Protesto şehri Hong Kong’ta yaşayan Mardinli: Sorunlar farklı
Hong Kong (Rûdaw)- Hong Kong’ta Çin karşıtı gösteriler sürerken, göstericiler Çin’in sahip oldukları özgürlüklerini sınırlandırmaya çalıştığını dile getiriyor. Hong Kong’ta yaşayan Mardin’in Nusaybin ilçesinden bir Kürt ise, Hong Kong’un Çin ile yaşadığı sorunun, Kürtler ile Türkiye arasında yaşanan sorundan farklı olduğunu söyledi.
Hong Kong yönetimi, "şüphelilerin Çin ana karası, Çin'in Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan'a iadesini kolaylaştıran" yasa tasarısını 3 Nisan'da parlamentoya sunmuştu.
Tasarının, Hong Kong'un özerk yönetim yapısı ve yargı bağımsızlığını zedeleyerek kenti, Çin merkezi yönetiminin güdümüne sokacağını düşünen muhalefet, haziran başında kentte büyük kitlesel protestolar başlatmıştı.
Protestoların gün geçtikçe şiddetini artırması üzerine Hong Kong Baş Yöneticisi Lam, temmuzda tasarının "öldüğünü" açıklamış, gösterilerin sürmesi üzerine 4 Eylül'de tasarının geri çekileceğini duyurmuştu.
Tasarı, 23 Ekim'de resmen geri çekilmesine rağmen protestocular, "demokratik reform" talepleriyle eylemlerine devam ediyor.
Rûdaw’a konuşan ve gösterilere destek veren Hong Kong Meclisi Üyesi James Too, kentteki gökdelenleri gösterek, “Bizler bunları kolay bir şekilde yapmadık. Kolayda vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Parlamento binasının hemen yanında Çin’in temsilciliği bulunuyor.
James Too, “Bizler Çin’den bağımsızlık talep etmiyoruz. Eldeki özgürlüğümüzün elimizden alınmasını istemiyoruz” diye konuştu.
Başkan Barzani ile tanışma
Roma’da Başkan Mesud Barzani ile karşılaştığını belirten James Too, “Çevresi oldukça kalabalıktı o zaman onun çok önemli biri olduğunu tahmin ettim. Kendisi -Mesud Barzani- beni hatırlamayabilir. Sonradan çok sayıda liderin de olduğu kalabalık bir grupla Sayın Barzani ile bir araya geldik. Ülkesinin geleceğinden söz etti. O grubun içinde bulunanlardan bazıları ülkerinin başkanı ya da başbakanı da oldu. Hepimiz birer bira içtik ancak Barzani içmedi” ifadelerini kullandı.
Gösterileri yerinden izlemek için gittiğimiz Hong Kong’da mikrofonu uzattığımız Hong Konglu, “Güvenlik güçlerinin göstericilere karşı yaptığı saygısızlığa alışık değiliz. Bazen burada kalmıyoruz. Hong Konglular bu denli fazla polis görmeye ve yaşamlarını kontrol edilmesine alışık değiller” dedi.
Medyada yüzme sporcusu bir kızın boğularak öldürülmesi haberinin yayılması ise halkta üzüntüye yol açtı.
Yaşlı bir göstericiye “Neden buradasınız?” diye sorduğumuzda bize, “Çünkü polis yüzme sporcusu kızımızı öldürdü” yanıtını verdi.
Polisin gerçekten sporcu kızın ölümünden sorumlu olduğuna dair kanıtların olup olmadığını sorduk, ancak bu konuda resmi bir belgeye ulaşamadık.
Yaşlı göstericinin yanında yüzünü kamuflaş eden genç bir kızda vardı. Polisin son aldığı kararda ise göstericilerin yüzlerini kapatmalarına izin verilmiyordu.
“Yakın zamanda düzelmeyecek”
Genç göstericiye “Neden yüzünü kapatıyorsun?” diye sorduk. Kızın yerine yaşlı adam cevap vererek, “Korkuyor. Gösterilerden sonra Çin’e gittiğinde onun tanımamaları gerekiyor. Aksi halde tutukluyorlar” diye yanıt verdi.
“Peki siz niye yüzünüzü kamuflaj etmiyorsunuz? Korkmuyor musunuz” Diye sorduğumuzda bize gülerek, “Hayır, benim yaşım ilerledi. Ancak bu gençlerin önlerinde yaşayacakları bir gelecekleri var. Onların kendilerine dikkat etmesi gerekiyor” dedi. Genç kız ise yaşlı göstericilern sözlerini onaylarcasına, “Doğru” diyerek cevap verdi.
Protesto şehri Hong Kong
Hong Kong “Protesto şehri” olarak ünlenmiş durumda. Kent, tarihinde farklı taleplerle onlarca protestoya ev sahipliği yapmış.
Bir dönem “Pokemmon” adlı çizgi filmde, karekter değişikliği nedeniyle de çok sayıda kişi Japonya’nın Büyükelçiliği binasının önünde toplanarak durumu protesto etmesi halen hafızalardaki yerini koruyor.
Ülkenin en büyük firmalarında bir dönem müdür olan ve ardından emekliliğe ayrılan ve adını söyleyem istemeyen Hong Konglu bir gösterici, “Önceki protestolardan farklı bir durum” diyerek, tembellik ve yerinde oturmanın kültürlerinde büyük bir ayıp olarak kabul edildiğine işaret ediyor.
Çin’e destek veren bir Kürt
Hong Kong’un kalabalığında “İstanbul” adlı restorant işleten işletmeci Muhammed Emin adlı Kürt’e, “Gerçekten İstanbul’dan ve Türk müsünüz?” diye sorumuza sert şekilde “Hayır” diye cevap verdi.
Ardından kendisiyle Kürtçe konuşarak, “Kurmanç birinin yolu nasıl Hong Kong’a düştü?” diye sormamızla, “Kusura bakmayın, Rojava’da yaşanan savaştan dolayı gözüme uyku girmiyor. Sizde bana Türk müsünüz? Diye sorunca sinirlendim. Kuzey Kürdistan’dan Nusaybinliyim. Çin’e gelerek restorant açmaya karar verdim. ‘Birsixane’ (Açların yerini) açmaya karar verdim. Bu işte başarılı olamadım. Ancak Çin’i sevdim ve Çinli biriyle de evlendim. Ardından eşimle Hong Kong’a gelerek burada restorant açmaya karar verdik” dedi.
“Kürdistan ile Rûdaw aracılığıyla haberdar oluyoruz” diyen Muhammed Emin Usta, “Neden Rûdaw?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Neden Rûdaw olmasın, Biz Kürtlerin Rûdaw’dan daha büyük bir şeyi var mı?” Rûdaw’da çalıştığımızı öğrenen Muhammed Emin, gülerek, “Biliyor musunuz Rûdaw Türkçe Portal’de face bir isimle yorum yapıyorum sürekli. Çok ilginç şeyler yazıyorum” dedi.
"Kürtler; Arap, Türk ve Farslar’dan çok farklı"
Hong Kong’un Çin’den ayrılmasına karşı olduğunu belirten Muhammed Emin, “Hong Kong’un Çin’den hiçbir farkı yok. Herşeyleri aynı” diye konuştu.
“İyi de Kürtlere de ‘Hepimiz Müslümanız ve devlet neyinize’ diye söylüyorlar”dememizle, Emin, şunu söyledi:
“Hayır, bu çok farklı. Çünkü Hong Konglular araç kullanma konusunda Çin’den farklılar. Bu çok küçük bir farklılık. Ancak Kürtler her şeyleriyle Türk, Arap ve Farslar’dan farklılar.”
Hong Konglular bağımsızlık mı istiyorlar?
- Çin hükümeti ve taraftarları, göstericilerin bağımsızlık istediğini savunuyorlar. Ancak göstericler ve onları destekleyen partiler söz konusu iddiayı yalanlayarak, sahip oldukları özgürlüklerin Çin’in çatısı altında sınırlandırılmamasını istiyorlar.
Çin’in Hong Kong üzerindeki vesayeti ne denli büyük?
-Hong Kong İdaresi Başkanı Çin tarafından dolayı bir şekilde atanıyor. Hong Kong’un önde gelen firma ve şahısları da Çin’e yakınlıklarıyla biliniyor. Basın her ne kadar bağımsız olmaya çalışsa da önemli medya organları da Çin’in elindedir.
Çin, Hong Kong’ta özgürlüğü kaldırmak mı istiyor?
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, yaptığı son açıklamada, amaçlarının Hong Kong’un mevcut durumunu değiştirmek olmadığını sadece Tayvan için bir örnek olmasını ve Çin’in kanatları altında olmasını istediklerini belirtti. Protestocular ise yapılan resmi açıklamaların aksine, Çin yönetiminin aşamalı olarak Hong Kong’u değiştirerek, özgürlükleri sınırlandırmak istediklerini dile getiriyor.
Hong Konglular Çinliler’den farklı mı?
Hong Konglular köken olarak Çinliler. Kullandıkları dilde Çinlilerin büyük çoğunluğu Kantonca adı verilen ve yazı dili olarak geleneksel Çince karakterler esas alınan dili kullanıyor.
Hong Kong, 1842 yılında Nanking Antlaşmasın ile Çinlilerden İngilizlere geçti. 1949'da Birleşik Krallık'ın Çin'i tanımasıyla ekonomik hayatı gelişti. 24 Aralık 1941'de Japonların eline geçen Hong Kong, 1945'te yeniden Britanyalılara verildi. Yapılan anlaşmayla Temmuz 1997'de Çin'e geri verildi.
Böylelikle, ülke yönetimindeki 135 yıllık İngiliz hakimiyeti sona erdi ve Hong Kong, Çin'e bağlı özerk bir bölge haline geldi.
Nüfusun hemen hepsi Çinlidir ve büyük bir kısmı Budisttir. Bunun yanında Konfiçyüscüler, Müslümanlar, Hindular, Museviler, Hristiyanlar ve Taoistler de bulunur.
Çin'in eyaletleri ise; Çin'in en üst düzey idari bölümleridir. Toplam 34 adet eyalet düzeyi bölüm bulunmakta olup bunlardan 23'ü eyalet, dördü doğrudan yönetilen şehir, beşi özerk bölge ve ikisi özel idari bölgedir.