PKK'nin fesih kararı aldığı Kongre'de konuşan Murat Karayılan: Devlet yasal adım atmalı

13-05-2025
Etiketler PKK Fesih kongresi Murat Karayılan
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan PKK’nin 12. Kongresi’nde yaptığı konuşmada silahlı mücadeleye son verme yönünde alacakları karara karşılık, devletin yasal adımlar atması gerektiğini belirtti.

PKK 12. Kongresi, Kürdistan Bölgesi'ndeki örgütün 'Medya Savunma Alanları' olarak adlandırdığı bölgede gerçekleştirildi. Paralel kongrelere, örgütün üst düzey kadroları, askeri güçlerin temsilcileri toplam 232 delege katıldı.

PKK'den yapılan açıklamada, 12. Kongre'nin 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlendiği, kongrede silahlı mücadelenin sona erdiği ve fesih kararı alındığı belirtildi.

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan’ın başkanlığında gerçekleşen çifte kongrenin açılış konuşması örgüte yakın haber sitelerinde yer aldı.

Karayılan, konuşmasında Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli çağrısına sık sık atıfta bulunarak, örgütün geleceği, silah bırakma olasılığı ve demokratik çözüm üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.

PKK’nin 12. Kongresi’nin açılış konuşmasında Murat Karayılan, 3 Mayıs’ta hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder’i özel olarak andı.

Önder’in, Abdullah Öcalan’a duyduğu derin bağlılık, çözüm sürecine katkı sunma isteği ve diyalog yeteneğiyle hareket içinde önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. Türkmen kökenli olmasına rağmen Kürt halkının ve diğer ezilen toplulukların mücadelesine gönülden bağlı olduğunu belirten Karayılan, onu “demokrasi, barış ve özgürlük şehidi” olarak tanımladı. Öcalan’ın da Önder için iki defa mesaj yayımladığını belirterek, kaybının büyük bir boşluk yarattığını ifade etti.

Karayılan “Kürt halkının davasına sahip çıktı, Ermeni, Asuri-Süryani halkının, işçilerin, emekçilerin davasına sahip çıktı. Çok önemli bir rolü vardı. Bizim için büyük bir kayıptır. Rêber Apo, Sırrı Süreyya Önder için iki defa mesaj yayınladı. İlk mesajı hastalandığında, ikinci mesajı ise şehit düştüğünde yayınladı. Demokrasi, barış ve özgürlük şehididir” dedi.

1999’dan Oslo ve çözüm sürecine kadar olan süreç

Öcalan’ın yakalanması sonrası PKK’ye yönelik tasfiye girişimleri ve çözüm süreçlerine değinen Karayılan “1999 yılında Abdullah Öcalan’ın yakalanmasıyla hareketin tasfiyesi hedeflendi. Buna rağmen örgüt içi yeniden yapılanma çalışmaları sürdü. 2000’li yıllarda siyasi çözüm için çeşitli adımlar atıldı; 2009’daki Oslo görüşmeleri ve 2013-2015 çözüm süreci bunların başlıcalarıydı. Ancak tüm bu çabalar devletin müdahaleleriyle sonuçsuz kaldı” dedi.

Karayılan, sadece devlet değil, örgüt içindeki yetersizliğin de değişimin önünde engel olduğunu belirtti.

PKK'li Karayılan, Türk devletinin yürüttüğü “diz çöktürme” planının sadece ulusal bir girişim olmadığını, NATO’nun da bu stratejiye destek verdiğini ifade etti. Devletin, Kürt hareketini tasfiye etme amacıyla hem içeriden hem dışarıdan ittifaklar kurduğunu; “işbirlikçi “Kürt yapıların da bu planın bir parçası haline getirildiğini söyledi.

"35 bini kadro 50 bin şehidimiz var"

Karayılan 47 yıllık mücadele tarihinde PKK’nin, yaklaşık 35 bin kadrosunun hayatını kaybettiğini bu sayının sivil ve taraftarları ile birlikte 45-50 bine ulaştığını belirtti.

Karayılan, özellikle IŞİD’e karşı verilen mücadelede PKK’nin oynadığı rolü vurgu yaparak “Kobanê başta olmak üzere birçok alanda IŞİD’in yenilgiye uğratıldığını” belirtti. Silahlı mücadelenin “Kürt halkının varlığını koruduğunu, bir toplumsal bilinç yarattığını ve siyasi çözüm imkanlarını ortaya çıkardığını “ifade etti.

“Bahçeli ‘Türkiye üzerinde bir tehlike var, bu yüzden içeride barış sağlamalıyız’ dedi"

Konuşmasına Abdullah Öcalan’ın son çağrısının tarihi bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Karayılan, bu çağrının yalnızca Kürtler için değil, tüm insanlık için geçerli olduğunun altını çizdi:

Devlet Bahçeli devlet adına ya da devletin bir kanadı adına bu çağrıyı yaptı. ‘Türkiye üzerinde bir tehlike var, bu yüzden içeride barış sağlamalıyız’ dedi. Rêber Apo’nun 27 Şubat’taki çağrısı tarihi bir çağrıdır ve bu çağrı yeni bir çağın gelişmesine ilişkindir. Yeni bir dönemdir. Ulus devlet sosyalizmin değişmesi, demokratik ulus ve toplumsal sosyalizmin gelişmesine, demokratik konfederalizm, demokratik sosyalizm hamlesine ilişkin bir çağrıdır. Bizim de Rêber Apo’nun çağrısını bu şekilde ele almamız gerekir. Yeni dönemin mücadelesini geliştirme çağrısıdır.

Rêber Apo’nun 27 Şubat’taki çağrısı tarihi bir çağrıdır ve bu çağrı yeni bir çağın gelişmesine ilişkindir. Yeni bir dönemdir. Demokratik ulus ve toplumsal sosyalizmin gelişmesine, demokratik konfederalizm ve demokratik moderniteye yönelik bir çağrıdır. PKK’nin feshedilmesini de bu çerçevede anlamalıyız.”

“Barış diyorlarsa, düşmanlığa son vermeliler”

Karayılan, devletin barış söylemlerinin pratiğe yansımadığını belirterek, Abdullah Öcalan’ın daha önce işaret ettiği gibi değişimin kaçınılmaz olduğunu vurguladı:

“Madem iç barış diyorlar, o zaman düşmanlığa son vermeliler. Ateşkes ilan etmemize rağmen saldırılar sürüyor. Devletin inkar-imha zihniyetinde değişim olmalı. Bu zihniyet değişmediği sürece iç barış nasıl sağlanacak? Feshedilme kararı alınacaktır, en azından bu inançtayız. Silah bırakma kararının yerine getirilmesi için yasal değişikliklere ihtiyaç var. Değerli şehit Sırrı Süreyya Önder’in kendi eliyle yazdığı ve 27 Şubat’taki tarihi basın toplantısında okuduğu notta da belirtildiği gibi, hukuki ve demokratik siyaset haklarının olması gerekir.”

Karayılan, “Girê Cûdî ve Zap’ta yaşanan kimyasal saldırılar” olduğunu savunarak, sahada yaşananların barış çağrılarıyla çeliştiğini söyledi.

“Yasal adımlar atılmalı”

Karayılan, örgütün silahlı mücadeleyi sonlandırmaya hazır olduğunu ancak bunun için devletin de güven vermesi gerektiğini vurguladı. Bu noktada Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün temel hedef olduğunu belirtti:

“Herkesin, özellikle silahlı mücadele eden gerillanın ilk amacı Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğüdür. Doğrudur, şu an Rêber Apo’nun bizden istekleri var, bizler Rêber Apo’ya sonuna kadar güveniyoruz. Fakat silahları gerçekten devre dışı bırakmamız için devlete de güvenmemiz gerekiyor. Ama şu an Türk devletinin yaklaşımı fazla güven vermiyor. Biz düz, dar veya sürekli şüpheli bir yaklaşım sergilemiyoruz, hakiki bir yaklaşım sergiliyoruz. Her şeyden önce yasal değişiklikler olmalı.”

“Savaştan sonuç alamazsınız, biz yenilmedik”

Karayılan, Türk devletinin savaşı bir çözüm aracı olarak gördüğünü ancak 41 yıllık deneyimle bunun artık mümkün olmadığını ifade etti:

“Devlet savaşla sonuç almak istiyor ama bizi yenemez. Bizim de yeni savaş taktiklerimiz var, teknolojik kapasitemizi geliştirdik. Savaş yanlısı akıl çözüm aklı değildir. Fakat Rêber Apo’nun da dile getirdiği gibi artık bu dönemin aşılması gerekiyor. Bu nedenle biz değişime inanıyoruz.”

“Yeni bir çağın eşiğindeyiz: Bu bir son değil, başlangıçtır”

Karayılan, kongrenin Abdullah Öcalan’ın çizgisinde gerçekleştiğini ve alınacak kararların da bu doğrultuda şekilleneceğini söyledi. “Bu bir son değil, yeni bir başlangıç” diyerek konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:

“Silahlı savaş stratejisini bitirmemiz gerektiğine inanıyoruz. Ama eğer devlet bunu kabul etmezse, bunun için gereken yasal değişiklikleri yapmazsa pratikte bu mümkün olmaz. Bu bir son değil, başlangıçtır. Özgürlük için, Apocu hareket için, halkımız ve bölge halkı için yeni bir başlangıçtır. Yeni bir çağdır. Böyle ele almalı ve bu şekilde yaklaşmalıyız.

Kongremizin Rêber Apo çizgisinde başarıya ulaşması için her arkadaş kendisini sorumlu görecektir. Şehitlerin temsilcileriyiz, onların çizgisine layık olmalıyız. Rêber Apo hakikatine nasıl cevap oluruz, bu bizim için en büyük sorumluluktur. Kongremiz, Rêber Apo’nun perspektifleri çerçevesinde başarıya ulaşacaktır.”

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli