Kani Torun: Barış, sadece Türkiye değil, tüm Ortadoğu'nun kaderini değiştirecek
Erbil (Rûdaw) – Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Celalettin Kani Torun, Rûdaw’a yaptığı açıklamalarda, Türkiye'deki barış sürecinin sadece ülke içinde değil, tüm Ortadoğu'nun önünü açacak bir "Benelüks benzeri" yapılanmanın temelini oluşturabileceğini belirtti. Torun, 41 yıllık silahlı mücadelenin ardından silah bırakma kararının tarihi bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
Rûdaw Araştırma Merkezi, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, başkent Erbil'de "Türkiye'nin Zorlu Barışı: PKK'nin Silahsızlandırılması ve İstikrarsız Jeopolitik Durumda Siyasetin Dönüm Noktaları" başlıklı önemli bir çalıştay düzenliyor.
Çalıştayın konukları arasında yer alan Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Celalettin Kani Torun, Rûdaw TV bültenine katılarak Türkiye’de devam eden Barış Süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Torun, 41 yıl süren silahlı mücadelenin ardından PKK'nin silah bırakma kararını Türkiye ve Türkiye'de yaşayan tüm insanlar açısından son derece değerli bulduğunu ifade etti.
"Barış her zaman savaştan ve her türlü şiddetten daha değerlidir" diyen Torun, sürecin silah bırakma aşamasının tamamlanması ve sonrasında da "insanların kendilerine karşı bir haksızlık ve hukuksuzluk olarak gördükleri unsurların ortadan kaldırılacağı demokratik bir zeminin ve Kürt sorununun da çözüleceği bir aşamanın gelmesini en kısa zamanda beklediklerini" vurguladı.
"Kangren olmuş sorunları çözmek zor"
Türkiye'nin 100 yılı aşkın süredir cumhuriyetle yönetildiğini ve bu süreçte Kürtlerin kendilerine karşı haksızlık yapıldığını düşünerek çeşitli hareketlerde bulunduğunu belirten Kani Torun, 1984'te silahlı mücadeleye başlayan PKK’nin bugün silah bırakma noktasına gelmesini önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirdi.
Torun, Rûdaw'ın tarafları bir araya getirmesini ve bu konunun konuşulmasını çok değerli bulduğunu sözlerine ekledi.
Kani Torun, sürecin karşılaştığı zorlukların temelinde uzun yıllardır devam eden silahlı mücadeleden kaynaklanan çok sayıda mağduriyet yattığını söyledi.
Bir tarafta "şehit gazi yakınları" varken, diğer tarafta "barış anneleri" olarak adlandırılan PKK'lilerin annelerinin bulunduğuna dikkat çeken Torun, bu tür çatışmalardan ülke içinde yararlanan kesimlerin de barışın gelmesinden hoşlanmayabileceğini ifade etti.
Ayrıca, silahlı mücadelenin Türkiye'de daima antidemokratik kararların gerekçesi olduğunu ve barışın demokratik değerlerin öne çıkmasını gerektirdiğini belirterek, sürecin bu açıdan da zorluklar taşıdığını dile getirdi.
Torun, "Dolayısıyla zor bir iş yapılıyor ve inşallah başarıya ulaşmasını temenni ediyoruz" dedi.
"Terörsüz Türkiye süreci Ortadoğu'ya yayılmalı"
Kani Torun, “terörün sadece Türkiye'de değil, tüm Orta Doğu bölgesinde ortadan kalkması gerektiğinin” altını çizdi.
Torun, "Terörsüz Türkiye dediğimiz sürecin bütün Orta Doğu'ya yayılması gerekiyor. Suriye, Irak ve diğer bölgelerde, tabii ki Filistin'de bu terörsüz döneme girilmesi gerekiyor. Filistinlilere karşı İsrail terörünü kastediyorum" ifadelerini kullandı.
Bölgenin “terörden arındırılması” halinde Benelüks benzeri bir girişimle, yani Avrupa Birliği'nin ilk çekirdeğine benzer bir adımla, sınırlar değişmeden "sınırları anlamsız hale getirecek yeni bir girişimin öncüsü olunabileceğini" dile getiren Torun, bunun sadece Türkler için değil, Türkler ve Araplar dahil bölgede yaşayan tüm halklar için çok değerli olacağını belirtti.
Kani Torun, silahların sustuğu, insan ve ekonomik aktivitelerin serbestçe yer değiştirdiği bir Orta Doğu'nun sadece barışı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmayı da beraberinde getireceğini ve bölgenin müreffeh bir hale geleceğini vurguladı.
Torun, "Bu açılardan da Türkiye'deki bu süreç bütün Orta Doğu'ya yayılmasıyla eminim çok hayırlı sonuçlara yol açacaktır" dedi.