Haber Merkezi - Kürdistan Özgürlük Partisi(PAK), CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Kürdistan lafından rahatsız oluyorum” sözlerini “düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün reddi” şeklinde nitelendirdi. PAK ayrıca Kılıçdaoğlu’na bu söylemini gözden geçirme çağrısı yaptı.
PAK Basın ve İletişim Bürosu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bir soru üzerine “Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum. Benim ağzımdan hiç bugüne kadar böyle bir şey duydunuz mu?” şeklindeki sözlerine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun, “Kürt sorununu biz çözeceğiz”, “Helalleşelim” dediği bir süreçte, “Kürdistan lafından rahatsız oluyorum” dediğine dikkat çekilen açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Oysa ki, Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP heyetleri bugüne kadar birkaç kez Kürdistan isimli partilerle görüşmeler yapmış, en son da CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Oğuz Kaan Salcı başkanlığında bir CHP heyeti, Güney Kürdistan’ı ziyaret etmişti.
CHP heyeti, Başkan Sayın Mesud Barzani, Kürdistan Bölge Başkanı Sayın Neçirvan Barzani, Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ile, Kürdistan Bayrağı eşliğinde görüşmüştü.
25 Eylül 2017 referandumundan kısa bir süre önce PAK ve adında Kürdistan olan bazı Kürdistani partiler ile şahsiyetler Bağımsızlık Referandumunu Destekleme İnsiyatifi’ni oluşturmuşlardı. Biz İnisiyatif olarak CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmüş ve referanduma destek verilmesini talep etmiştik.
Adında ‘Kürdistan’ olduğu için haklarında kapatma davası açılan partilerin durumunu görüşmek üzere PAK ve PSK heyeti CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Oğuz Kaan Salcı ile CHP Genel Merkezi’nde bir görüşme gerçekleştirdi.
Bu 3 görüşme yapılmasına rağmen, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Kimileri Kürdistan diyor rahatsız oluyor musunuz?’ sorusunu Kılıçdaroğlu, ‘Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum. Benim ağzımdan hiç bugüne kadar böyle bir şey duydunuz mu?’ diyerek yanıtladı.
CHP’nin ‘Tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak’ felsefe ve siyasetinin mimarı ve uygulayıcısı olduğu, Kürt milletinin varlığını yok saydığı, kendi ülkesinde kendisini yönetmesini çok boyutlu siyaset ve uygulamalarla engellediği gerçekliği bir yana; başka bir milletin ülkesinin isminden rahatsız olmayı nasıl tarif edelim? Bu yaklaşım, en hafif boyutuyla düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün reddidir, insan haklarının çiğnenmesidir, 98 yıllık derin şoven, ötekileştirici, ırkçı, inkar ve asimilasyona dayalı eğitim, siyaset ve anlayışın yarattığı tahribatın vahim boyutlarda dışa vurumudur.
‘Kürt sorununu biz çözeceğiz’, ‘düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü sağlayacağız’, ‘Helalleşeceğiz’ diyen Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum’ diyerek, sözü edilen ‘düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün’ kendi açısından sınırını da şimdiden belirlemiş olmuyor mu?
CHP’nin ‘Andımızı tekrar geri getireceğiz’ demesinden sonra , şimdi de sayın Kılıçdaroğlu’nun ağzından ‘Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum’ demesi , ‘CHP zaten fabrika ayarlarındaydı, bir değişim emaresi yoktur’ diyen bir çok kesimi haklı çıkarmıyor mu?”
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde, 2013 yılında AK Parti’nin Meclis’teki Grup Toplantısında yaptığı konuşmada “Kürdistan yok diyenler Meclis tutanaklarına baksınlar. Orada var. Osmanlı döneminde Doğu ve Güneydoğu’ya Kürdistan Eyaleti denilmiştir” şeklindeki sözlerinin hatırlatıldığı açıklamada, Erdoğan’ın 2019 yılında yerel seçimler öncesi yaptığı bir konuşmada da “Kürdistan diyenler, Irak’ta Kürdistan vardır, oraya gitsinler” dediği ve şimdi de “Kürt sorunu yoktur” dediği anımsatıldı.
Açıklamanın devamında şuı ifadelere yer verildi:
“Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylemleri, Kürtler söz konusu olduğunda, İktidarı ve muhalefetiyle var olan partilerin, bir nevi ‘Yok aslında birbirimizden farkımız’ demeleri anlamına gelmiyor mu?
Kürt kimliğinin tanınması, Kürtçe’nin resmi olması ve ana dille eğitim hakkının tanınması, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün sağlanması, Kürdistan adı üzerindeki yasakların kalkması, Kürdistan isimli parti ve kurumların serbestçe kurulabilmesi ve tüm bu adımların yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması; helalleşme ve Kürt sorunun çözümünde kapıyı açacak en temel adımlardır.
Sayın Kılıçdaroğlu’nu, ‘Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum’ söylemini gözden geçirmeye ve dile getirmiş olduğumuz bu en temel adımları yaşama geçirmeye çağırıyoruz.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın