Elektriği kesilen Mardinli çifçiler: Bize uygulanan zulümdür
Erbil (Rûdaw) – Mardinli çiftçi Cahit Jehat Kılınçaslan, DEDAŞ’ın çiftçi ve köylülere “fahiş” miktarda fatura gönderdiğini, bu bahaneyle binlece kişiyi pandemic döneminde elektriksiz bıraktığını söyledi. Kılınçaslan ayırıca, faturaların bedelinin hem devletten ve hem de “kaçak kullanım bedeli” adı altında tüm Türkiye’den alındığını vurguladı.
Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (DEDAŞ), borçları olduğu gerekçesiyle 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Mardin’in Kızıltepe ve Derik ilçelerine bağlı 60’a yakın kırsal mahalle ve köyün elektriğini kesmiş durumda.
Çiftçilik ile uğraşan bölge sakinleri, koranavirüs (Covid-19) salgının olduğu bir dönemde su kuyularından yaralanamıyor. Ayrıca bölge halkı kesintiler nedeniyle bayramı elektriksiz ve susuz geçirdi.
“DEDAŞ faturalara fahiş fiyatlar ekliyor”
Konu hakkında Rûdaw’a konuşan Mardinli çiftçi Cahit Jehat Kılınçaslan, DEDAŞ’ın özelleştirme ile birlikte çiftçilere “fahiş tutarda” elektrik faturası gönderdiğini söyledi.
Kılınçaslan, “10 bin TL’lik borcu 100 bin TL gibi gösteriyor. DEDAŞ haksız kazanç elde etmek için faturaları ikiye-üçe katlıyor. Normalde bir çiftçi bir kuyu için 20-30 bin TL’lik elektrik harcamışsa, bunu 150-160 bin TL gibi gösteriyor. Bu tutarın yüzde 55’ini zaten devletten tehsil ediyor, geri kalan kısmını bile çiftçiler ödeyemiyor. Bize gelen elektrik faturası bizim ürünlerimizden elde ettiğimiz gelirin 3-4 misli oluyor. Bu nedenle kalan yüzde 45’i de ödeyemiyoruz” dedi.
“Ayrıca DEDAŞ şöyle birşey yapmış ama kimse farkında değil” diyen Kılınçaslan, şöyle devam etti:
“Türkiye genelinde faturalarda ‘kaçak kullanım bedeli’ adı altında her kesten para alınıyor. Bunu da çiftçilerin kullandığı kaçak elektrik bedeli diye yurttaşdan tehsil ediyor. Şirket, devletle böyle bir sözleşmeleri olduğunu iddia ediyor ancak böyle birşey yok. Bu kendilerinin şişirdiği faturaların parasıdır, bizim değil. Bu şekilde bizi de mağdur ediyorlar. Bu nedenle kimse bizi dinlemiyor. Neden? Çünkü çiftçiler kaçak elektrik kullanıyor o yüzden müstehaktır diyorlar.”
“İkinci bir mağduriyet yaşıyoruz”
Mardin’de 60’a yakın köyün ve tarlalarda sulama işlerinde çalışan çok sayıda Suriyeli işçinin de 13 gündür eletriksiz kaldığını dile getiren Kılınçaslan, “Bu kadar insan bu salgın hastalığı ve pandemi döneminde temizlenmek için gidip gölet ve bataklıklardan su getiriyor. Bir de şu an tarladaki buğdayın arpanın sulanma zamanı. Şimdi sulamazsanız en az yüzde 30 verim kaybına yol açar” diye konuştu.
“Ayrıca, köylerde 50 kişinin elektrik borcu varsa 100 kişinin yoktur ama herkesin elektriğini kestikleri için kurunun yanında yaş da yanıyor” diyen çiftçi Cahit Jehat Kılınçaslan, sözlerine şunları ekledi:
“Müthiş bir mağduriyet içindeyiz. Halk olarak biz bunlardan bıktık, bize zulüm ediyorlar. Kimse sesimizi duymuyor, kimse haber yapmıyor. Türkiye medyası haber yapınca bizi ‘mafya’ şeklinde tanıtıyor. İstanbul, İzmir, Muğla’daki insanlara; ‘Kürt illerinde kaçak kullanım çok olduğu ve ödeme olmadığı için bu borç sizin faturalarınıza yansıyor’ diyorlar. Bu şekilde ikinci bir mağduriyet yaşıyoruz. Batıdaki insanların bunun böyle olmadığını bilmesini istiyoruz. Bu çiftçinin kullandığı elektrik değil, DEDAŞ’ın şişirdiği asılsız faturalardır. Çiftçinin bunda bir günahı yok. DEDAŞ şişirdiği faturaların 3 mislini zaten çiftçiye destek fonu adıyla devletten alıyor. Geriye kalanını kaçak kullanım bedeli adıyla batıdaki insanlardan Türkiye’den alıyor.
Mesela benim adıma şu anda 2 buçuk yılın faturası adıyla toplam 1 milyon 678 bin TL borç var. Hayatım boyunca ben bu borcu ödeyemem, adıma bir bisiklet bile kaydedemem, hacizlik olup gider. Bu salgın döneminde ön binlerce çiftçiye destek verildi, ama biz alamıyoruz. Neden? Çinkü adımıza haciz var, Mardinli çiftçi destek alamıyor.”
“Kimse sesimizi duymuyor”
Geçtiğimiz günlerde köylülerden birine ait bir ineğin susuzluktan öldüğünü dile getiren Cahit Jehat Kılınçaslan, “O adamın varı, yoğu, çocuklarının rızkı o inekti, o da öldü. Niye, susuzluktan, elektrik olmayınca su da olmuyor” dedi.
İl yönetimine başvurduklarını, sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalıştıklarını ve bireysel dilekçeler verdiklerini vurgulayan Kılınçaslan, “Ama tüm bunlar fayda etmedi. Bakkal veresiye defteri gibi yazıp fatura çıkarıyorlar. Bizi bu şekilde boğuyorlar, nefes almamıza izin vermiyorlar. Biz çiftçiyiz, tarımcıyız, bize buna göre elektrik faturası vermeleri gerekirken bir fabrika veya sanayi işletmesine göre fatura gönderiliyor. Durumumuzu milletvekillerine havale ettirdik ama hiç biri konuyu izah ettiğim gibi dile getirmiyor. Sadece; çiftçi mağdur, elektriğini bırakın, çiftçi ile uzlaşın diyorlar. Bunun dışında birşey yapmıyorlar. Siz tüm Türkiye’yi hortumlamak için çiftçileri bahane ediyorsunuz demiyorlar. Mardinli çiftçiler olarak bu soygunun son bulmasını ve sesimizin sözü geçen mercilere ulaşmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Mardin ve ilçelerinde 1 milyon 650 bin dönüm arazi üzerinde çiftçilik yapılıyor. DEDAŞ bu şekilde elektrik kesintisine devam ederse çiftçilerin mahsulü büyük zarar görecek.
Geçtiğimiz günlerde Rûdaw’a konuşan Kızıltepe Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbay da, yetkililere seslenerek şunları söylemişti:
“Artık yeter, halkın sesini dinleyin, mağduriyetlerini giderin. Ya bize GAP’tan su ulaştırılsın yada elektrik ücretleri sabit tutulsun ki her iki taraf da mağdur olmasın. Devlet kısa zamanda bu işe bir çare bulamazsa mağduriyetimiz büyüyecek.”
Yüksek tutarlı elektrik faturalarıyla bölgede sulama için kullanılan sondaj kuyularının elektriğinde yapılan kesintiler üzerine bir araya gelen çiftçi temsilcileri, muhtarlar ile oda başkanları, bir dizi karar almıştı.
Karara göre, Mezopotamya bölgesinde bulunan ve geniş tarım arazileri ile verimli topraklara sahip Mardin Ovası’nda buğday hasadının ardından ikinci ürün olarak ekilen mısır ile pamuk bu yıl ekilmeyecek.