Erbil (Rûdaw) - PKK’nin son saldırılarında yaşanan korucu ölümleri, bölgede tansiyonu yükseltti.
Örgütün üst yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan, 2015’in Mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, yıllarca karşı karşıya geldikleri korucuların artık hedeflerinde olmadığını söylemişti.
Karayılan, “Bir an önce koruculuk terkedilirse iyi olur. Terkedemiyorlarsa da gerillaya karşı silah kullanmazlarsa iyi olur. Çünkü gerilla size karşı silah kullanmayacaktır” demişti.
Ancak 2016’ya girilirken, PKK ve korucular yine karşı karşıya geldi.
Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde, aynı zamanda korucubaşı olan Jirki Aşireti reisi Tahir Adıyaman, Nisan ayında silahlı saldırıya uğramıştı. PKK ise “provokasyon” olarak nitelediği saldırının devlet güçleri tarafından gerçekleştirildiği açıklamasında bulunmuştu.
Ağustos ayında ise Adıyaman’ın yeğeni öldürüldü.
Son olarak 2 gün önce Tendürek Dağı’nda çıkan çatışmada 8 korucu hayatını kaybetti.

Sözen: PKK’ya inanmıyoruz!
Rûdaw’a konuşan Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, Murat Karayılan’ın sözkonusu açıklamasıyla ilgili olarak, o günlerde “PKK terör örgütünün ve liderlerinin hiçbir sözüne güvenmiyoruz. Bunlar asla doğu konuşmamaktadırlar” dediklerini belirtti.
“Korucular ile PKK arasında bir kan davası var” diyen Sözen, şöyle konuştu:
“Bu sözlerini de tutmayacaklarını ve bir gündem saptırma olduğunu belirtmiştik. ‘Korucular Kürt olduğu için öldürmüyoruz’ mesajını vermek istediler. Bu çağrı bizim camiamızda kabul görmediği ve inandırıcı bulunmadığı gibi kendileri içerisindeki sahada olan PKK’lılar tarafından da hiçbir şekilde asla uygulanmadı. Çünkü Murat Karayılan’ın bu sözleri söylediği dönemde 14 arkadaşımız çeşitli zamanlarda şehir ortalarında, çoluk çocuklarının gözleri önünde şehit edildi.
Son bir yıl içerisinde 40 civarında korucumuz PKK tarafından şehit edildi. Van’da aracın önünü kesiyorlar, sadece korucu olan arkadaşımızı indirip öldürüyorlar.”
Çoğu Türkçe bilmiyor
Bugün Ağrı Doğubeyazıt’ta korucular için kurulan taziyeye katılan Sözen, “Burada şehit edilen 8 köy korucumuzun ailelerinin hepsi Kürt kökenli ve biz orada yakınlarını gördük, çoğu Türkçe dahi bilmemekte. Yani bunların ne koruculara karşı ne Kürt kökenli vatandaşlara karşı herhangi bir müsamahalı tutum içinde olmaları sözkonusu değildir” dedi.
Geçtiğimiz hafta Diyarbakır’da Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’la 1,5 saatlik bir görüşme yaptıklarını belirten Ziya Sözen, önümüzdeki hafta da İçişleri Bakanı ve tüm güvenlik yetkililerilerinin katılımıyla ikinci bir toplantı yapacaklarını ifade etti.

Türkdoğan: Kürtler birbirleriyle savaşmasın
Rûdaw’a konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Kürtler’in birbirleriyle savaşmasının yanlış olduğunu söyledi.
Türkdoğan, “Bu savaşın geldiği boyu itibariyle, savaşın daha sert geçtiğini söylemek gerekiyor. Çünkü koruculara operasyonlara katılmıyordu, onlar da koruculara karşı belli bir tutum içindeydiler. Ama son dönem korucuların operasyonlara katılmasıyla birlikte onların da askeri hedef olarak seçtiği anlaşılıyor” dedi.
Kürtler’in birbirleriyle savaşmaması gerektiğini belirten Türkdoğan, “Korucuların operasyonlara çıkmaması, PKK’lilerin de koruculara saldırmaması gerekiyor. Önce Kürtler’in kendi arasında bu savaş durumunun sona ermesi lazım. Dolayısıyla her iki tarafın bunu iyi değerlendirmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İHD Genel Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Savaş her iki taraf için de iyi değil. Zaten savaşın kendisi çok kötü. Türkiye’nin son dönemde başlattığı Kürt meselesini savaşla çözme stratesjisi doğru değildir. Bu 40 yıldır aynı şekilde uygulanıyor ve başarsız oluyor, çok sayıda insan ölüyor.
Bu vesileyle ben özellikle Abdullah Öcalan’ın vermiş olduğu mesajın özellikle devlet tarafından iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu savaşın bir an önce sona ermesi lazım. Bu arada da Kürtler’in birbirleriyle savaşmaması lazım çünkü bu ilerde toplumsal çatışmalara zemin hazırlayacaktır. Başka sorunların ortaya çıkmasına sebep olacaktır.”
“Koruculuk sırıtıyor”
Türkdoğan, “Korucuların da artık şunu anlaması lazım: koruculuk sistemi yanlış bir sistemdir. Koruculuğa katılan Kürtler’in, paralı askerlik veya lejyonerlik olarak tabir edebileceğimiz bu yöntemi benimsemeleri lazım” ifadelerini kullandı.
Meselenin sadece bir örgütle devlet arasındaki mesele olmadığını söyleyen Türkdoğan, “Mesele Kürt meselesidir. Böyle olunca da koruculuk burada sırıtıyor. Bu, korucuların toplum tarafından ötekileştirilmelerine sebep olacaktır” diye konuştu.
Koruculuk sistemi
Geçici köy koruculuğu sistemi, 26 Mart 1985 tarihinde oluşturuldu.
İdari bakımdan kaymakamların, mesleki bakımdan ise Jandarma Bölük Komutanı'nın emir ve komutası altında hareket ederler.
22 Kürt ilinde 49 bin 700’ü maaşlı korucu ile 25 bin gönüllü korucu görev yapıyor.
Bu korucuların 350’si ise kadın.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın