Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Ali Semin, demokratik Birlik Partisi’nin (PYD), Kürdistan Bölgesi ve Başkan Barzani olmazsa, ayakta duramayacağını söyledi.
Irak kökenli olan Ali Semin, “Barzani Kürt siyasetinde ciddi bir siyasi tecrübeye sahip. Bölgenin hem siyasi hem de ekonomik bir gücü olduğu için herhangi bir yapılanma olduğu zaman muhakkak onun desteğinin alması gerekiyor” dedi.
IŞİD’in herkesin düşmanı olduğuna dikkat çeken Semin, örgütün bundan sonra Sünniler’le de çatışabileceğini vurguladı.
“çözüm süreci”nde PKK lideri Abdullah öcalan’ın “devre dışı” bırakıldığını kaydeden Ali Semin, “Kandil, Öcalan’ın dediğini hiçbirisini yapmadı. Dağdaki kadro farklı düşünmeye başladı. Devletin barış sürecini bir zaafiyet olarak hissetti ve kendini daha güçlü bir örgüt olarak algıladı” ifadelerini kullandı.
Ali Semin, son günlerde Kürdistan coğrafyasında yaşanan sıcak gelişmeler üzerine Rudaw’ın sorularını yanıtladı.
Türkiye’de çözüm süreci devam ediyordu. “Çatışma dönemi bitmiştir” deniliyordu. Türkiye’nin IŞİD’de operasyon yapacağı sözkonusu değildi. Bugün bunların tam tersi yaşanıyor Türkiye’de. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bölgede dengeler çok çabuk değişebiliyor. Türkiye, Suriye ile olan sınırını belki esnek tutmuştu. Ama Türkiye şimdi IŞİD ve diğer örgütlerin güvenlik tehdidiyle karşı karşıyadır. Türkiye’de başlatılan çözüm süreciyle birlikte silahların susturulması ve gömülmesi Türkiye’ye barış getirecekti. Süreç hem Türkiye hem de bölge açısından önemliydi. Karşılıklı bir süreçti bu. Bu süreç aynı zamanda Kürtler için başlatılan bir süreçti. Bu süreçle birlikte birçok adım da atıldı; bunlardan bir tanesi TRT Kurdi’nin açılmasıdır.
Şimdi PKK’ye operasyon yapılıyor, süreç bitti diyebilir miyiz?
PKK ile mücadeleye yeniden başlamak demek sürecin bittiği anlamına gelmiyor. Ama bu süreç bir fırsattı, PKK bu fırsatı değerlendirebilir. Çünkü otuz senedir mücadele edilen bir örgütle süreç başlatmak bir devlet için kolay değildir. Süreç bu son operasyonlarla biraz askıya alındı diyebiliriz.
Çözüm sürecinde Öcalan devre dışı mı bırakıldı?
Aslında öyle. Öcalan’ın çözüm sürecine katılması PKK’nın Kandil’deki kadrosu bunu kabullenemedi. Kandil, Öcalan’ın dediğini hiçbirisini yapmadı. Dağdaki kadro farklı düşünmeye başladı. Devletin barış sürecini bir zaafiyet olarak hissetti ve kendini daha güçlü bir örgüt olarak algıladı. Böyle bir oyuna geldi. Devlet barışa yakın oldukça onlar devletin zayıf olduğunu düşündü. Dağ kadrosu böyle bir algıda olduğu için Öcalan’ın dediğini dikkate almadı. Bu dönemde HDP’yi de çok da dinlemediklerini görüyoruz.
Peki, bir IŞİD tehdidi de var. Bu tehdit nasıl oluştu, sorun nasıl çözülür?
IŞİD bölgesel bir tehdit ve yok etmek için de bölgesel bir işbirliğine ihtiyaç var. Çünkü IŞİD bölgedeki güvenlik boşluğundan ve güvenlik sorunlarında ortaya çıkmıştır. IŞİD Musul’u kontrol ettikten sonra bugün Irak, yarın Suriye, öbür gün Lübnan ve Türkiye olabilir demiştim. Onun için IŞİD’in bugün Türkiye’nin kapısına dayanması ciddi bir güvenlik sorunu, tehdidi olarak algılanmaktadır. Bölgede ciddi bir güvenlik boşluğu var bunun içerisinde Kürtler’in de olması gerekiyor. Çünkü herkesin düşmanıdır. IŞİD bölgede ciddi bir terör örgütüdür. Bunun bir Sünni yapılanmayla alakası kalmamıştır. IŞİD bundan sonra Sünniler’le de çatışabilir.
“Türkiye’nin IŞİD üzerinde Kürtler’e engel olmak istediği” görüşüne katılıyor musunuz?
Türkiye’nin buradaki amacı sınırı korumaktır. “Türkiye’nin temel amacı Suriye’deki Kürtler’dir” yaklaşımı doğru değildir. Türkiye Suriye Kürtleri’ne karşı bir tavır sergilemiyor. Orada PYD’nin kurduğu sisteme karşıdır. Türkiye Kürtler’e karşı olsaydı, Kobani olaylarında peşmergelere koridor açıp geçmelerine engel olurdu. Ama oradaki Kürtler zor durumda kalmasın diye böyle bir adım da attı Türkiye.
Peki, Türkiye neden PYD’ye karşı?
PYD aynı zamanda PKK’nin Suriye kanadı olduğu için Türkiye bir tavır sergiliyor. Türkiye’nin temel amacı kendi sınır güvenliğini korumaktır. Eğer oradaki 12 partiden bir yapılanma oluşsaydı, Türkiye herhangi bir tavır koymazdı. Bir de PYD’nin dolaylı yollardan Esad rejimiyle bir anlaşması sözkonusudur. PYD rejim ordusuyla çatışmıyor. Şimdi IŞİD ile çatıştığını görüyoruz ama zaman zaman bazı muhalif gruplarla da çatışıyor.
PYD’nin rejimiyle bir anlaşması sözkonusudur dediniz. Salih Müslim’in “YPG Suriye Ordusu’na bağlanabilir” sözleri bundan mı kaynaklı?
Salih Müslim’in bu açıklaması Suriyeli Kürtler’i de zor durumda bırakıyor. Çünkü Kürtler yıllarca Baas rejiminin baskısı altında kaldı. Esad ciddi asker sorunu yaşıyor. Şartlı veya şartsız. “YPG Suriye ordusu içerisinde yer alabilir” açıklaması bu PYD’nin Suriye rejimiyle işbirliği içerisinde olduğunun göstergesidir. Adeta teyit ediyor. Burada PYD’nin rejimle işbirliği yaptığını görüyoruz. PYD 2012’den beri rejime karşı Kürt muhaliflerini bile susturmaya çalıştı. PYD’nin dışındaki Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) içerisinde yer alan bütün parti yetkilileri kendi bölgelerine gelirken ya tutuklamıştır ya da girişlerini engellemiştir.
PYD’nin çizdiği yol Kürtler ve diğer halklar için bir gelecek vad ettiğini düşünüyor musunuz?
PYD, Suriye’nin kuzeyinde kendisi için kısa vadede bir bölge oluşturduğunu görerek başarılı olduğunu düşünebilir ama uzun vadede çatışmayla da karşı karşıya kalabilir. PYD’nin bu baskıcı politikası Kürt - Arap çatışmasına sebep olabilir. PYD diğer Kürt partileriyle de çatışabilir diye düşünüyorum. Çünkü PYD bütün Kürt nüfusu temsil etmiyor. Kürdistan Bölgesi’nden de tam destek almadığını görüyoruz. PYD 2012’de Erbil Anlaşması ve 2014’te Kürt partileriyle imzaladığı Duhok Anlaşması’na uymadı. Suriye politikası açısından PYD Kürtler’i zor durumda bırakıyor.
Mesud Barzani’nin desteklediği bütün partilerin yöneticilerinin kantolara girişleri yasaklanıyor. PYD’nin Suriye’de rejime karşı diğer Kürt partileriyle hareket etmemesiyle Kürtler’in bölüneceğini düşünüyorum. Bu fikir ayrılığının, Irak Kürdistan’daki siyasi partilerin arasında bile sorun haline geldiğini görüyoruz. KYB kantonları destekliyor ama PDK desteklemiyor.
PYD ne istiyor peki?
Diyor ki “Ben ne rejimle hareket edeyim, ne de karşı durayım”. Başka bir seçenek ise “kendimi rejimden koruyayım”. Bir diğer seçeneği ise “Bölgede İran’dan destek alayım, uluslararası güçlerden de Çin ve Rusya’dan destek alayım”.
PYD bölgesel anlamda Kürtler’den destek almadığı sürece kurulan yapılanma ayakta duramaz. Irak Kürdistan bölgesinin desteklemediği hiçbir Kürt oluşumunun başarılı olması imkansızdır.
Neden Kürdistan Bölgesi’nin desteklemediği hiçbir yapı ayakta duramaz? bundan Barzani’nin rolü var mı?
Çünkü bölgenin uluslararası ilişkileri var. Bölgenin bir tecrübesi var, tanınırlığı var. Bugün Barzani’nin bölgesel bir Kürt liderliği sözkonusu. Suriye’de kurulan özerk bölge Barzani’nin desteklediği yapı olsaydı oraya maddi destekte de de bulunurdu. Peşmergenin Kobane’ye gitmesi PYD’ye bir destek olarak görülmemeli, Barzani Kürtleri korumak amacıyla peşmergeleri gönderdi.
Kürtler açısından Barzani’nin uluslararası liderliği sözkonusu. Barzani Kürt siyasetinde ciddi bir siyasi tecrübeye sahip. Bölgenin hem siyasi hem de ekonomik bir gücü olduğu için herhangi bir yapılanma olduğu zaman muhakkak onun desteğinin alması gerekiyor. Ayrıca Kürt güçlerinin bölgede kendi aralarında bir güçbirliği olmaları gerekiyor. Bugün eğer kantonlar başarılı olmasa bir Kürt desteğinin almamasından kaynaklıdır.
PYD, İran’dan destek alıyor mu?
İran’ın temel amacı Suriye rejiminin ayakta kalmasını sağlamak ve ömrünü uzatmak. İran’ın temel amacı PYD’ye destek değil. Suriye rejimine kim destek verirse kim rejimle aranı iyi yaparsa İran onun yanında yer alıyor. İran, Esad’ın Suriye yönetiminde gitmesini ve rejimin devrilmesini istemiyor. Esad, Saddam gibi Kürtler’i karşısına alıp iki cephe ile çatışmadı. Bir cephe ile çatıştı. Bugün Suriye muhalefetin karşısında Kürtleri, IŞİD’i ve rejimi görüyoruz. İran’ın buradaki amacı Esad rejimini ayakta tutabilecek kimse bunu da PYD’nin sağladığını düşünüyorum.
Oysa hiçbir muhalefet sisteme entegre edip çalışamaz. PYD, rejime karşı gerçek muhalefet olsaydı “YPG rejime katılacaktır” teklifinde bulunmazdı. Yani İran burada Suriye rejimi için PYD’yi destekliyor, Kürtler için değil. İran’ın Barzani’nin başkanlığına karşı nasıl bir komplo oluşturduğunu da gördük. Parlamentonun içerisine konsolosun girmesi...
Şimdi bölgede Türkmenler de var. Kürtler neden ön plan çıktı da Türkmenler çıkmadı?
Kürtler’in batı ile ilişkileri daha geniş. Kuzey ırak’ta 90’lı yılda kurulan bir yapılanma var. Bu bölgesel anlamda da, uluslararası alanda da Kürtler’in tanınırlığını arttırdı. Ama Türkmenler’in böyle bir şansları olmadı. Suriye’de yeni yeni Türkmenler’in varlığından bahsedilmeye başlandı.
IŞİD’e yönelik operasyonlar Akdeniz’e uzanacak petrol güzergahını engeller mi sizce?
Ben buna inanmıyorum. Suriye’de kurulan Kürt yapılanması Kuzey Irak petrolünü hemen buradan Akdeniz’e çıkaracak. Bu uzun vadeli bir strateji olabilir. Ama kısa ve orta vadede Türkiye’nin jeopolitiğini etkilemez diye düşünüyorum.
Neden?
Kuzey ırak’ın elli yıllık petrol sözleşmesi var Türkiye ile. Türkiye, Bağdat’a rağmen bu kadar Kürtler’le olmuşsa bunun tabii ki bir verimi olacak. Bu devlettir sonuçta kendi ulusal çıkarlarını düşünerek yapıyor.
Türkiye’de PKK, IŞİD ve DHKP-C’ye yönelik eşzamanlı operasyon yapılması sizce ne anlama geliyor?
Türkiye kapsamlı bir terörle mücadeleye başladı. Bu mücadelede ismi şudur veya budur demek doğru değil. Türkiye terörle mücadele kapsamında yapıyorsa bütün eylemlere karşı koymak zorundadır. Bu IŞİD de olabilir, PKK da olabilir. Ayrışma yapmak doğru değil. Acaba PKK’nın son zamanlardaki saldırıları tesadüf mü? IŞİD’in saldırısı da tesadüf değil. Türkiye’ye “IŞİD’e destek veriyor” demelerine rağmen Türkiye bu oyunun içerisinde yer almak istemedi. Türkiye bu ateşin içerisine girmek istemiyor. Türkiye, bugün Suriye ve Irak’ta yanan ateşe kim müdahale edecekse yanacağını biliyor.
PORTRE/ Ali SEMİN
Irak doğumludur. Ali Semin, 2009-2010 döneminde Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde Ortadoğu-Afrika Masası’nda master yaptı. Semin’in, Ortadoğu siyaseti, Türkiye’nin Ortadoğu politikası, Türk-Irak ilişkileri, Körfez ülkeleri, İran, Suriye, Libya, Mısır, Tunus, Kürdistan ve Filistin sorunu üzerine çok sayıda analiz, makale ve raporu bulunmaktadır.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın