AA
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Ani Ören Yeri'ndeki kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarılan ve bölgedeki araştırmalarda bulunan sanduka, koç, koyun ve at heykelli tarihi mezar taşları, Kars Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde ziyaretçilerini geçmişe sessiz bir yolculuğa çıkarıyor. Müze, Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait arkeolojik ve etnografik eserleriyle bölgenin tarihine ışık tutuyor.
Kars, Kafkaslar’dan Anadolu’ya girişteki ilk yerleşim yeri olma özelliği ile dikkati çekiyor. Tarihi yapıları ve anıtsal eserleriyle öne çıkan şehirde, Ani Ören Yeri ve çevresindeki yoğun arkeolojik yerleşim alanında ortaya çıkan taşınır ve taşınmaz kültür varlıkları, müze aracılığıyla korunuyor. Bölgede Urartulara ait mezar taşlarının da bulunması, Kars’ın binlerce yıllık tarihinin farklı medeniyetlerce şekillendiğini gözler önüne seriyor.
Müze koleksiyonunda koç, koyun, sanduka ve haçkar benzeri mezar taşları yer alıyor. Bu taşlar yalnızca ölüleri anmak için değil, aynı zamanda geçmiş medeniyetlerin sanat anlayışı, kültürü ve inanç sistemlerini yansıtması açısından büyük önem taşıyor. Özellikle Anadolu coğrafyasında, milattan önce 1. yüzyıldan başlayarak 15-16. yüzyıllara kadar süregelen bu mezar taşları geleneği, hem mezarlıklarda hem de müzelerde ziyaretçilere tarihî bir perspektif sunuyor.