Ağaçları dinleyerek bal buluyor

Haber Merkezi- Dersim’in Mazgirt ilçesinde bölgenin en iyi ağaç balı avcısı olarak tanınan Cemal Halisdemir, arıların ağaç kovuklarına yaptığı balı toplayarak kilosunu 500 liradan satıyor.

 

Mazgirt ilçesinde bölgenin en iyi ağaç balı avcısı olarak bilinen Cemal ve oğlu Taylan Halisdemir, arıların ağaç kovuklarına yaptığı balı toplayarak kilosunu 500 liradan satıyor.

 

Öreniçi köyünde oturan Cemal Halisdemir, 40 yıldır arıların ağaç kovuklarına yaptığı balı toplayarak geçimini sağladığını söyledi.

 

Camal Halisdemir, oğlu Taylan ile birlikte ilkbahar aylarında günlerce meşe ormanlarını gezerek arıların bal yapabileceği ağaçları tespit edip, işaretliyor. Baba oğul, ağustos ayı ortalarında ise işaretlenen ağaçları kontrol edip, balları topluyor.

 

 

 

Avrupa ile İstanbul ve diğer batı illerinde birçok özel müşterisinin olduğunu, başta kanser olmak üzere farklı hastalıklara iyi geldiğini belirten, Halisdemir, sözlerine şunları ekledi:

 

“Biz bu balları şifa niyetine bulup çıkarıyoruz. Özellikle kansere iyi geldiği bilindiği için kanser hastaları gelip benden özel sipariş alıyor bir yıl öncesinde. Bazı yıllar 50 kiloya kadar buluyoruz, ama mevsim şartları iyi gitmezse bazı yıllar 10 kilo ancak alabiliyoruz. Bu yıl mevsim şartları iyi değildi, hava Haziran ortalarına kadar yağmurlu olduğu için arı beslenemedi ve verim çok az. Bu yıl 10 kilo ancak çıkarabiliyoruz, kendimiz bile yemeyeceğiz, önceden sipariş veren kanser hastalarına vereceğiz.”

 

 

 

Cemal Halisdemir, arıların bal yapacağı ağaçların tespitine ilişkin ise, şunları söyledi:

 

“Nisan ayı itibari ile bizim köyün yakınlarında bulunan Şişik Ormanları başta olmak üzere bölgedeki meşe ormanlarını günlerce geziyorum. Arı daha çok meşe ağaçlarının gövdesinde yuva yapar. Buralarda 200-300 yıllık kalın gövdeli meşe ağaçları çok fazla, biz bu ağaçları hiç kesmeyiz, sadece budarız. Meşe ağaçlarının gövdeleri kalınlaşınca içleri çürüyerek boşluklar oluşuyor, arılar da bir giriş bularak bu ağaç gövdeleri içinde yuva yapıyorlar. Ağaçları günlerce tek tek gezerek, arı yuvalarını tespit ederek ağaçları işaretliyorum. Her yıl en fazla 5-6 ağaç balı üreten arı yuvası buluyorum.

 

Oğlum Taylan ile tespit ettiğimiz arı yuvalarını Ağustos ayı ortalarında açmaya başlıyoruz. Önce yuvanın yerini net tespit ediyoruz. Yuvayı kontrol ediyorum. Kulağımla ağaç gövdesinde arının bal yaptığı ve arıların içerde çalıştığı yeri tam tespit ederek işaretliyorum. Sonra oğlum motorlu testere ile dörtgen şeklinde bir pencere açıyor. Saldırı olmasın diye arıyı sakinleştirmek için duman veriyoruz. Daha sonra balları çıkarıyoruz, balları çıkardıktan sonra karanlık çökünce bütün arılar aynı yuvada toplanıyor ve bu arıların yaşaması için bu kez arıları kendi kovanlarımıza alarak eve götürüp, orada besliyoruz. Sonra arılar baharda tekrar ormanlık alana gelip yuva yapıyorlar, biz bu yuvaları tespit edebilirsek tekrar gelip balı çıkarıyoruz.

 

Durumu iyi olanlara kilosunu 500 liraya satıyoruz. Durumu iyi olmayan hastalara ücret almadan veriyoruz. Bu ballar her derde deva ilaç gibidir, hiçbir katkı maddesi yok, doğal bal. Aslında bu balların piyasada bin 500 liraya kadar satıldığını biliyoruz, ama biz paragöz değiliz, insanlar sağlığına kavuşsun, bu bizim için en büyük kazançtır. Ben 40 yıldır ağaç balı satıyorum ve bölgenin en iyi ağaç balı avcısıyım. Son yılarda oğlum Taylan da bu işi yapıyor, birlikte ağaç balı bularak çıkarıp satıyoruz. Kendimize ait arıların ürettiği ballar da var, onlar da tamamen organik geçimimizi bu yolla sağlamaya çalışıyoruz.” (Kaynak: DHA)