Japonya’daki Kürdistan: WARABİSTAN!
Japon müzisyen Keiku Hayaşi, değişik yerlerden gelen pek insan tanıdığını ancak Kürtler kadar samimi bir milletle karşılaşmadığını söyledi.
Kürtler’deki kültür ve dildeki kadimliğin kendisini cezbettiğini ifade eden Keiku Hayaşi, Kürt müziğinin güçlü ve tutkulu bir tarzı olduğunu belirtti.
Tahran’da yaşayan Kırmanşan Kürtler’inden çok şey öğrendiğini dile getiren Japon müzisyen, “Kürt Ranai ailesinin tüm fertleri müzik enstürmanlarını çok iyi çalıyor. Onlar sayesinde birçok enstürman ve tarz öğrendim. Beni ailelerinden biriymiş gibi sevdiler, benimsediler” dedi.
Keiku Hayaşi, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı...
Keiku Hayaşi
Kürt müziğine ve kültürüne karşı duyduğunuz ilgiyi sormadan önce kendinizden biraz bahseder misiniz?
Piyanoyu 5 yaşında öğrendim. İlkokulda klasik müzik orkestrasına katılarak müzik hayatına başladım diyebilirim. 11 yaşında “Play Xlophone” öğrendim. Aynı zamanda klarnet çalıyordum. Lisede de Rock müziğine başladım. 24 yaşına geldiğimde de 10 sene boyunca klasik Hint müziğini inceledim, daha sonra da İran müziğine ilgi duydum. Arayışlarım kısaca böyle devam etti.
İran’da bunca zaman ne yaptınız ve neden İran?
Kuzey Hint müziğini incelerken, İran müziğinden çokça etkilenmiş olduğunu gördüm. Bunun yanında da Mevlana şiirleriyle tanıştım. Fars müziği ve edebiyatı hakkında bilgi sahibi olmak arzum daha da arttı. Fakat bu konuda yeterli veriye ulaşamadım. 2006 yılında bir hafta kalmak üzere İran’a gittim. Hayatımda radikal kararlar vermemi sağlayan çok değerli insanlarla tanıştım. Ayrıca ünlü İranlı Kürt sanatçılar Kayhan Kalhor ve Şehram Nazeri bir konser için Japonya’ya gelmişti, onları dinledikten sonra 2007 yılında Farsça dili ve müzik eğitimi almak için İran’a gitmek için karar kıldım. İlk planım sadece 9 ay kalmaktı ama bir baktım 8, 5 seneyi bitirmiştim.
Kürtler’e ve Kürt müziğine olan ilginiz nasıl başladı, Kürtçe biliyor musunuz ?
İran’da tanıştığım Kürtler sayesinde başladı diyebilirim. Burada Kirmanşan’lı Kürt bir aile olan “Ranaei Ailesi” ile tanıştım. Orada kaldığım sürece beni ailelerine kabul ettiler ve çocukları kadar sevdiler. Kendileri aslen Kirmanşan Kürtleri’nden olan Ranai Ailesi Tahran’da yaşıyordu. Setarı ve Tambur’u Şoreş Ranai’den öğrendim. Kendisi çok iyi enstürman çalıyordu. O, Setar, Tambur, Kopuz, Ud ve Kemençe gibi enstürmanların uzmanıdır diyebilirim. Şoreş’in babası Yahya Ranai de Tambur ustasıdır. Aynı zamanda Şoreş’in annesi ve kardeşi de Tambur’da iyi oldukları gibi iyi de şarkı söylerlerdi.
Eğitim gördüğüm Tahran Sanat Üniversitesi’nde birçok Kürt öğrenci vardı. Hepsi de bana çok iyi davranıyordu. Üniversitenin yurdunda kalırken, Mahabad’lı bir Kürt kız en iyi arkadaşlarımdan biriydi. Üniversitedeki Kürt gençlerini çok sevmiştim çünkü onlar saf, temiz ve iyi insanlardı. Bundan dolayı Kürt kültürüne ve müziğine ciddi anlamda ilgi duydum. Kürtçeyi pek iyi konuşamıyorum ama Kürt müziğine ait sesler ve diyalektlerle şarkı söyleyebiliyorum.
Kürtler ve Kürtçe size ne ifade ediyor?
İranlı birçok kişiden Kürtlerin çok nazik ve iyi insanlar olduğunu duymuştum. İran’a geldikten sonra bunu gördüm. Birçok şehirden gelen İranlılarla tanıştım ama Kürtler kadar nazik insanlar görmedim. Kürt dilindeki ve kültüründeki kadimlik beni cezbediyor. Farklı bir havası var.
Tahran’da yaşayan Kırmanşanlı Kürt ailesi Ranai ailesi kimdir, bu aile ile nasıl tanıştınız?
İran’a ilk gittiğim yıl olan 2006’da Farsça vokal klasik dersini almıştım. 20 yaşlarında olan Şoreş Ranai o zaman vokal dersi öğretmeninin asistanlığını yapıyordu. Birgün dersten sonra Ranai ailesinin evine gittim. Bu şekilde onları tanıdım. Ranai ailesinin hepsi sanatçıydı. Kürtçe müziği bu aile sayesinde sevdiğim ve öğrendim.
Kürt müziğinin sizdeki yeri nedir?
Kürt müziğinin güçlü, tutkulu bir tarzı var. İnsanın kalbini harekete geçiren bir dinamizmi var. Önceleri bana yabancı gelen bu sesleri ve müziği, Kürtlerin içinde kaldıktan sonra artık bana yabancı gelmiyor, bizzat bana ait olan bir parça olarak görüyordum.
Bildiğiniz müzik enstürmanları nelerdir ve hangi dillerde hangi tarzları çalıyorsunuz?
Ben Setar ve Tambur çalmayı biliyorum. Farsça ve Kirmanşan bölgesine ait tarzlarında söylenen Kürtçe şarkıları da biliyorum.
Sizin dışınızda Kürtçe müzikle ilgilinen Ayumi var, 24 Ocak’ta da bir müzik resitaliniz olacak. Burada Kürtçe müziğe yer verecek misiniz?
Ayumi de Kürt müziğine ve kültürüne meraklı bir insan. Evet, 24 Ocak’ta da bir müzik resitalimiz gerçekleşecek. Birlikte Kürt müziğinin klasiklerinden olan “Zara Gyan” gibi Kürtçe şarkılar da seslendireceğiz.
Japon halkı Kürtler’i ve Kürtçe’yi ne kadar tanıyor?
Japonların büyük bir kısmı Kürt kültürü ve dilinden habersiz. Ama Tokyo yakınındaki Warabi kentinde bin dolayında Kürt yaşıyor. Orası “Warabistan” diye anılıyor.
Son olarak şunu sormak istiyorum, Kürdistan’ın diğer bölgelerine ve Kürdistan Bölgesi’ne gelmeyi düşünüyor musunuz?
Ben İran Kürdistanı’nı dört kez gezdim. Ama tekrar ziyaret etmek istiyorum. Kürdistan doğal güzelliğiyle insanı cezbediyor. Fırsatım olsa tekrar tüm Kürdistan şehirlerini gezeceğim. Kürtler’in halk oyunlarını ve elbiselerini görmek, dillerine ait tüm sesleri ve müzik tarzlarını bilmek istiyorum.
Ranai Ailesi ve Japon müzisyenler