Eski DSG Sözcüsü Talal Silo'dan Rûdaw'a özel açıklamalar: Mazlum Abdi Ankara'yı ziyaret edebilir
Dilbixwîn Dara
Eski Demokratik Suriye Güçleri'nin (DSG) Sözcüsü Talal Silo, uzun bir sessizliğin ardından Rûdaw'a özel bir röportaj verdi. Silo, “Mazlum Abdi bir gün Ankara'yı ziyaret edebilir" dedi.
Türkiye'ye gidişi birçok spekülasyona neden olan Talal Silo, Türkiye'de kendisine baskı ve tehditlerde bulunulduğunu açıkladı ve DSG'ye asla ihanet etmeyeceğini vurguladı.
Talal Silo'nun hikayesi, Suriye'deki savaş sonrası en dikkat çekici hikayelerden biriydi. DSG Sözcüsü olarak tanındıktan sonra aniden ortadan kaybolmuş ve daha sonra Türkiye'de olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak iddiaların aksine, DSG'ye karşı bir tutum sergilemedi.
Talal Silo, röportajında Türkiye'de geçirdiği dönemin kolay olmadığını ve büyük baskılara maruz kaldığını belirterek, "Medyaya çıkmam engelleniyordu. Sadece bu da değil, ben ve ailem de tehdit ediliyordu" dedi.
DSG ile olan bağına vurgu yapan Talal Silo, eski yoldaşlarına asla ihanet etmeyeceğini söyleyerek, "İhanet etmem. DSG'yi savunmuyorum, gerçekleri söylüyorum. Bazı DSG komutanlarıyla kişisel ilişkilerim var. DSG şu anda sahada eğitimli ve güçlü bir kuvvettir, Suriye Arap Ordusu şu anda parçalanmış durumda" ifadelerini kullandı.
Kendisini taraflar arasında potansiyel bir köprü olarak gördüğünü ve arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu belirten Silo, "DSG ile Suriye Hükümeti arasında arabulucu olabilirim. DSG'ye geri dönmem şu an gündemde değil ama Kamışlo'yu kişisel olarak ziyaret edebilirim" dedi.
Silo ayrıca dikkat çekici bir ihtimali de dile getirerek, "Durum değişebilir ve Mazlum Abdi Ankara'yı ziyaret edebilir" diye konuştu.
Duygularından da bahseden Silo, büyükannesinin Kürt olduğunu açıklayarak, "Efrin benim için en güzel Kürt şehridir" dedi.
İşte DSG'nin eski sözcüsü Talal Silo ile yapılan röportajın tam metni:
Rûdaw: Konuğumuz Halep'ten Talal Silo. Hoş geldiniz Sayın Silo, umarım iyisinizdir. İlk soruyu sormak istiyorum, DSG'ye tekrar dönmeye hazır mısınız?
Talal Silo: Öncelikle size ve Rûdaw izleyicilerine iyi akşamlar dilerim. Geri dönüş konusu şu anda masada değil ve herhangi bir temas da yok. Elbette, bazı komutanlarla kişisel dostluk düzeyinde bir ilişkim var ancak genel komutanlık düzeyinde geri dönmem için bir temas kurulmadı.
Rûdaw: Peki niyetiniz var mı, yani kalbiniz DSG'ye dönmek istiyor mu?
Talal Silo: Dediğim gibi, mesele niyet meselesi değil, mesele herhangi bir temasın olmaması. Benimle DSG genel komutanlığı arasında bir temas kurulduğunda, o zaman geri dönüş konusunu konuşabiliriz. Ben ayrıldığımda, ayrılmamın sebepleri vardı. Eğer DSG genel komutanlığı içindeki varlığımın ülkeme, bölgeye ve DSG'ye hizmet edebileceğini görürsem, elbette bunu konuşuruz.
Suriye hükümeti ile DSG komutanlığı arasında temaslar olduğunu görüyoruz. Eğer benden iki taraf arasında bir savaşın önlenmesi için müzakere sürecinde ve insani çalışmalarda bir rol oynamam istenirse ya da DSG içinde aktif bir rolüm olacaksa, bu konuyu genel komutanlık ile görüşebiliriz ama şu ana kadar bir şey yok.
Rûdaw: Siz ayrılıp Türkiye'ye gittikten sonra Mazlum Abdi ve diğer DSG komutanları sizinle konuşmadı mı? Geri dönmenizi istemiyorlar mı?
Talal Silo: Hayır, hayır, kesinlikle. Size söylediğim gibi, benimle Sayın General Mazlum Abdi ya da liderlikten başka herhangi bir kişi arasında resmi bir temas yok, sadece birbirimizin halini hatırını sormak için kişisel dostluk düzeyinde bir ilişki var. Ama şu anda ne Sayın Mazlum Abdi ile ne de DSG komutanlığından başka bir tarafla resmi bir temasım var.
Rûdaw: Bir dönem üst düzey bir komutan ve DSG sözcüsüydünüz ve Rojava'nın birçok şehrini gezdiniz. Kamışlo'ya bir ziyaret için dönmek ister misiniz? Şu an Halep'tesiniz, Kamışlo'ya çok da uzak değilsiniz.
Talal Silo: Kamışlo'yu ve diğer bölgeleri kişisel olarak ziyaret edebilirim, çünkü dediğim gibi oralarda dostlarım ve kardeşlerim var. Kamışlo, Haseke ve Rakka'da bulunduk ve bu bölgelerin IŞİD'den kurtarılmasına katıldık. Ancak şu ana kadar bir şey yok ve böyle bir ziyaret özel, özellikle de güvenlik düzenlemeleri gerektirir. Sivil bir kişi olarak o bölgelerde bulunmam tehlikeli olabilir. Eğer ziyaret edersem, oradaki dost ve kardeşlerle bir anlaşma olması gerekir.
Rûdaw: Sizin için en güzel Kürt şehri hangisiydi?
Talal Silo: Doğrusu, birkaç şehri gezdim ama benim için en güzel şehir Efrin'di. Sadece 2 buçuk ay kalmama rağmen, orada çok güzel anılarım var. Halkı, Efrin Kürtleri, onların samimiyeti ve misafirperverliği bende çok iyi bir etki bıraktı. Efrin'i Suriye'deki en güzel Kürt şehri olarak görüyorum ve bir gün tekrar ziyaret etmeyi, hatta oraya yerleşmeyi umuyorum.
Rûdaw: Efrin ile aranızda 60-70 kilometre var, Efrin'i ziyaret edemiyor musunuz? Talal Bey, Türkiye'ye gittiğinizde DSG'ye bazı eleştirileriniz vardı. Şimdi görüyorum ki tutumunuz çok farklı ve DSG'yi savunuyorsunuz. Bu tutum değişikliğinizin sebebi neydi? Neden DSG'yi savunuyorsunuz?
Talal Silo: Mesele savunmak değil, gerçekleri söylemektir. Ben tüm röportajlarımda olumlu ve olumsuz yönlerden bahsediyorum. Vicdanımı satıp olmamış şeyleri söyleyemem ya da DSG'ye saldıramam. DSG'deki hizmetim sırasında çalışma ruhu, savaş ruhu ve ortaklık ruhu gibi olumlu yönler vardı. Hiçbir zaman Sayın Mazlum Abdi ya da komutanlıktan başka bir kişi hakkında kötü konuşmadım çünkü onlar iyi insanlardı ama bizim anlaşmazlığımız sadece iş üzerindeydi, kişisel bir şey değildi.
Rûdaw: Yani DSG'den ayrıldığınız için pişman mısınız?
Talal Silo: Hayır, pişmanlık meselesi değil. Size söyledim, benim ayrılışım beni DSG'den ayrılmaya zorlayan özel şartlar altında oldu. O şartlar şimdi değişti.
Rûdaw: Talal Bey, Türkiye'de kaldığınız süre boyunca DSG'ye karşı çıkmanız için size baskı yapıldı mı? Ya da sizden böyle bir şey istendi mi?
Talal Silo: Evet, şüphesiz baskılar vardı. Türk devleti içindeki bazı taraflar, özellikle röportajlar ve sosyal medya konusunda bana baskı yapıyorlardı. Gerçekleri söylememi istemiyorlardı. Birçok kez benden DSG'ye ve komutanlığına saldırmam istendi ama ben her zaman aramda onlarla aynı kaptan yemek yediğimi ve yemeğe ihanet edemeyeceğimi söyledim.
Bu durum, Türkiye'nin üzerimdeki baskılarının artmasına neden oldu. Ben 6 ay önce Suriye'ye döndüm ve Türkler geri dönmemi istedi ama reddettim. İki gün önce, Türk tarafının doğrudan talebi üzerine Türkiye'de Twitter hesabım engellendi. Bu, benim varlığımdan ve Suriye dosyasına yaklaşımımdan memnun olmadıklarını gösteriyor.
Rûdaw: Yani hayatınıza yönelik bir tehdit var mı?
Talal Silo: Evet, doğruyu söylemek gerekirse var. Orada sadece tehlikelerle karşılaşmadım, aynı zamanda DSG üyeliği suçlamasıyla beni yargılamakla tehdit ettiler. Benden önce, yine DSG'den ayrılıp Türkiye'ye giden Muhammed Geferzita, 3 yıl sonra yargılandı ve 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı, sonra Almanya'ya kaçtı. Eğer Suriye dosyasında istedikleri gibi çalışmazsam bedelini ödeyeceğime dair bana ve aileme doğrudan tehditlerde bulunuldu. Bu yüzden kendimi medyadan uzak tutuyordum.
Rûdaw: Türkiye'nin Rojava Kürtlerine yönelik politikasının değişime doğru gideceğini tahmin ediyor musunuz? Gelecekte Türkiye'nin Mazlum Abdi'yi Ankara'ya davet etme ihtimali var mı?
Talal Silo: Şu anda Türk milliyetçilerinin Devlet Bahçeli liderliğinde yürüttüğü barış girişimini görüyoruz. Bu girişim, Suriye ve Türkiye'deki Kürt dosyasını genel olarak kapsayacaktır. Siyasette kalıcı hiçbir şey yoktur. Her an durumun değişmesi ve Sayın Mazlum Abdi'nin Türkiye'yi ziyaret ettiğini görmemiz mümkün. Ahmed Şara üzerindeki cezaların kaldırıldığını ve Amerika'yı ziyaret ettiğini görüyoruz. Sayın Bahçeli’nin Sayın Abdullah Öcalan'dan Türkiye parlamentosunda konuşmasını istediğini görüyoruz. Bütün bunlar Suriye dosyasını olumlu yönde etkileyecektir.
Rûdaw: Siz Demokratik Suriye Güçleri'nin sözcüsüydünüz ve askeri alanda tecrübelisiniz. DSG ile Suriye ordusu arasında bir savaş çıkarsa, aralarındaki güç farkını nasıl görüyorsunuz? Böyle bir savaşta kim kazanır?
Talal Silo: Doğrusu, askeri açıdan şu anda Suriye Arap Ordusu içinde bir parçalanma var ve askeri imkanları kısıtlı. İsrail, tüm havaalanlarını ve askeri üslerini vurdu. Umarım böyle bir savaş olmaz, çünkü sonuçta dökülen kan Suriyelilerin kanıdır. Ama ben Suriye Arap Ordusu'nun şu anda böyle bir savaş yapamayacağına inanıyorum çünkü birçok cepheye dağılmış durumda. Süveyda cephesi var, sahil cephesi var ve IŞİD'e karşı savaşıyor. DSG ise şu anda sahada eğitimli ve güçlü bir kuvvettir. Ancak uluslararası toplumun da böyle bir savaşa izin vermeyeceğine inanıyorum.
Rûdaw: Evet, siz Türkmen kökenlisiniz, Kürtlerin arasında bulunduğunuz süre boyunca Kürtçe öğrendiniz mi?
Talal Silo: Hayır, doğrusu hayır. Komutanlıktaki Kürt arkadaşlar iyi derecede Arapça biliyorlardı ve bu bize yardımcı oldu. Bu yüzden Kürtçe öğrenmeme gerek kalmadı. Ama güzel bir dil ve bir sorun yok. Benim Kürt kökenlerim de var. Büyükannem, yani babamın annesi Kürttü. Babamın dayıları Rai şehri Kürtlerindendir. Bu yüzden bu konu bizim için yeni değil.
Rûdaw: Talal Bey, biz sizin dayılarınız oluyoruz, siz de bizim yeğenimizsiniz.
Talal Silo: Evet, evet. Bu bir gerçek. Bu gerçeği saklayamayız.
Rûdaw: Konuğum olduğunuz için çok mutlu oldum. Çok teşekkürler.
Talal Silo: Size ve Rûdaw kanalına teşekkür ederim. İnşallah yakın bir gelecekte Kürdistan Bölgesi'nde görüşürüz. Hoşça kalın.
Rûdaw: Çok teşekkürler.