Diyarbakır Barosu ve İHD: Tutuklu siyasetçiler derhal serbest bırakılsın
Erbil (Rûdaw) – Tutuklu bulunan HDP’li siyasetçilerle görüşen Diyarbakır Barosu ve İHD Diyarbakır Şubesi heyeti, cezaevlerinde yaşanan ihlallere ilişkin ortak bir açıklama yaptı. Ortak açıklamada, HSK’ya, AİHM kararına rağmen adım atmayan Adalet Bakanını ve diğer yargı mensupları hakkında “gereğini yapma” çağrısı yapıldı.
Diyarbakır Barosu Başkanı ve Yöneticileri ile İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı ve Yöneticilerinden oluşan bir heyet, 21-23 Ocak 2021 tarihleri arasında Kandıra Cezaevinde tutuklu olan Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel ve diğer kadın tutuklular, Silivri Cezaevinde Bekir Kaya, Selçuk Kozağaçlı, Osman Kavala ve Ahmet Altan, Edirne Cezaevinde Selahattin Demirtaş ve Abdullah Zeydan ile görüşmeler gerçekleştirdi.
Heyet tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada, “Görüşmelerde, Covid-19 salgını ile birlikte cezaevindeki tecrit ve izolasyonun had safhaya ulaştığı, buna karşı bazı mahpusların başlattığı açlık grevine dikkat çekilmiştir. Yakın zamanda Kandıra Cezaevinde tutulan kadın siyasetçilerin koğuşlarında bulunan ve mahkemeler tarafından kendilerine gönderilen belgeler, kendilerinin tuttuğu notlar vs. tüm yazılı belgelere keyfi bir şekilde el konulmuştur. Her biri hakkında çok sayıda dava olan kadın siyasetçilerin bu koşullar altında haklarındaki iddialara cevap verme imkanları ellerinden alınmış, adil yargılanma hakları bir kez daha ihlal edilmiştir” denildi.
Görüşmelerde, sıklıkla “Türkiye yargısının Kürtler başta olmak üzere muhaliflere yönelik ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı şekilde çifte standartlı uygulamalarının” tartışıldığı bilgisine yer verilen açıklamada, “Siyasi faaliyetleri ve fikirleri nedeniyle keyfi bir şekilde hapiste tutulduklarını sıklıkla vurgulayarak, yargının siyasete alet olmasından duydukları endişeleri paylaşmışlardır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:
“Mahkemelerin, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını dahi tanımadığı bu koşullarda tüm yurttaşların hukuk güvenliğinin ortadan kalktığı sıklıkla dile getirilmiş, mahkemelerin ulusal ve uluslararası mevzuat yerine siyasetin baskısı ve tehdidi altında, günübirlik siyasi gelişmeleri dikkate alarak davrandıkları ve karar verdikleri, bunun sonucu olarak da kendileri gibi binlerce kişinin hapsedildiğini vurgulamışlardır.
Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen tahliye edilmemesi bir keyfiyete işaret ettiği gibi bu karara uymamakta direnen yargı mensupları açısından da cezai ve idari açıdan suç teşkil ettiğini hatırlatmak isteriz. Bu bağlamda HSK’yı ve Kurumun Başkanı olan Adalet Bakanını, Anayasa ve yasaya meydan okuyan yargı mensupları hakkında gereğini yapmaya davet ediyoruz.
Son olarak Heyetimiz; yasa, anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile garanti alınan ifade özgürlüğü, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, siyasi faaliyette bulunma hakkı, adil yargılanma hakkı ağır şekilde ihlal edilerek keyfi olarak hapiste tutulanların derhal serbest bırakılması çağrısında bulunmaktadır.”