Erbil (Rûdaw) - ABD Başkanı Trump'ın ev sahipliğinde Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ve Zengezur Koridoru'nun 99 yıllığına ABD yönetimine devredilmesini içeren anlaşma, bölgedeki jeopolitik dengeleri yeniden şekillendiriyor. Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. İkbal Dürre, bunun 45 kilometrelik bir yoldan çok daha fazlası olduğunu ve tarihi bir süreçten geçildiğini vurguladı.
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen "barış zirvesinde" Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı ağırladı.
Zirvede Aliyev ve Paşinyan, Azerbaycan ile Ermenistan arasında tesis edilecek barışa yönelik yol haritasına dair ortak deklarasyon imzaladı.
"Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu bağlantı projesi"
İki ülke arasında imzalanan anlaşma, Azerbaycan'ı Ermenistan üzerinden Nahçıvan'a bağlayacak olan Zengezur Koridoru'nun kurulmasını da içeriyor. Bu koridorun hayata geçirilmesi, Bakü'nün uzun süredir talep ettiği bir adımdı.
Trump, Azerbaycan'ın kendi toprağı olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ne bu koridor sayesinde erişebileceğini ancak "Ermenistan'ın egemenlik haklarına da saygı göstereceğini" belirtti.
Doğal kaynak açısından zengin ve stratejik bir bölgedeki bu koridorun geliştirilmesine ilişkin haklar ABD'ye ait olacak. İmzalanan anlaşmada bu koridordan "Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu bağlantı projesi" diye bahsedildi.
Trump, kendi adını taşıyan "Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu"nun geliştirilmesi ve işletmesinin 99 yıllığına ABD'ye devredildiğini de açıkladı.
"Tek Çözüm ABD Üzerinde Anlaşmaktı"
Rûdaw TV’de Sima Abkhezr’in sunduğu bültene konuk olan uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. İkbal Dürre, anlaşmanın perde arkasını ve olası sonuçlarını değerlendirdi.
Dürre'ye göre, ABD'nin bu denli merkezi bir rol oynaması bir tesadüf değil, bir zorunluluktu.
"Ermenistan'ın tek başına yönetmesi ya da başka bir gücün ABD'den başka bir gücün yönetmesi Azerbaycan tarafından kabul edilebilir bir durum değildi" diyen Dürre, söz konusu Amerika olduğunda Türkiye ve İsrail gibi bölgesel güçlerin de destekleyici konuma geçtiğini belirtti.
Anlaşmanın sadece Azerbaycan ve Ermenistan'ı değil, Batılı güçlerin Kafkaslardan Orta Asya'ya uzanan etki alanı mücadelesini de ilgilendirdiğini ifade etti.
"İran için çok kötü, etrafı sarılıyor"
Anlaşmanın bölgedeki en büyük kaybedenlerinden birinin İran olacağını vurgulayan Doç. Dr. Dürre, Tahran'ı bekleyen çok yönlü tehditlere dikkat çekti.
Dürre, "Bir kere maddi olarak İran kaybediyor. Çünkü bu zamana kadar Türkiye'den o bölgeye, Orta Asya'ya giden tırlar İran üzerinden geçiyordu. Ama bundan sonra geçemeyecek" diyerek ekonomik kaybın altını çizdi.
Daha da önemlisinin siyasi ve stratejik kuşatma olduğunu belirten uzman, "İran'ın Kafkasya'daki etki alanı azalıyor. Azerbaycan potansiyel bir tehlike olarak İran için ortaya daha fazla çıkıyor. İsrail'in bölgedeki etkisi Kafkaslar'da büyüyecek. Bütün bunlar İran için çok kötü, İran'ın etrafı sarılıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Dürre, bu sıkışıklığın İran'ı daha sert ve dengesiz adımlar atmaya itebileceği ve "günah keçisi olarak belki Kürdistan Bölgesi’ni, Kürtleri gören bir İran ortaya çıkabilir" uyarısını yaptı.
Türkiye'nin stratejik kazancı ve Erdoğan’ın rolü
Doç. Dr. İkbal Dürre, anlaşmanın Türkiye için net bir kazanım olduğunu belirtti.
Dürre, bu gelişmenin, Türkiye'nin "sadece Ortadoğu değil, Kafkaslardan Orta Asya'ya kadar etkisini artırma" hedefine hizmet ettiğini söyledi.
Türkiye'nin süreçteki kilit rolüne de değinen Dürre, "Zaten Türkiye'nin rolü olmasaydı bu işte ne Paşinyan ne Aliyev bunu Washington'la tek başına halledemezdi. Rusya basını diyor ki bu olay Paşinyan'ın en son Türkiye'de Erdoğan'la görüşmesinden sonra halloldu" ifadelerini kullandı.
Bu sayede Türkiye'nin, Azerbaycan ve Orta Asya'nın yanı sıra Ermenistan'ı da kendi etki alanına dahil etme fırsatı bulduğunu ekledi.
Anlaşmanın kırılganlığı ve güç mücadelesi uyarısı
Tüm bu gelişmelere rağmen Dürre, temkinli olunması gerektiği konusunda uyardı.
"Anlaşma imzalamak olayın bundan sonra toz pembe gelişeceği anlamında okunmamalı" diyen Dürre, jeopolitik dengelerin aniden değişebileceğini ve bu tür uzun vadeli anlaşmaların önemini yitirebileceğini hatırlattı.
Rusya'nın bu durumdan duyduğu rahatsızlığa dikkat çeken Dürre, "Rusya, Ermenistan'daki yönetimi bir şekilde değiştirmek istiyordu, başaramadı. Ama bundan sonra bu tür hamlelerine daha fazla güç sarf edebilir" diyerek bölgede tansiyonun yeniden yükselebileceği sinyalini verdi.
Dürre'ye göre mevcut durum ABD lehine, Rusya, Çin ve İran aleyhine olsa da, gelecekteki dengelerin ne getireceği belirsizliğini koruyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın