Haber Merkezi- Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu (Roboski) köyünde 34 kişinin TSK’ ya ait savaş uçaklarıyla bombalanarak yaşamını yitirmesinin üzerinden 7 yıl geçti.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Roboski olayının üzerinden 7 yıl geçmesi vesilesiyle açıklama yaptı.
“Yakın tarihimizin canlı katliam örneklerinden biri de 28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyü kırsalında gerçekleştirilmiştir”denilen açıklamada, şunlara yer verildi:
“Türk savaş uçakları tarafından gerçekleştirilen bombardımanlarla 34 Kürt genci bedenleri paramparça edilerek katledildi. Dönemin başbakanı yaptığı ilk açıklamada bombardıman emrini kendisinin verdiğini kamuoyuna deklere ederek, yapılan bu katliamın ne kadar planlı gerçekleştirildiğini itiraf etmiştir.
Katliamın üzerinden 7 yıl geçmiş olmasına rağmen, katliam emrini veren ve uygulayanlarla ilgili herhangi bir işlem yapılmamış, açılan ‘soruşturmalar’ın üstü örtülerek ‘faili meçhul’ler dosyasına yeni bir dosya daha dahil edilmiştir.
Roboski katliamı, halkımıza karşı gerçekleştirilen onlarca katliamdan sadece birisidir. Roboski katliamı sonrasında da, halkımızın özgürlük ve demokratik mücadelesine karşı saldırılar artırılmış, Sur, Cizre, Nusaybin, Şırnak, Yüksekova, Suruç, Amed, Antep vd. bir çok Kürt ili ve ilçesinde sayısız katliamlar gerçekleştirilmiştir.
Bütün bu uygulamaların bir devlet politikası olarak, Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesini bastırmak, sindirmek, tasfiye etmek ve iradesini kırarak mevcut sömürgeci sisteme boyun eğdirmek amaçlı olduğu ve belli bir plan dahilinde gerçekleştirildiği aşikardır.
Ancak, halkımızın mücadele tarihi de çok açık bir biçimde göstermiştir ki, hiçbir baskı ve katliam uygulaması halkımızın iradesini kıramamış, özgürlük mücadalesini daha güçlü bir irade ve kararlılıkla sahiplenmesini engelleyememiştir. Bu nedenledir ki, günümüzde Kürt halkının özgürlük mücadelesi tüm Ortadoğu halklarının umudu haline gelmiştir.
Tarihte, kim tarafından yapılırsa yapılsın, hiçbir katliam ve işlenen insanlık suçu halkların yargısından ve adaletinden kurtulamamıştır. Bu suçları işleyenler, ne kadar ellerindeki iktidar olanaklarını kullanarak adil yargıdan kurtulmaya çalışsalar da, mutlaka halkın gerçek ve adil yargısı önünde tarihe ve insanlığa karşı hesap vereceklerdir.
Roboski vd. katliam uygulamalarını halklarımızın ve dünya kamuoyunun hafızasından silmek, unutturmak asla mümkün olmayacaktır. Bugün dünyanın dört bir yanından gelen Roboski katliamını lanetleme açıklamaları, sorumlularının adil yargılanması ve hesap sorulması çağrıları Roboski katliamına karşı tüm insanlığın gösterdiği hassasiyet ve duyarlılık bunun en açık göstergesidir.
Bu ulusal ve uluslararası dayanışma ve esas olarak da halkımızın kararlı mücadelesi nedeniyledir ki, Roboski katliamının sorumlularının hesap verecekleri günlerin yakın olduğuna inanıyoruz.
Bu inançla Roboski katliamını 7. Yılında bir kez daha lanetliyoruz. Katliamda katledilen 34 Kürt insanına Allahtan rahmet, aileleri başta olmak üzere tüm halkımıza sabırla mücadelelerini sürdürmeleri çağrısını yapıyoruz.
Tüm halkımızın ve uluslararası kamuoyunun,Roboski katliamının 7. Yılı vesilesiyle yapılan etkinlik ve anmalara çok güçlü bir biçimde katılarak duyarlılık göstermelerini, Roboski katliamının sorumlularından hesap sorulması için yürüttükleri kararlı mücadeleyi selamlıyoruz.”
Roboski olayı ve mahkeme süreci
28 Aralık 2011'de Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski Köyü yakınlarında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bombardımanı sonucu 19’u çocuk 34 sivil yaşamını yitirdi.
Bombalamada yakınlarını kaybeden Roboskili aileler, olayda sorumluluğu bulunan yetkililerin tespit edilmesi, adalet önüne çıkartılıp yargılanması için yedi yıl devam eden bir hukuk mücadelesi yürüttü.
Davanın soruşturmasını yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, “taksirle ölüme sebebiyet vermekten dolayı” başlatılan soruşturma dosyası için 11 Haziran 2013'te görevsizlik kararı verdi ve dosya Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderildi.
Aileler hayatını kaybedenlerin sivil olduğunu ve yargılamanın sivil mahkemelerde yapılması gerektiğini söyleyerek karara tepki gösterdi. Hatta çözüm sürecinde bu taleplerini dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yüz yüze yaptıkları görüşmede de ifade ettiler.
Tüm itiraz ve tepkilere rağmen Genelkurmay Askeri Savcılığı yaptığı soruşturmada 'Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kusuru yok' diyerek şüpheli beş asker hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Bu karardan sonra 1100 avukat, 261 kayıp yakınının vekaletini alarak 18 Temmuz 2014'te Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru yaptı. Başvuruda iki başvurucunun eksik çıkan belgelerinin tamamlanması istendi ancak başvuru “eksikliğin süresinde giderilmemesi” nedeniyle reddedildi.
Davanın AYM'de reddedilmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yolu açıldı. Avukatlar aracılığıyla AİHM'ne yapılan başvuru da, Anayasa Mahkemesi sürecindeki eksik evrak engeline takıldı. AİHM, Roboskili ailelerin başvurusunu 17 Mayıs 2018 tarihinde AYM sürecinde zamanında tamamlanmayan eksik belgeler nedeniyle reddetti.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın