bir ölçüde etkilemiştir.

 

Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı ve 1951-1963 yılları arasında gazetede fıkra ve röportaj yazarı olarak çalıştı.

 

Bu dönemde Mezopotamya ve Anadolu insanının iktisadi ve toplumsal sorunlarını dile getirdiği dizi röportajları ile tanınmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak’ta da yer alan “Bebek” öyküsü burada tefrika edildi.

 

1947’de İnce Memed’i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi. Roman, ağalara karşı Çukurova’nın yoksul halkına arka çıkan İnce Memed’in halkı için savaşmasını konu almaktadır. Dört ciltten oluşan seri, otuz dokuz yılda tamamlandı.

 

Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu’nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesiydi. Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk Kürt yazar özelliğini taşıyor.

 

1952–2001 yılları arasında Thilda Serrero ile evli kalmış, 2002 yılında Ayşe Semiha Baban ile 2. evliliğini yapmıştır. 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle yoğun bakımda olduğu hastanede vefat etmiştir. Cenazesi 2 Mart 2015 tarihinde düzenlenen törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilmiştir.

 

İnce Memed 1, Ağrıdağı Efsanesi, İnce Memed II, Kuşlar da Gitti, İnce Memed III eserleri yazarın en çok satan ilk beş kitabıdır. D&R’ın yüz kırk altı mağazası ve internet satışları baz alınarak belirlenen verilere göre yazarın ölümünden sonraki hafta kitap satışları yüzde 417 arttı. İnce Memed, Hürriyet Pazar tarafından oluşturulan yüz kişilik jüri tarafından belirlenen “Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı” listesinde birinci seçildi.

 

Yaşar Kemal’in aldığı ödüller listesi

 

1955 Gazeteciler Cemiyeti Başarı Armağanı (“Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün” adlı röportaj dizisi ile)

 

1956 Varlık Roman Armağanı (İnce Memed ile)

 

1966 İlhan İskender Armağanı (Teneke’den aynı adla uyarlanan oyunu ile)

 

1966 Uluslararası Nancy Tiyatro Festivali Birincilik Ödülü (“Yer Demir Gök Bakır” romanından Nihat Asyalı’nın sahneye uyarladığı, Yılmaz Onay’ın sahneye koyduğu “Uzun Dere” oyunu ile.

Türkiye ödülü, Brezilya ile paylaştı.)

 

1974 Madaralı Roman Armağanı (Demirciler Çarşısı Cinayeti ile)

 

1977 Fransa Eleştirmenler Sendikası En İyi Yabancı Roman Ödülü (Yer Demir Gök Bakır ile)

 

1978 Fransa’da En İyi Yabancı Kitap Ödülü (Ölmez Otu ile)

 

1979 Fransa “Büyük Jüri” En İyi Kitap Ödülü (Binboğalar Efsanesi ile)

 

1982 Uluslararası Cino Del Duca Ödülü

 

1984 Fransız Legion d’Honneur Ödülü Commandeur payesi

 

1984 TÜYAP Kitap Fuarı Halk Ödülü

 

1985 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü

 

1986 Orhan Kemal Roman Ödülü (Kale Kapısı ile)

 

1988 TÜYAP Kitap Fuarı Halk Ödülü

 

1988 Fransa Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres Nişanı

 

1991 Fransa Strasbourg Üniversitesi Onur Doktorası

 

1992 11. TÜYAP Kitap Fuarı Onur Yazarı

 

1992 Antalya Akdeniz Üniversitesi Onur Doktorası

 

1993 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü

 

1994 Mülkiyeliler Birliği Rüştü Koray Armağanı

 

1995 Morgenavissen Jylaand-Pösten Ödülü (Danimarka)

 

1996 Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü

 

1996 Kanın Sesi ile Akdeniz Yabancı Kitap Ödülü (Perpignan, Fransa)

 

1996 VIII Katalunya Uluslararası Ödülü (Barcelona, İspanya)

 

1996 Lillian Hellman/Dashiell Hammett Baskıya Karşı Cesaret Ödülü, İnsan Hakları İhlallerini İzleme Örgütü, (New York)

 

1997 Toplu eserleri için Premio Internazionale Nonino Ödülü, İtalya

 

1997 Kenne Vakfı Düşünce ve Söz Özgürlüğü Ödülü (Uppsala, İsveç)

 

1997 Norveç Yazarlar Birliği ödülü, Wole Soyinka ile ortak

 

1997 Frankfurt Kitap Fuarı Alman Yayıncılar Birliği Ödülü

 

1998 Frei Üniversitesi Berlin Fahri Doktora

 

1998 Bordeaux Yayıncılar Birliği Yabancı Edebiyat Ödülü

 

2002 Bilkent Üniversitesi Fahri Doktora

 

2003 Z. Homerus Şiir Ödülü

 

2003 Savanos Ödülü (Selanik)

 

2003 Türkiye Yayıncılar Birliği Yayıncılık Emek Ödülü.

 

2008 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödülü

 

2009 Çukurova Üniversitesi, Fahri Doktora

 

2011 Légion d’honneur

 

2013 Krikor Naregatsi Nişanı

 

2014 Beyaz Martı Edebiyat Ödülü

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli