UNAMI Başkanı: Irak seçimleri bölgedeki en iyi seçimler arasındaydı, Kürdistan’ı seviyorum

Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu (UNAMI) Başkanı Muhammed Hasan, Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde yürütülen seçim süreçlerinin akıcı ve sorunsuz ilerlediğini belirterek, Irak’ın artık seçimler konusunda “örnek ve model bir ülke” konumuna geldiğini vurguladı.     

Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu (UNAMI) Başkanı Muhammed Hasan, Rûdaw’a verdiği özel röportajda; misyonun görev süresinin sona ermesi, Irak ve Kürdistan Bölgesi’ndeki seçimler, gaz sahasına yönelik saldırılar ve tutuklu siyasetçiler dâhil birçok kritik başlıkta önemli değerlendirmelerde bulundu.

 Hasan, Irak’ın artık bölgesel bir çatışma alanından uzaklaştığını ve seçim süreçlerinde bir "model" teşkil ettiğini vurguladı.

"BM Irak’tan tamamen çekilmiyor"   

UNAMI’nin görev süresinin bu yıl sonunda dolacak olmasını değerlendiren Hasan, bu kararın Birleşmiş Milletler tarafından değil, bizzat Irak halkı ve liderliği tarafından alındığını belirtti.

 Hasan, "Liderlik, artık sorumluluğu devralma zamanının geldiğine inandığını ifade etti. Ancak bu, BM’nin Irak’tan tamamen çekileceği anlamına gelmiyor. Hâlihazırda ülkede çalışan en az 27-28 uzmanlaşmış BM ajansı faaliyetlerine devam edecek" dedi.

Görev süresi boyunca en büyük başarılarından birinin Irak’ı bölgesel çatışmalardan uzak tutmak olduğunu belirten Hasan, "Irak’ı güvenli bir bölgede tutarak Suriye’deki çatışmaların yanı sıra İran, İsrail ve ABD arasındaki '12 Günlük Savaş' olarak bilinen gerilimin etkilerinden koruduk" ifadelerini kullandı.

Kürdistan’daki gaz saldırısı ve Bağdat’a yönelik şüpheler  

Kürdistan Bölgesi’nin elektriğinin büyük kısmını kesen gaz rafinerisi saldırısı ve faillerin "devlet maaşlı" gruplar olduğu iddialarına ilişkin soruları yanıtlayan BM Temsilcisi, diplomatik bir dille kanıtlara işaret etti.

Hasan, "Irak hükümeti bu saldırıdan sorumlu değildir. Başbakan Sudani, gerçeklerin kanıtlanacağını açıkladı ve İçişleri Bakanı’nı bölgeye gönderdi. Hükümet hakkında peşin hüküm vermekten kaçınılmalı" uyarısında bulundu. 

Saldırının faillerinin İran destekli gruplar olduğuna dair şüpheler üzerine ise Hasan, "Siyasette kararlarımızı 'belki'lere dayandıramayız. İnsanları suçlamadan önce gerçeklerin kanıtlanması gerekir" dedi.  

Hükümet kurma süreci: İyi yemek zaman alır          

Kürdistan Bölgesi’nde seçimlerin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hükümetin kurulamamasını olumsuz bir durum olarak görmediğini belirten Hasan, süreci şu sözlerle değerlendirdi:

"Bu durum, Kürdistan liderlerinin eksiksiz bir hükümet oluşturma konusundaki titizliğinin bir yansıması. Bir yemek hazırlarken, güzel ve usulüne uygun pişmesi zaman alır. Liderlerin Kürdistan’ı daha üst seviyeye taşıyacak, profesyonel bir yapı kurmak istediklerine inanıyorum."

Irak genelinde de yeni hükümetin yakında kurulacağından emin olduğunu belirten Hasan, KDP’nin seçimlerdeki başarısını ise "Sistemin Kürtlerin ve diğer grupların başarısına imkân tanıdığının göstergesi" olarak yorumladı.

"Muhalif liderler siyasi tutuklu değil" 

Röportajın en dikkat çekici bölümlerinden biri, Kürdistan Bölgesi’ndeki tutuklu muhalif liderler (Şasvar Abdulvahid ve Lahur Talabani kastedilerek) hakkındaki soruya verilen yanıttı.

Seçimlerin adilliği tartışılırken bu isimlerin hapiste olmasını değerlendiren Dr. Hasan, bu kişilerin "siyasi tutuklu" olduklarını düşünmediğini söyledi.

Hasan şu ifadeleri kullandı:

 "Bu davalar seçim süreciyle değil, ticari işlemlerle ilgili adli vakalardır. Şasvar’ı da Lahur’u da şahsen tanırım, cezaevinde ziyaret ettim. Genel olarak Irak’ın hukuk sistemine güveniyorum."   

Rûdaw: Dr. Muhammed Hasan, bu röportaj fırsatını verdiğiniz için teşekkür ederiz. UNAMI’nin (Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu) görev süresinin bu yıl sonunda sona ereceği bir dönemde, sizce UNAMI’nin Irak’taki en önemli başarısı ne oldu?  

Muhammed Hasan: Davetiniz için ben teşekkür ederim. UNAMI’nin çeşitli başarıları oldu; ancak bu başarılar, Irak halkının ve ülke genelindeki liderlerin özverisi ve çalışmaları olmadan mümkün olmazdı. Açık konuşmak gerekirse, en önemli başarılarımızdan biri hem Kürdistan Bölgesi’nde hem de Irak genelindeki parlamento seçimlerinde teknik destek sağlayabilmemizdir. Irak artık seçimler konusunda bir örnek ve model teşkil ediyor; süreç akıcı ve sorunsuz bir şekilde yürütüldü. Ayrıca, Hol ve Roj kamplarındaki Iraklıların geri dönüşü için Irak makamlarıyla ortak çalışabildik. Bir diğer önemli nokta da Irak’ı güvenli bir bölgede tutmayı başararak, Suriye’deki çatışmaların yanı sıra İran, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri arasında yaşanan ve “12 Günlük Savaş” olarak bilinen gerilimin etkilerinden uzak tutabilmemizdir.

Rûdaw: Güvenlik Konseyi’ndeki konuşmanızda Irak’ın hâlâ ciddi engellerle karşı karşıya olduğuna dikkat çektiniz. Ülkede bu kadar sorun varken, UNAMI’nin Irak’tan ayrılması için henüz erken değil mi? 

Muhammed Hasan: Buna kimin karar verdiğini biliyor musunuz? Birleşmiş Milletler değil. Bu karar, Irak halkı ve Irak liderliği tarafından alındı. Liderlik, artık sorumluluğu devralma zamanının geldiğine inandığını ve bu siyasi görevin sona ermesini istediğini ifade etti. Ancak bu, Birleşmiş Milletler’in Irak’tan tamamen çekileceği anlamına gelmiyor. Hâlihazırda Irak’ta çalışan en az 27–28 uzmanlaşmış BM ajansı bulunmaktadır. 

Rûdaw: Geçtiğimiz dönemde silahlı gruplar Kürdistan Bölgesi’ndeki büyük bir gaz rafinerisi ve gaz sahasına saldırı düzenledi. Bu saldırı sonucunda bölgenin elektriğinin yaklaşık yüzde 80’i kesildi ve Kürdistan neredeyse tamamen karanlığa gömüldü. Bu kadar büyük bir tehditle karşı karşıya kalan Irak’ın, UNAMI’nin ülkeden ayrılmasını neden tam da böyle bir dönemde istiyor? 

Muhammed Hasan: Zorluklar ve sorunlar her zaman olur; önemli olan liderlerin bunlarla nasıl başa çıktığıdır. İyi haber şu ki Kürdistan Bölgesi Hükümeti, özellikle altyapıda oluşan ağır hasara rağmen, elektriği birkaç gün içinde olağanüstü bir hızla yeniden sağlayabildi. Ayrıca Irak hükümeti bu saldırıdan sorumlu değildir bu çok kritik bir noktadır. Hükümet, saldırıyla ilgili açık ve şeffaf bir soruşturma yürütme, failleri bulma ve cezalandırma sözü verdi. 

Rûdaw: Dr. Hasan, Kürdistan’daki birçok insan Irak hükümetinin sorumluluk taşıdığını düşünüyor; çünkü saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen kişilerin çoğunun hükümetin maaş listesinde olduğu biliniyor. Faili henüz bilmiyoruz, ancak İran destekli silahlı grupların sorumlu olduğuna dair güçlü bir şüphe var. Bu, kamuoyunun büyük kısmının da düşündüğü değil mi?

Muhammed Hasan: Ben bir diplomatım; şüphelere değil, gerçeklere dayanırım. Irak’ın genel liderliği ile Kürdistan Bölgesi liderliğinin gerçeği ortaya çıkarmak istediğine inanıyorum. Başbakan Sudani’nin hükümeti, gerçeklerin kanıtlanacağını açıkladı. Bu kapsamda İçişleri Bakanı Abdülemir Şammari’yi bölgeye göndererek tesisleri yerinde incelemesini ve güvenilir bir rapor hazırlamasını istedi. Benim tavsiyem şu: Hükümet hakkında peşin hüküm vermekten kaçının.

Rûdaw: Irak halkının saldırının sorumlusunu bilmediğini mi düşünüyorsunuz? Iraklılar ve Kürtler arasında bir söz vardır: “Bir sorunu çözmek istemiyorsan, onun için bir komisyon kurarsın.” Neden bu olay sıradan bir suç vakası gibi ele alınmıyor?

Muhammed Hasan: Size şunu söyleyeyim; siyasette kararlarımızı “belki”lere, varsayımlara veya kesin olmayan kanıtlara dayandıramayız, bu felakete yol açar. Bu nedenle, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin de desteğiyle Irak hükümetinin izlediği prosedürün amacı gerçekleri ortaya çıkarmaktır. İnsanları işaret edip suçlayamaz ya da doğrudan onlara karşı adım atamazsınız; çünkü suçladığınız kişiler gerçek failler olmayabilir. Bu yüzden yalnızca Irak’ta değil, her ülkede hükümetlerin hareket etmesi için gerçeklerin kanıtlanması gerekir.

Rûdaw: Sizce Irak’ın ilerlemesinin önündeki en büyük engel nedir?

Muhammed Hasan: Iraklı liderler ve siyasi aktörlerle yaptığım görüşme ve toplantılarda her zaman açıklık ve netlik görüyorum, çünkü nihayetinde hepsi ülkelerini seviyor. Dünyada “sorunumuz yok” diyen bir ülke yoktur. Belki de Irak’ın sorunları bazı ülkelerinkinden daha azdır. Seçimler artık tamamlandı ve yakında yeni başbakanın ve yeni Irak hükümetinin ilan edileceğini düşünüyorum. Irak’ın karşılaştığı tüm zorlukların çözüleceğine inanıyorum. 2003’teki Irak ile bugünkü Irak arasında büyük fark var. Irak bugün tamamen farklı bir ülke.

Irak’ın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri, siyasi oluşumlar arasındaki ilişkilerdir. Irak Anayasası federal bir sistemden bahsediyor; bu nedenle, bazı devlet memurlarının maaşları da dahil olmak üzere Bağdat ile diğer taraflar arasındaki anlaşmazlıkları herkesin kabul edip saygı duyacağı bir mekanizmayla çözmemiz gerekiyor. Bu birinci mesele.  

İkinci olarak, ülke içinde hâlâ çok sayıda yerinden edilmiş insan var, yaklaşık bir milyon kişi. Özellikle Duhok’ta yaklaşık 100 bin Ezidi yaşıyor ve bu insanlar 11 yıldır oradalar. Artık normal hayata ve Şengal’deki evlerine dönme zamanları geldi. Bunu engelleyen hiçbir sebep yok. Irak liderlerinin ve Kürdistan’daki liderlerin sağduyusuna tamamen güveniyorum. Kürdistan’ın saygıdeğer liderleriyle, Sayın Mesud, Sayın Mesrur, Sayın Neçirvan, Sayın Kubad ve Sayın Bafel ile bir araya geldim; hepsinden bu sorunların çözümü ve federal sistem ile Irak Anayasası temelinde Bağdat ile iyi ilişkilerin sürdürülmesi yönünde destek dışında hiçbir şey duymadım. Aynı şekilde Bağdat’tan, özellikle Başbakan Sudani ve diğer liderlerden de buna aykırı bir tutum görmedim.        

Rûdaw: IŞİD hilafeti yenilgiye uğratılalı neredeyse on yıl oldu; buna rağmen hâlâ 100 binden fazla Ezidi’nin kamplarda yaşadığını söylüyorsunuz. Bunun için hangi kelimeyi kullanacağımı bilemiyorum, üstelik kış da yaklaşıyor. Gerçekten kimin sorumlu olduğunu düşünüyorsunuz? Irak petrol zengini bir ülke ve büyük bir servete sahip. Bu sorun neden hâlâ çözülmedi? Bu insanlar çok büyük acılar yaşadı.  

Muhammed Hasan: Tekrar belirtmeliyim ki, ben bir diplomatım; kimseye sitemde bulunmam ya da suçlama yöneltmem. Ancak Irak’ın son birkaç yıldaki önceliklerinin farklı olduğuna inanıyorum. Çünkü önce barış ve güvenliği sağlamaya odaklandılar. Bir ülkede barış ve güvenlik yokken başka alanlarda ilerleme kaydetmek gerçekten zordur. Bugün ise Irak’ın daha sakin, kendisiyle ve umuyoruz ki komşularıyla daha barışık bir noktada olduğunu söyleyebiliriz. Artık bu gibi sorunlara odaklanmaları ve çözüm üretmeleri gerekiyor. Irak’ın bunu yapacak güce sahip olduğundan şüphem yok. Bu kadar kaynak ve servete sahip bir ülkede tek bir Iraklının bile kampta ya da mülteci konumunda kalması kabul edilemez.

Rûdaw: Hükümet kurma konusuna geçelim. Az önce umutlu ve iyimser olduğunuzu söylediniz. Yakında Irak’ta yeni bir hükümetin kurulacağını düşünüyor musunuz?     

Muhammed Hasan: Kesinlikle.

Rûdaw: Sizi bu kadar iyimser kılan nedir? 

Muhammed Hasan: Çünkü süreç şu anda bu yönde ilerliyor. Iraklılar, hükümetin kurulmasına giden yolu açan seçim sonuçlarını kabul ettiler.  

Rûdaw:Peki ya seçim sonuçları? Benzer görüşteki partilerin ittifak kurmasına yetecek kadar belirleyici miydi?

Muhammed Hasan: Evet. İttifak kurulması ve her iki taraftan liderlerin belirli programlar üzerinde uzlaşması için önemli bir fırsat var. Onlara sadece biraz zaman tanımamız gerekiyor. Mesele bu.

Rûdaw: Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Irak’taki en büyük parti olduğunu söylüyor; oy oranlarına bakıldığında bu doğru görünüyor. Bir Kürt partisinin Irak’ta bu kadar yüksek oy alması ne anlama geliyor?

Muhammed Hasan: Bunun neresi sorun?

Rûdaw: Sadece şunu soruyorum; bu nasıl bir mesaj veriyor?

Muhammed Hasan: Bu olumlu bir mesaj. Bu durum, Irak’taki sistemin Kürtlerin ve diğer grupların başarılı olmasına ve iyi sonuçlar elde etmesine imkân tanıdığını gösteriyor. Aynı zamanda Kürdistan halkının ve liderlerinin siyasi süreci nasıl yöneteceklerini bildiklerinin, dikkatli ve birlik içinde hareket ettiklerinin de bir göstergesi. Halkın onlara destek vermesi tesadüf değil; yaptıkları çalışmaların bir sonucu. Bu nedenle halk, onlara defalarca güven duydu.

Rûdaw: Irak’taki bir diğer önemli sorun ki bir gazeteci olarak benim için özel bir hassasiyet taşıyor, ifade ve düşünce özgürlüğüdür. Gazetecilerin tacize uğradığını, korkutulduğunu ve hatta tutuklandığını sık sık görüyoruz; hem Kürdistan Bölgesi’nde hem de Irak’ın diğer bölgelerinde. Belki Irak’ın bazı bölgelerinde bu daha da yaygın. UNAMI’nin göreve başladığı dönemle kıyasladığınızda bugün nerede olduğumuzu düşünüyorsunuz?

Muhammed Hasan: Gazeteciliğin çok zor bir meslek olduğunu biliyorsunuz. Sizin gibi gazeteciler, haberleri aktarmak ve gerçekleri ortaya çıkarmak için zaman zaman zorlu koşullarla karşı karşıya kalıyor. Bu konuda Irak tek örnek değil; birçok ülkede ifade ve basın özgürlüğü çeşitli engellerle ve kısıtlamalarla yüzleşiyor. Irak’ı dünyadan soyutlamayalım. Irak da diğer ülkeler gibi; fakat kişisel kanaatime göre Irak’ta ifade ve konuşma özgürlüğü birçok ülkeye kıyasla daha geniş bir alana sahip.

Rûdaw: Buna katılıyorum, evet. Türkiye’dekinden daha mı fazla?

Muhammed Hasan: Olabilir. Ben herhangi bir ülke ismi vermek istemem. Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün olduğuna inanıyorum.

Rûdaw: Peki. Kürdistan Bölgesi Hükümeti henüz kurulmadı. Son seçimlerin üzerinden bir yıldan uzun süre geçti. Bu konudaki görüşünüz nedir?

Muhammed Hasan: Bazı insanlar bunu olumsuz bir durum olarak görüyor, ancak ben Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Özel Temsilcisi olarak böyle değerlendirmiyorum. Bence bu durum, Kürdistan liderlerinin eksiksiz ve sorunsuz bir hükümet oluşturma konusundaki titizliğinin bir yansıması olabilir. Bir yemek hazırlarken, güzel, usulüne uygun ve standartlara göre pişmesi zaman alır.    

Rûdaw: Gerçekten tam bir diplomatsınız.

Muhammed Hasan: Hayır, hayır… Ama gerçek bu. Bazı saygıdeğer Kürt liderlerle görüştüm ve edindiğim izlenim şu: Kürdistan’ı daha üst bir seviyeye taşıyacak bir yapı oluşturmak istiyorlar. Hükümette yer alacak kişilerin doğru seçildiğinden, profesyonel olduklarından ve Kürdistan’a gerçekten hizmet edebileceklerinden emin olmak istiyorlar.

Rûdaw: Yani doğru yere doğru kişi mi?

Muhammed Hasan: Aynen öyle. Buna olumsuz bir açıdan yaklaşmayın.

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi liderleriyle yaptığınız görüşmelere dayanarak, yakında Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin kurulacağına dair bir umudunuz var mı?

Muhammed Hasan: Kesinlikle evet. Hiçbir şüphem yok. Umuyorum ki çok yakında hem Kürdistan hükümetinin hem de Irak hükümetinin kurulduğunu göreceksiniz. Bunun yakında gerçekleşmesi gerekiyor; çünkü halk, liderlerini seçmek için sandık başına gitti. Bu doğal bir süreçtir: Hem Kürdistan hem Irak halkının umutlarını, taleplerini ve genel iradesini yansıtan bir hükümet kurulmalıdır.

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi Hükümeti memurlarının maaşları uzun süredir bir sorun haline geldi. Kürdistan Bölgesi Hükümeti, Bağdat’ı bütçe ve maaşları göndermemekle suçluyor. Neden hâlâ bu sorunla karşı karşıyayız?

Muhammed Hasan: Bu çok yerinde bir soru. UNAMI olarak biz Irak’ın iç işlerine saygı duyuyoruz ve genel olarak müdahil olmayız; ancak Iraklı taraflar arasında sürekli diyalog ve müzakere yürütülmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü mesele yalnızca maaşlarla ilgili değil. Bu, hem Kürdistan Bölgesi’nin hem de Irak’ın tüm sorumluluklarını ilgilendiren geniş kapsamlı bir konudur. Sorumluluk her iki tarafa da aittir. Bir çözüme ulaşmaları gerekiyor. Temel farklılık şu: Bazıları “önce siz uygulamalısınız” diyor, diğerleri ise “bunu siz daha sonra uygulamalısınız” diyor.

Rûdaw: Geleceğinizden bahsedelim. Irak’ta yapmayı planladığınız başka neler var?

Muhammed Hasan: Yapmak istediğim şey şu: Kürdistan’da, özellikle Erbil ve Duhok çevresinde birkaç tam gün geçirmek istiyorum. Burası gerçekten çok sevdiğim bir bölge. İnsanları, yemekleri, kültürleri, halayları, müzikleri ve gülümsemeleri beni çok mutlu ediyor. Ayrıca vakit bulup Irak’ın güneyine Basra’ya ve Nasıriye’nin bazı bölgelerine giderek ülkeyi gezmek istiyorum. Sanki Irak’ı hiç görmemişim gibi hissediyorum; çünkü çok meşguldüm. Artık bu ülkenin güzelliklerini görmeyi düşünmenin zamanı geldi. Irak; onurlu, aydın ve cömert insanlarla dolu bir ülke. Burada biraz zaman geçirmek beni gerçekten mutlu eder.

Rûdaw: Rûdaw ile UNAMI, kadınların gazeteci olmasına destek veren önemli bir projede birlikte çalıştı. Irak’taki medyanın genel durumu hakkındaki görüşünüz nedir ve neden özellikle Rûdaw ile çalışmayı tercih ettiniz?

Muhammed Hasan: Rûdaw, Irak’ta gördüğüm en önde gelen medya kuruluşlarından biri. Açık konuşmak gerekirse unutmayın; Irak’ta bir Enformasyon Bakanlığı yok.

Rûdaw: Bu da iyi bir şey aslında.

Muhammed Hasan: Öyle mi? Bilmiyorum, kararı size bırakıyorum. Ancak bir Enformasyon Bakanlığının olmadığı ülkelerde, siyasi liderler ve partiler kendi medya organlarına sahip olur ve bu boşluğu onlar doldurur. Ben tüm kalbimle inanıyorum ki Irak’ın sadece bir tarafı, bir akımı ya da bir partiyi değil; tüm toplumu temsil edecek bir Enformasyon Bakanlığına ihtiyacı var. Umarım önümüzdeki dönemde bu gerçekleşir. Yine de Rûdaw, Irak’taki en aktif medya kuruluşlarından biri oldu. Bağdat’ta başka medya organları da var ve biz UNAMI olarak hepsiyle yakın çalışıyoruz.

Irak’ta medya ne yazık ki çok siyasallaşmış durumda. Her partinin kendi medya aracı var. Oysa biz tek bir grubu, tek bir partiyi ya da tek bir siyasetçiyi değil, tüm Irak’ı temsil eden bir medya istiyoruz. Bunun Irak halkının hakkı olduğuna inanıyorum. Irak’ta eksik olan şey bu: Irak adına konuşan medya. Duhok’taki bir Iraklı ile Bağdat’taki veya Basra’daki bir Iraklı arasında esasen bir fark yok. Hepsi Iraklı ve aynı endişelere sahipler: Barış, eğitim, iyi sağlık hizmetleri… Hepsinin aynı umutları, aynı beklentileri var.

Rûdaw: Muhtemelen son sorum olacak; seçimlerden bahsederken sormayı unuttum. Seçimlerin yürütülmesine dair açıklamalarınız oldukça olumluydu. Dürüst olmak gerekirse, sürece dair neredeyse hiç eleştiri duymadım. Oysa birçok kişi için seçimler o kadar da özgür ve adil görünmedi. Örneğin Kürdistan Bölgesi’nde iki muhalefet partisi lideri hapiste. Siyasi parti liderleri hapisteyken bir seçim nasıl özgür ve adil olabilir?

Muhammed Hasan: Seçim süreci ile siyasi partilerin veya siyasi liderlerin davranışlarını birbirinden ayırmak gerekiyor. Bu sadece benim fikrim değil; BM Güvenlik Konseyi üyeleri dahi Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun çalışmalarını övdü. Gerçekten iyi bir iş çıkardılar. Ne cinayet vakaları gördük, ne de yaygın ihlaller. Evet, bazı söylentiler duyduk; örneğin oy kartlarını satmaya çalışan kişiler vardı. Ancak bunlar çok nadirdi ve hem Bağımsız Komisyon hem de Irak makamları gerekeni yaptı. Seçimlere olumsuz bir gölge düşürmek gerektiğini düşünmüyorum. Çünkü uluslararası düzeyde herkes, bunun sadece Irak’ta değil, belki tüm bölgedeki en iyi seçimlerden biri olduğu görüşünde.

Rûdaw: Bence bu, Irak için de meşru bir soru. Uluslararası toplum, milyonlarca oy almış olmasına rağmen Selahattin Demirtaş’ın hapsedilmesi nedeniyle Türkiye’yi eleştirdi…

Muhammed Hasan: Buna cevap vermeyeceğim.

Rûdaw: Peki, Irak’ta siyasetçilerin hapiste olması da bir endişe kaynağı değil mi?

Muhammed Hasan: Ben uluslararası bir memurum. Ülkeleri birleştiren unsurlar üzerinde çalışırım. Hükümetlere saldırmak benim görevim değil. Benim görev alanım Irak’tır, Türkiye değil. Türkiye’ye ve Türkiye’nin liderliğine saygı duyuyorum. Ayrıca Kürdistan ile Türkiye arasında çoğu kişinin düşündüğünden çok daha fazla ortak nokta olduğuna inanıyorum.

Rûdaw: Her neyse, benim sorum Irak hakkındaydı.

Muhammed Hasan: Eğer bahsettiğiniz kişiler hapiste olan bazı siyasetçilerse ki onlar seçimler sırasında değil, seçimlerden önce adli vakalar nedeniyle tutuklandılar, bunun seçim süreciyle bir ilgisi yoktur. Bu davalar daha çok ticari işlemler ve buna benzer konularla bağlantılı. Ben genel olarak Irak’ın hukuk sisteminin sağduyusuna güveniyorum. Elbette umarım serbest bırakılırlar. Sanırım Şasvar ve Lahur’dan bahsediyorsunuz, değil mi?

Rûdaw: Evet, onlardan bahsediyorum.

Muhammed Hasan: Onlar yargı sürecinden geçirildiler. O mahkemelerin işleyişi konusunda elbette kendi değerlendirmelerimiz var. Bazı duruşmalara biz de katıldık.

Rûdaw: Peki, değerlendirmeniz nedir?

Muhammed Hasan: Hukuk sisteminin geçmesi gereken başka aşamalar olduğunu, ayrıca kendilerini meşru olmayan gerekçelerle tutuklandıklarını düşünen kişilerin yeniden mahkeme önüne çıkma imkânına sahip olduğunu gördüm.  

Rûdaw: Yani onların siyasi tutuklu olduğunu düşünmüyor musunuz?

Muhammed Hasan: Hayır, siyasi tutuklu olduklarını düşünmüyorum. Evet, siyasetçiler; ancak üzerlerindeki davalar ticari nitelikteki işlemlerle ilgili. Bildiğim kadarıyla durum bu. Şasvar’ı da Lahur’u da şahsen tanırım. Onlarla görüştüm, cezaevinde ziyaret ettim. Kürdistan’daki Irak makamları, hiçbir kısıtlama olmaksızın kendileriyle görüşmeme izin verdi. Genel olarak Irak’ın hukuk sistemine güveniyorum.

Rûdaw: Dr. Muhammed Hasan, Rûdaw’a konuştuğunuz için çok teşekkür ederim. Irak’ı herkes için daha iyi bir toplum hâline getirme yönündeki çalışmalarınız için minnettarız. Çok sağ olun.

Muhammed Hasan: Ben teşekkür ederim.