BABAHAN: Hedef Kürt’süz 50 yıl!

14-03-2016
HÊMİN XOŞNAW
Etiketler Ergun Babahan Boydak Zaman Amerika Erdoğan
A+ A-

Türkiyeli gazeteci - yazar Ergun Babahan, başkanlık sistemiyle, “Kürtler’in Türkiye siyasetinde en az bir 50 yıl daha etkili olmasının önüne geçilmek istendiğini” söyledi.

 

Babahan, “Parlamenter sistem sürerse, Kürtler’in yakın gelecekte hükümet ortağı olması kaçınılmaz hale gelecek. Başkanlık sistemi bu “tehlike”yi bertaraf edecektir” dedi.

 

Devletin “Kürtsüzleştime” politikası güttüğünü ifade eden Ergun Babahan, “Görülmesi gereken gerçek, bugünün Kürtleri’nin 1915’in Ermenileri olmadığıdır. O yüzden bu politikaTürkiye’yi çok kanlı bir döneme sokacaktır” değerlendirmesini yaptı.

 

Ergun Babahan, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı…

 

Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarından biri olan Boydak ailesine operasyon düzenlendi, ardından da Zaman’a kayyum atandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

17-25 Aralık yolsuzluk skandallarının ardından Tayyip Erdoğan ve AKP, “Ergenekon” dediğimiz derin devlet yapılanması ile ittifaka gitti. Düne kadar iktidarını Cemaat’in devlet bürokrasisindeki gücüne borçlu olan Erdoğan, o saatten sonra hem kendi kişisel öfkesi, hem de devletin Cemaat düşmanlığı temelinde harekete geçti. Milli Güvenlik Kurulu’nda Cemaat’in imhası kararı alındı. Bu karar sonucu, gazeteler, onlara gönül vermiş gazeteciler, işadamları, memurlar hedef alındı. Devlet, Cemaat’in tamamen silindiğine emin olana kadar bu operasyonlar artarak sürecektir. Avrupa Birliği’nin tavrı, muhafazakar kesime yönelik baskıların artmasına neden olacaktır.

 

Yapılan iki operasyonu doğru okumak için neyi dayanmak gerekir?

 

Başta Aydınlık gazetesi olmak üzere derin devletle bağlantılı kesimlerin haber ve yorumları gerçek amacı ortaya koyuyor. Cemaat, devlet açısından kökü dışarıda bir muhafazakar yapıdır. AKP açısından ise yolsuzlukları ortaya çıkarıp kendisini sırtından bıçaklamış Müslümanlar grubu. 17-25 Aralık bu açıdan kırılma noktasıdır.

 

Aslında bu operasyon Erdoğan karşıtı cepheyi daha da birleştirdi. Cemaate en karşı isimler bile Zaman gazetesine el konulmasına, yardımseverliği ile tanınan Boydak ailesine yapılanlara tepki duydu.

 

Zaman gazetesine neden kayyum atandı?

 

Sadece Cemaat olduğu için.

 

Art arda yapılan iki genel seçimin bu konularla ilgisi var mı?

 

7 Haziran, devletin panik yaşadığı bir seçim oldu. Erdoğan parlamento kontrolünü kaybetmekten, yolsuzluk iddialarının hesabını vermekten, bürokrasi ve yargıdaki mutlak hakimiyetini kaybetmekten korktu. Devlet ise Kürtler’in etkili ve güçlü olduğu parlamento ve hükümet modelinden. MHP ile yapılan işbirliği sonucunda bu tehlike bertaraf edildi.

 

Şimdi başkanlık sistemine geçilerek Kürtler’in Türkiye siyasetinde en az bir 50 yıl daha etkili olmasının önüne geçiliyor. Parlamenter sistem sürerse, Kürtler’in yakın gelecekte hükümet ortağı olması kaçınılmaz hale gelecek. Başkanlık sistemi bu “tehlike”yi bertaraf edecektir.

 

Erdoğan ile başbakan Ahmet Davutoğlu arasında görüş ayrılıkları olduğu söyleniyor…

 

Davutoğlu ile Erdoğan arasındaki fark, sadece üslup farkıdır. Yoksa Davutoğlu’nun siyaseti, neo-Osmanlıcılık hayali, Kürt politikası, Batı’ya bakışı Erdoğan’dan farklı değildir. Davutoğlu, Erdoğan’ı Saray’da yalnızlaştırma politikasında başarılı olamadı. Şu anda Erdoğan sonrası için hazırlık yapıyor, kendi medyasını oluşturuyor görüntüsü içinde. Ama gönlünde yatan elbette yarın sabah itibariyle gerçek bir başbakan olmaktır. Şu anda yetkisiz ve güçsüzdür. Hırsları bunu kabul etmesini zorlaştırmaktadır ama parti tabanında gerçek güç sahibi değil. Erdoğan bir zorunlulukla karşılaşırsa, yarın sabah orada olmaz.

 

Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP'lilerin dokunulmazlığının gündemde….

 

Devlet açısından Ermeni meselesinden bu yana devletin karşılaştığı en büyük tehdit Kürt meselesidir. Suriye’deki Kürt özgürlük hareketi Ankara’da büyük korku yaratmış durumda. 40 yıla varan silahlı mücadele yok edilemediği gibi, Suriye’de federe bir yapıya kavuşma şansını elde etmiştir. Kürtler, Batı kamuoyunun sempatisini kazanmış, Suriye’de Amerika ve Rusya’nın doğrudan desteğini elde etmiştir. Demirtaş, Öcalan’dan sonra Kürt coğrafyasında hayranlık duyulan ikinci lider olmuştur. Onun varlığı, duruşu Ankara açısından tehdit kabul edilmektedir. Bu hamle, Kürt sorununun şiddet yoluyla çözülme kararlılığının açık bir göstergesidir.

 

 

“Kürt Sorunu'nun devlet açısından üç çözüm yolu var: Demokratik müzakere ve çözüm, imha veya bölünme” demiştiniz. Şu anda devlet hangisini gerçekleştirmenin peşinde?

 

Devlet, Kürtler’i sindirerek, yerlerinden ederek, sürerek, şehirlerini yıkarak bölgeyi Kürtsüzleştime politikası izliyor. Şu anda görünen, kararın imha yolunda olduğu ama görülmesi gereken gerçek, bugünün Kürtleri’nin 1915’in Ermenileri olmadığıdır. O yüzden bu politikaTürkiye’yi çok kanlı bir döneme sokacaktır.

 

Bölgeyi Kürtsüzleştirme ile tam kastınız nedir?

 

Kobane’de olduğu gibi o coğrafyaya Sünni Araplar’ı yerleştirme siyaseti olabilir bu kararın ardında. Ermenilere yönelik politikanın günümüz koşullarına uygulanmış haline tanıklık ediyoruz denilebilir.

 

ABD nasıl bir tavır sergiler?

 

Dünya düzeni çok dağınık ve parçalı bir yapıda. Amerikan seçimlerine kadar Türkiye’nin durumunun gündeme alınması mümkün görünmüyor ama Osmanlı’dan bu yana bu topraklarda tüm değişimleri dış güçler gerçekleştirmiştir. Türkiye toplumunun böyle bir kapasitesi yok.

 

PORTRE / Ergun BABAHAN

 

1960 yılında İzmir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimi tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Ardından Amerika'da Stanford Üniversitesi ve Maryland Üniversitesi, College Park'ta eğitim gördü. Gazeteciliğe İzmir'de Yeni Asır’ta başladı. Sabah ve Yeni Binyıl gazetelerinde genel yayın yönetmenliği yaptı. 2009'da Star’da köşeyazarlığı yapmaya başlayan Babahan'ın görevine, 2012 yılında Twitter'da Fethullah Gülen ve Cemaate yönelik yorumları nedeniyle son verildi.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli