Eski Şam Büyükelçisi Köroğlu: Öcalan girişimi başarılı olursa Mazlum Abdi ile diyalog tartışılabilir

Türkiye'nin eski Suriye Büyükelçisi Dr. Burhan Köroğlu, Rûdaw'a verdiği özel röportajda, Esad ailesi iktidarının sona ermesinin ardından Türkiye-Suriye ilişkilerinin geleceğini değerlendirdi.

Büyükelçi Köroğlu, Türkiye'nin yeni dönemde Suriye'nin güvenliğini, istikrarını ve yeniden inşasını tam destekleyeceğini ve kurulacak yeni hükümete her düzeyde yardım eli uzatmaya hazır olduğunu vurguladı.

Suriye'nin geleceğinin, tek bir ordu ve tek bir hükümet çatısı altında toplumun tüm bileşenlerinin temsil edilmesiyle mümkün olacağını belirten Köroğlu, aynı zamanda Kürtlerin geçmişte zulüm gördüğünü ve haklarından mahrum edildiğini söyledi.

Suriye'de gündemde olan federalizm ve adem-i merkeziyetçilik taleplerine de değinen Köroğlu, mevcut koşullarda federalizmin kapısının açılmasının "Dürzi ve Alevi federalizmi" gibi sonuçlar doğuracağını ve Batı ile bazı bölge ülkelerinin arzu ettiği gibi ülkenin daha fazla bölünmesine yol açacağını savundu.

PKK ile ilgili önemli açıklamalarda da bulunan Köroğlu, Mazlum Abdi ile olası müzakereler konusunda, Abdullah Öcalan ile yürütülen barış girişiminin başarıya ulaşması ve PKK'nin silah bırakması durumunda, yeni koşullar altında bu konunun tartışılabileceğini sözlerine ekledi.

Dr. Burhan Köroğlu, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen forum kapsamında Rûdaw sunucusu Senger Abdulrahman’ın sorularını yanıtladı. İşte röportajın tam metni:

Rûdaw: Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkürler. Şu anda Suriye ile ilişkileriniz çok güçlü; Suriye'nin geleceği için planınız nedir?

Burhan Köroğlu: Şüphesiz, öncelikle Türkiye bölgenin ana ve önemli ülkelerinden biridir ve tüm bölgedeki olaylar öncelikli ilgi alanımızdadır. Özellikle de yaklaşık 900 kilometre sınırımız olan komşu ülke Suriye. Malumunuz Suriye zor bir zamandan geçti: İç savaş, işgal ve terör. Şimdi önümüzde yeni bir sayfa var. Suriye halkı 60 yıldan fazla bir süreden sonra Esad diktatörlüğünden kurtuldu. Bu yüzden önlerinde zorlu bir süreç var çünkü yeniden inşaya ve geçmiş dönemin yıkımını onarmaya ihtiyaçları var. Bu nedenle Türkiye, hem güvenlik, hem siyasi, hem ekonomik hem de yeniden inşa olmak üzere her düzeyde Suriye'yi desteklemeye önem veriyor. İşte bu yüzden kurtuluşun ilk gününde Suriye'deki büyükelçiliğimizi yeniden açtık ve devletin ilgili tüm bakanlıkları ve kurumları aracılığıyla istikrar ve güvenliği sağlamak için çalışıyoruz; Allah'ın izniyle Suriye halkının refahı için yatırımlar da yapacağız.

Rûdaw: Sık sık Türkiye ile ilişkilerin normalleştiğini duyuyoruz. Ayrıca gelecekte Ahmed Şara veya İlham Ahmed'in Türkiye'yi ziyaret edebileceğini de duyuyoruz. Bunu yakında görecek miyiz?

Burhan Köroğlu: Evet, şüphesiz daha önce anlaşmazlıklar vardı ve hala Türkiye ile bazı askeri güçler veya Kürtler arasında var; Kürtlerden ziyade örgütler, çünkü Kürtler tek bir halktır. Bizim de Kürtlerimiz var. Bölgedeki en büyük Kürt nüfusu Türkiye'dedir ancak güvenlik durumu nedeniyle bazı sorunlar oluştu. Şimdi konulara yeni bir perspektiften bakmamız gerekiyor. Eğer yeni Suriye devletinde, tek ordu ve tek hükümet çatısı altında ülkenin tüm bileşenlerini kapsayan ve Suriye toplumunun tüm bileşenlerinin temsil edildiği bir plan varsa... Şüphesiz hepimiz biliyoruz ki geçmişte Kürtlere haksızlık yapıldı, kimliklerinden ve haklarından mahrum bırakıldılar. Şimdi yeni hükümet tüm bu konuları çözeceğine söz veriyor ve biz de iki taraf arasındaki sorunların barışçıl yolunu ve barışçıl çözümünü destekliyoruz. Bilmeliyiz ki örneğin herkes IŞİD'le savaştı; Türkiye savaştı, hatta Heyet Tahrir Şam bile savaştı. Şüphesiz...

Rûdaw: Demokratik Suriye Güçleri (DSG) de savaştı.

Burhan Köroğlu: SDG de savaştı. Şimdi hukukun üstünlüğünün tüm ülkede yerleşmesini istiyoruz. Bir bölge diğerinden kopuk olamaz. Suriye'nin toprak bütünlüğü üzerinde durulmalı, bu çizgi...

Rûdaw: Federalizmi de reddediyor musunuz?

Burhan Köroğlu: Bu durumda, federalizme kapı açılırsa, Dürzi-Alevi bir federalizm oluşacaktır. Yani Batı ve bölgedeki bazı ülkeler, ülkelerde bu bölünmeyi istiyor. Farklı bölgelerin varlığı ayrışmaya yol açabilir. Mevcut sınırlar üzerinde kalınabilir ancak tüm vatandaşları için tam haklar olmalıdır, bir taraf ile diğer taraf arasında hiçbir ayrım olmaksızın.

Rûdaw: DSG sık sık kendi bölgeleri için yerinden yönetim (ademi merkeziyetçilik) talep ediyor. Türkiye bu konuda ne diyor?

Burhan Köroğlu: Belediyeler, valilikler ve benzeri şeyler gibi bir çalışma yapılabilir. Bu genel olarak Türkiye'de de var; elbette güçlü bir merkezi hükümet var ama valilikler kendi kararlarını veriyor ve aynı zamanda merkezi hükümete bağlılar. Bu fikir ortaya atıldığında ve tartışıldığında, iyi incelenmeli ve ülkede başka sorunlara yol açmamalıdır, çünkü güvenlik durumu istikrarlı değil ve öncelikle yıkımların onarılmasına ihtiyaç var; daha sonra gelecek için bazı farklı idari biçimler düşünebilirler.

Rûdaw: Türkiye'nin Mazlum Abdi ile herhangi bir diyaloğu var mı?

Burhan Köroğlu: Abdullah Öcalan ile yapılan bu son girişimden sonra bakacağız. Eğer bu başarılı olursa, şüphesiz PKK'nin silah bırakmasını bekliyoruz. Onlar silah bırakma sözü verdiler. Eğer Suriye içinde bir tür değişiklik olursa, o zaman kesinlikle... Şu anda ilişkimiz doğrudan Suriye hükümeti iledir ancak yeni bir anlayış ortaya çıkarsa, bu yeni koşullar altında konuyu tartışabiliriz.

Rûdaw: Barış süreci şu anda hangi aşamada? Siz memnun musunuz? Öcalan son konuşmasında barış sürecine karşı bir darbe olduğunu hissettiğini söylüyor. Bu süreç bu sefer Türkiye'de başarıya ulaşacak mı?

Burhan Köroğlu: Hatırlarsak 2000'lerin başında başka bir girişim vardı ancak PKK'nın davranışları nedeniyle başarısız oldu. Şimdi bakacağız, eğer PKK silah bırakma ve terör eylemlerinden vazgeçme konusunda gerçekten ciddiyse, o zaman yeni bir aşama ortaya çıkar. Bu hassas bir konu ve bekliyoruz. Şu ana kadar her iki taraftan da girişimler var ve başarılı olması için Allah'a dua ediyoruz ki gençler ve bölge halkları yok olmasın. Sonuçta biz bin elli yıldan fazladır aynı bölgede, aynı coğrafyada ve aynı kültürde yaşıyoruz, aramızda hiçbir fark yok. Bu yüzden bu konu için ideal çözüm, barışçıl çözümdür. Şüphesiz, Türkiye devleti güçlü bir devlettir ve Türkiye topraklarına yönelik her türlü terörist saldırının bir karşılığı olacaktır ancak biz barışçıl girişimlerin başarılı olmasını tercih ediyoruz, Allah'ın izniyle.

Rûdaw: Türkiye'nin Eski Şam Büyükelçisi Sayın Dr. Burhan Köroğlu, çok teşekkürler.

Burhan Köroğlu: Çok teşekkürler.