Erbil (Rûdaw) – Türkiye’de yeni nesiller arasında Kürtçe kullanımı giderek azalıyor ve tehlike çanları çalıyor. Dilbilimciler ve uzmanlar Kürtçenin korunması ve geliştirilmesi için ciddi çabalar gösterilmesi çağrısında bulunuyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi Kürt Dili Bölümü Öğretim Üyelerine göre "Durum böyle devam ederse, 20-30 yıl içinde sadece yaşlıların Kürtçe konuşma ihtimali var."
"Kürtler dilleri için radikal bir mücadele vermeli"
Mardin Artuklu Üniversitesi Kürt Dili Bölümü Öğretim Üyesi ve Akademisyeni Mikail Bülbül, ilgili kurumlara ve siyasetçilere bu süreçte Kürtçe için ciddi bir mücadele vermeleri gerektiği konusunda uyarıda bulundu ve şöyle devam etti:
"Teknoloji ve iletişimin yaygınlaşmasıyla, egemen dil olarak Türkçenin etkisinin arttığını ve bunun Kürtçeyi ciddi şekilde sınırlandırdığını görüyoruz. Özellikle Kürt çocukları arasında, okula giden çocuklar arasında Kürtçe konuşmayı minimuma indiriyor, azaltıyor. Bu da Kürtçe için ciddi bir tehlike oluşturuyor. Kürtler ve Kürtçe için yasal bir statü oluşturulmadı. Sonuçta Kürtçenin bir statüsü oluştuğunda, Kürtlerin de statüsü oluşur. Özellikle Kuzey Kürtlerinin en azından dil federalizmi için radikal bir mücadele vermesi gerekiyor."
Türkiye'nin resmi televizyonu TRT'de Kürtçe bölümünün açılması ve bölge illerindeki bazı üniversitelerde Kürtçe yüksek lisans, lisans ve doktora bölümlerinin açılması ile okullarda anadilde seçmeli ders hakkının verilmesi, AK Parti hükümetinin 22 yılı aşkın iktidarı döneminde Kürtçe için attığı ana adımlardır. Ancak Kürt akademisyenler, bu adımların tek başına Kürtçeyi asimilasyondan korumak için yeterli olmadığını söylüyor.
"Okullarda Kürtçe dersleri zorunlu olmalı"
Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Kenan Nado, Kürtçe için şimdiye kadar atılan adımların yeterli olmadığını belirterek şöyle konuştu:
"Atılan TRT, seçmeli dersler gibi diğer başlangıç adımların atılması Kürtlerin inkârının çöktüğünün göstergesi. Bunlar başlangıç için küçük adımlardır ve Kürt meselesinin çözümüne güçlü bir yanıt veremezler. Bundan sonra daha cesur ve değerli adımlar atılmalıdır. Özellikle eğitimde 4 + 4 + 4 şeklinde devam eden eğitim sisteminde okullarda Kürtçe derslerinin zorunlu olması gerekiyor. Anaokulu seviyesinden lise sonuna kadar. Bu gerçekten çok çok gerekli. İlk adımda zorunluluk ve sonrasında elbette anadilde eğitime doğru ilerleme. Umarım bu yeni süreçle birlikte dil meselesi üzerine daha fazla konuşulur, benzeri tartışmalar olur."
Barış sürecinin başlamasıyla Kürtlerin ve Kürtçe öğretmenlerinin en büyük beklentisi, bu yıl Kürtçe öğretmeni atamalarında kontenjanın artmasıydı. Ancak hükümet en son toplam 15 bin öğretmen arasından Kürtçeye sadece 6 kontenjan ayırdı. Mardin Üniversitesi öğretim üyeleri, barış sürecinde iyi niyet göstergesi olarak daha fazla Kürtçe öğretmen atanmasını talep ediyor.
"İstanbul ve İzmir gibi üniversitelerde de Kürtçe bölümleri açılsın"
Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Necat Keskin, Kürtçe ve Kürtçe öğretmenleri için taleplerini şöyle dile getirdi:
"Bu bölüme 6 kontenjan veriyorsun, bu bence biraz çelişkili. Bunun daha fazla olması gerekiyor. Üniversitede Kürtçe bölümünü okumak isteyen kişi bakacak ve gelecekte iş bulabilecek miyim diye düşünecek. Bu da elbette Kürtçe bölümünün seçiminde olumsuz bir rol oynuyor. Ayrıca talebimiz sadece Kürt şehirlerinde değil, İstanbul ve İzmir gibi üniversitelerde de Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin açılmasıdır."
Eğitim, dilin korunmasının en güçlü yollarından biri. Ancak geçen yıl Türkiye'de yaşayan Kürtler ailelerden sadece yaklaşık 35 bini Kurmanci ve Zazaca seçmeli derslerini seçti. Dil uzmanları, eğitimde sadece seçmeli dersin Kürtçe için cevap olamayacağı inancında. Onlar bu süreçte Kürtçe için daha güçlü bir statünün garanti edilmesini talep ediyorlar.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın