Haber Merkezi – Kürt illerinin zengin mutfağını tanımak için düzenlenen 'Gastroway' etkinliği kapsamında, 30 kişilik bir ekip, Urfa, Diyarbakır ve Mardin'i gezdi.
Aralarında Michelin yıldızlı şeflerin de bulunduğu yaklaşık 30 kişilik ekip Urfa ve Mardin'deki programlarının ardından Diyarbakır'a gitti. Kentteki programlarına Sur ilçesinde bulunan tarihi mekânda, kahvaltı yaparak başlayan grup, daha sonra çeşitli ziyaretlerde bulundu.

Diyarbakır'a özgü burma kadayıfının tadım atölyesini ziyaret eden ünlü şeflere kadayıfın yapımı gösterildi.
Dünyaca ünlü şefler, Diyarbakır'daki ziyaretleri kapsamında Sur ilçesindeki Dengbej Evi'ni de ziyaret etti. Dengbejler tarafından karşılanan ünlü şeflere reyhan şerbeti ikram edildi. Ziyarette dengbejlerin seslendirdikleri Kürtçe ezgiler, konuklar tarafından ilgiyle dinlenildi.

Urfa’da yöresel kıyafetler giyip bol bol fotoğraf çektirdiler
Şefler Urfa'nın mutfağını, kültürünü ve yöresel ürünlerini keşfederken, UNESCO'nun Dünya Miras Geçici Listesi adayları arasındaki tarihi Harran ilçesini de ziyaret etti. Burada kümbet evleri ile dünyanın ilk İslam Üniversitesinin kalıntılarını gezerek, yetkililerden bilgi alan heyet yöresel kıyafetler giyip bol bol fotoğraf çekti. İlçedeki kadınların odun ateşi üzerinde hazırladıkları sade yağlı şıllık tatlısı ve krep ekmeğinin lezzetini tadan şefler, Kürt kültürünü yakından keşfetme imkanı buldu.

Gastroway Direktörü Gökmen Sözen, Urfa'ya geldiklerini ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki diğer kentlerin de yöresel lezzetlerini tadarak, uluslararası kamuoyuna duyurmayı hedeflediklerini kaydetti.
Mardin’in tarihi dokusu hayran bıraktı
30 kişilik ekip daha sonra Mardin’in tarihi ve turistik yerlerini de ziyaret etti.
Ekip, ilk olarak 1600 yıllık tarihi antik Dara kentini ziyaret etti. Antik kentteki kalıntılar ve bölgenin kültürü hakkında bilgi alan konuklar, hayran kaldıkları antik kentte bol bol fotoğraf çekti.
Ünlü şefler ve gastronomi yazarları, daha sonra Nusaybin İlçesi’ndeki mesire alanında yöresel aşçılarla bir araya gelerek, yöresel lezzetlerle ilgili bilgi alışverişinde bulundu. Burada yöreye özgü yemekler yiyen gruptakiler, burada Mardin’in birbirinden lezzetli tatlarını tanıma fırsatı yakaladı.

Gastroway projesinin organizatörü Gökmen Sözel, geçen yılki gastronomi etkinliğini Ege’de yaptıklarını bu yıl ise Mezopotamya’da yapmaya karar verdiklerini söyledi. Sözen, “Mardin’deyiz. Burası muhteşem bir yer ve biz dünyaca ünlü şefleri ve yazarları buraya getirdik. Konuklarımızı burada ağırlamak bizi mutlu ediyor. Burada çok önemli değerler var. Tam anlamıyla turizm gastronomisini onlara yaşatmak için buradayız. Amacımız sadece Mardin’in değil tüm bölgenin kalkınması, daha ileriye gitmesi. Amacımız turizm gastronomisini dünyaya tanıtmaktır" dedi.
Gruptaki Japon aşçı Yoshizumi Nagaya bölge mutfağının eşsiz bir tadının olduğunun farkına vardığını ve bunun da tarihi bir birikimden kaynaklandığı Mardin’i gezerek fark ettiğini söyledi. Almanya’da çalıştığını hatırlatan Nagaya, Japonya yemeklerinden kendisinin en çok patlıcanlı yemekleri sevdiğini ve geldiği Mardin’de de patlıcanlı kebabın tadından çok etkilendiğini belirterek geri döndüğünde yapacağı ilk yemeği patlıcanlı kebap olacağını ifade etti.

İtalyan gastronomi yazarı Giulia Gavag’nin de çiğ et tatlarının kendisine hitap ettiğini ve Şanlıurfa’da yediği çiğ köftenin kendisi için unutulmaz bir tat olduğunu söyledi. Türk aşçı ve restoranlarına çeşitlilik konusunda tavsiyelerde bulunan Gavagnin, “Markalaşmak ve dünyada söz sahibi olmak istiyorsanız çeşitliliğinizi ve sunumunuzu farklılaştırın. Bu şekilde kendinizi çok daha iyi tanıtırsınız. 10 yıl önce geldiğim bu bölge adeta çağ atlamış. Çok gelişmiş ve kendisini çok iyi bir şekilde dönüştürerek geliştirmiş” diye konuştu.
Mardin mutfağını, kültürünü ve ürünlerini keşfeden grup, geleneksel lezzetleri tattıktan sonra yemeklerin nasıl yapıldığını öğrenip, kente özgü el sanatlarını görerek fotoğrafladı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın