Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Genel Başkanı Fehmi Demir, Kürt sorunu konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile PKK lideri Abdullah Öcalan’ın aynı noktaya geldiğini söyledi.
Öcalan’ın 10 maddelik çözüm önerisi hakkında Demir, “Söylediği bir şey net o da ‘ortak vatan’. Tayyip Erdoğan da ‘ortak vatan’ diyor. Tayyip Erdoğan da “Kürt sorunu yoktur” diyor, Abdullah Öcalan da. O metnin özü “Kürt sorunu yoktur” ifadesidir. O zaman niye kavga ediyorlar?” dedi.
Hak-Par Genel Başkanı, IŞİD’e karşı Başkan Mesud Barzani’nin tutumunu olumlu bulduklarını belirterek, “Bütün Kürtler bu dönemde Mesut Barzani’yi desteklemeli” ifadelerini kullandı.
Rûdaw’a konuşan Demir, Hak-Par’ın seçim stratejisini, Öcalan’ın Dolmabahçe’de okunan deklarasyonunu ve ardından 21 Mart’ta okunan mesajını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunun konusunda sertleşen üslubunu ve Kürdistan Bölgesi’ndeki gelişmeleri değerlendirdi.
7 Haziran’da yapılacak seçimler için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
Seçimlere parti olarak gireceğiz. Listelerimizi hazırlıyoruz. Parti olarak hem Kürdistan’da, hem Türkiye’de bütün her yerde seçimlere gireceğiz.
Bazı Kürt partileri arasında ittifak görüşmeleri oldu. HDP de bazı Kürt partileriyle görüştü? Sizinle görüşen olmadı mı? Yaklaşımınız ne?
HDP’nin kimlerle görüştüğünü çok izlemedim, çok ilgilenmedim de ama bizimle herhangi bir görüşmeleri olmadı. Bizim de onlarla görüşmek gibi bir talebimiz olmadı.
Peki diğerleri?
Bazı siyasi partilerle görüştük. PAK, KDP Bakur, KDP Türkiye, KADEP’le görüştük. Onlar seçimlere hazır olmadıklarını ifade ettiler. Seçime ilişkin tutumlarını ileride açıklayacaklarını ama seçimlere girmeye hazır olmadıklarını söylediler.
7 Haziran’da hedefiniz ne?
Seçime girerken birilerinin barajı aşması, birilerinin iktidarı, birilerinin ana muhalefeti garanti gibi değerlendirmeler yapılıyor. Madem bu kadar garanti o zaman hiç seçim yapmayalım. Biz halkımıza güveniyoruz ve halkımızın desteğini almak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
Bunun kolay olmadığını da biliyoruz. Eşitsiz bir yarış içindeyiz. Televizyonların hiçbirini kullanamıyoruz. Basında sadece dört parti var, başka hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor. Dün Apo’ya “çocuk katili” diyenlerin hepsi bugün Apo’yu, PKK’yi ve HDP’yi süslüyor. Bütün Türk basını HDP’yi “Kürt hareketi” olarak sunuyor.
Ama bizim de inançlarımız ve doğrularımız var. Bunları da halkımıza götürmek için seçim sürecini en aktif bir şekilde kullanacağız.
Listenizde sürpriz isimler aday olacak mı? Onursal Genel Başkan Kemal Burkay’ın ismi de gündeme geldi? Burkay’ın adaylığına nasıl bakıyorsunuz?
O konuda daha karar vermedik. Kendisi partiye bıraktı. Parti nasıl isterse öyle hareket edecek. Biz onun konumunu ve koşullarını düşünerek ne yapacağımıza karar vereceğiz. Başkanlık Kurulu ve Parti Meclisi olarak listelere son şeklini verirken kendisi hakkında da karar vereceğiz.
Sürpriz olur mu olmaz mı bilmiyorum ama listeyi açıkladığımızda görürsünüz. Bazı sürpriz isimler olabilir.
Seçimlerde alacağı oy en fazla merak edilen partisi belki de HDP. HDP, bardajı geçemezse ne olur?
HDP’nin barajı geçememesi ölüm - kalım meselesi değil. HDP kendi koşullarını biliyordur. Buna kilitlenmemek gerekir. Asıl kilitlenilmesi gereken seçim sistemi. Yüzde 10 gibi akıldışı bir baraj var. HDP’nin barajı geçememesi nedeniyle bazı partiler beleşten milletvekili çıkaracak. Bu adil bir durum yaratmayacak. Sıkıntı yaşanır. Ciddi bir siyasi istikrar tartışması yaşanır.
Son süreçte Kürt sorunun çözümü korusunda birbiri ardına açıklamalar geldi. İlk olarak Abdullah Öcalan’dan 10 maddelik bir öneri geldi. 10 madde Kürt sorununu çözer mi?
Bu 10 madde Kürt sorununu mu çözmek istiyor? Kamuoyunda böyle algılanıyor. Peki Kürt sorununu çözmek istiyorsa Kürt ve Kürdistan meselesine ilişkin tek bir cümle ve kelime var mı? Yok. Muğlak, herkesi oyalayacak, insanların kafasını bulandıracak terimler var. Ama Öcalan’ın söylediği bir şey net o da “ortak vatan”. Tayyip Erdoğan da “ortak vatan” diyor. Tayyip Erdoğan da ‘Kürt sorunu yoktur’ diyor, Abdullah Öcalan da. O metnin özü “Kürt sorunu yoktur” ifadesidir. O zaman niye kavga ediyorlar?
Öcalan’ın Newroz kutlamaları sırasında okunan mesajını nasıl buldunuz?
Hayalkırıklığına falan uğramadım. Beklediğim sonuçtu. Başından beri “çözüm süreci Kürt sorununu çözmez” diyoruz. Süreç, toplumların barışmasını değil PKK’nin silah bırakmasını ifade ediyor. Zaten çözüm sürecine de bu anlamda olumlu yaklaşıyoruz. PKK’nin silahının Kürt halkına bir faydası yok ve onun üzerinde bir vesayet oluşturuyor. Öcalan’ın ‘kongreyi toplayın ve silah bırakın’ tutumunu doğru buluyoruz. Biz de silah bırakılmasından yanayız. Kürt sorununun çözümü konusunda toplumun yeniden organize olması gerekiyor. Bütün tarafların ve bütün partilerin katıldığı, Kürt halkının iradesinin tümüyle yansıdığı bir süreçte Kürt sorunu çözülür.
Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürece ilişkin sert açıklamaları geldi. Sizce, Erdoğan neden bu açıklamaları yapma ihtiyacı hissediyor?
Cumhurbaşkanı başkanlık meselesine kilitlendi ve bütün söylemlerini bunun üzerine inşa ediyor. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı’nın seçim öncesi milliyetçi söylemleri öne çıkaran bir politikası var. Her seçim döneminde böyle olmuştur. Seçimlerin ardından değiştiğini görüyoruz.
Erdoğan’ın söylediği “Kürt sorunu yoktur” sözü Türk siyasetinde yeni bir şey değil. Bülent Ecevit de aynı şeyleri söyledi ama sorunu çözemedi. Taraflar, Kürt sorununu algılayamıyor ve iki tarafta da çözüm için irade yok.
Çözüm sürecinin gerçekten çözüm süreci olması için taraflar bir çaba içinde değil. Daha çok seçim dönemlerinde bunun çok arttığını ama seçimden sonra unutulduğunu görüyoruz.
Kürdistan Bölgesi’nde IŞİD’e karşı savaş hali aylardır devam ediyor. Oradaki yaşananları buradan nasıl görüyorsunuz?
IŞİD’in Kürdistan’a saldırtılarak Kürdistan’da istikrarsız bir ortam ve kriz çıkarmaya çalışıyorlar. Bu saldırılara karşı Kürdistan hükümetinin, özellikle de Başkan Mesud Barzani’nin tutumunu olumlu buluyoruz ve destekliyoruz. Bütün Kürtler bu dönemde Mesut Barzani’yi desteklemeli. Kürdistan’ın özgür parçası başarılı olmalı.
IŞİD’in yaşattığı acıları biliyoruz ama IŞİD aynı zamanda dünyanın da gözünü açtı. Dünyanın Kürdistan hükümetine bakışı farklılaştı. Kürdistan yönetimi ve diğer partiler hep beraber bu süreci iyi kullanmalı. Bu süreç Kürdistan’ın geri dönülmez bir biçimde ayaklarını yere basması ve özgürleşmesi konusunda kullanmalı. Partiler kendi aralarındaki çekişmeleri bırakmalılar.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın