Azad Cundiyani: KYB belli bir grubun kontrolünde

19-05-2017
Mahmud Yasin Kurdi
Etiketler Azad Cundiyani KDP PKK Referandum
A+ A-

9 Şubat’ta  partisinden istifa eden Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) eski Politbüro üyesi Azad Cundiyani, KYB’nin “belli bir grubun kontrolünde” olduğunu söyledi.

 

Azad Cundiyani, Kürdistan’ın bağımsızlığı dışında artık siyasi faaliyetlerde bulunmayacağını belirterek, “Kanımca Mesud Barzani 1-2 ay içinde referandum konusunda ciddi adımlar atacak” dedi.

 

Azad Cundiyani, PKK’nin Kürdistan Bölgesi’ndeki varlığından dolayı bölgeye zarar vereceğini söyledi.

 

KYB eski Politbüro üyesi Azad Cundiyani Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.


Kürtler nasıl bağımsızlığa kavuşacak?

Kürdistan’ın bağımsızlığına ilişkin Kürdistan Bölgesi Başkanı açık bir şekilde duruşunu ortaya koydu. Bu konuda gösterdiği yol oldukça barışçıl ve ılımlı bir yol. Bağımsızlık konusunda Bağdat’la iki düşman veya sorunlu komşu olmak istemiyoruz. Bununla beraber komşu ülkelerle de diyalogla birbirmizi anlayabiliriz. Bu şekilde meşru yasal hakkımızı elde edebiliriz.

 

Kürdistan’daki siyasi taraflar arasında sorunlar yaşanıyor. Mevcut sorunlara rağmen referandum yapılabilir mi?

 

Hiçbir krizin referanduma engel olmasına izin veremeyiz. Çünkü bağımsızlık mevcut sorunların bir kısmını da çözebilir. Tarih ve zaman geçiyor. Geçen 100 yılda bağımsızlığa bu denli yakınlaşmamıştık. Sırf iç kriz yaşanıyor diye bu fırsatı da kaçıramayız. 10 yıl sonra bölgesel ve uluslararası koşulların bu konuda uygun olacağının teminatı kim verebilir?

 

Siyasi krizden dolayı parlamento aktif değil. Parlamentonun işlevsizliğine rağmen referandum yapılabilir peki?

 

Parlamentonun mevcut durumu referanduma engel değil. Partilerin referandum kartını oynamasına gerek yok. Parti ve şahısların kişisel çıkarları, Kürdistan halkının çıkarları önüne geçmemeli.

 

Sizce KYB referandum konusunda KDP ile aynı görüşte mi?

 

KYB, 4 ay önce referandum konusunda net duruşunu gösterdi. Referandumun yapılması KYB için daha iyi. Çünkü KYB kendi kaderini tayin etme peşinde. KYB, bağımsızlık konusunda da duruşunu göstermiştir. Umarım daha ciddi ve aktif bir şekilde bu sürece katılır.

 

Tüm KYB’lilerin referandum konusunda KDP ile biraraya geleceğinden emin misiniz?

 

Bence referandum sürecinin başında bazı KYB’liler olmayacak. Daha sonra mecburen bu sürece katılacaklar. Daha önce Sayın Mesud Barzani, bağımsızlıktan söz edince bazı taraflar bunun bir gösteri olduğunu iddia ediyordu. Fakat BM Genel Sekreteri’nin Erbil ziyaret sonrasında söz konusu tarafların görüşleri değişti.  Şu anda ise parlamentonun işlevsizliğini ya da Barzani ailesinin krallıklarını kurma çabasında olduklarını söylüyorlar. Diğer tarafların adım atmasından sonra çekingen olan KYB’liler de sürece katılacaklar.

 

Bazı KYB’liler parlamento dışında referandum yapılamayacağını söylüyor. Sizce KDP tek başına bu işi yapabilir mi?

 

KDP’nin sorunların çözümünü beklemesi önemli. Ancak KDP yapılan görüşmelerin referandumu geçiktirmeye ve engellemeye yönelik olduğu kanısına varırsa bence parlamentonun kararını beklemesin.

 

Bazı taraflar referandum konusunda Barzani’nin samimi olmadığını, amacının siyasi olduğunu düşünüyor. Sizin bu konuda düşünceniz nedir?

 

Öncelikle şunu belirtmek isterim. Sayın Mesud Barzani referandum ve bağımsızlık konusunda oldukça samimi ve dürüsttür. Kürtlerin meşru haklarına kavuşmasını istemekle beraber, bir role sahip olmasını da amaçlıyor. Büyük bir hevesle çalışıyor. Özellikle de sorunları çözme çerçevesinde siyasi taraflarla toplanıyor. Kanımca Mesud Barzani 1-2 ay içinde referandum konusunda ciddi adınlar atacak.

 

KYB’nin KDP ve Goran ile yaptığı iki ayrı anlaşma var. Söz konusu anlaşmalardan hangisi KYB için önemli?


KYB ve Goran arasında yapılan anlaşmada bazı notlarım vardı. Bunu açık bir şekilde de dile getirdim. Bu anlaşma belirgin bir coğrafyayla ilgili olmadığı gibi, Kürdistan’ın tamamıyla da ilgili değil. Hangi taraf olursa da Goran’la bu anlaşma yapılırdı. Çünkü her iki tarafda söz konusu bölgede belli bir kitleye sahip. KYB  ve KDP arasında yapılan stratejik anlaşma gibi KYB ve Goran arasında da ilişkilerin iyi olması gerekiyor.

 

Peki KYB ve Goran arasındaki anlaşma niye yerine getirilmedi?

 

Bu KYB’nin kendi içindeki bir sorun. Diğer bir nedeni ise Goran ve KYB arasındaki ilişkiyle  alakalı. Anlaşma Süleymaniye’de KDP’yi sindirme politikaların sürmesinin devamıydı. Bazı yazarlar anlaşmanın 1964 yılında yaşananların canlandırılması olarak yorumladı.

 

KYB içindeyken KDP ile yapılan anlaşmanın geliştirilmesi için çalışmalarınız oldu mu?

 

KYB’nin kendi çizgisine gelmesi konusunda beklentim kalmadı. KYB’nin mekanizmam konusunda çalışmasına yönelik ümidim de kalmadı. Elbette yüzde yüz bir role sahip olmayabilirim. Ancak parti içinde rolümün sıfırlanmasına da tahammül gösteremem. Şahsi çıkarlarım için KYB’den ayrılmadığımı vurgulamak isterim.

 

KYB içinde bazı arkadaşlarınız da yaşananlardan rahatsız...



KYB Genel Genel Sekreteri Birinci Yardımcısı’nın parti içinde yapmak istediklerini yapamadıklarını biliyorum. Politbüro üyesi ve bazı arkadaşların parti içindeki rolünün sıfır olduğuna inanıyorum.

 

İstifa mektubunuzda “Mam Celal (Celal Talabani) görevinde olsaydı bu mektubu yazmazdım” diye başlamışsınız...

 

Tüm eksikliklerine rağmen Mam Celal KYB’yi yönetebiliyordu. Hiçkimsenin rolü sıfırlanmamıştı.

 

KYB şu anda nasıl yönetiliyor? 

 

Eskisi gibi yönetiliyor. KYB belli bir grubun kontrolünde.

  

2009’da KYB Basın Sorumlusu olduğunuz dönemde Goran ve sempatizanlarına karşı olmakla suçlanıyordunuz...

 

Başka siyasetçiler gibi eksiğim olmadığını söyleyememn ancak yaptığım yanlışlardan pişman değilim. Verdiğim tüm kararları Politbüro’nun kararıyla verdim. Yaptığım tüm çalışmalar belgeli. KYB’yi bölmeye çalışan hareket ve akımlara karşı olmam gerekiyor.

 

Peki Celal Talabani bağımsızlık konusunda ne düşüyor?

 

Mam Celal adına konuşamam. “Jûrên Şêdare yên Siyasetê” (Siyasetin Islak ve Nemli Odaları) adlı anı kitabımı yazmaya başladım. Kitapta birçok konuya değiniyorum. Mam Celal, Kürdistan’ın bağımsızlığını savunuyor. Kitabımda da Mam Celal’in bağımsızlığa yönelik strateji ve düşüncelerine yer verdim.

 

KDP ile yapılan stratejik anlaşması sonrasında Mam Celal’in KDP ve Barzani ailesine ilişkin önerileri oldu mu?

 

KDP ile ilişkilerin bozulmaması gerektiğini söylerdi. Basın sorumlusu olduğumda bana, “KDP’ye ilişkin yazabilirsiniz. Ancak Mela Mustafa Barzani’nin ailesine karşı konuşamazsınız” demişti. Mam Celal aklı selim biriydi. 50 yıllık uyuşmazlığın son bulmasını savunuyordu. Bu nedenle de anlaşmanın yapılması gerektiğini söylerdi.

 

Referandum çalışmalarına yönelik Kürdistan Bölgesi Başkanlığı’ndan size teklif geldi mi?

 

Görevimden ayrıldığımda bana sert şekilde tepki göstererek, düşmanlık yaptılar. Başkanlığın yaptığı açıklama bana manevi yönden çok iyi geldi. Hizmetime karşılık vermelerinden dolayı Kürdistan Bölgesi Başkanı’na teşekkür ediyorum.

 

Mesud Barzani ile en son ne zaman görüştünüz?

 

Görevimden istifa ettiğimde onu ziyarete gittim. Birçok konuda görüştük. Ancak öncelikli konumuz bağımsızlık stratejisi oldu.

 

Sizin bağımsızlık dosyasında yer almanızın KDP’ye katılma anlamına geldiği söyleniyor...

 

Mektubumda açık bir şekilde Kürdistan’ın bağımsızlık stratejisinde çalışacağımı söyledim. Bunun için KDP’ye üye olmam gerekmiyor. Ancak Kürdistan’ın bağımsızlığında edineceğim rol KDP’nin sayesinde olabilir. Çalışmaya hazırım. Yekgırtu tarafından da talep edilse kabul ederim. Ne KDP bana kendilerine katılmamı teklif etti ne de ben başka bir partiye geçerim. KDP’li olmak utanç değil. Binlerce kişi KDP içinde ve binlercesi bu mücadele uğruna canını verdi. Bunlardan biri de babamdı.

 

PKK’nin Şengal’deki varlığını nasıl yorumluyorsunuz?

 

Sadece Şengal’de değil Kürdistan’ın çoğu bölgesinde bulunuyorlar. PKK’nin mevcut varlığı Kürdistan Bölgesi’ne zarar veriyor. PKK, Kürdistan Bölgesi’nin rızası dışında burada bulunamaz. Nasıl ki Kuzey Kürdistan’da baskın kılmıyorsak, onlar da burada bunu yapamaz. Asıl sorun PKK’nin sorunları çözme şeklinin Kürdistan Bölgesi’nden farklı olması.

 

PKK, Rojava Kürdistan’ında Demokratik Özerk Yönetimi’ni savunuyor. “Ulusal devlete” karşı olan Öcalan’ın tezini de buna çare olarak görüyor. Bu düşünceyi Şengal’de de uygulamaya çalışırsa büyük bir tehdit ortaya çıkacak ve çatışmalara neden olacak.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli