ABD Kongre Üyesi: Arap Suriye Cumhuriyeti yerine ‘Suriye Cumhuriyeti’ olmalı

8 saat önce
Diyar Kurda
Etiketler Washington Marlin Stutzman ABD Suriye Ahmed Şara
A+ A-

ABD Kongre Üyesi Marlin Stutzman, Başkan Trump ile Geçici Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasındaki görüşmenin ardından Suriye’deki yeni dönemi ve ABD’nin beklentilerini değerlendirdi. Stutzman, Esad rejiminin yıkılmasının üzerinden geçen bir yıllık süreçte büyük bir iç savaşın yaşanmamasını olumlu bir gelişme olarak nitelendirirken, yeni yönetimin başarısının tüm Suriye halkını kucaklamasına bağlı olduğunu vurguladı. ABD’nin beklentisinin, belirli bir kesimin değil, tüm etnik ve dini yapıların haklarının korunduğu birleşik bir Suriye olduğunu belirtti.

Röportajda Kürtlerin durumuna özel bir parantez açan Stutzman, Kürtlerin IŞİD ile mücadelede ABD’nin "büyük müttefikleri" ve "dostları" olduğunu hatırlatarak, yeni dönemde de onların görüşlerinin mutlaka dinlenmesi gerektiğini ifade etti.

Stutzman, Kürtlerin "harika savaşçılar" ve önemli bir güç olduğunu belirterek, Ahmed Şara’nın Kürtlerle ilişkiler konusunda kapıları açmasını umduğunu söyledi. Suriye’nin savunulmasında ve inşasında Kürtlerin sistemin bir parçası olması gerektiğini savunan Kongre üyesi, geçmişin acılarını bir kenara bırakıp ortak bir gelecek inşa etme çağrısında bulundu.

Suriye’deki yönetim biçimi ve federalizm tartışmalarına da değinen Stutzman, yönetim şekline Suriye halkının karar vermesi gerektiğini belirtmekle birlikte, yerel toplulukların haklarına saygı duyan bir federal sistemin Suriye için "harika" olabileceği görüşünü paylaştı. Ülkenin "Suriye Arap Cumhuriyeti" yerine kapsayıcı bir şekilde "Suriye Cumhuriyeti" olarak adlandırılmasının daha doğru olacağını belirten Stutzman, Kürtler, Dürziler ve Hristiyanlar gibi tüm bileşenlerin sesinin duyulduğu, sandığa gidilebilen demokratik bir süreç temennisinde bulundu.

ABD’nin Suriye politikasında dini özgürlüklerin ve azınlık haklarının temel taşı olduğunu vurgulayan Stutzman, Washington’un Şara yönetimini sözlerinden çok eylemleriyle değerlendireceğini kaydetti. Stutzman, Suriye'nin istikrarı için bölünmenin değil, birleşmenin şart olduğunu, ancak bu birliğin baskıyla değil, karşılıklı saygı ve "Suriye Rüyası" etrafında toplanarak sağlanabileceğini ifade etti. Ayrıca, bölgedeki ekonomik potansiyelin ve yeniden inşanın ancak iç barışla mümkün olabileceğinin altını çizdi.

Son olarak Ahmed Şara’nın ABD’den askeri veya nakdi yardım yerine sadece yaptırımların kaldırılmasını talep etmesini "asil bir davranış" olarak yorumlayan Stutzman, mültecilerin geri dönüşü ve ülkenin inşası için yönetime bir şans verilmesi gerektiğini belirtti. Beş yıl içinde seçim yapılması planına destek veren Stutzman, bu süre zarfında güvenliğin herkes için sağlanması ve demokratik adımların atılması koşuluyla ABD'nin desteğinin sürebileceği mesajını verdi.

ABD Kongre Üyesi Marlin Stutzman Rûdaw Washington temsilcisi Diyar Kurda’nın sorularını yanıtladı:

Rûdaw: Başkan Trump’ın, Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yı Beyaz Saray’da ağırlamasının üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Bu görüşme ABD-Suriye ilişkilerini yeniden şekillendirdi ve yeni bir diplomatik sayfa açtı. Her iki hükümet değişimden bahsederken, Suriye halkı bu değişikliklerin karmaşık toplum yapıları için, özellikle de Kürtler, Aleviler, Dürziler ve Hristiyanlar gibi topluluklar için ne anlama geldiğini tartışıyor. Halk, henüz yanıtlanmamış olan siyasi reform, ademi merkeziyetçilik ve ulusal uzlaşı konularını sorgulamaya devam ediyor. Bu toplulukların (bileşenlerin) geleceği, Suriye’nin istikrarının da temel taşı olacak. Bugün Washington D.C. stüdyomuzda Kongre Üyesi Marlin Stutzman’ı ağırlıyoruz. Sayın Kongre Üyesi, bugün bizimle olduğunuz için çok teşekkürler.

Marlin Stutzman: Teşekkürler Diyar, sizinle olmaktan mutluyum.

Rûdaw: Siz daha önce Suriye’ye gittiniz, ancak Suriye Cumhurbaşkanı’nın Washington ziyaretiyle başlamak istiyorum. Başkan Trump’ın Suriye liderini ağırlamasının üzerinden yaklaşık bir ay geçti. ABD ile Suriye arasındaki ilişkilerin yönünü nasıl tanımlıyorsunuz?

Marlin Stutzman: Süreç hızlı ilerliyor. Suriye'de Esad rejiminin yıkılmasının ve Rusya'ya kaçmasının, ayrıca Şara'nın yönetimi devralması gerçeğinin üzerinden bir yıldan az veya biraz daha fazla bir süre geçti. Bu durumda iyi olduğunu söyleyebileceğim şeylerden biri, neredeyse hiç silah patlamamasıydı; yani Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile Esad hükümeti arasında büyük bir iç savaş yaşanmadı. Bu sayede pek çok insanın hayatının korunduğunu düşünüyorum. Şimdi Suriye hükümetinin ülkeyi yeniden inşa etme fırsatı var ve bu gerçekten Şara'nın liderliğine bağlı. Suriye'nin tüm sakinlerini kucaklayacak mı, yoksa sadece belirli bir kesimi mi? Bölünmüşlüğün her zaman çatışma doğurduğunu biliyoruz. Bu yüzden umudum, Şara'nın tüm bileşenleri ve tüm Suriye halkını kapsayan bir yol izlemesidir. Suriye'nin muazzam bir tarihi var. Pek çok kişinin anlatmak isteyeceği bir hikayesi var, ancak aynı zamanda Esad rejimi nedeniyle yaşanan çatışmalar, yeniden inşaya büyük ihtiyaç duyan bir ülke yarattı. Ülkede büyük bir yıkım var, bu yüzden Başkan Şara'nın elinde büyük bir fırsat var ve ben de onu teşvik ediyorum; çünkü Suriye halkı savaştan gerçekten yoruldu ve refah istiyor.

Rûdaw: Sayın Stutzman, Suriye'ye gittiniz ve olayların üzerinden yaklaşık bir yıl geçtiğini belirttiniz. Suriye'deki duruma dair bir değerlendirme yapmak için şu anın çok erken olduğunu düşünmüyorum. Şimdiye kadar Suriye'de gerçek bir reform ve değişimi gösteren somut bir adım gördünüz mü?

Marlin Stutzman: Bu güzel bir soru. En başından beri söylediğim şey şu: Biz Başkan Şara'nın sözlerinden çok eylemlerini izliyoruz. Sahil bölgelerinde ve Süveyda'da ölümler yaşandığını, Humus ve ülkenin diğer bölgelerinde çatışmalar olduğunu biliyorum; ancak bir hükümet kurmanın biraz zaman alacağını da anlıyorum. Üzerinde pek çok taraftan baskı var. Aşırılık yanlıları ona baskı yapıyor, o da elinden geleni yapıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında kendisiyle görüştüğümde, ondan edindiğim ve beni oldukça umutlandıran izlenimlerden biri, Çinlilerle görüşmeye istekli olmadığını söylemesiydi. Masasında Ruslardan gelen bir anlaşma vardı ama o gerçekten Batı ile konuşmak, Başkan Trump ile görüşmek istiyordu. Bu yüzden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman, Başkan Trump bu yılın başında Ortadoğu'yu ziyaret ettiğinde ikisinin görüşmesini ayarladı. Orada birbirlerine selam verme fırsatı buldular. Başkan Şara'nın ABD'ye gelip Başkan ile görüşmesi bana çok şey anlatıyor. Suriye'de "Amerika'ya ölüm" sloganları atıldığını düşünürsek, bu durum Şara'yı çok zor bir pozisyona sokuyor. Dolayısıyla Başkan Şara kesinlikle Amerika'dan yana tavır aldı ve Amerika ile çalışmaya hazır. Beklentilerimiz var. Dini özgürlükler, benim çok önemli olduğunu hissettiğim konulardan biri. Suriye hükümeti ülkedeki tüm dinlere saygı göstermeli. Bireye saygı duymalı. Belirli bir kesimi kucaklamak yerine mirasa ve tarihe saygı duyarak halkı bir araya getirmeli.

Rûdaw: Dini özgürlükler ve bileşenlerin özgürlükleri konusuna daha sonra geleceğim. Ancak Şara, Moskova'yı da ziyaret etti mi?

Marlin Stutzman: Doğru.

Rûdaw: O vakit bu ziyareti nasıl okuyorsunuz?

Marlin Stutzman: Kesinlikle bir çok dünya ülkesini ziyaret ediyor. Benim değerlendirmem, Rusya ile hala tamamlanmamış işleri olduğu yönünde. Malum, Esad Rusya'da. Benim tahminim Esad hakkında konuşmuş olabilirler. Ben burada, Washington D.C.'de Şara ile akşam yemeği yedim ve görüşüm şu ki; Suriye, Esad konusunda çok fazla endişelenmemeli. Suriyeliler odaklarını ülkenin yeniden inşasına çevirmeye başladılar. Şara'nın söylemleri de, Esad ile ilgili konularda ve Esad'ın Suriye halkına yaptıkları konusunda adaletin zamanla yerini bulacağı yönündeydi. Ancak aynı zamanda bu durumun çok hassas olduğunu ve yaşanacaklara bağlı olarak her yöne gidebileceğini düşünüyorum. Şara'nın mütevazı bir kişi olduğunu, dinlemeye ve zorlu diyaloglara girmeye hazır olduğunu gördüm. Eğer beklentisi yüksek olan biri varsa, o da Başkan Trump'tır. Başkan Trump, Ronald Reagan döneminden bu yana Amerika'nın sahip olduğu en güçlü müzakereci ve diplomattır. Bu yüzden, işler kötüye giderse Başkan Trump'ın, Başkan Şara ile nasıl başa çıkacağını bilecek vizyona ve sezgiye sahip olduğuna inanıyorum.

Rûdaw: ABD Suriye'ye hoşgörü ile bakıyor mu, ABD'nin tutumunu sormak istiyorum. Amerika Birleşik Devletleri, Esad sonrası Suriye'yi birleşik ve bütün bir ülke olarak mı görüyor? Eğer öyleyse, bu durum Suriye'deki diğer bileşenler, dini yapılar ve farklı toplulukların siyasi talepleri için ne anlama geliyor?

Marlin Stutzman: Kesinlikle. Aslında Amerikan hükümetinin tutumunun, Suriye'yi "Suriye" olarak tanımamız gerektiği yönünde olduğunu düşünüyorum. Benim ilgimi çeken şey, Suriye'nin çok büyük bir çeşitliliğe sahip olması ve bu yönüyle Amerika Birleşik Devletleri'ne çok benzemesi. Bizde de çok farklı geçmişlerden gelen insanlar var. İnsanlar "Amerikan Rüyası" için Amerika'ya geldi. Bence Başkan Şara'nın da "Suriye Rüyası"na odaklanması ve tüm halk için iyi olacak bir "Suriye Rüyası" yaratması gerekiyor. Eğer ciddiyetle çalışmaya ve birbirlerine saygı duymaya hazır olurlarsa, ülke yeniden inşa edilebilir. Suriye'nin bulunduğu konum; Ortadoğu, Avrupa ve Asya arasında yer alması nedeniyle eşsizdir. Ulaşım ve altyapı Suriye üzerinden sağlanabilir ve bu ekonomik açıdan çok büyük bir getiri sağlar. Turizm Şam için çok önemli; Hristiyanlar Kudüs'e gidip oradan Şam yolu üzerinden, namazın kılındığı Şam'a geçebilirler. Bunun ekonomik etkisi muazzam olur. Yani ekonomik fırsatlar orada, ancak hepsi birbirine saygı duymakla başlar. Tekrar dini özgürlükler konusuna dönüyorum; bu gerçekten Suriye'nin başarısı için temel taşıdır.

Rûdaw: Dini özgürlüklerle ilgili bir soru sormak istiyorum. Siz ve diğer ABD'li yetkililer, Amerika'nın Suriye hükümetinin sözlerine değil eylemlerine baktığını söylüyorsunuz. Ancak gördük ki bu geçici hükümet geçici bir anayasa çıkardı, Suriye'yi bir "Arap Cumhuriyeti" olarak tanımladı ve etnik/dini haklar konusunda kayda değer bir garanti vermedi; hatta bazılarının kendi dillerinde eğitim hakkı bile yok. Bunu nasıl görüyorsunuz ve nasıl okuyorsunuz? ABD'nin yeni Suriye'den atmasını beklediği adımlar bunlar mıydı?

Marlin Stutzman: Biliyor musunuz, bu benim için önemli bir konu. Kendinizi adlandırdığınız isim, kim olduğunuzu gösterir. Bence Başkan Şara'nın ülkesinin adını gözden geçirmesi ve ismin içindeki "Arap" kelimesini yeniden değerlendirmesi akıllıca olurdu. Bence sadece "Suriye Cumhuriyeti" olmalı. Başkan Şara; Kürt, Dürzi, Alevi, Hristiyan, Müslüman ya da Bedevi olsun, insanları gerçekten bir araya getirmeli. Demek istediğim, orada zorlu geçmişler ve ilişkiler var ama bence bu önemli. 21. yüzyılda yaşıyoruz. İnsanlar 24 saatten kısa sürede dünyayı dolaşabiliyor. İnsanlar anında iletişim kurabiliyor. Eğer Suriye tarihini kabul ederken aynı zamanda teknolojiyi, üretim kapasitesini, inşayı ve seyahati de kabul ederse, Suriye'deki herkes bundan faydalanır. Ayrıca burada, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan ve Amerikan rüyasını deneyimlemiş Suriyeli Amerikalıların da önemli olduğunu düşünüyorum. Suriye'deki insanların çoğu eğitimli ve buradaki durumun nasıl olduğunu biliyorlar. Her zaman her şey tozpembe değil, doğru, ama aynı zamanda anlaşamadığımız için asla birbirimizi öldürmeye kalkışmamalıyız. Bu yüzden Suriye'nin Ortadoğu'da harika bir ülke olma potansiyeli olduğuna inanıyorum.

Rûdaw: Suriye'nin ABD'yi dinlediğini ve ABD'nin siyasi desteğine ve yardımlarına güvendiğini düşünüyorum. Kürtler, Dürziler, Hristiyanlar, Aleviler ve Ezidiler gibi bileşenler ile Suriye hükümeti arasındaki en bariz anlaşmazlık noktasının, bu bileşenlerin çoğunun en başından beri federal ve ademi merkeziyetçi bir sistem talep etmesi olduğunu görüyorsunuz. Sizce federal bir sistem Suriye için uygun mu?

Marlin Stutzman: Bence halk, nasıl yaşayabileceğine ve nerede sesinin duyulduğunu hissettiğine kendisi karar vermeli. Suriye tarihinin böyle olmadığı açık, ancak gerçekten bir masa etrafında toplanıp uzlaşmalarını umuyorum. Sadece kimin ne alacağı konuşulmamalı. Vermek üzerine de konuşulmalı. Hepimiz Amerika'ya ne verebiliriz? John F. Kennedy'nin o ünlü sözü gibi: "Ülkenizin sizin için ne yapabileceğini sormayın, sizin ülkeniz için ne yapabileceğinizi sorun." Suriye'nin modeli bu olmalı. Şu an durum zor çünkü yoksulluk çok fazla. Ancak Esad ülkeyi yıkmış olsa da ortada temiz bir sayfa da var. Eğer Suriye'de doğru adımları atarlarsa, en yeni teknolojiye ve tarıma sahip olabilirler; ülkede yeni binalar ve yatırımlar olabilir. ABD ile, İsrail ile, Türkiye ile ve bölgedeki diğer ülkelerle, Avrupa ile, Ortadoğu ve Afrika'dakilerle ilişkileri olabilir. Suriyelilerin doğal olarak sahip oldukları potansiyel sayesinde, eğer birlikte çalışırlarsa durum eşsiz bir hal alabilir. Bu yüzden bazen kendinize sormalısınız: Savaş buna değer mi? Neden bu savaşı yapmalıyım? Geçmişin bizi ayırmasına izin vermek yerine vatandaşlarımla birlikte çalışmanın bir yolunu bulabilir miyim?

Rûdaw: Ancak Suriye'nin Amerika olmadığını biliyorsunuz. Amerika'daki demokrasi Suriye'de yok. Bazen bu bileşenler Suriye'nin bir parçasıymış ve o ülke için mücadele ediyormuş gibi görülmüyor. Kürtler, Dürziler ve Hristiyanlar; "Biz Kürdüz, Dürziyiz, Hristiyanız ama aynı zamanda Suriyeliyiz" diyorlar. Sizce yerel toplulukların güçlendirilmesi Suriye'de istikrarın ve birliğin mayası olmaz mı?

Marlin Stutzman: Öncelikle Amerika Birleşik Devletleri'nin de kendi iç savaşını yaşadığını hatırlatayım. 150 yıldan daha kısa bir süre önce bir iç savaş yaşadık. O süreçten geçmek zorunda kaldık. Kardeşin kardeşe, kuzenin kuzene karşı savaşıydı. ABD için çok karanlık bir zamandı, iç savaştan geçtiğimiz bir gerçek. İrlanda iç savaştan geçti. Pek çok medeni ülke yıkıcı zamanlardan geçti. Yani bu daha önce olmamış bir şey değil. Ama bir noktada şunu demelisiniz: Savaşmaktan yorulduk, birlikte oturalım ve topluluklarımızı güçlendirmek için ileriye dönük bir yol bulalım. Amerika'da Afrikalı-Amerikalılar var, beyazlar var, Çinli-Amerikalılar var, hepimiz Alman-Amerikalılardan geldik. Benim ailem Almanya ve İsviçre'den, dini özgürlük için buraya geldi. Bu yüzden Amerika'nın harika bir örnek olduğunu düşünüyorum. İşte bu yüzden özgürlüğün, birbirine saygı duymanın ve savaşmak yerine çözüm bulmanın bu işin çok önemli bir parçası olduğuna inanıyorum. Öldürmek cevap değil demek istiyorum.

Rûdaw: Peki, bileşenlerin ve herkesin hakkı verilmezse Suriye'de hiç savaş çıkmayacağına inanıyor musunuz? Çünkü siz Amerika'da iç savaştan ders aldınız ve bunu hep kendinize hatırlatıyorsunuz, nereden geldiğinizi biliyorsunuz. Ancak Ortadoğu'da çok fazla iç savaş yaşandı, darbeler ve iktidara yapışmak yaygın bir durum. Bazıları iktidara geliyor ve bırakmıyor, tıpkı Beşar Esad ailesinin yaptığı gibi. Suriye'nin tekrar bir iç savaşla yüzleşmeyeceğini ve iç savaştan, gerginliklerden ders aldıklarını düşünüyor musunuz?

Marlin Stutzman: Tarih bize, yaşanan tüm o bölünmeler ve çatışmalar nedeniyle Ortadoğu'nun diktatörleri tercih ettiğini gösterdi. Biz Amerika Birleşik Devletleri'nde bugünkü o büyük ülke haline gelerek büyüdük. Ancak Amerika'nın müreffeh olmasının nedeni, Amerika'nın özgür olması ve sorunlarımızı sandığa götürmeyi normal karşılamamızdır. Biz kurşun kullanmıyoruz. Ne zaman kurşun kullanmaya başlarsanız, cehennem yaratırsınız. Gördüğümüz ve yaşanan şey budur. Bu yüzden bu bir zihniyet haline gelmeli. Bunun hemen olabileceğini söylemenin zor olduğunu biliyorum, çünkü öyle değil. Bir ailenin diğerine, bir mezhebin diğerine karşı işlediği suçları anlıyorum. Ancak Başkan Şara'nın bana bahsettiği ve çok derin olduğunu düşündüğüm şeylerden biri, hoşgörünün olması gerektiğine işaret etmesiydi. Bence bu, her insan için çok önemli bir şey; hepimiz hayatımızın bir noktasında birileri tarafından incitildik ve yapabileceğimiz...

Rûdaw: Kendisi için mi dua ediyor, yoksa halkı ve ülkesi için mi?

Marlin Stutzman: Adaletin olması gerektiğini söyledi ama hoşgörünün de olması gerektiğini belirtti. Bu, her birimizin insan olarak önemsemesi gereken bir şey. Elbette, ailenizden birini başka bir aşiret veya mezhep tarafından öldürülerek kaybettiğinizde adalet istersiniz. Çoğu zaman intikam isteriz. Eğer adaleti sağlayabilir ve sonrasında hoşgörüye ulaşabilirsek, ileriye gitmenin, bağışlamanın tek yolu budur.

Rûdaw: Peki. Geçtiğimiz birkaç ayda Kürtler ile Şam hükümeti arasında çok sayıda görüşme yapıldı. Kürtlerin Suriye'deki en büyük ikinci ulus olduğunu, diğer bileşenlerle birlikte yerel bir yönetim kurduklarını ve ABD'nin ortağı olarak IŞİD'e karşı savaşta 12 bin şehit verdiklerini biliyorsunuz. Onların siyasi taleplerini inkar etmenin Suriye'de daha fazla istikrarsızlığa neden olacağını düşünmüyor musunuz?

Marlin Stutzman: Evet, öyle. Suriye ne kadar bölünürse o kadar istikrarsız olur. Biliyorsunuz yakın zamanda Katar'daydım. Katar çok küçük bir ülke; 300 bin Katarlı ve orada yaşayan yaklaşık iki milyon insan var. Gazdan çok para kazanıyorlar ve kendilerine yetebiliyorlar. Görüldüğü üzere Katar tek elden yönetilen bir ülke. Katar yarımada olması nedeniyle biraz farklı ama Suriye'nin gerçekten birleşmeye ve tüm doğal kaynaklarını kullanmaya ihtiyacı var; bunu birbirleriyle paylaşmak zorundalar. Demek istediğim, sadece bir grup insan diğerlerinin hesabına zenginleşmemeli. Biz Amerika Birleşik Devletleri'nde de aynı tartışmaları yapıyoruz; ekonominin tüm Amerikalılar için olduğundan, fırsatların tüm Amerikalılar için olduğundan emin olmak istiyoruz. Sonucu belirlemenize gerek yok. Hükümet sonucu belirlememeli. Her birey ciddiyetle çalışmalı ve yaşam hedeflerine ulaşmalı. Bence bu Kürtler için de önemli. Kürtler Amerika'nın büyük müttefikleridir, büyük bir etkileri olabilir ve umarım Başkan Şara, Kürtlerle ilişkimiz için o kapıyı açar. Harika savaşçılar oldukları, harika bir güç oldukları açık. Eğer Suriye yapısının bir parçası olabilirlerse, ülkeyi pek çok açıdan savunabilirler. Ancak bir yolunu bulmalılar; bu, "Tamam, geçmişin suçlarını unutalım ve birlikte çalışmak, barışmak için bir yol bulalım" diyen nesil olmalı.

Rûdaw: Eğer bir yıl önce size bu soruyu sorsaydım, "Kürtler Suriye'deki tek ortağımız" derdiniz. Ancak şimdi durum değişti. Yaptırımların kalktığı ve ABD'nin Şam ile ilişki kurduğu bir dönemde, Kürtler ile ABD arasındaki ilişkinin ve koordinasyonun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Marlin Stutzman: Evet, bence Kürtlerin dostumuz olduğunu ve IŞİD'e karşı savaşta bize yardım etmeye hazır olduklarını her zaman hatırlayacağız. Başkan Trump'ın ilk başkanlık döneminde onun çok iyi dostlarıydılar. Görüşleri çok güçlü, onların görüşlerini de dinlemeliyiz. Elbette Dürzilerin de görüşünü dinlemeliyiz. Hristiyanların, Müslümanların ve Alevilerin görüşlerini dinleyelim. Demek istediğim, herkesin bir sesi olmalı. Hiçbir zaman tamamen anlaşamasak ya da tamamen hemfikir olmasak da, onların Suriye'de birleşecekleri konusunda anlaşalım. Suriye tüm dünyada, dünyanın en eski ülkelerinden biri olarak biliniyor. Oradaki tarih, uzaklaşılacak değil gurur duyulacak bir şey olmalı. Pek çok insan, orada yaşanan iç savaşlar nedeniyle tehlikeli bir bölgeye girmek istemediği için Suriye'ye gitmiyor. Eğer birleşirlerse, Ortadoğu'da eşsiz bir güç olabilirler.

Rûdaw: Suriye hakkında konuştuğumuzda, Suriye'nin şu anki egemen unsurlarının El Kaide ve sonrasında IŞİD gibi radikal gruplarla bağlantısı olduğunu biliyoruz. Sizce bu kişilerin yönetimi altında merkezi bir Suriye'nin varlığı, Suriye'nin geleceği ve bileşenlerin hakları üzerinde nasıl bir etki yaratır?

Marlin Stutzman: Yabancı savaşçılar, IŞİD, El Kaide ve terör örgütleri bunun bir parçası olamamalı. Bu yürümez. Eğer birleşik bir Suriye olur ve her türlü terör örgütünü yok edebilirlerse, ülkeye fayda sağlamanın yolu budur. Demek istediğim, refah ancak insanlar birleştiğinde oluşur. Bölündüklerinde refah olmaz. Bu yüzden, eğer çocukları için en iyisini istiyorlarsa, torunları için en iyisini istiyorlarsa, geleceği düşünmek zorundalar. Suriye'de geçmiş çirkin, ama aynı zamanda çocukları ve torunları için muazzam olabilecek yeni bir gelecek inşa edebilirler. Ailemi Şam'ı ve Suriye'yi görmeye, Pavlus'un yürüdüğü, İsa'nın geçtiği yerleri görmeye götürmek isterim. Tarihi ve geçmişin kalıntılarını görmek... Bu eşsiz bir şey. Bu yüzden umut ediyorum ve Suriye halkını teşvik ediyorum; tüm bunları göz önünde bulundursunlar, tüm farklılıklara rağmen birlikte çalışmanın ve birbirlerini sevmenin bir yolunu bulsunlar.

Rûdaw: Ailenizi ve çocuklarınızı şu an Suriye'ye götürseniz güvende hisseder misiniz, yoksa hala daha fazla güvenlik güvencesine mi ihtiyacınız var?

Marlin Stutzman: Benim için, bir Kongre üyesi olarak elbette özel güvenliğim olacaktır. Ancak sıradan bir Amerikalı aile için bunun zaman alacağını düşünüyorum. Buna yaklaşıyoruz. Bu yüzden Başkan Şara'nın tüm Suriyeliler için güvenliği sağlaması önemli. Çünkü burada Amerika'daki kendi şehirlerimize baktığımızda; Chicago'da bir silahlı saldırı haberi duyduğumuzda ya da uyuşturucu suçları ve büyük şehirlerimizde sorun çıkaran insanlar olduğunda, güvende hissetmedikleri için büyük şehirlere gitmekten kaçınan insanlar olduğunu biliyorum. Güvenlik herkes için sağlanmalı.

Rûdaw: Suriye'deki radikal silahlı grupların Suriye'nin geleceğini ve yönetimini ele geçirmeyeceğinden emin olmak için ABD hangi güvenlik kriterini yeterli görüyor?

Marlin Stutzman: Bence bunun bir parçası ekonomik büyüme, yani yaptırımları kaldırırsak... Bilmemiz gereken şeylerden biri şu; Başkan Şara ABD'den para istemiyor, askeri güç istemiyor. Sadece yaptırımların kaldırılmasını talep ediyor ve "Kendi ülkemizi yeniden inşa etmek istiyoruz" diyor. Başkan Şara bağış istemiyor. Bu onun açısından çok asil bir davranış. Suriye'ye dönmeye hazır milyonlarca dolarlık yatırım olduğunu biliyorum, çünkü onlar da ülkeye inanıyorlar. Bu yüzden Suriye halkına mesajım şu: Suriye'ye inanmak isteyen çok insan var. Onlar da kendilerine inanmalı ve birlikte çalışmanın, barış ve uyum içinde birlikte yaşamanın bir yolunu bulmalı.

Rûdaw: Bu, Suriye'nin siyasi reforma, bileşenlerin haklarını garanti altına almaya, ademi merkeziyetçi yönetim ve genel uzlaşı konularını çözmeye hazır olduğu anlamına mı geliyor?

Marlin Stutzman: Öyle olmalı. Demek istediğim, bir yolunu bulabilmeliler. Anlıyorum, küçük bir azınlığınız olduğunda, onlar yönetici sınıf veya yönetici parti olmayabilirler. Ama işte bu yüzden seçimler, herkesin sesinin duyulması için önemlidir. Herkes masada olabilmeli ve katılabilmeli. Herkesin her istediği olmak zorunda değil. Kimsenin her zaman her istediği olmaz. Ama eğer sadece bir kişinin her istediği olursa, bu diktatörlüktür. Bu yüzden, bir cumhuriyet çerçevesinde demokratik olmanın bir yolunu bulabilirlerse... Amerika Birleşik Devletleri gibi olmalılar demiyorum. Ben sadece halk için inanıyorum, endişeleniyorum ve onları önemsiyorum. Bir çocuğun savaş yüzünden babasını kaybettiğini görmek istemiyorum. Bir kadının, eşi teröristler tarafından öldürüldüğü için dul kaldığını görmek istemiyorum. Barış savaştan çok daha iyidir. Dünya Suriye'yi izliyor. Eğer yerel toplulukların haklarına ve ülkedeki farklı dinlere saygı duyan bir tür federal sistemle kendi işlerini yönetmenin bir yolunu bulabilirlerse, bence bu harika olur. Eğer başka tür bir sisteme ihtiyaç duyulursa, oturup bir yolunu bulabilmeliler. Ancak sonunda ifade özgürlüğü ve dini özgürlük gibi temel ilkelere geri dönüyoruz. Dini özgürlüğün bunun en büyük parçası olduğuna gerçekten inanıyorum.

Rûdaw: Suriye'nin; ulusal ve dini bileşenlerin haklarının korunduğu, kapsayıcı ve siyasi açıdan istikrarlı bir ülkeye doğru gittiğini ölçmek ve bilmek için ABD'nin hangi kriterlere sahip olması gerekiyor?

Marlin Stutzman: Bence önemli şeylerden biri, özgür basınla birlikte şeffaflığın olması gerekliliğidir. Gazeteciler orada olabilmeli ve sadece ülke için değil, dünya için de görüp duyduklarını haberleştirebilmeli. Hükümette şeffaflığın önemli olduğunu düşünüyorum. Tekrar ediyorum, bazen işleri kendi adımıza zorlaştırıyoruz. Yönetmenin zor olduğunu, kolay bir süreç olmadığını anlıyorum ama maksimum şeffaflığın olması önemli. Başkan Şara'nın seyahat etmesi ve diğer dünya liderlerini ziyaret etmesi gerçeğinin, onun hazır olduğunu ve ortaklık aradığını gösterdiğini düşünüyorum. Başkan Şara Amerika Birleşik Devletleri ile konuşmak istediğini söylediğinde, bunun çok büyük bir işaret olduğunu hissettim. Eğer ortaklık kurabilirsek, iletişim kurabilirsek... Amerika'daki değerlerin, bazen özgürlükle birlikte zor ve karmaşık olsa da, bazen özgürlükle birlikte ödenen bir bedel olsa da ve her zaman istediğimiz kadar temiz görünmese de... Uzun vadede inanıyorum ki Suriyeliler, herkes için uygun olan bir sistemle ileriye dönük bir yol bulabilirlerse -ancak bu birleşik bir Suriye olmalı ve Suriye bayrağını yükseltebilmeliler- işte bu onlara gerçekten başarılı olmaları için yardım edecek şeydir.

Rûdaw: Son soru demiştim ama şunu da eklemek istiyorum. Ahmed Şara Washington'a veya diğer ülkelere yanında Kürt, Hristiyan, Dürzi ve diğer bileşenlerin olduğu bir heyetle gelseydi, bu sizce nasıl olurdu? Daha etkili olmaz mıydı?

Marlin Stutzman: Aynı şeyi kendi başkanımız için de söyleyebilirim. Başkanımız Ortadoğu'ya tek başına gitti. Demek istediğim, yanında tüm ülkeden bir heyet yoktu.

Rûdaw: Ama o (Donald Trump) halk tarafından seçildi, kendini başkan ilan etmedi.

Marlin Stutzman: Evet, bu geçerli bir nokta, bu doğru. Ancak bence Başkan Şara hükümetini kuruyor. O, her ne kadar tüm halk tarafından seçilmemiş olsa da Başkan. Doğru, ama o önümüzdeki beş yıl içinde seçim yapmak istiyor. Ona "Neden beş yıl?" diye sordum. "Çünkü mültecilerin geri dönmesi ve yeniden yerleşmesi zaman alacak" dedi. "Coba'a bak, Coba tamamen yok oldu" dedi. İnsanlar ülkelerini yeniden inşa etmek zorunda. Bu yüzden eğer söylediklerini ve ulaşmak istediklerini gerçekten uygulayabilirse, ayrıca seçim zamanına kadar insanlara ülkelerini yeniden inşa etme imkanı verirse, ben ona bu şansı vermeye hazırım. Bence bu önemli. Başkan Trump'ın ona şans vereceğini düşünüyorum. Kongre'de çoğumuz, demokratik sürece doğru gidecek bir hükümet kurması için ona şans vermek istiyoruz. Ancak bu süre zarfında sadece yaptırımların kaldırılmasıyla insanların ülkelerini yeniden inşa etme kapasitesi oluşabilir. Şu an Suriye'de kredi kartı kullanamazsınız. Her şey nakit ve sokaklardaki alışverişle dönüyor. Genç çocuklar sokaklarda nakit parayla benzin alıp arabalara koyuyor. İyi bir ekonomik sistemleri yok. Tekrar ediyorum, bunun sebebi olarak Esad'ı görüyorum. Şara'nın önünde büyük bir iş var; 25 milyon insan ve ülkeye dönebilecek milyonlarca diğer insan için büyük bir iş. Bu herkes için çok fazla iş demek. Eğer bunu doğru bir şekilde paylaşırsa, insanlar samimi olur ve birlikte çalışırsa, başarılı olabileceğini düşünüyorum.

Rûdaw: Sayın Kongre Üyesi, bu fırsat için çok teşekkürler.

Marlin Stutzman: Çok teşekkürler, benim için bir zevkti.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli