Erbil (Rûdaw) – Van-Bahçesaray (Müks) karayolunda meydana gelen ikinci çığ felaketine şahit olan Affan Orhan, “Cumhurbaşkanı Gülşen Orhan 200 metre ilerimizde çığa kapıldı. Hakkında ortaya atılan iddilar tamamen hayal ürünü, asılsız ve iftiradır. Bu kadar büyük bir acıyı göğüslemeye çalışırken ortaya atılan iddialar ve yalan haberler vicdansızlıktır” dedi.
Bahçesaray'daki çığ felaketine ilişkin Habertürk’te yayınlanan programda konuşan kanalın Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir, Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan’ın Çatak’ta katıldığı bir programdan dönüşte çığ uyarısına rağmen yanına iş makinelerini de alıp yola çıktığını ve ikinci çığın bu yüzden yaşandığını iddia etti.
Aydemir daha sonra aktardığı iddiaların doğru olmadığını, erken ve teyit edilmemiş ifadelerinden dolayı gereksizce zan altında kalanlardan özür diledi. Ancak birçok yayın organı bu iddiaları gündeme taşıdı.
“Gülşen Orhan Çatak’tan değil, Van’dan olay yerine gitti”
Rûdaw’a konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanı Gülşen Orhan'ın kuzeni Affan Orhan, iddiaların tamamen yalan, iftira ve hayal ürünü olduğunu, olaydan siyasi rant elde etmek isteyenlerin “hazine bulmuş” gibi ağzına geleni söylediğini ve basının da rast gele bu teyid edilmemiş bilgileri servis ettiğini söyledi.
Affan Orhan, “Bir defa Gülşen Hanım’ın Çatak’ta toplantıya katıldığı yönündeki bilgiler asılsızdır. Gülşen Hanım, Çatak’tan değil Van’daki hastaneden alınan cenaze konvoyuna katıldığı sırada, konvoydan ayrılarak olay yerine gitti. Cenaze konvoyu Bitlis üzerinden Bahçesaray a gidiyordu. Yanında güvenlik ekibi yada iş makinaları yoktu, kendi aracıyla gitti. Giderken beni de aradı ve onu takip etmemi istedi. Aramızda 5 dakika mesafe vardı” dedi.
Van yönünden olay yerine giden yolun zaten açık olduğunu belirten Orhan, sözlerine şunları ekledi:
“Birinci çığda kar altında kalanları kurtarmak için AFAD ekipleri ve vatandaşlar gidiş geliş yapıyordu. Dolayısıyla yol açıktı. İddia edilen 3500 rakımlı Kerapet Geçici olay yerinden 5 kilometre ötede kalıyor ki o yol zaten kapalıydı. Gülşen Hanım olay yerine vardıktan hemen sonra biz de vardık, aramızda 200 metrelik mesafe vardı. Aracımızdan indiğimizde ikinci çığ koptu. Gülşen Hanım'ın da çığ altında kaldığını orada öğrendik.
Bunun üzerine ben yetkilileri ve abisini abisini aradım, onlar cenaze konvoyu ile Tatvan’a varmışlardı, konvoydan ayrılıp olay yerine gelmeye çalıştılar. O sorada olay yerinde çığdan kurtulanlarla biz karın altında kalanları kurtarmaya çalıştık. Yaklaşık 20 dakika sonra Gülşen Hanım kurtarıldı ve hastaneye sevkedildi. Ben de bir yaralıyı aracıma alarak hastaneye gittik.
İddia edildiği gibi Gülşen Hanım olay yerine giderken asla bir uyarıya muhatap olmadı ve zaten olması da söz konusu değildi. Çünkü vatandaşlar da kurtarma ekipleri de sürekli gidip geliyordu. Çığ altında kalan insanların çoğu görevliydi, bir kısmı ise yakınlarını arayanlardı.”
“İddialar acımızı katladı”
Çığ felaketi nedeniyle büyük bir acı ve üzüntü yaşadıklarını dile getiren Affan Orhan, “Tüm bunların üstüne bir de basından butür asılsız iddiaların gündeme gelmesi talihsizce oldu. Biz kaç defa ölümden döndük, bu kadar olayın içinde bir de mesnetsiz iddialara yanıt vermek zorunda kalıyoruz. Gözlerimizin önünde cereyan etmiş olan bir olayın bu şekilde kaynaksız ve rastgele anlatılarak bir tür karalamaya dönüştürülmesi acımızı katlamış, bizi daha çok üzmüştür” diye konuştu.
"Bu kadar büyük bir acıyı göğüslemeye çalışırken yapılan amaçlı ve yalan haberler vicdansızlıktır" diyen Orhan, gerçeklerin kamuoyuna yansıtılmasının da basının öncelikli görevi olduğunu söyledi.
Gülşen Orhan da yanıt vermişti
Konuyla ilgili açıklama yapan Gülşen Orhan da iddiaları kesin bir dille yalanlayarak, "Maalesef benimle beraber çığın altında kalan onlarca insanımız yaşamını yitirdi. Acımız bu kadar büyükken, bu kadar büyük bir faciayı bütün hemşerilerimle ve milletçe beraber göğüslemeye çalışırken yapılan amaçlı ve yalan haberler vicdansızlıktır" ifadelerini kullandı.
Orhan açıklamasınd aşu ifadelere yer verdi:
"Maalesef acı bir bilançoyla karşı karşıyayız. Onlarca cenazemiz, şehidimiz, onlarca yaralımız var. Halen kar altından çıkmamış canlarımız var. Rabbimden vefat eden kardeşlerimize rahmet, yaralılara acil şifa, kar altındaki kardeşlerimize hayat niyaz ediyorum.
4 Şubat, 16:30 civarında Bahçesaray yolunda meydana gelen çığ felaketi yaşandığında Van-Ankara seferini yapan 16:05 uçağındaydım. Ankara'ya indiğimde olaydan haberim oldu. Geri dönmek için sabah ilk uçak olan 07:40 uçağıyla Van'a hareket ettim. Van'a ulaşınca Bölge hastanesinde bulunan hastalarımızı ziyaret ettik.
Ziyaretimizin anlık görüntülerini Twitter hesabımızdan paylaştık. Ardından felakette vefat eden vatandaşlarımızın cenazelerini, yakınlarıyla birlikte alıp Bahçesaray'a konvoy halinde hareket ettik. Hastaneden ayrılış anımız ve görüntüler Van Valimizin son durum açıklamasıyla medyada yayınlanmıştır. Felaketin gerçekleştiği yol olan Krapet Geçidi'nden Bahçesaray'a ulaşım idarece kapatıldığından söz konusu değildi artık.
Dolayısıyla cenazelerle birlikte Hizan üzerinden Bahçesaray'a doğru hareket edildi. İddia edildiğinin aksine Çatak veya başka bir yerde toplantı yapmadım. Beş cenazenin acısı varken herhangi bir toplantı yapmam zaten mümkün değildi.
Ben olay yerinde çalışan ekipleri, son durumu, görmek için çığ bölgesine uğrayıp tekrar cenaze konvoyuna dönmek üzere konvoydan ayrıldım. Tek araba ve bir kaç kişilik bir ekip olarak olay yerine vardık.
Vardığımda kalabalık bir insan grubu, jandarma ekipleri, AFAD il müdürümüz ve ekibi çalışma yürütüyorlardı. Oradaki yetkililerden bilgi almak için araçtan indikten iki dakika sonra çığ hepimizin üzerine düştü. Ben vardığımda herhangi bir iş makinesi çalışmıyordu. Benim yanımda da hiç bir iş makinesi yoktu ve olamazdı da. Çalışmalarla ilgili hiç bir direktifim veya tavsiyem olmadı. Amacım sadece olay yerini bizzat görmek ve oradakilere yanlarında olduğumuzu hissettirmekti.
Cenazelerimizi götürürken onlardan ayrılıp çığ felaketinin yaşandığı yere gelmemize ‘toplantı için iş makinelerini yanına almış yolları açtırmış’ demek yalancılıktır, acı bilmezliktir. Felaket bölgesine gidip son durum hakkında bilgi alıp,oradakilerin yanında olduğumuzu söylemek istedik, oradan cenaze konvoyuna tekrar dönecektim. Çığ felaketinin yaşandığı yere geldiğimde daha 2 dakika dahi geçmeden çığ düştü altında kaldık, sonra kurtarılıp hastaneye götürüldük
Biz kendimize değil kaybettiğimiz canlar için acı çekerken kaynağı olmayan yalan bilgiler yaymak yalan üzerinden siyaset üretmek nedir bunun da adını siz koyun.
Bülent Aydemir gazeteciyse böyle bir iddia duyduysa keşke biraz daha araştırsaydı gerçeği öğrenirdi. Tabi Bülent Bey bunu duymamışsa kendisi bu senaryoyu üretmişse utanılası haline yalancılığı da eklememiz gerekecektir.
Maalesef benimle beraber çığın altında kalan onlarca insanımız yaşamını yitirdi. Acımız bu kadar büyükken, bu kadar büyük bir faciayı bütün hemşehrilerimle ve milletçe beraber göğüslemeye çalışırken yapılan amaçlı ve yalan haberler vicdansızlıktır. Bu yalan ve iftiralar sadece benim değil tüm acılı ailelerin vicdanını yaralamıştır. Acılarımızı kullanıp, yalan senaryolarla siyaset üretenler, toplum mühendisliği ile öfke oluşturmaya çalışanlar benden değil tüm Van'dan ve Türkiye'den özür dilemelidir."
Çığ felaketinde 41 kişi hayatını kaybetti
Van-Bahçesaray (Müküs) kara yolunun 33’üncü kilometresinde 4 Şubat Salı günü akşam saatlerinde, üzerine çığ düşen minibüste bulunan 5 kişi hayatını kaybetmişti.
Çığ altında kalan 2 kişiyi kurtarmak için olay yerine gelen ekipler, ikinci çığ felaketiyle karşı karşıya kalmıştı.
Yaşanan ikinci felakette ise 36 kişi hayatını kaybetti. Böylelikle Van'da yaşanan çığ felaketlerinde hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 41'e yükseldi.
Çığ felaketinde toplamda 81 kişinin yaralandı. Yaralıların tedavisi bölge hastanelerinde devam ediyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın