'Diyarbakır’da oturtulan annelerden birinin oğlu toprağa düştü'
Diyarbakır (Rûdaw) - HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş, Diyarbakır’da HDP il binası önünde oturma eylemi yapan aileler hakkında hükumeti eleştirerek, “Siz siyasi emellerinize uygun provakasyonlar üretiyorsunuz. Diyarbakır’da oturttuğunuz annelerin evlatlarını sınır ötesi operasyonlarla öldürüyorsunuz. Evet biri daha toprağa düştü biliyor musunuz? İsmini vermeyeceğim” dedi.
Ankara’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkezi önüne siyah çelenk bırakma eylemiyle başlayan gerginlik üzerine Diyarbakır İl Örgütü tarafınndan Koşu Yolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Açıklamaya HDP Grup Başkan Vekili ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş Milletvekilleri Remziye Tosun, Tülay Hatimoğulları da katıldı.
Beştaş, "HDP ya da toplumsal muhalefet ya da siyasal muhalefetin farklı kesimleri Türkiye'de bir toplantı ve gösteri yapmak istediklerinde karşısına binlerce kolluk gücü çıkar, engelleme çıkar, darp yapılır, işkence yapılır ama bugün genel merkezimizin önüne iki aileyi, iki kişiyi polisler getirerek eylem yaptırmak istediler" dedi.
"Hiç kimse tesadüfen, öylesine bir iki tane ailenin kendi kararıyla HDP Genel Merkezi önüne gittiğini düşünmesin. Bu saldırı konsepti daha önce çokça düşünülmüş, tartışılmış, planlanmış, organize bir saldırıdır" diyen Danış Beştaş, eylemin içişleri bakanlığı, valilik ve emniyet müdürlüğü tarafından organize edildiğini söyledi.
“O polis milyonlarca halkın iradesini ölümle tehdit etmiştir”
Meral Danış Beştaş, "Bu eylemi, bu açıklamayı, bu saldırıyı yapan aileler değil polistir. Polis de emri İçişleri Bakanlığı'ndan almıştır. İçişleri Bakanı valisine, oradan emniyet müdürüne, oradaki seçilen kolluk görevlilerine vermiştir" diye konuştu.
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran'a bir polis memurunun, "Çivilerim seni valla" dediğine dikkat çeken Beştaş, "O polis hala görevde. O polis potansiyel bir katildir. O polis bir dakika bile polislik yapamaz. O polis milyonlarca halkın iradesini ölümle tehdit etmiştir. O polis bir an önce dört duvar arkasına kapatılmalıdır çünkü ölümle tehdit etmiştir bizi. Emri yerine getiren polis ölümle tehdit ediyorsa en az emri veren kadar sorumludur" söyleminde bulundu.
“Amed’te hukuk devleti yürürlükte değilse Ankara’da olamaz”
"Bu saldırının asıl mimarı Cumhur İttifakı'dır" diyen Beştaş, "Birileri de parlamenter demokrasiyi kuracağız, diyor. Hukuk devletini inşa edeceğiz, diyor. Hukuk devleti HDP'den başlar, Kürtlerden başlar. Eğer Amed'de hukuk devleti yürürlükte değilse Ankara'da hukuk devleti yürürlükte olamaz. Biz muhalefetine de iktidarına da sesleniyoruz. Vallahi de billahi de gözünü kırpacak bir HDP’li bulamayacaksınız” diye konuştu.
“Bütün toplumsal ve siyasal muhalefete de sesleniyorum” diyen Beştaş, “Bütün hukuk dışılıklar önce Kürtlerden sonra HDP’den başlar. Sıra size gelmeden bütün toplumsal muhalefetin bir arada bu faşizme karşı durması lazım. Faşizme karşı omuz omuza durarak bu saldırıları boşa çıkarabiliriz" ifadelerini kullandı.
Beştaş "İçişleri Bakanlığına sesleniyorum, biz sizin neler yapmak istediğinizi biliyoruz. Bizi siyasetten soğutmak, dışına itmek, farklı tepkilere itmek istiyorsunuz. Provake ediyor, pravakasyon yapıyorsunuz. Ama provakasyona gelecek bir HDP yok. Biz demokratik siyasette de barış siyasetinde de en önde yürümeye devam edeceğiz” dedi.
“Biz hiç kimsenin çocuğunun ölmemesi için barış mücadelesi yürütüyoruz” diyen Beştaş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hep söylüyoruz; ne bir polis ne asker ne bir Kürt gencinin artık toprağa düşmesini istemiyoruz. Siz Diyarbakır anneleri adı altında siyasi emellerinize uygun provakasyonlar üretiyorsunuz. Diyarbakır’da oturttuğunuz annelerin evlatlarını sınır ötesinde öldürüyorsunuz. Evet biri daha toprağa düştü, ismini vermeyeceğim. Anne orada oturuyor, siz savaşla gidip öldürüyorsunuz. Biz ne diyoruz? Gelin bütün evlatları getirelim, çözüm olsun, bu topraklarda barıştan daha acil bir ihtiyaç yok. Artık bir ülkede iç çatışmalar olmasın diyoruz. Gelin mecliste çözelim diyoruz ama siz o aileleri kullanmaya çalışıyorsunuz. Siyasi emellerinize alet ediyorsunuz. Son olarak şunu söylüyorum; Milyonlarca insanın iradesini temsil eden Genel Merkezimize saldırı haddinize değildir. O Genel Merkezi sonuna kadar savunacağız ve siz kaybedecek, biz kazanacağız.”