Erbil (Rûdaw) - Süryani Ortodoks Kilisesi’nin lideri Patrik II. İgnatius Efrem, Suriye ve Irak’taki Hristiyanların durumu hakkında endişelerini dile getirdi ve yeni Suriye anayasasında tüm kesimlerin haklarının korunması gerektiğini vurguladı. Patrik, Suriye’deki Hristiyanların durumunun, rejim değişikliği sonrası iyileşme göstermediğini belirtti.
Dünya Süryani Ortodoks Kilisesi'nin Ruhani Lideri, Patrik Mor II. İgnatius Efrem, Rûdaw TV’den Şehyan Tahsin’e verdiği özel röportajda Suriye ve Irak'taki Hristiyan toplulukların durumuna dair açıklamalarda bulundu.
Patrik Efrem, Suriye'de yaşanan on yıllık iç savaş ve yönetim değişikliklerinin ardından Hristiyanların durumunun düzelmediğini, aksine ülkenin geleceğine dair süregelen belirsizlikler nedeniyle kitlesel göçlerin devam ettiğini kaydetti.
Patrik Mor İgnatius II. Efrem, Suriye'deki Hristiyanların, ülkenin genelinde yaşanan kaosun bir parçası olduğunu belirtti.
"Hristiyanlar elbette Suriye toplumunun bir parçasıdır, bu yüzden Suriyelilerin genel durumu, Hristiyanların da genel durumudur" diyen Patrik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne yazık ki, Suriye'den çok sayıda Hristiyan, mevcut istikrarsızlık ve Suriye'nin geleceğine dair vizyonun belirsizliği nedeniyle göç etti."
Patrik Efrem, değişimin başlangıcında Hristiyanların yeni hükümeti destekleme çabalarını dile getirse de, gelinen noktada durumun beklendiği gibi ilerlemediğini ifade etti.
Patrik Mor İgnatius II. Efrem, "Elbette şimdiye kadar durumları iyiye gitmedi... Hristiyanlar Suriyelidir, Suriye toplumunun yerli sakinleridir, Suriye'nin ana ve yerli halkıdır ve binlerce yıldır buradadırlar. Suriye'nin tüm evlatları için istikrarlı ve güvenli bir ülke olması onlar için önemlidir” diye konuştu.
Siyasi temsiliyette yetersizlik ve göç çağrısı
Patrik, yakın zamanda yapılan Suriye Geçici Halk Meclisi seçimlerinde Hristiyan temsilci sayısının alarm verici derecede düşük kalmasından duyduğu endişeyi dile getirdi.
Sadece bir veya iki Hristiyan'ın meclise girebilmesini eleştirerek şunları kaydetti:
"Bu elbette bizim için endişe vericidir. Hristiyanların tüm hak ve sorumluluklarda eşit olmasını istiyoruz... Görevimiz ülkemize hizmet etmektir, ancak bu ülkeye hizmet etmek için bize fırsat verilmesini istiyoruz."
Patrik Efrem, seçimlere katılım konusunda Hristiyanları teşvik etmelerine rağmen, birçok Hristiyan adayın seçilememesinin nedenlerinin araştırılması gerektiğini vurguladı.
Ahmed Şara ile görüşme: "İyi niyete inanıyorum ama engeller çok"
Mayıs ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile yaptığı görüşmeyi "yapıcı ve olumlu" olarak değerlendiren Patrik, Şara'nın Suriye'nin geleceği ve tüm evlatları için kapsayıcı bir Suriye hakkında güvence verdiğini aktardı.
Ancak bu vaatlerin hayata geçirilmesinde karşılaşılan zorluklara şu sözlerle dikkat çekti:
"Bölgesel ve yabancı müdahalelerin yanı sıra iktidardaki farklı gruplar arasındaki farklılıklar, bu hükümetin şu anda verdiği tüm vaatleri yerine getirmesini engelleyen bazı engeller var... Ben şahsen hükümetin iyi niyetinden şüphe duymuyorum, ancak sahadaki gerçekliğin hala büyük iyileştirmelere ihtiyacı var."
Patrik Efrem, Hristiyanlara özel imtiyazlar talep etmediklerini, ancak "birinci sınıf vatandaş" olarak muamele görme haklarının olduğunu vurguladı.
"Biz dürüstçe Hristiyanlar için özel bir şey talep etmiyoruz” diyen Patrik, “Hristiyanlara herhangi bir imtiyaz verilmesine karşıyız, ancak Hristiyanların birinci sınıf vatandaş olmasını ve vatandaşlık temelinde muamele görmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Yeni anayasa taslağı: "Medeni temellerde olmalı"
Patrik Mor İgnatius II. Efrem, Suriye'nin yeni anayasa taslağındaki en büyük eleştirisini, İslami fıkhın tek yasama kaynağı olarak belirlenmesine yöneltti.
Patrik, "Bu anayasa, özellikle İslami fıkhı Suriye'de tek yasama kaynağı olarak belirlemesi açısından, Suriye halkının genel isteklerini karşılamıyor... Bu anayasa daha çok medeni ilkelere dayanmalı ve bu, bu anayasa bildirisinde görülmeyen bir şeydir ve gelecekte değiştirilmesini umuyoruz” dedi.
Süryani Patrik, Müslüman çoğunluğu kabul etmekle birlikte, her Suriyeli vatandaşın, inancı ne olursa olsun, tam haklara sahip olması gerektiğini savundu.
Hristiyan nüfusunda ciddi azalma ve süren göçler
Patrik Efrem'in verdiği bilgilere göre, Suriye'deki Hristiyan nüfus son on yılda endişe verici düzeyde azaldı.
Patrik, "Bana göre Suriye'deki Hristiyanların sayısı 500 bini geçmiyor" derken, bu sayının on yıl önce 1.5 milyondan fazla olduğunu hatırlattı. Hristiyanların hala ülkeyi terk etmeye devam ettiğini belirterek, "Bu elbette Hristiyanlar için iyi bir şey değil" uyarısında bulundu.
Suriye'deki Hristiyanların çoğunun Ortodoks olduğunu belirten Patrik, “Süryaniler, Rumlar ve Ermeni Ortodokslar, ayrıca bazı Katolik kiliseleri ve bazı Protestan kiliseleri de var. Tüm Suriye'ye, tüm Suriye coğrafyasına dağılmış durumdalar. Elbette başkent Şam ve başkent çevresinde büyük bir oranları var, Humus, Halep ve Suriye Cezire'si, Kamışlo, Haseke, kuzeydoğu, Lazkiye ve Tartus vilayetlerinde, tüm bu verimli bölgelerde varlar, çünkü binlerce yıldır kendi topraklarındalar” diye konuştu.
Rojava'daki Süryani okulları: "Öğrenciler evde oturuyor"
Rojava Özerk Yönetim bölgelerindeki Kürtlerle olan ilişkilere de değinen Patrik, Süryani okullarının kapatılması sorununa dikkat çekti.
"Kiliselerimize bağlı okullarımız kapatıldı, çünkü okul yönetimleri, kuzeydoğu Suriye'deki özerk yönetimin oluşturduğu müfredatı takip etmeyi reddediyorlar" diyen Patrik, bu durumun çözüme kavuşturulamaması nedeniyle Süryani öğrencilerin eğitimden mahrum kaldığını açıkladı.
"Hala çözülmedi... Okullar kapandı ve öğrenciler... Evde oturuyorlar. Okumuyorlar. Şu an hayır” diyen Patrik, bu durumun Süryani toplumu için büyük bir sorun teşkil ettiğini ve acilen çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.
Kürdistan Bölgesi'ne teşekkür: "İlişkimiz baba-oğul gibi"
Röportajda zorlukların yanı sıra olumlu gelişmelerden de bahseden Patrik Mor İgnatius II. Efrem, IŞİD saldırıları nedeniyle yerinden edilen Süryani Ortodoks Hristiyanlara Kürdistan Bölgesi'nin kucak açmasından duyduğu derin memnuniyeti dile getirdi.
Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin ve liderlerinin, başta Başkan Mesud Barzani, Başkan Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani olmak üzere mültecilere sunduğu hizmetleri takdirle karşıladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Her seferinde daha fazla takdirimiz var. Onlar her zaman kilise üyelerine, özellikle de yerinden edilmiş olanlara özel bir ilgi gösterdiler... Bu yüzden benim ilişkim, burada bulunanlarla bir baba-oğul ilişkisidir."
Patrik Efrem, Kamışlo'da geçen çocukluğu sayesinde Kürtçeye olan aşinalığını da gülümseyerek anlattı ve farklı dillerin ve kültürlerin bir arada yaşamasının bir zenginlik olduğunu vurguladı.
Suriye'nin geleceğine dair "temkinli bir iyimserlik" taşıdığını ifade eden Patrik, ülkenin dış müdahalelerden arındırılmış, tüm halkının çıkarına olacak şekilde barış ve istikrar içinde yeniden inşa edilmesini umduğunu sözlerine ekledi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın