Pencweni: Süreçte Neçirvan Barzani'nin rolü geçmişte olduğu gibi şimdi de kilit önemde

11-07-2025
Arşiv
Arşiv
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – Kürt siyasetçi Muhammed Emin Pencweni, Rûdaw Medya Ağı sunucusu Sanger Abdulrahman ile yaptığı söyleşide, bir grup PKK üyesinin bugün silah bırakmasının "Türkiye'deki barış sürecine yönelik bir iyi niyet göstergesi" olduğunu söyledi. Başkan Neçirvan Barzani'nin kritik rolü olduğunu belirten Pencweni, "Kürdistan Bölgesi Başkanı Sayın Neçirvan Barzani'nin rolü, hem önceki barış sürecinde hem de şimdiki süreçte çok önemli ve temel bir roldü" dedi.

Pencweni, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani'nin hem geçmişteki hem de şimdiki barış sürecinde "çok önemli ve temel" bir role sahip olduğunu ve bir önceki süreçte tıkanan bir "kördüğümü" çözdüğünü belirtti.

Kürdistan Bölgesi’nin önemli siyasetçilerinden Pencweni, “Kürdistan Bölgesi Başkanı Sayın Neçirvan Barzani'nin rolü, hem önceki barış sürecinde hem de şimdiki süreçte çok önemli ve temel bir roldü. Bizzat şahit olduğum önceki barış sürecinde, yaklaşık altı-yedi ay süren ve PKK ile Türkiye'nin bir barış ortamı yaratmak için çok iyi adımlar attığı bir dönemde, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani'nin rolü, sürecin bir aşamada durma noktasına geldiği anda ortaya çıktı. O zaman Mam Celal benimle koordinasyon halindeydi ve bana ‘Süreç neden durdu?’ diye sordu. Ben de ‘Çünkü görüştüğüm Kandil'deki arkadaşlar, bu sürecin İmralı'da Öcalan'dan başlamasını talep ediyor; Türk devleti ise Öcalan'ı devre dışı bırakmak istiyordu’ dedim. Sayın Neçirvan da bana sordu ve aynı cevabı verdim, bunun üzerine ‘Ben bunu çözerim’ dedi. Türkiye'ye gitti, Erdoğan'ı gördü ve (sorun) çözüldü. Süreci bozmak üzere olan o kördüğümün çözümünde Sayın Neçirvan'ın rolü oldu” dedi.

Rûdaw sunucusu Senger Abdulrahman'ın Muhammed Emin Pencweni ile yaptığı röportajın tamamı şöyle:

Rûdaw: Bir grup PKK’linin bu silah bırakma adımı hakkındaki görüşünüz nedir?

Muhammed Emin Pencweni: Bugün Süleymaniye bölgesindeki Casene Mağarası'nda; yani Kürdistan Kralı ölümsüz Şeyh Mahmud'un ilk krallık kabinesini kurduğu o mağaranın önünde, KCK Eş Başkanı'nın öncülüğündeki kalabalık bir PKK gerillası grubu, Türkiye'deki barış sürecine yönelik iyi niyetlerini göstermek için silahlarını bırakıp yaktı. Bu, medya aracılığıyla tüm dünyaya ve Türk devletine, aynı zamanda Erdoğan ve Bahçeli'ye şunu söylemek içindi: "Talebiniz silahları bırakmamızdı, biz de liderimiz Öcalan'ın talebi üzerine bu süreci yerine getirdik." Bugün Kürdistan Bölgesi, Rojhılat, Bakur ve Rojava'daki tüm siyasi partilerin temsilcilerinin ve Irak hükümeti temsilcisinin de hazır bulunduğu törende, özellikle sürecin organizasyonu, yönetimi ve düzenlenmesinde büyük rolü olan Kürdistan Bölgesi Başkanlığı temsilcileri de vardı. Bugün o silahlı gerilla grubu, Türkiye'ye ve dünyaya, "İşte liderimiz Öcalan'ın çağrısına uymak için öne çıktık" dedi.

Rûdaw: PKK'nin bu adımının barış sürecine etkisi ne olacak?

Muhammed Emin Pencweni: Bana göre çok iyi ve olumlu bir etkisi olacak; Türk devletinin militarist zihniyeti ve şu anda Türkiye'yi yöneten hükümet üzerinde büyük etkisi olacaktır. Bu, Türk devletinin Öcalan ve PKK'den, silahlarını Türkiye ve dünyanın gözü önünde bırakmalarını istediği son talebiydi. Konuşmalarında da belirttikleri gibi, gerilla gücü adıyla silahlı bir güç oluşturmanın amacı, Türk devletine ve ırkçı Türk zihniyetine, Türkiye'de ve Kuzey Kürdistan'da bir halkın var olduğunu, bu toprakların o halka ait olduğunu söylemekti. Onlar daha önce bunu inkar ediyorlardı ama gerillanın mücadelesi ve kanıyla Kürtlerin var olduğunu kanıtladılar. Türkler Moğolistan'dan Kürdistan olan Doğu Anadolu'ya gelmeden önce, orada sadece Kürtler vardı ve orası kendi topraklarıydı. Şimdi Türkiye'nin büyük siyasetçileri kendi dilleriyle, "Kürtler var ve kardeşimizdir, Kürt ve Türk kardeşliğini yeniden canlandırmalıyız" diyorlar.

Rûdaw: PKK'den başka gruplar da bugün olduğu gibi silah bırakacak mı?

Muhammed Emin Pencweni: Sanmıyorum, bu Türk devletinin son talebiydi ve yerine getirildi. Artık başka bir yerde tekrarlanmasına gerek yok.

Rûdaw: Bu, diğer tüm PKK’liler için sembolik bir şey miydi?

Muhammed Emin Pencweni: Evet, Türk devletinin ve Türkiye ile PKK arasında arabuluculuk yapan ülkelerin taleplerine fiili olarak yanıt verilmiş oldu.

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi Başkanı'nın bu süreçteki rolünü nasıl görüyorsunuz?

Muhammed Emin Pencweni: Kürdistan Bölgesi Başkanı Sayın Neçirvan Barzani'nin rolü, hem önceki barış sürecinde hem de şimdiki süreçte çok önemli ve temel bir roldü. Bizzat şahit olduğum önceki barış sürecinde, yaklaşık altı-yedi ay süren ve PKK ile Türkiye'nin bir barış ortamı yaratmak için çok iyi adımlar attığı bir dönemde, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani'nin rolü, sürecin bir aşamada durma noktasına geldiği anda ortaya çıktı. O zaman Mam Celal benimle koordinasyon halindeydi ve bana "Süreç neden durdu?" diye sordu. Ben de "Çünkü görüştüğüm Kandil'deki arkadaşlar, bu sürecin İmralı'da Öcalan'dan başlamasını talep ediyor; Türk devleti ise Öcalan'ı devre dışı bırakmak istiyordu" dedim. Sayın Neçirvan da bana sordu ve aynı cevabı verdim, bunun üzerine "Ben bunu çözerim" dedi. Türkiye'ye gitti, Erdoğan'ı gördü ve (sorun) çözüldü. Süreci bozmak üzere olan o kördüğümün çözümünde Sayın Neçirvan'ın rolü oldu.

Yakın zamanda, bu süreç başladığında Sayın Neçirvan'ı gördüm. Hatta kongre günlerinde ve öncesinde bana, "Kandil'deki arkadaşlara söyle, Ankara'ya gideceğim; Erdoğan, Hakan Fidan ve İbrahim Kalın'ı göreceğim. Kürt meselesi ve süreç dosyası onlarda. Ne istiyorlar, hangi talep ve önerileri var, onlara ileteyim" dedi. Ben de Kandil'deki arkadaşların yanına gidip Kürdistan Bölgesi Başkanı'nın böyle söylediğini bildirdim. Onlar da kendi görüşlerini söyledi ve ben de telefonla Sayın Başkan'a ilettim. O da Ankara'ya gittiğinde hepsiyle görüştü. Tarih için bir nokta daha söylüyorum: Kürdistan Bölgesi Başkanı ne zaman Türk başkan ve yetkilileriyle, चाहे Erdoğan, Hakan Fidan ya da İbrahim Kalın olsun, görüşse, Kürt meselesi ve çözümünü konuşmuştur. Sonrasında beni bilgilendirmiş, ben de Kandil'deki arkadaşları bilgilendirmişimdir. 2010'dan 2015'e kadar olan önceki barış süreci boyunca Sayın Neçirvan ile görüştüğümde, onun düşüncesinden anladığım şudur: Bu PKK denilen hareket, dağlarda savaşan bu gerilla gücü, 20 milyon Kürt'ün kimliğini savunuyor. Bu, bizzat Sayın Neçirvan'dan duyduğum sözdür. "Biz de Kürt'üz, Kürt davası için mücadele ettik, Barzani ailesi Kürt davası uğruna binlerce şehit verdi, nasıl olur da onlara karşı çalışabilir ya da onlara karşı olabiliriz?" diye defalarca bana söyledi. Bir keresinde de Sayın Mesud Barzani bana, "Onlara söyle, Kürdistan Bölgesi'nin siyasetine karışmasınlar, bizim onlardan hiçbir isteğimiz yok" dedi. Aynı zamanda, bunu tarih için söylüyorum, Sayın Neçirvan ne zaman Sayın Erdoğan'ı görse, Kürt sorununun çözümü hakkında onunla konuşmuş ve ne konuştularsa bana anlatmış, ben de Kandil'e iletmişimdir. Sayın Neçirvan'ın hem önceki hem de şimdiki barış sürecinde çok insani, etkili ve büyük bir rolü olmuştur.

Rûdaw: Söylediklerinizden anladığım kadarıyla, eğer Neçirvan Barzani olmasaydı Türkiye'de barış sürecinin başarılı olması zordu.

Muhammed Emin Pencweni: Dediğim gibi, Sayın Neçirvan'ın rolü vardı. Önceki barış sürecinde Sayın Neçirvan ve rahmetli Mam Celal'in rolü vardı. Geçen yılın nisan ayında başlayan bu süreçte de Sayın Neçirvan zaman zaman benimle iletişime geçti ve süreci ilerletmek için iyi gördüğü her şeyi bana söyledi, ben de Kandil'deki arkadaşlara ilettim. Bu, tarihi bir gerçektir ve tüm Kürt halkının bunu bilmesini isterim.

Rûdaw: Bundan sonra Kürdistan Bölgesi Başkanı ne yapabilir?

Muhammed Emin Pencweni: Kürdistan Bölgesi Başkanı'nın tutumu Kürt ve ulusal bir tutumdur. Kürdistan Bölgesi Başkanı'ndan bu süreci desteklemeye devam etmesini rica ediyorum. Ayrıca bu süreçte serbest kalacak olan Sayın Öcalan ile de temas kurmaya çalışmasını istiyorum. Çünkü İmralı'da ona bir ev yapılması ve çevresindeki PKK kurucularından ve idam cezasına çarptırılmış olanlardan bir personel ekibi oluşturulması planlanıyor. Bir ofis kuracak, insanların onu ziyaret etmesine ve medyayı görmesine izin verilmesi bekleniyor. Bu yüzden Sayın Kürdistan Bölgesi Başkanı'ndan ricam, Sayın Öcalan ile temas kurmasıdır. Çünkü benimle yaptığı son telefon görüşmesinden Sayın Öcalan'ın haberi var. Bu nedenle kendisinin de Sayın Öcalan ile konuşmasını ve rolünü bir kez daha üstlenmesini isterim. Ayrıca dosyanın sahibi olan Erdoğan, Bahçeli ve Hakan Fidan ile tekrar konuşmasını rica ediyorum. Yakın zamanda Türkiye parlamentosundaki tüm partilerden geniş bir komisyon kurulabilir. DEM Parti ana rolü oynayacak ve anayasanın değiştirilmesi ile Kürt sorununun nihai çözümü için bazı maddeler sundu. Bu yüzden Sayın Kürdistan Bölgesi Başkanı'nın o komisyonla da konuşmasını ve önerilerini sunmasını isterim. Bu, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü için büyük ve tarihi bir rol olacaktır.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli