Erbil (Rûdaw)- Tahran Üniversitesi Orta Doğu Araştırmalar Merkezi uzmanı Kadir Nasıri, "Suriye, Türkiye, İran ve Irak, Kürtler konusunda kendini gözden geçirmesi gerekiyor. Kürtleri bağımsız ve önemli bir aktör olarak kabul etmelidirler onlarla konuşmalıdır" dedi.
Rûdaw Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Orta Doğu’da Güvenlik ve Egemenlik Sorunları” konulu Birinci Erbil Forumu’nun “Türkiye ve gelecekte karşılaşılacak zorluklar” başlıklı panelinde konuşan Kadir Nasiri, Kürt sorununa yönelik, “siyasetçiler hata yapıyorlar. Biz akademisyerler de sorunu onlara taşımadığımız için hataya dahil de olabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Nasıri, Orta Doğu'daki şiddet ve kaosun sebebini, aydın ve siyasetçilerin geçmişe takılıp kalmasına bağladı.
Orta Doğu ve Kürt meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Nasıri, konuşmasında şöyle dedi:
“Maalesef buradaki bir kısım konuşmacı hükümetlerin resmi söylemlerini burada dile getiriyor, başka bir kısım da muhalif bir üslup kullanıyor. Orta Doğu’da kötüye giden durumun bedelini toplum ödüyor. Biz aydınların sorumluluk içinde konuşmamız gerekiyor.
2004’te konuştuğumuz konuları halen konuştuğumuza göre bölgede bir ilerleme olmamış demektir.
Araba örneğiyle durumu açıklayacak olursak, sürdüğümüz arabanın sadece aynasına bakarak ilerleyemeyiz. Yoksa önümüzdeki araba ile sorun yaşarız. Önümüze bakmamız lazım. Geriye, geçmişe takılıp kalmanın sonucu Selefiliktir. Bu da tekfiri doğurur.
Bunun aksi de geçerlidir. Aynayı çıkarıp serbest hareket edemezsin. Yaparsan bunun sonucunda radikalizm doğar.
Yani bir gözümüz geçmişte diğer gözümüz de gelecekte olmalıdır, geleceğe bakmalıyız. Geçmişimiz kanlıydı, çokça diktatörler geldi geçti, kan, enfal (soykırım), bombardıman... Geleceği inşa edebilmek için bütün bunları öğrenmemiz lazım.
Tüm ülkeler bunlardan özellikle Kürdistan Bölgesi’nin en önemli ihtiyacı geleceğe bakması lazım, geçmişe değil. Bu çerçevede bazı şeyleri incelememiz lazım. Biz aydınların sorumluk içinde hareket etmemiz lazım.
Ben bağımsız bir insanım, üniversitede akademisyenim, diplomat değilim. Onun için bugün sözümüzü söylememiz lazım çünkü buna çok az imkan var.
Bir gün bir Alman bir arkadaşıma ‘Allah size çok büyük nimetler vermiş, tatlı suyunuz, doğa harikalarınız, çok iyi bir atmosferiniz var” dedim. Beni çok düşündüren bir cevap verdi: ‘Allah yer üstündeki nimetleri bize verdi, yeraltındaki nimetleri de siz Ortadoğu halkına verdi. Siz yeraltındaki nimetleri nasıl değerlendirdiniz ki size yer üstündeki nimetleri de versin!?’ dedi.
Ne acı ki; Irak gibi zengin bir ülkede en büyük şiddet olayları var, Suriye gibi zengin bir ülkede en büyük şiddet olayları yaşanıyor. Sebep şu; biz geçmişe takılı kaldık ve şimdiye bakamadık. Bugünü değerlendiremedik. Orta Doğu’da diyaloğun yerini şiddet aldı. Şimdi bölgede her partinin silahlı bir gücü var.
Diyalogların sonuç alıcı olmayacağını en başından biliyoruz çünkü sonuç almak amacıyla yapılmıyor.
Bölgede yaşayanlar savaşı aklından çıkarmalıdırlar, savaş ve şiddetle sorunlar çözülmez. Çünkü bu bölge çok şiddet gördü. Suriye, Türkiye, İran ve Irak, Kürtler konusunda kendini gözden geçirmesi gerekiyor. Kürtleri bağımsız ve önemli bir aktör olarak kabul etmelidirler ve onlarla bu çerçevede konuşmalılar.
Öyle inanıyorum ki bu çerçevede bir diyalog olursa bölgede demokratik gelişmeler yaşanabilir.”
Nasıri, “Kürtler Farsça konuştuğu zaman Kürt değil diyemeyiz. Moderm dünyada ortak bir dil diye birşey yok. Milli çıkarlardır. İran, milli sınırlarında istikrarsızlık kabul etmiyor. Ama şu da Kürtlerin talepleri var. Neden bunlar karşılanmıyor. Kürtlerin temel haklara sahip olması gerekiyor. Anayasa değişecekse değiştirilsin” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın