Kürtçe bilen Türk doçent Talabani Kürsüsü Başkanı!

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Central Florida Üniversitesi’nde, Celal Talabani Kürsüsü’nün başkanlığını Türk Doç. Dr. Güneş Murat Tezcür yapıyor.

 

Doç. Dr. Tezcür, kürsünün amacının Kürt siyaseti konusunda gelişkin akademik araştırma ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirmek olduğunu söyledi.

 

Son iki yılda cihatçı gruplara karşı giriştiği ölüm - kalım mücadelesinin Kürtler’i daha görünür kıldığını belirten Türk doçent, “Ortadoğu’nun Amerikan dış politikasında ve dünya siyasetinde birincil öneme sahip bir konumda olması da Kürt siyasetine olan ilgiyi körüklüyor” ifadelerini kullandı.

 

Doç. Dr. Güneş Murat Tezcür Rûdaw’ın sorularını yanıtladı…

 

En önemli Kürt siyasetçilerinden biri olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Genel Sekreteri Celal Talabani adına kurulan kürsünün başındasınız. Central Florida Üniversitesi bu kürsüyü hangi girişimler sonucu kurdu?

 

Orlando merkezli Central Florida Universitesi (UCF) 60 binden fazla öğrencisiyle şu anda ABD’de deki en büyük ikinci üniversite. 1960’lı yıllarda kurulan UCF, çok hızlı bir şekilde gelişerek, bu seviyeye geldi.  UCF’de Celal Talabani adına bir Kürt Siyaseti Çalışmaları Kürsüsü’nün kurulması ise Kerkük Valisi Dr. Necmeddin Kerim’in vizyonu sayesinde mümkün oldu. Celal Talabani Kürsüsü, bir Amerikan Üniversitesi’nde Kürtler üzerine akademik araştırmalar amacıyla kurulmuş ilk ve tek kürsüdür.

 

ABD’de on yıllardır beyin ve sinir cerrahı olarak çalışan ve aynı zamanda Washington Kürt Enstitüsü’nün başkanlığını yapmış olan Dr. Kerim 2008 senesinde UCF’e önemli bir bağışta bulundu. ABD ekonomisinin içine girdiği darboğaz yüzünden, Celal Talabani Kürsüsü için akademik bir pozisyon açılması ancak geçtiğimiz yıl içinde mümkün oldu. Ben de uzun yıllardır bu konu üzerine çalışan bir akademisyen olarak başvuruda bulundum ve Celal Talabani Kürsüsü’nün ilk başkanı oldum.

 

Celal Talabani Kürsüsü’nün amacı nedir?

 

Celal Talabani Kürsüsü’nün amacı Kürt siyaseti üzerine en üst akademik düzeyde araştırma ve eğitim faaliyetlerini geliştirmektir. Ayrıca, UCF’de Kürt siyaseti üzerine konuşmalar, sempozyumlar, çalıştaylar düzenleyecek, burs imkanları ve yeni dersler oluşturacak ve başka üniversitelerden araştırmacılar misafir edecek. Celal Talabani Kürsüsü, Kürt halkının güvenlik, barış ve demokrasi içinde yaşamasını sağlayacak şartların, politikaların ve Enfal Soykırımı gibi kitlesel şiddet olaylarının objektif ve bilimsel bir şekilde sunulmasını ve tartışılmasını sağlayacaktır.

 

Amerika akademik çevresinin Kürtler’e özel bir ilgisi var, diyebilir miyiz?

 

Evet ve bunun temel olarak iki nedeni var. Birincisi, bu konu üzerine çalışan donanımlı akademisyenlerin sayısında önemli bir artış olması. Bu akademisyenlerin birçoğu Türkiye kökenli olsa da Amerikalı akademisyenler arasında da Kürt meselesine daha yoğun bir ilgi var. İkincisi, Ortadoğu’nun Amerikan dış politikasında ve dünya siyasetinde birincil öneme sahip bir konuma sahip olması da Kürt siyasetine olan ilgiyi körüklüyor. Özellikle, son iki yılda Kürt silahlı güçlerinin cihatçı gruplarla hem Suriye’de, hem de Irak’ta girdiği ölüm kalım mücadelesi, onları daha görünür kıldı.

 

Amerika’da ne kadar Kürt var,  politik, ekonomik ve kültürel durumları nasıl?

 

Amerika’da anadili Kürtçe olan ya da kendini Kürt olarak addeden ne kadar insan olduğu konusunda net ve güvenilir bir bilgi yok. Ama son 25 yıllık dönemde ABD’ye hatırı sayılır bir Kürt göçü olduğunu söyleyebiliriz. Bu Kürtler’in önemli bir kısmını 1980 ve 1990’larda Irak’tan şiddet, baskı, ve ekonomik nedenlerle ayrılmak zorunda olanlar oluşturuyor. Kürt nüfusun en yoğun olarak yaşadığı yer Tennessee Eyaleti’nin Nashville kenti. Bu kentte 10.000’in üzerinde Kürt olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca New York ve San Francisco metropollerinde de nispeten kalabalık Kürt nüfusları mevcut. Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, bir göçmenler ülkesi olan ABD’de Kürtler’in henüz güçlü bir lobiye ve sosyal ağlara sahip olduğunu söylemek mümkün değil.

 

Kürtler ABD politikasını etkileyebiliyor mu?

 

Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin ABD’nin Ortadoğu siyaseti üzerinde bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Diğer Kürt örgüt ve hareketlerinin etkisi ise çok kısıtlı ve güdük. HDP son yıllarda Washington’a daha fazla ağırlık veriyor ama faaliyetleri cılız kalıyor.

 

Kürtçe biliyorsunuz, birçok akademisyen Kürtçe bilmediği halde Kürtler’le ilgili akademik çalışma yapıyor, konuşuyor. Bunu nasıl görüyorsunuz?

Benim anadilim Kürtçe değil. Kürtçe’yi (Kurmanci lehçesini) 2012’de İstanbul Kürt Enstitüsü’nde (Enstîtuya Kurdî ya Stanbolê) özel dersler alarak öğrenmeye başladım. O zamandan beri de kendi çalışmalarımla Kürtçe konuşmamı, okumamı ve yazmamı geliştirdim. Daha önceden Farsça öğrendiğim ve bu iki dil arasında önemli benzerlikler olduğu için zorlanmadım. Kürtçe son derece zengin bir dil ve engin bir kültüre sahip. Etnik kimliği ya da milliyeti ne olursa olsun Kürtlerle ilgili akademik çalışma yapan bilim insanlarının Kürtçe öğrenmesinin elzem olduğunu düşünüyorum. Bu konu üzerine daha çok şey söylenebilir ama ben Nelson Mandela’nın güzel bir sözüyle özetleyeyim düşüncemi:

 

“Eğer bir insanla anladığı bir dilde konuşursanız, sözler aklına girer. Eğer bir insanla anadilinde konuşuranız, sözler kalbine girer.”

 

Daha çok hangi konuda çalışıyorsunuz, bunun üzerine yaptığınız çalışmalar nelerdir?

 

Hem Kürt siyaseti hem Türkiye hem de İran siyaseti üzerine önde gelen dergilerde ve yayınevlerinde yayınlanmış çok sayıda eserim var. Uzun zamandır PKK’ye katılanlar üzerine bir çalışma yürütmekteydim. Bu çalışma 2016 yılında “American Political Science Review” adlı dergide yayımlanacak.

 

Biraz ayrıntı verebilir misiniz?

 

PKK’nin kendi arşivlerini tarayarak, 1976-2012 yılları arasında hayatını kaybeden 8,266 kadar militanın bilgisine ulaştım. Bu dönemde PKK’nin 20,000-22,000 civarında kaybı olduğunu tahmin edersek, benim oluşturduğum veri tabanı hayatını kaybetmiş PKK kadrolarının yüzde 40’ına tekabül ediyor. Ayrıca, hayatını kaybetmiş militanların aileleriyle 70’e yakın derinlemesine mülakatlar yürüttüm. Muhakkak ki, PKK’ye katılımlar için herkesi kapsayıcı tek bir neden yok. Benim özellikle vurgulamak istediğim bulgu ise şudur: Kürt gençleri arasında kollektif varoluşlarının ve kimliklerinin yaşamsal bir tehdit olduğuna dair çok yaygın ve güçlü bir algı var. Ayrıca, bu tehdit karşısında, siyasi aktivizmin yetersiz kaldığı ve silahlı isyanın tek etkin mücadele yöntemi olarak ortaya çıktığına dair bir kültür oluşmuş durumda. Özellikle nispeten eğitimli ve hayatlarına kendi başlarına yön verebileceğini düşünen gençler için bu tehdit algısı ve silahlı mücadeleye olan inanç, onların PKK’ye katılımında belirleyici rol oynuyor.

 

Üniversiteniz/kürsünüz akademik kariyer yapmak isteyen gençlere neler sunuyor?

 

Kürt gençlerinin UCF’de bulunan Güvenlik Çalışmaları dalında hem master hem de doktora programlarına başvurmalarını özellikle salık veririm. Ayrıca, Kürt akademisyenleri de UCF’e misafir araştırmacı olarak gelmeleri noktasında benimle temasa geçebilirler.

 

Kürtçe bilen, Kürtler üzerinde çalışma yapan ve Amerika’da yaşayan bir akademisyen olarak, Kürt gençlerine önerileriniz nelerdir?

 

Özellikle sosyal bilimler dallarına ilgi duymalarını ve entellektüel meraklarını diri ve canlı tutmalarını öneririm. Her halk için olduğu gibi, Kürtlerin de güvenlik, barış, ve demokrasiye ulaşmaları için Kürt sosyal bilimlerinin ivme kazanmasını ve değerli Kürt sosyal bilim insanlarının toplumsal itibarının artmasını elzem görüyorum.

 

İletişimin  bu derece geliştiği bir çağda insanların olmazsa olmazı olan sosyal  medyayı kullanmıyorsunuz, neden?

 

Bizim mesleğin temel şiarı kalıcı akademik eserler ortaya koymaktır. Bunu başarmak için de çoğu zaman ancak uzun soluklu ve sabırlı çalışmalar yapmak gerekiyor. Sosyal medyanın doğası ise bu şiarla pek uyuşmuyor. Bu yüzden, araştırmalarım için yeri geldiği zaman sosyal medyayı takip etsem de, aktif kullanıcısı değilim. 


 

PORTRE / Doç. Dr. Güneş Murat TEZCÜR

 

Doç. Dr. Güneş Murat Tezcür, aslen İstanbullu olup, Ankara’da doğup büyüdü.  Doktora ünvanını 2005 yılında Michigan Üniversitesi’nde aldı. Akademik çalışmaları önde gelen birçok uluslararası dergide yayımlanmıştır.