KDP'li Dilşad Şehab: İHA saldırılarının hedefinde KDP değil, Kürdistan Bölgesi vardı

Kürdistan Demokrat Partisi Merkez Komite Üyesi Dilşad Şehab, Irak Parlamento seçim kampanyasını ve siyasi taraflar arasındaki rekabeti değerlendirdi.

Seçim sürecinin genel olarak iyi gittiğini ve toplumda siyasi rekabetin sindirilmesi açısından bir ilerleme kaydedildiğini belirten Şehab, KDP'nin kampanyasının da çok başarılı ilerlediğini ve Başkan Barzani'nin talimatları doğrultusunda çatışma dilinden uzak durduklarını vurguladı.

Şehab, KYB'nin KDP'ye yönelik "sert bir dil" kullandığını belirterek, hükümet kurma sürecine ilişkin de değindi. Hizmet ve adaletsizlik konularında eleştiri yapan KYB'ye, hükümet kurma görüşmeleri sırasında Belediye, Maliye ve Asayiş Kurumunu teklif ettiklerini ancak KYB'nin "yüzüne bakmadığını" ve hükümetin kurulmasını engellediğini söyledi.

Neçirvan Barzani’nin "bir milyon oy" hedefinin sadece KDP'nin değil, Arap tarafların kampanyasını da ateşlediğini belirten Şehab, bu hedefe ulaşacaklarına dair umutlu olduklarını ifade etti. Erbil Havalimanı'na yapılan saldırıları "KDP'ye yapılmış" gibi görmenin yanlış olduğunu, hedefin Kürdistan Bölgesi olduğunu belirten Şehab, KDP'nin ise Süleymaniye Havalimanı'nın açılması için tüm gücüyle çalıştığını, çünkü bunu Süleymaniye halkının meselesi olarak gördüklerini kaydetti.

Seçim sonrası KYB ile yakınlaşıp yakınlaşmayacakları sorusuna da yanıt veren Şehab, bu sert söylemlerin kalıcı bir etki bırakmayacağını düşündüğünü belirtti. "KDP küçük taşlarla sallanmaz büyük bir okyanustur" diyen Şehab, seçimden sonra Kürdistan Bölgesi'nin hükümetsiz kalmayacağını kesin bir dille ifade etti.

Kürdistan Demokrat Partisi Merkez Komite Üyesi Dilşad Şehab 12:00 bültenine katılarak Senger Abdulrahman’ın sorularını yanıtladı:

Rûdaw: Seçim kampanyası şimdiye kadar nasıl gidiyor?

Dilşad Şehab: Genel olarak bence çok iyi gidiyor. Çünkü hem toplum düzeyinde hem de siyasi tarafların ve medya organlarının yaklaşımında bir ilerleme hissediliyor. Bu, toplumun çağdaş bir siyasi rekabeti sindirmesi için farklı bir adım. Kampanyanın genel görünümlerinden biri bu. KDP’nin kampanyası da çok iyi gidiyor.

Rûdaw: Bugün Duhok'ta mı olacaksınız?

Dilşad Şehab: Bugün Duhok'ta olacağız ve çok büyük bir karnaval (Miting) düzenlenecek. Kampanyamızın farklılığını veya güzel yönlerini oluşturan iki-üç şey var. Birincisi, KDP’yi şimdiye kadar Sayın Başkan Barzani'nin talimatlarına bağlı kaldı. Biz çatışmayı dilinden uzak duruyoruz. Bazen bazı şeyleri halka açıkladık ama o çatışmalara girmedik. KDP'yi o çatışmalara çekmek için çaba sarf ediliyor ancak bu meselenin arkasındaki amacı biliyoruz.

İkincisi, KDP'ye karşı iyi bir açılım var. Başta "Irak Temsilciler Konseyi seçim kampanyası coşku yaratmayacak, halkın heyecanı yok" denildi. Tam tersine, halkın çok iyi bir heyecanı olduğunu hissediyoruz. Gerçeği söylemek gerekirse, Sayın Neçirvan Barzani’nin "bir milyon" meydan okuması, sadece KDP'nin değil, Arap tarafların kampanyasını da alevlendirdi. Elimizdeki bilgilere göre Arap taraflar da bu meydan okumanın sadece KDP'yi değil, tüm Irak'ı kapsadığını söylüyor. İnşallah KDP bunu başarır, çünkü mevcut tepkiye dair umudumuz çok fazla. Siz de KDP'ye yönelik açılımın bu sefer farklı hissedildiğini yazmıştınız.

Rûdaw: Süleymaniye'yi kast etmiştim.

Dilşad Şehab: Bu sizin görüşünüzdü ama bizim değerlendirmemiz de öyle. Sahadaki gerçeklik de bunu söylüyor. Bu kibir değil, bu bir özgüven. Ayrıca bu, Kürdistan Bölgesi'nin çıkarınadır. Tekrarlanan sloganlarımızdan biri şudur: KDP ne zaman güçlü olursa, Kürdistan Bölgesi'ni savunmak da o kadar güçlü olur. Birlikte yaşam, barış ve istikrar da güçlenir. Çünkü Parti hiçbir zaman gücünü Kürtleri dağıtmak için kullanmadı, her zaman herkese kardeşlik elini uzattı.

Rûdaw: Bu temelde kampanyanın coşkulu olduğu ve bir milyon meydan okumasını da açıkladığınıza göre, sizce kaç sandalye alacaksınız?

Dilşad Şehab: Biliyorsunuz Senger bey, bazı faktörler etkili olacak. Bu seçim orantılı olmadığı için sandalye sayısı sınırlı. Ne yazık ki seçim yasasında bize yapılan bir haksızlık var; ne kadar oy alırsak alalım, örneğin Erbil'de 15 sandalye olacak, örnek olarak söylüyorum bu sadece Kürdistan Bölgesi'nin sandalyeleri. Ama bu mevcudiyet önemlidir. Parlamentoda oylama ve demokratik süreç sandalye sayısına göre işliyor ancak bir partinin Irak düzeyinde bir milyon oyla parlamentoda olması çok önemli. Biz bu hedefi koyduk. Çünkü sayıya bakarsak, Kürtler her halükarda azınlıktır. Bu yüzden KDP, 'denge, ortaklık ve uzlaşma olmalı' diyor. Azınlık-çoğunluk ölçüsüyle muamele edilmemeli. Bu konum, KDP'ye ve Kürdistan'a başka bir güç verir. Eminim iyi bir sonuç alacağız.

Rûdaw: Bu seçim Irak Parlamentosu için yapılıyor ama KDP ile KYB arasında çok sert bir rekabet var, özellikle Bafil Talabani Erbil'de KDP’ye karşı sert bir dil kullanıyor?

Dilşad Şehab: Biliyorsunuz, söylemde bir boşluk olduğunda... Biz kimseye saldırmadık. Hiç, asla. Kendimizden, KDP'nin vizyonundan, tarihinden, bugününden ve iktidar programından bahsettik; KDP'nin yönetime nasıl baktığını anlattık. "Proje ve hizmetin Bağdat'la ne ilgisi var?" diye sorulabilir. Evet, ilgisi var. Siz Bağdat'ta güçlü olduğunuzda ve Kürdistan Bölgesi'nin haklarını koruyabildiğinizde, Kürdistan Bölgesi yönetimi için büyük bir destek olursunuz. Örneğin, Bağdat'la sorunlarımızdan biri Kürdistan Bölgesi'nin mali haklarıdır; sadece maaş değil. Kürdistan Bölgesi'nin tek hakkı maaş değil. Demek ki siz Bağdat'ta güçlü olursanız, bunu sağlayabilirsiniz. Bunu sağladığınızda, iktidar da yönetim ve hizmet konusunda uzmanlığı olan insanların elinde olur. Biz hayali bir şeyden bahsetmedik, kendi hizmetlerimizden bahsettik.

Rûdaw: Onların söylemi neden bu kadar sert oldu?

Dilşad Şehab: Size gerçeği söyleyeyim; halkın dikkatini çekmek için bir şey üretiyorlar ve KDP'ye saldırmaktan daha kolay bir yol bulamıyorlar. Oysa bence halk da bu konulardan yoruldu. Sizinle açıkça konuşursam; örneğin hizmet, adaletsizlik gibi konular... Hükümetin yeni kabinesinin oluşturulması görüşmeleri sırasında tüm bu konular konuşuldu. Projelerden bahsedildiğinde, "Burada cadde yapılıyor, burada su projesi var, bu şehre önem veriliyor" dendiğinde biz çözüm sunduk. Dedik ki: "Peki, siz hizmet etmeyi çok istiyorsunuz, yol yapmak, şehirlere önem vermek, parklar, su projeleri yapmak istiyorsunuz; buyurun Belediye Bakanlığı'nı alın." Şu anda Kürdistan Bölgesi hükümetinin açıkladığı, temeli atılan ve halkın gördüğü somut projelerin %80'i Belediye Bakanlığı bünyesinde yapılıyor. Kardeşim, sen bana bunu söyleyip eleştireceğine ve iş yapılmasına izin vermeyeceğine, gel kendin yap. Kürdistan Bölgesi için yap, Kürdistan halkı faydalansın.

"Gelir dağılımında adaletsizlik var" diyorlar. Diyoruz ki: "Kardeşim, baş üstüne. Sizce öyleyse (bize göre öyle değil ama) şüpheniz kalmasın diye buyurun Maliye Bakanlığı sizin olsun." Maliye Bakanlığı öyle. Dahası Güvenlik işi, güvenlik organlarının işleyişi diyorlar biz de diyoruz ki Kardeşim, buyurun Asayiş Kurumunu size verelim.

Rûdaw: Bunları reddettiler mi?

Dilşad Şehab: Yüzüne bakmadılar. Ayrıntılı bir şey söylersem, bence KYB'li kardeşler bu değerlendirmede hiç dikkatli değillerdi. Biz, "KYB, Irak Parlamento seçimi yapılana kadar hükümet kurma çalışmaları için adım atmayacaklar" söylemlerini çok duyduk.

Rûdaw: Bir toplantı yapacaktınız, onlar gelmediler mi?

Dilşad Şehab: Hayır, gelmediler. Başka bir gerçek daha var: KDP iktidardayken, işbirliği, istikrar ve birlik elini bütün taraflara uzatır. KDP geçen seçimde büyük bir zafer kazandı. Sonra bu seçim için KYB'ye gittik. Dedik ki: "Kürdistan Bölgesi düzeyinde ve özellikle Bölge idaresi dışındaki Kürdistani bölgeleri düzeyinde ne diyorsunuz? Gelin, bu sefer biz öncü olalım. KDP ve KYB olarak bir anlaşmaya varalım, sonra bunu tüm siyasi taraflara sunalım. En azından Kürdistani bölgeler için bir Kürdistan birliğimiz olsun. Her iki teklifimizi de sunduk. Tüm Kürdistan üzerinden mi, yoksa sadece Bölge idaresi dışındaki Kürdistan bölgeleri için mi istiyorsunuz?" dediler.

Rûdaw: Tek liste önerisinde bulundunuz mu?

Dilşad Şehab: Evet, tek liste istedik. Çünkü bir amacımız var Senger bey, o amaçtan da vazgeçmedik. Şimdi bu seçim süreci tamamlanıyor ama yine "Seni engelliyorum, iş yapmana, hükümet kurmana izin vermiyorum" konusuna dönüyoruz. Bu, Kürdistan Bölgesi'ne yapılan bir günahtır, Kürdistan halkına günahtır. Sen hükümet projesini durdurdun. KDP'yi hizmet etmekten mi durduruyorsun? Eğer durdurma gücün varsa, git Bölge'nin maaşını kesenleri, Bölge için sorun yaratanları durdur. Erbil'e drone ile yapılan saldırının "KDP'ye yapılmış" gibi görülmesi mantıklı mı? Kardeşim şunu görmelisin, saldırıların hedefinde KDP değil, Kürdistan Bölgesi vardı.

Rûdaw: KYB Başkanı'nın sözünden mi bahsediyorsunuz?

Dilşad Şehab: Onlardan biri. Yani, Erbil Havalimanı'na saldırıldığında, bu KDP'ye yönelik bir saldırı mıydı? Neden böyle... Amacın ne olduğunu bilmiyor musunuz? "Ben bundan mutluyum" mu demek istiyorsun? "KDP zayıf" mı demek istiyorsun? Kardeşim, bu Kürdistan Bölgesi'nin toprağına ve kutsallarına yapılmış bir saldırıydı. Bu hepimizin derdi olmalı. KYB gibi büyük bir partinin derdi olmalı. Bu, rekabetimizin bir parçası olmamalı.

Tekrarlıyorum; bu sert söylem yerine Kürdistan Bölgesi içinde huzurlu, özgür, refah ve gelişen bir Bölge olmalı. Basra'dan parlamenter heyeti Kürdistan Bölgesi'ne geldi, bizzat toplantıdaydım. Diyorlar ki: "Kürdistan Bölgesi çalışanlarının maaşı olmadığı için endişeliyiz. Ama biliyorlar mı sizin tek sorununuz maaş mı? Gelin bizim hayatımıza, ne durumda yaşadığımıza bakın. Bizim içme suyu sorunumuz var" diyorlar. Peki, biz neden Kürdistan Bölgesi idaresiyle, KDP ve KYB ile övünmeyelim? KYB de yönetimin ortağıydı. Neden sanki Kürdistan Bölgesi yönetiminin hiçbir kazanımı yokmuş gibi gösteriyor? Bunun yerine, bunu KDP ve KYB'nin temel ortaklık yönetiminin bir kazanımı olarak görmeli.

Rûdaw: Erbil Havalimanı'ndan bahsettiniz, Başkan Neçirvan Barzani Süleymaniye'de tüm, Süleymaniye’nin hava sahasının Kürdistan’ın hava sahası olduğun, bizim için KDP olarak her hangi bir farkın olmadığını söyledi. Sizce KYB böyle düşünmüyor mu?

Dilşad Şehab: Senger bey, KYB'nin bu konuda nasıl düşündüğünü bilmiyorum. Ama şu iki tanıma bakın: Biri gelip size "kendinizi koruyun, size drone saldırısı yapılıyor, Erbil Havalimanı'na drone saldırısı yapılıyor" diyor. KDP ise tüm gücünü resmi makamlar yoluyla Süleymaniye Havalimanı'nın açılması için kullanıyor. Çünkü Süleymaniye Havalimanı KYB'nin değil; Süleymaniye halkının, öğrencilerin, turistlerin, hastaların, tüccarların ve o yolu kullanan tüm vatandaşların olarak görüyor.

Süleymaniye Havalimanı'nın kapanmasından KDP mutlu olmadı, bunu KYB'ye inen bir darbe olarak görmedik. Aksine, çok endişeliyiz. Çünkü Süleymaniye halkı bizim halkımızdır; vatanındır, KDP'nin veya KYB'nin değil. Biliyorsunuz, biz kurumları yönetiyoruz. KDP, Bölge Başkanlığı'nı ve Kürdistan Bölgesi hükümetini parti mücadelesi için değil, hizmet için kullandı. Şimdi tüm dünya Kürdistan Bölgesi'nin başarısına tanıklık ediyor. İşte Kürdistan Bölgesi'nin farkı bu. Hükümet kurumu ve KDP, milletin oyuyla yönetiliyor.

Ama size bir şey söyleyeyim; KDP büyük bir okyanustur, küçük taşlarla sallanmaz. Bunlar gelir gider, bu sözler söylenir ama sonunda ne KDP'nin istikrarı bozulur ne de programı değişir. Net bir vizyonumuz var. Umarım bu kalan altı-yedi günde de kendimizi tutarız, ki tutacağız ve bağlı kalacağız. Bizden kaynaklı hiçbir endişe yaratılmasına izin vermeyiz.

Rûdaw: Seçimden sonra ne olacak, bu sert söylemlerin etkisi, seçimden sonra ne olur? KDP ve KYB yakınlaşır mı yoksa uzaklaşır mı?

Dilşad Şehab: Bence o kadar etki bırakmaz. Biliyorsunuz, halk birçok şeyi öngördü. Örneğin, Kürdistan Parlamentosu seçiminden önce "Hejmari min" projesi üzerine yüzlerce şey söylendi, feryat edildi. " Hejmari min" bu ülkenin net bir mali süreciydi. Halka karşı çok büyük bir şey yapılıyormuş gibi anlattılar. Sonra seçim bitti, iki-üç oturum yapıldı ve "Kardeşim, vallahi biz şimdi bu projenin ne olduğunu anladık" dediler. Bu da öyle bir şey olacak.

Bunlar, bu ortamı" (seçim ortamını) ısıtmak için hesaplanıyor. Ama bu ortam böyle ısınmaz. Halk KDP'ye döndüğünde, KDP'nin gelecek vizyonuna bakar. Biliyorsunuz, biz ne bağırıyoruz, ne geriliyoruz, ne de kimseyi eleştiriyoruz. Bizim işimiz kendimizle. KDP'nin yönelimi hep kendi kampanyası ve düzenlemeleri üzerine olmuştur. Seçimde kendi kazanımlarını ortaya koymak, halka "Ben yapabilirim, bunları yaptım, bana güvenirlerse daha fazlasını da yapabilirim" demek istiyor. Bu da doğal bir taleptir.

Rûdaw: KYB'nin halka söyleyecek bir şeyi yok mu?

Dilşad Şehab: Eğer KYB'den bir misafiriniz olursa ona sorun: Kardeşim, "Şu proje kötü, bu iş durdurulsun, bu adaletsizlik" demek yerine, sizin kendinize ait bir projeniz var mı? Sizin de bir partiniz, tarihiniz, hazırlığınız, hükümete katılımınız var. Gel kardeşim, kendin hükümet işlerinin sahibi ol. Biliyorsunuz, bu durum, bir partinin hazırlığı üzerine soru işaretleri yaratıyor. Sen bunca zaman hükümette olup bugün kendini halka hiçbir şey yapmamış gibi gösterirsen, halk sana "Peki ben sana neden oy vereyim?" diye sorar. Bunlar birer hesap. Bir hafta sonra bu hesapların yanlış olduğu ortaya çıkacak. Hükümete gelmeyen ve hükümet kurulmasına izin vermeyenlerin hesabı... Bir hafta sonra halk bunun cevabını verecek.

Rûdaw: Bir cümlede bana cevap verebilir misiniz, 11 Kasım seçiminden sonra Kürdistan Bölgesi hükümeti kurulacak mı?

Dilşad Şehab: Kürdistan Bölgesi hükümetsiz olmaz.

Rûdaw: KYB ile mi?

Dilşad Şehab: Kürdistan Bölgesi hükümetsiz olmaz.