İnce: Kürtleri onore edeceğiz, Türklerin kaygılarını gidereceğiz
Diyarbakır (Rûdaw) - CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, “Kürtler diyor ki; Kürtler onore edilmek istiyor. Kürtleri onore edeceğiz, Türklerin kaygılarını gidereceğiz” dedi.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda halka konuşuyor.
“Sizler Cahit Sıtkı Tarancı'nın kardeşleri, Ziya Gökalp'in torunları, Ahmet Arif'in kardeşleri...”diyerek konuşmasına başlayan Muharrem İnce'nin, konuşmasından satır başları şöyle:
“15 yaşında Yalova'da liseye giderken Diyarbakırlı Ahmet Arif'in Hasretinden Prangalar eskittim kitabını özberlemiştim. 15 yaşında ezberlediğim şiiri, 40 yıl sonra Diyarbarlılara okudum.
Ben buraya sizi kandırmaya, aldatmaya gelmedim, Ramazan şerbeti içmeye geldim. Türkiye'nin çok ciddi sorunları var. 55 milyar dolarlık cari açık var. Gençlerin yüzde 20'si işsiz. Türkiye kuşatılmış durumda. Şu anda Türkiye'yi yönetenler Ankara'dan yönetmiyor Brüksel'den yönetiyor, Washington'dan yönetiyor.
Başından beri söyledim 3B: Bir barışacağız, iki büyüyeceğiz, üç bölüşeceğiz.
Bedava kekle zaman dolmaz. Kıraathaneye gittik gündüz kek beleş, akşam evine gittin yemek ne olacak?
Parti rozetini çıkardım. Artık Türk bayrağı taktım. Sonra, Sayın Akşener'e gittim. Sayın Karamollaoğlu'na gittim. Demirtaş'a gittim, başarılar diledim. Sonra Sayın Erdoğan'a gittim.
Dört adayı da ziyaret ettikten sonra Hakkari'ye gittim. Ve dedim ki: Sevgili Hakkarıliler, Akşener'in, Karamollaoğlu'nun, Demirtaş'ın ve Erdoğan'ın selamları var dedim.
Saklım gizlim yok. Birini ziyaret ederken Erdoğan'dan izin alacak halim de yok. Seni bile ziyaret ettim. Daha ne istiyorsun?
"Adını koyalım Kürt sorunu"
Kürtler onore edilmek istiyor. Kürtleri onore edeceğiz, Türklerin kaygılarını gidereceğiz. Gizli kapaklı görüşme yok çözüm yeri TBMM
TRT'nin kanallarından birini bu işe ayıracağım. Zaten bir işe yaradığı yok. 24 saat yayın yapacak. Tartışacak insanlar. Dil meselesini tartışacak.
Ben biliyorum ki içinizde muhafazakarlar, solcular, esnaflar var anlaştığınız yer dil konusudur.Ama anlaşamadıklarınız da var. Kendi aranızda da anlaşamıyorsunuz. Bunu biliyorum ama anlaştığınız yerlere beni de yazın bende oradayım.
Kinder nesil istemmem. Sizin çocuklarınıza matematik, kuantum, endüstri 4.0 öğretmek istiyorum.
Çocuklarımıza 3 dil öğreteceğiz. Dünya 200 devlet var, 6 bin de dil var. Bir dil insanlığın mirası bunu korumak lazım. Bir 81 milyona çocuklarımıza resmi dilimiz Türkçeyi öğreteceğiz. Anası ile babasıyla evinde konuştuğu dil var; Kürtçeyse Kürtçe, Arapçasya Arapça, Çerkezceyse Çerkezce....Çocuklarımızı dünya vatandaşı yapacağız. Çocuklarımıza İngilizce, Fransızca, Arapça, Rusça, Çince, Japonca öğreteceğiz.
Erdoğan, otomobilin kaportasına talip, ben beynine talibim. Dün şöyle konuşuyor: 'Bana bak Muharrem diyor' Bu usluba yanıt vermek istemiyorum ama... Eee sana baktım. Ya sana dedim, her kişin eti yenmez, ben senin yanındakilere benzemem dedim.
Bakıştık bunları bırakalım. Diyarbakır 'dan da sesleniyorum sayın Erdoğan'a: Bugün Bursa'da 15.30'da konuşacaktın. Toplayamadın milleti 18.00'a aldın. Şimdi çevreden insan topluyorlar. Ben o meydanda iftardan önce zımbazıp miting yaptım.
Erdoğan 3 proje söyledi: Bir kıraathane, iki stadyum, üç park. Be mübarek sen belediye başkanı mısın cumhurbaşkanı mısın? Gelin kıraathaneye 'iskambil yok' diyor. İskambil yoksa gelmiyor millet. Ustayım diyordu meğerse kek ustasıymış. Kek yemek isteyen Erdoğan'a oy versin, iş isteyen aş isteyen bana oy versin.
Erdoğan, kilosu 4 bin 500 liraya beyaz çay içiyor. Ben siyah cay içiyorum. Ben sizin gibi bakkaldan aldığımız yumurtaları yiyorum. Erdoğan, 7 yıldızlı sarayında iftar yapıyor. Erdoğan, beyaz Türk, ben bu ülkenin zencisiyim.
Ankara'da sarayı var yetmedi. İstanbul'da 5 sarayı var. Yetmedi. Marmaris'te yazlık yaptırıyor. Allah'ın izni, milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı olduğumda o yazlık sarayı engelli çocuklara vereceğim.
Erdoğan'ın döneminde yolsuzluk var mı, var; yoksulluk var mı, var; yasaklar var mı, var; yalan var mı, var. Aha sana rabia işte! O meydanlarda “Bay Muharrem” diyor ya, aklı sıra beni seçkinci, elitist göstermeye çalışıyor. Geç sen o işleri geç, halk çocuğu, milletin evladı benim. Sen saraylısın!
Erdoğan 2002'de başlarken halk çocuğuydu, yalan yok. Ama ‘Haram helal ver Allahım, garip kulun yer Allahım’ dedi, artık bizden biri değil. ‘Bay Muharrem, Bay Muharrem’ deme, millet sana ‘Bye bye Erdoğan der’, görürsün bak. Geçen gün ‘Diyarbakır’diyor, ses yok.
Erdoğan, otomobilin kaportasına talip, ben beynine talibim. Dün şöyle konuşuyor: 'Bana bak Muharrem diyor' Bu usluba yanıt vermek istemiyorum ama... Eee sana baktım. Ya sana dedim, her kişin eti yenmez, ben senin yanındakilere benzemem dedim.
İnek yabancı, saman yabancı ayran nasıl milli oluyor. Sonunda Çin'den çöp aldılar. Aklı sıra 'Bay Muharrem' gidiyor. Bay Muharrem deme, Millet sana 'Bay Bay Erdoğan' der.
Diyarbakırlı kardeşlerim diyor ya: ' Diyarbakır ' ses yok. Neresiydi orası? Bingöl. Allah şaşırtmasın. Şu cami fotoğraflarını görebilir miyiz arkadaşlar?
Sevgili Diyarbakırlalar Samsun'da bisiklete bindim. Traktöre de binerim. Almışlar bu fotoğrafı camiye yerleştirmişler. Vicdansız. Daha fenası var. Camide zeybek oynuyor. Sizce 81 milyonun içinde camide zeybek oynayacak insan var mıdır? O kadar zavallı ki bunlar. Ben o zeybeği bir oğlumun düğününde bir de Aydin'da oynadım. Cumhurbaşkanı olduğumda Diyarbakır 'da oynarım.
Bu iş oldu mu diye sorarsanız bence oldu. Sizce oldu mu? Meydandan 'Tamam' sesleri.”