ANKET - Bağımsız Kürdistan için Kürtler ne diyor?
Kürt akademisyen Dr. Deniz Çifçi, Kürdistan Bölgesi’nde bağımsızlık referandumuna yüzde 92 “evet” oyu çıkacağanı belirlediklerini söyledi.
Dr. Çifçi, “Peki mevcut sorunlarla referanduma gitmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna, “Süleymaniye’den yüzde 76 oranında “olumsuz” yanıt geldi. Erbil ve Duhok halkı ise referanduma her koşulda gidilmesini istiyor” cevabını verdi.
Akademisyen, Erbil, Duhok ve Süleymaniye’de 120 politikacı ile 250 seçmene bağımsızlık referandumunu sordu.
Katılımcılar, Türkiye ve İran faktörlerinin de “hayır” cevapları üzerinde etkili olduğunu söyledi.
Dr. Deniz Çifçi Rûdaw’ın sorularını yanıtladı…
İÇ SORUNLAR BELİRLEYİCİ
“Referandum” konusunda çalışmaya başlamanızın temel sebebi neydi?
Temel sebebi, yakında çıkması planlanan “IŞİD’in kökeni ve Kürtler’le çatışması, Irak - Suriye”adlı ingilizce bir kitabım. Kitabın devamı şeklinde de 2013’ten beri Kürdistan’da ve Ortadoğu’da çalışma yapıyorum. Bu çerçevede baktığımızda da Kürtler’in sadece IŞİD’le savaş değil, kendi aralarındaki siyasal ve ekonomik ilişkilerin de gelecekleri konusunda belirleyici olduğunu, hatta bir noktadan sonra dış dinamiklere baskın geldiğini gördüm.
Bu noktada Kürdistan’da yaklaşık bir aylık çalışma yürüttük. Özellikle siyasal ve ekonomik krizin hayati önem taşıyan referandumu nasıl etkilediğini, “Mevcut sorunların referandum sürecine ivme mi kazandırdığını yoksa süreci olumsuz mu etkilediğini”sormaya başladık.
Araştırmanıza nereden ve kimlerle başladınız?
Araştırmamıza siyasi elitlerle başladık. Araalrında KDP,KYB, Goran, Yekgırtu, Komel,Bizutnewe, Komünist Partisi) genel başkan veya yardımcıları ile parlamenterlerin bulunduğu 120’ye yakın kişiyle röportaj gerçekleştirme imkanı oldu. Buna peşmerge komutanları da dahil.
Halktan da toplam 250 kişiyle görüştük. Yani toplamda 370 kişiyle görüştük. Siyasal kesimle birebir röportaj, seçmenlerle de anket şeklinde çalıştık.
Hedefiniz neydi?
Hedefimiz, “Kürt siyasal kesiminin yaşanan siyasal ve ekonomik krizin referanduma etkisini nasıl değerlendiriyor?” sorusunun cevabını aramaktı.
ANKET NERELERDE YAPILDI?
Çalışmalarınız nereleri kapsadı?
Süleymaniye, Erbil, Duhok ve Zaho’nun bazı bölgeleri…
Süleymaniye’nin referanduma bakışı nasıldı?
Süleymaniye merkezli Kürt siyasal aklı özekllikle de Goran, KYB ve STK’lar ve bazı aydınlar bu koşullarda referanduma gidilmesini doğru bulmuyor.
“Bağımsızlığa karşı mısınız?” diye sorduk, “Hayır” dediler. “Peki referanduma karşı mısınız?” Aldığımız cevap, “Hayır referanduma da karşı değiliz. Ama referandumdan önce çözülmesi gereken başka sorunlar var” idi.
Yani parlamento aktifleşmeden, Sayın Barzani’nin başkanlık sorunu yasal bir zemine kavuşturulmadan, ekonomik kriz ve yolsuzluk çözülmeden referanduma gidilmesini kabul etmeyeceklerini söylediler.
KÜRDİSTAN’IN BÖLÜNMESİ
Velev ki mevcut sorunlar yakında çözülmedi. Yine referanduma gidecekler mi?
Konuyu netleştirmek için görüştüğümüz kesimlere bu soruyu sorduk. Süleymaniye’nin büyük çoğunluğu; “Hayır bu koşullarda referanduma gitmeyeceğiz” cevabını verdi. Bu noktada Kürdistan’ın bölünme tehlikesi olacağını söylediğimde de birçok kişi maalesef, “Biz bunu istemeyiz ama bölünme olursa da bu şekilde olur” denildi.
Peki Erbil ve Duhok’ta durum neydi?
Erbil’de ve Duhok’taki siyasal elitlerle yaptığımız görüşmelerde, onların büyük bir çoğunluğu referanduma “evet” dedi.
Kendilerine birçok kesimin referandumdan çok siyasal sorunlardan sözettiğini hatırlattığımızda ise, KDP yetkilileri ile onu destekleyen Yekgırtu ve STK’lar şunu söylediler: “Evet bu koşullarda referandum yapılmasını istemeyiz. Ama mecbur yapılacaktır çünkü bu bir fırsat. Yapılması gerekiyor.”
Ekonomi konusunda da, “Ancak Kürdistan bağımsızlıktan sonra bazı iç sorunlarını çözebilir”görüşü hakimdi.
Yani illerde farklı bakış açıları var…
Süleymaniye merkezli Kürt siyasal aklı şunu söylüyor: “Siyasal kriz, ekonomik sorunlar ve demokratik ilerleme referanduma gitmeden sonuçlanmalı. Çünkü Kürdistan kurulduktan sonra bu sorunlar derinleşir.”
Ancak, buna karşın Erbil ve Duhok’taki Kürt siyasal aklı KDP, Bizutnewe’nin bir kısmı, Yekgırtu ise; “Evet şu anda siyasal bir kriz var.Kürdistan kurulduğu zaman bu sorunlarla mücadele etmek, demokratik bir zeminde bu sorunları çözmek daha kolay olacaktır” diye düşünüyor.
BAĞIMSIZLIĞA EVET AMA…
Peki halk arasında durum ne?
Çalışmalarımız sırasında halk ile Kürt siyasal elitleri arasında belli bir mesafe oluştuğunu farkettim. Siyasal elitlerin sürdürdüğü çalışmaların halkı bir noktadan sonra çok fazla ilgilendirmediğini, siyasal tercihlerinin günlük yaşamlarında daha çok ortaya çıktığını farkettik.
Süleymaniye ve çevresindeki yaklaşık 120, Erbil, Duhok ve Zaho’da ise 130’a yakın kişiyle görüştük. Bu da daha çok anket tarzında oldu.
Sözkonusu kesime Kürdistan’ın bağımsızlığına evet mi, hayır mı diye sorduk. Yüzde 92 oranında “Kürdistan’ın bağımsızlığına evet” dedi.
“Peki mevcut sorunlarla referanduma gitmeyi nasıl görüyorsunuz?” sorusuna, Süleymaniye’den yüzde 76 oranında “olumsuz” yanıt geldi. Erbil ve Duhok halkı ise referanduma her koşulda gidilmesini istiyor.
Genel olarak ise; halkın yüzde 45’i bu koşullarda referanduma gidilmesini doğru bulmadıklarını ifade ederek, siyasal ve ekonomik sorunlar çözüldükten sonra referanduma gidilmesinden yana görüş belirtti. Ama yüzde 55 ise ne olursa olsun referanduma gidilmesi istiyor.
HALKIN GÜNDEMİ YOLSUZLUK
Halk yolsuzlukla ilgili ne düşünüyor?
Ankette, halkın yüzde 90’a yakını çok ciddi bir yolsuzluğun olduğunu dile getirdi. Kürt siyasi partilerinin kendi çıkarlarını düşündüğünü, halkı düşünmediğini belirtiyorlar.
“Ekonomik yolsuzlukları ve Kürdistan’da bazı çelişkilerin üstünü örtmek, halkın dikkatini dağıtmak için referandumun bir araç olarak kullanıldığını” söyleyenler de oldu.
Savaş, siyasal iç çekişmelerin, mali krizin ve yolsuzlukların gölgesinde mi kalıyor?
IŞİD’le olan savaş ister istemez Kürdistan’daki siyaseti de raydan çıkartabilir. “IŞİD’le bir savaş varken Sayın Barzani gibi siyasi otoriteye ve dış ilişkilere sahip birinin görevinden birkaç yıl daha kalması daha doğru olmaz mı?” sorusunu da sorduk.
Sayın Barzani’nin başkanlığıyla ilgili Erbil ve Duhok’ta hatırı sayılır bir kesimin sorunu yok. Süleymaniye merkezli KYB, Goran ve Komel’in bir kesimi ise, “Kürdistan’da Barzani’nin yerini dolduracak çok fazla Kürt liderin olduğu” cevabı verdi.
PARTİLERE GÜVEN YOK
Halk genel anlamda siyasi partilere güveniyor mu?
Halkın yüzde 86’sı siyasi partilerin hiçbirine güvenmiyor.
Bu durumda genel sonucu nasıl okuyabiliriz?
Kürtler’in hemen hepsi, gerek siyasal kesim, gerekse halk, Kürdistan’ın bağımsızlığına “evet” diyor. Ama siyasal ve ekonomik krizin çözülerek gidilmesini istiyor. Bu da Kürt siyasetindeki iç çekişmelerin, Kürdistan’ın geleceği üzerinde ne denli bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
Geriye kalan yüzde 7- 8’lik kesim, neden bağımsızlık istemiyor?
Bu 7-8’lik kesim Kürt siyasetine aşırı derecede kızgın olan kişilerdi. Örneğin; bir taksici, ailesinde şehit peşmergelerin olduğunu ve geçinemediklerini, yolsuzluklardan canlarının bezdiğini, böyle bir Kürdistan’da yaşamak istemediklerini dile getirdi. Başka biri ise; yolsuzluklardan sonra Kürdistan kavramının kendisi için anlam ifade etmediğini söyledi.
Ankete katılan 2 Türkmen ise federalizm istediklerini söyledil. Bir de bazı Ezidiler de çok kızgın oldukları için, kendi sorunları çözülmeden Kürdistan’a “evet” diyemeceklerini dile getirdi.
SOSYOLOJİK ANLAMLAR
Peki siz, mevcut şartlarda Kürdistan’ın referanduma gitmesini doğru buluyor musunuz?
Sonuçlara baktığımızda, eğer Kürdistan referanduma giderse ve halkın yüzde 40-45’i büyük ihtimalle referanduma “hayır” demez ama boykot ederler diye düşünüyorum. Kürdistan’ın yüzde 40-45’lik kesimi referanduma gitmezse, yüzde 55-60 gibi bir sonuçla geçse dahi bu siyasal bir ayıptır.
Her karış toprağı şehit kanıyla bulanmış bir toprak parçasının, sadece yüzde 55-60’la geçmesi bir ayıptır. Hiç şüphesiz muhakkak geçer ama 60’lık bir evet oyu ile yüzde 90’lık bir evet oyu arasında sosyolojik ve siyasal anlamlar ortaya koyuyor. Bu da Kürdistan’ın bağımsızlığına ciddi zarar verir.
Bu noktada şunu söyleyebilirim; eğer yüzde 40-45 oran referanduma gitmeyecekse, boykot edecekse bu koşullarda referandum doğru olmaz. Süleymaniye ikna edilmeli. Nitekin anket sonuçları görüşleri doğruladı. Çünkü geçtiğimiz haftalarda Goran ile KYB Bağdat’a giderek, açıkca “Irak’ın birliğinden yanayız” denildi.
TÜRKİYE VE İRAN FAKTÖRLERİ
Türkiye ve İran faktörlerinin “hayır”denilmesinde etkisi olabilir mi?
Geçmişte, Kürdistan’ın bölünmesini temel olarak dış dinamiklere bağlardık. Evet doğruydu. Ama günümüzde bu siyasal çelişkiler maalesef çok görülmeye başlandı. Siyasal iç çelişkiler bu kadar görünür olduktan sonra, bu Kürtler’in dış ilişkilerine de yansıdı. İç çelişkilerden kaynaklı özellikle KDP-KYB-Goran arasındaki siyasal çatışma ve çelişkiler Kürdistan’ın dış politikasında da bölünmeye yol açtı.
Daha açık bir ifadeyle Kürdistan’ı siyasal olarak komşu devletlerin müdahalesine açık hale getirdi. Bu bölünmeden faydalanmak kaydıyla İran Süleymaniye’de siyasal ve ekonomik ilişkilerini oldukça geliştirdi. Diğer tarafta ise Türkiye, Erbil üzerinden siyasal ve ekonomik etkisinin arttırmaya çalıştı.
İçerideki bölünmüşlük dış devletlerin siyasal müdahalesini daha da kolaylaştırdı. Bu da haliyle, Kürdistan’ın referandumunu kendi siyasi çıkarları doğrultusunda değerlendirecektir. İran, Kürdistan’ın bağımsızlığına tamamiyle karşı. Bunun içinde siyasal ve ekonomik gücünü bir baskı aracı olarak kullanıp, şu dönemde en azından referanduma gidilmesini engellemek isteyecektir.
Özellikle Goran ve KYB’nin Bağdat’ta “Biz Irak’ın bir parçasıyız” demelerinde İran’ın hatırı sayılır bir etkisi olduğuna inanıyorum. İç çekişmeler İran’ı cesaretlendiriyor.
PORTRE\ Deniz ÇİFÇİ
1980 Van doğumlu Deniz Çifçi, siyaset bilimi ve ulullararsı ilişkiler doktoru. Londra merkezli Mezopotamya Araştırma Merkezi’ni kurma aşamasında olan Dr. Çifçi, “IŞİD ve Kürtler - Çatışmadan Siyasal ve Sosyolojik Kaynaklara” adlı kitabını yakında piyasaya sürüyor.
Ortadoğu’daki etnik ve dinsel çatışmalar üzerine İngilizce, Kürtçe ve Türkçe yayımlanmış çok sayıda makalesi bulunan Dr. Deniz Çifci’nin, Toprak, “Ulus ve Din: Türkiye’de yaşayan Kürtler’in Siyasal Talepleri Arasındaki Farklılık (Terrtory, Nation and Religion: The Causes of Dıversty Within Kurds Political Demands in Turkey ), “ENKS, PYD ve Suriye Muhalefeti” isimli kitapları da yıl sonunda çıkacak.
İyi derecede Kürtçe, Türkçe, İngilizce, Azerice ve Farsça, orta derecede Arapça biliyor.