BİLİNMEYENLER - Şeyh Said’in ‘ateist katip’ için verdiği karar!

Erbil (Rûdaw) - Kürt lideri Şeyh Said’in, “ateist” olduğu belirtilen katibini koruduğu ortaya çıktı.

 

Şeyh Said, 91 yıl önce, 13 Şubat 1925’te devlete başkaldırmıştı.

 

Rûdaw, merhum liderin torunlarından yıldönümü dolayısıyla değerlendirme aldı.

 

Anglo-Sakson proje

 

Şeyh Said’in torunlarından Mahmut Fevzi Fırat, dedesinni temsil ettiği misyon incelendiğinde, hedefinin dönemin global gücü olan zihniyetin dünyayı dizayn etiği pratiğe karşı bir itiraz olduğun görüleceğini söyledi.

 

Fırat, “Bu temelde hedefinin Anglo-Sakson projenin kendi gerçekliğiyle çelişen tüm uygulamalarına karşı olacağı ortadadır. Yani, dönemin iktidarının içerde ‘Kürtçü’, dışarıda ‘mürteci’ olarak lanse etmesi tuzağına düşmemek gerekir” dedi

 

Kürdistan’ı bölüşme emelleri

 

Fevzi Fırat, “Bugün Batı’da Şeyh Said Efendi’nin kıyamı öncelikle oryantalistlerin hedeflediği İslam Medeniyeti’ni kendilerine bir tehlike oluşturmayacak bir şekildeki düzenlemelerine karşı bir duruş olarak algılanmıştır” ifadelerini kullandı.

 

Fırat, “Ayrıca Batı’nın o dönemde, buna Rusya’da dahil olmak üzere Kürtler’in yaşadığı topraklarını bölüştürme siyasatlerine de karşı olduğuda zaten inkar edilemez” dedi.

 

Dedesinin son sözlerinde mücadelesinin Allah ve milleti için olduğunu, torunlarının davayı sahiplenmesini istediğini söyleyen Mahmut Fevzi Fırat, şunları ekledi:

 

“Bugün sessiz çoğunluk olan torunları ona sahip çıkmaktalar ancak mücadeleyi grup ve parti menfaatı üzerinden götürenlerin sahip çıkmamaları da bana göre isabet olmuştur.”

 

Vasiyeti bilinmiyor

 

Şeyh Said’in politikacı torunu Diyadin Fırat da, “Baskı ve inkar politikasına karşı kendi coğrafyasında özgürce yaşamak ve özgür bir Kürdistan’ın inşası için başkaldırdı” dedi

 

Fırat, “Mahkeme son arzusunun ne olduğunu israr edince bir vasiyet yazmıştır. Vasiyetnameyi Ahmet Süreyya Ergeövren’e vermiş. O ise, vasiyetnameyi İçişleri Bakanlığı’na teslim ettiğini söylüyor. Ben 2010 yılında bakanlığa muracaat ettim fakat olumsuz cevap verdiler. Yani vasiyetname gizleniyor, açığa çıkarılmıyor” diye konuştu.

 

Amaç ‘İslami Kürdistan’ mıydı?

 

Şeyh Said’in torunlarından Faysal Fırat ise, “Şeyh Said Efendi’nin kıyamı, Kürdistan İslam Cumhuriyeti’ni kurmak içindi. İmzasında da ‘Xatemun Mucahidun El-Kurdi El-Amedi’ diye yazmaktadır.” dedi

 

Şeyh Said’in vasiyeti ve özel eşyalarının devlet tarafından kendilerine verilmediğini söyleyen Fırat, Şeyh’in bir gazeteciye bahsettiği mektubunda şu ifadelerin yer aldığını söyledi:

 

“Benim pervam olmaz. Benim davam Allah ve din içindir. Benim torunlarım Kürt halkı intikamımı alacaklardır.”

 

Şeyh, Ateist katibini koruyor

 

Faysal Fırat, “Bir ateist ve liberal olan Şeyh’in katibi Liceli Fehmi Bilal’in bu durumuna sitem edenlerin, Said Efendi’ye ‘Bu bir kafirdir, neden yanınızda tutuyorsunuz?’ der. Dedem ise adamlarına kızarak, ‘Karışmayın işime. Evet, o bir kafir fakat benim katibim. Aramızda bir akit var ve bunu bir daha duymayayım’ yanıtını verir” dedi.

 

Katip Fehmi Bilal kimdir?

 

Aslen Diyarbakır-Liceli olan Fehmi Bilal, Osmanlı döneminde medrese eğitimi aldı. Rüşdiye Mektebi’ni bitiren Bilal, Lice’de sayılı okur-yazarlardan kabul edilir. Medresede Arapça ve Farsça’yı, rüştiyede de Osmanlıca’yı öğrenir.

 

Diyarbakır ve çevresi olmak üzere Kürt halkının bürokratik sorunlarını çözmek için seçtiği davavekilliği sayesinde o dönemin koşullarında bürokrasinin faydasını çok iyi kavradı.

 

Fehmi Bilal, 1925’te başlayan Şeyh Said İsyanı’nın en önemli destekçilerinden biridir. Şeyh Said’in müşavir katipliğini yapmıştır.

 

Şeyh Said ve isyan

 

Aslen Elazığ Palulu olan Şeyh Said, 13 Şubat 1925’te, Palu, Bingöl, Diyarbakır bölgesinde, baskılar ve kumpas sonucu başlayan Kürt ayaklanmasının liderliğini yaptı.

 

Şeyh Said ve 46 arkadaşı İstiklal Mahkemeleri’nde yargılandıktan sonra idam cezasına çarptırıldı. Şeyh Said ve 46 arkadaşı, 29 Haziran 1925’te Şark İstiklal Mahkemesi tarafından Diyarbakır’da Dağkapı Meydanı’nda idam edildi.

 

Ailesinin talebine rağmen resmi arşivler açılmadığı için mezar yeri tespit edilemiyor.

 

Şeyh Said ayaklanması Türkiye’deki tarih kitaplarında “Cumhuriyete karşı gerici bir ayaklanma olarak” tanımlanıyor.

 

Şeyh Said ailesi, bu tanımlamaların kaldırılmasını, Şeyh Said ve arkadaşlarının itibarının iadesini istiyor.

 

Dağkapı Meyda’na ismi verilen Şeyh Said’in Diyarbakır’da ismini taşıyan bir de cami bulunuyor.