Erbil (Rûdaw) - Kürdistan Bölgesi'nden boru hattı yoluyla yapılan petrol ihracatı, 27 Eylül'de yeniden başlamasının üzerinden 10 hafta geçti. Bu adım bir anlaşma çerçevesinde atıldı ve şimdi anlaşma öncesi süreçlerin detayları ile ABD'nin Irak hükümeti üzerindeki baskıları gün yüzüne çıkıyor.
ABD'yi kızdıran saldırılar
Bir İngiliz medya kuruluşu, bu yılın Temmuz ayı ortasında, ABD'li şirketlerin faaliyet gösterdiği Kürdistan Bölgesi'ndeki petrol sahalarına her gün insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırılar düzenlendiğini bildirdi. Bu saldırıların, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarına misilleme olarak silahlı gruplar tarafından gerçekleştirildiği ve Kürdistan petrol sektörünü tehlikeye attığı belirtildi.
Saldırıların hedefi olan sahalardan biri, Duhok vilayeti sınırları içindeki Sersing sahasıydı. Burada, Amerikalı milyarder Ross Perot'un oğluna ait Amerikan HKN Energy şirketi faaliyet gösteriyor.
Reuters'a göre, geçen Temmuz ayında dört gün üst üste devam eden İHA saldırıları nedeniyle bazı sahalarda üretim durduruldu. Saldırıların yoğunluğu ve sürekliliği ABD'yi kızdırdı.
Irak hükümetinin silahlı gruplara karşı ve onları kontrol altına alma konusunda kayda değer bir şey yapmadığına kanaat getiren ABD yönetimi, Bağdat'a baskı yapmaya başladı. Dokuz farklı kaynak, ABD'nin saldırıları durdurması için Irak hükümeti üzerindeki baskısını doğruladı.
Reuters raporuna göre, Irak hükümeti üzerindeki bu baskılar, Erbil ile Bağdat arasında iki yılı aşkın süredir devam eden anlaşmazlıkların en belirgin düğüm noktası olan Kürdistan Bölgesi petrol ihracatının boru hattı üzerinden yeniden başlamasını sağladı.
Donald Trump yönetiminden bir kaynak, "Sanırım Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun, (ABD ile İran arasındaki) seçim anının yaklaştığını netleştirmek için Bağdat'a bazı sert mesajlar ilettiğini söylemek doğru olur" dedi.
Bağdat'a 'yaptırım' sopası
Washington, son iki yıldır Kürdistan petrolünün Ceyhan Limanı üzerinden ihracatının yeniden başlaması için sürekli talepte bulundu ve baskı yaptı. Baskının nedenleri arasında ABD şirketlerinin Kürdistan petrol sahalarındaki faaliyetleri ve petrol fiyatlarını düşürme amacı yer alıyordu. Bir diğer neden ise ham petrolün Irak'ın güneyine akmasıyla Irak petrol kaçakçılığı ağları için kazançlı bir kaynak oluşması ve buradan elde edilen gelirlerin silahlı gruplara gitmesiydi.
İngiliz medya raporlarına göre, bu nedenler ve İHA saldırıları, Trump'ın baskı düzeyini başka bir seviyeye çıkarmasına yol açtı. Saldırılardan sonraki iki ay içinde, ABD yönetimi temsilcileri ve Trump yönetimi yetkilileri, Kürdistan Bölgesi petrolünün boru hattıyla ihracatı başlamazsa Iraklı üst düzey petrol yetkililerini "yaptırımla" tehdit etti. Bir ABD'li yetkili, Irak Petrol Bakanlığı yetkililerine yönelik yaptırım tehdidini doğruladı. Ardından 17 Temmuz'da ihracat için ön anlaşma yapıldığı duyuruldu ve iki ay sonra, 27 Eylül'de ABD baskıları sonucunda petrol ihracatı yeniden başladı.
Failler biliniyor ama açıklanmıyor
26 Kasım’da Kürdistan Bölgesi'ndeki Kor Mor Gaz Sahası’na bomba yüklü İHA ile bir saldırı düzenlendi, kaynağı sahadaki doğal gaz olan saha ve elektrik şebekesi zarar gördü. Saldırıdan tam bir hafta sonra, Irak hükümeti Sabah Numan aracılığıyla soruşturma sonuçlarını açıkladı. 6 maddede Irak Silahlı Kuvvetler Komutanlığı Sözcüsü, sahanın korunmasına yönelik tedbirleri vurguladı. Dördüncü maddede ise Silahlı Kuvvetler Komutanlığı, "Saldırganların isimlerine ulaşıldı, yasa dışı taraflar bu saldırıyı gerçekleştirdi ve bir kısmı için tutuklama emri çıkarıldı" açıklamasını yaptı, ancak saldırganların kimlikleri açıklanmadı.
Kor Mor dışında diğer İHA saldırılarının failleri de açıklanmadı ancak Irak'tan bir güvenlik kaynağı, saldırıları "güçlü bir silahlı grubun" düzenlediğini belirtti. Kaynağa göre Bağdat, bu gruba başka bir saldırı yapmaları halinde hükümetin doğrudan karşı karşıya geleceği uyarısında bulundu.
Washington yatırımlarının karşılığını istiyor
ABD'nin bu baskı ve talepleri, en son ABD Başkanı Donald Trump'ın Rûdaw Washington Ofis Müdürü Diyar Kurda'ya söyledikleriyle de teyit edildiği üzere, Washington'un Irak ve Kürdistan Bölgesi'nden isteklerinin bir işaretidir. Trump Rûdaw'a, "Irak artık çok daha dostane bir yer haline geldi" dedi.
Ayrıca ABD'nin eski Irak Büyükelçisi Douglas Silliman da Rûdaw'a, "Trump, Irak ile güçlü bir ilişki kurmak istiyor" dedi.
Eski bir ABD'li yetkiliye göre, ABD için önemli olan Irak ile yatırım ve ticareti korumaktır; ayrıca Trump için öncelik Irak'ın bağımsızlığı ve diğer ülkelerin hegemonyasının bulunmamasıdır.
Bir ABD'li yetkiliye göre, "ABD Irak'a büyük yatırım yaptı, ortaklarıyla birlikte terörü yenmek için Irak'ta fedakarlıkta bulundu. Bu yüzden ABD, Irak'taki yatırımlarının önemli ölçüde geri dönüşünü bekliyor."
Cumhuriyetçilerin finansörü Perot ailesi
Yeni Irak hükümetinin bu süreci nasıl yöneteceği, petrol ihracatının devam edip etmeyeceği veya başka talep ve şartların gelip gelmeyeceği belirsiz. Ayrıca gelecek yılın Temmuz ayında Türkiye ile Irak arasındaki petrol anlaşması sona eriyor ve Türkiye daha önce aynı anlaşmayı yenilemeyeceğini duyurmuştu.
Öte yandan Bağdat, HKN ve Western Zagros şirketleriyle yapılan Kürdistan gaz sözleşmelerini henüz tanımış değil.
HKN şirketi, Amerikalı milyarder Ross Perot Jr.'ın sahibi olduğu Hillwood inşaat ve enerji grubunun bir parçasıdır. Tanınmış bir Amerikalı iş insanı olan Ross'un babası Ross Perot, ABD'de iki kez başkan adayı olmuştu.
Perot ve ailesi Cumhuriyetçilerin çok güçlü destekçileridir; 2024 ve 2025 kampanyalarında partiye 3 milyon dolardan fazla bağışta bulundular.
Baskılar, çıkarlar ve yatırımlar bir yana, Trump ve Sudani'nin açıklamaları Irak ve ABD ilişkilerini iyileşme yönüne götürdü. Trump, Rûdaw'ın sorusuna verdiği cevapta, Nobel Barış Ödülü adaylığına verdiği destekten ötürü Sudani'ye olumlu bir mesaj gönderdi.
Erbil: Ticaret için "canlı bir kapı"
Kürdistan Bölgesi bu ilişkinin bir parçasıdır. Douglas Silliman'ın dediği gibi, "ABD'nin Kürdistan Bölgesi'nde uzun süre kalma planı var."
Ayrıca ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Michael Regas, bu ayın 3'ünde (Çarşamba) Erbil'de dünyanın en büyük ABD konsolosluğunun açılışında, "Bugün kutladığımız yeni konsolosluk, bir dizi bina ve altyapıdan daha fazlasıdır; ABD ile Irak Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişkinin değerinin kanıtıdır" dedi.
Regas ayrıca şunları söyledi:
"Bölge halkıyla olan derin ve uzun vadeli ortaklığımızdan gurur duyuyoruz ve Irak Kürdistan Bölgesi'nin, Irak ve bölge genelinde güvenilir bir ses ve yetenekli bir güvenlik ortağı olarak oynadığı rol için minnettarız. Güçlü, istikrarlı ve dirençli bir Irak Kürdistan Bölgesi, ABD'nin Irak ile olan ilişkisinin temel direğidir."
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ekonomi ve ticaret alanına vurgu yaparak Kürdistan Bölgesi'ni bir "kapı" olarak nitelendirdi ve şöyle dedi:
"Başkan Trump ticareti çatışmanın önüne koydu. Biz Irak'taki ABD şirketlerini aktif olarak destekliyoruz ve Irak Kürdistan Bölgesi'ni, ABD şirketleri için Irak pazarına açılan canlı bir kapı olarak görüyoruz. Irak-Türkiye petrol boru hattının açılmasında kilit rol oynamak da dahil olmak üzere, Kürdistan Bölgesi Hükümetinin ABD'nin ekonomik çıkarlarının güçlü bir savunucusu olmaya devam etmesinden dolayı minnettarız, bu durum ABD'li petrol şirketlerine de fayda sağlamaktadır."
Dev şirketlerin dönüşü
ABD'nin Irak ve Kürdistan Bölgesi enerji sektörüne dönüşünün pratik işaretleri çok net ve fiili olarak görülüyor. Exxon Mobil, Batı Kurna sahası üzerinden Irak'a geri döndü ve çalışmalarına yeniden başlıyor.
Exxon Mobil CEO'su Darren Woods, "Çalışmalarımızın başlangıcı için çok önemli bir adım, önümüzde uzun bir yol var ve iyimseriz" diyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın