Ahmet Aslan - Ayser Çınar
Erbil (Rûdaw) – Türkiye’de 16 Nisan’da yapılan anayasa değişikliği referandumunda bazı Kürt illerinde “hayır” birinci çıkmakla birlikte “evet” ve “boykot”ta da artış yaşandı.
Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) ile Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), "Tercihimiz demokratik ve federal bir anayasadan yanadır" diyerek boykot kararı almıştı. Aydın çevresinden de “geçersiz oy” çağrıları yapılmıştı.
“Boykot oranı artış gösterdi”
Rûdaw’a konuşan PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, Kürt illerinde sandığa gitmeme oranının bir önceki seçime oranla yüzde 5 artış gösterdiğini söyledi.
Özçelik, şöyle devam etti, “Bunu da bir tepki olarak değerlendirmek mümkün. Seçim sonuçları ‘tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak’ diyen ‘evet’çi ve ‘hayır’cı AKP, MHP, CHP ile ‘ortak vatan, demokratik cumhuriyet, demokratik için hayır’ diyen siyaset arasında sıkıştırılan Kürdistan halkına daha doğru ve daha güçlü alternatif yaratma ihtiyacını gündeme geldi” değerlendirmesinde bulundu.
PAK Genel Başkanı, “Kürtler seçim tutumları nedeniyle birbirlerini suçlama, itham ve ilişkileri zedelemek yerine, birliklerini geliştirmelidir. Bu sonuçlardan Kürtler lehine yeni bir süreç yaratmanın yolu ve Kürdistan tarafı olarak ulusal demokratik bir programla gelecekteki seçim ve süreçlere hazırlanılmalıdır” diye konuştu.
“Geçersiz oy çağrısı karşılık buldu”
Referandumda Kürtlerin “geçersiz oy” kullanarak tavır sergilmesi çağrısında bulunan Yazar Aziz Yağan, bu çağrının karşılık bulduğunu belirtti.
Yağan şöyle konuştu:
“İktidar ve muhalefet ortaklarının dikkatlerini Kürt toplumunun önceliklerine, endişelerine ve taleplerine çekmek için geçersiz oy kullanmanın iyi bir fırsat olduğu öne sürüldü. Ayrıca böyle bir çağrı Kürt toplumunu asıl sorunlarını tartıştığı bir zemine de çekmek istiyordu.
‘Geçersiz oy’, ‘evet’, ‘hayır’ ve sandığa gitmeme eğilimindeki Kürt seçmenin tamamına yönelikti. Bu öneri karşılık bulmuş gibi görünüyor. Elbette bu çağrıyı çok az Kürt seçmenin duyduğu ve Kürt toplumunun tamamına geçersiz oy önerisinin gerekçelerinin anlatılamadığı da bir gerçek.”
“Sayısal artış söz konusu”
Yağan, 1 Kasım 2015 genel ve son seçimdeki toplam seçmen sayısı baz alındığında, geçersiz oy yüzdesinin sadece Ardahan (% 1.78’den 1.77’ye) ve Bingöl’de (% 3.05’ten 2.80’e) azaldığını, geri kalan 24 kentte arttığını söyledi.
“Böylece geçersiz oy çağrısının az da olsa bir karşılığının olduğunu görmek sevindirici” diyen Yağan, “Örneğin, Hakkari’de geçersiz oy oranı % 1.66’dan 2.61’e, Şırnak’ta % 2.04’ten 2.96’ya çıkmıştır. 1 Kasım 2015’te geçersiz oy veren seçmen sayısı 158 bin 003 iken, bu sayı son seçimde artış gösterek 179 bin 496’ya çıkmıştır. Geçen seçimde 26 kent için ortalama %1.6 olan oran, son seçimde 1.9’a çıkmıştır” şeklinde konuştu.
Yağan sözlerini şöyle sürdürü:
“Geçersiz oy, sorunlarımız belirginleşsin ve çözümü açıkça tartışalım, demekti. Az sayıda da olsa Kürt seçmenlerin geçersiz oy önerisini dikkate alması bir bilinci, bir tutumu, bir temsiliyetin gerekliliğini işaret eder.
Demek ki, temsiliyetimiz için harekete geçmemiz ve iyi bir başlangıç yapmamız mümkünmüş. Temsiliyetimiz için görünür olmamız imkansız değilmiş. Son seçim hepimize ‘evet’, ‘hayır’, sandığa gitmeme ve ‘geçersiz oy’ olan bileşeniyle sadece ve sadece demokratik anayasayı işaret ediyor.”
“Kürtler güçlerini birleştirmeli”
Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Sekreter Yardımcısı Bayram Bozyel ise, “16 Nisan’da kabul edilen cumhurbaşkanlığı sistemi, bütün çarpık içeriğine rağmen Kürtlerin siyasal sistem içindeki rolünü artıran bir özelliğe sahip” dedi.
Bayram Bozyel, şöyle devam etti:
“Bundan böyle Türkiye’de hükümet kuracak cumhurbaşkanı seçiminde Kürtler tayin edici bir aktör haline gelebilir. Daha doğrusu hükümet kuracak çoğunluğu sağlamak için Kürtlerin desteği daha bir önem kazanabilir.
Kürtler güçlerini birleştirmeli. Kabul edilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gereği hazırlanacak uyum yasaları süreci çerçevesinde ağırlıklarını ortaya koymalı.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın