Gissen (Rûdaw) – Geçtiğimiz hafta 6 kişilik Ezidi bir aile Almanya’da sınır dışı edildi. Almanya Ezidi Danışmanlar Meclisi Başkanı İrfan Ortaç, Ezidi ailenin sığınma hakkı olmasına rağmen sınır dışı edilmesinin ‘büyük bir hukuk skandalı’ olduğunu belirterek, Almanya hükümetine Ezidilere karşı sorumluluğunu yerine getirme çağrısı yaptı.
IŞİD’in Ezidilere karşı işlediği insanlık suçunu soykırım olarak tanıyan Almanya, Ezidi aileleri deport ederek bu kararla çelişen bir tutum sergiledi.
Edinilen bilgilere göre, 22 Temmuz’da IŞİD zulmünden kaçan, 4’ü çocuk olan 6 kişilik Kasım ailesi ani bir kararla Irak’a zorla sınır dışı edildi. Olay hem Alman basınında hem de Kürt kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ezidi Soykırımı’nın 11’inci yılına girerken, Alman hükümetinin bu adımı büyük tepkilere yol açtı.
Almanya'da yüzlerce Ezidi aile deport edilme korkusu yaşıyor
Sığınma hakkı verilmeyen çok sayıda Ezidi aile aynı akıbete uğrama endişesi taşıyor. Şimdiye kadar Almanya hükümetinin 300 Ezidi aileyi hiçbir gerekçe göstermeden sınır dışı ettiği öğrenildi.

"Adalet Bakanı ile görüştük, geri dönmelerini sağlayacağız"
Almanya Ezidi Danışmanlar Meclisi Başkanı İrfan Ortaç, konuya ilişkin Rûdaw TV’nin Almanya muhabiri Ala Şala’nın sorularını yanıtladı.
Kararın nedeninin kendileri açısından da bir muamma olduğunu belirten Ortaç, şunları söyledi:
“Almanya Parlamentosu, 2023’te Ezidi Soykırımı’nı kabul etti. Alınan kararlar arasında Şengal’in inşası, güvenlik ve istikrarın sağlanması için harekete geçilmesi vardı. Ancak bir hafta önce sığınma hakkı olan bir Ezidi aile hukuka aykırı şekilde gönderildi.
Almanya Ezidi Danışmanlar Meclisi olarak devreye girdik, Adalet Bakanı ile görüştük ve bu kanunsuzluğu kabul etmediğimizi söyledik. Aileye yapılan hukuksuzluğu inceleyecekler ve yeniden dönmelerini sağlayacağız. Dışişleri Bakanlığı ile de istişare içindeyiz.”
“Ezidiler dönmek istiyor ama şartlar uygun değil”
Ortaç sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak sorun sadece bir ailenin hukuksuz şekilde sınır dışı edilmesi değil. Binlerce Ezidi aile hukuksuz bir şekilde sınır dışı edilme tehdidiyle karşı karşıya. Hiçbir Ezidi topraklarına dönmek istemediğini söylemiyor, hepsi yerlerine dönmeye razı. Ancak biz Ezidi kurumları olarak Irak ve Almanya hükümetinden talebimiz, Ezidileri ülkelerine döndürmek istiyorsanız, yaşanabilir koşullar sağlamanız gerektiğidir.
Bu iş birkaç ayda olacak bir iş değil. Soykırımın 11’inci yılına girerken hâlâ Irak ve Kürdistan’da 200 bin Ezidi sığınmacı durumda. Hâlâ köylerine, evlerine dönemiyorken bu dönüşleri sağlamak birkaç ayda olacak gibi değil.
IŞİD saldırılarında yıkılan köyler ve kentlerin hepsini Irak hükümeti inşa etti. Sadece inşa edilemeyen yer Şengal’dir. Almanya hükümeti neden Irak hükümetine bu konuda baskı yapmıyor? Irak’a ‘Bu yaptığınız kabul edilemez’ şeklinde uyarı vermiyor.”
“20 maddelik Soykırım Yasası'nın hiçbir maddesi uygulanmadı"
Irak Federal Parlamentosu’nun kabul ettiği Ezidi Soykırımı Yasası 20 maddeden oluşuyor. Bunlardan biri Şengal’in yeniden inşası ve Ezidilerin yerlerine dönmesi için gerekli zeminin sağlanmasıydı.
“Almanya hükümeti bu 20 maddeden hangisini hayata geçirme konusunda harekete geçti?” sorusuna İrfan Ortaç şu yanıtı verdi:
“Önümüzdeki Pazar günü Şengal Soykırımı’nın 11’inci yılında bir anma düzenleyeceğiz. 20 maddeden hiçbiri hayata geçirilmiş değil. Bu ülkede soykırım kurbanlarının aileleri ve Ezidi aşiret ileri gelenleri aracılığıyla bir yönetim kurumunun oluşturulmasını ve Almanya’nın bu kuruma siyasi ve maddi olarak destek vermesini istiyoruz.
"Ezidiler üzerinden siyaset yapmaya son verin"
Bize birçok konuda söz verildi ancak pratik adımlar atılmış değil. Alman hükümetinden beklentimiz aldığı kararları uygulaması. Ayrıca Irak, Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve tüm siyasi partilere çağrımız: ‘Ezidi kurbanların üzerinden artık siyaset yapmayı bırakın’.
Hatta Ezidi hayırseverler de dahil olmak üzere, mağdur aileler üzerinden siyaset yapılmaması ‘kırmızı çizgimiz’ olmalı. Herkes el ele verip bu milletin topraklarına dönmesini sağlayacak adımları atsın.”
“Almanya'nın Ezidi soykırımında sorumluluğu var”
Ortaç, Almanya’nın soykırıma ortak sorumluluğunu da şu sözlerle dile getirdi:
“Almanya’da 250 bin Ezidi yaşıyor. Almanya vatandaşı 1.400 IŞİD üyesi Şengal’e giderek Ezidileri öldürdü. Bu konuda sorumluluğunu görmeli. Bunu hayır için yapmıyor; sorumluluğu var bu soykırımda.”
Neçirvan Barzani "Ezidiler yalnız değil" mesajı
Dün Erbil’de, Ezidi Kürtlere yönelik soykırımın 11. yıl dönümünde Yazda Derneği öncülüğünde; Birleşmiş Milletler’in üst düzey temsilcileri, ABD ve Almanya konsoloslukları ile çok sayıda Ezidi kurtulanın katılımıyla bir anma töreni düzenlendi.
Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani törene gönderdiği mesajda, Ezidilerin yerlerine dönmesi için Şengal Anlaşması’nın hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek Irak hükümetine sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yaptı.
Barzani, kaçırılan Ezidilerin geri getirilmesi için çalışmaların süreceğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Buradayız, Ezidi vatandaşlarımıza tam destek ve her türlü yardımı sunma hazırlığımızı ve bağlılığımızı tekrarlamak için. Onlara söylüyoruz: Yalnız değilsiniz, her zaman olduğu gibi sizinleyiz ve sonsuza dek sizinle olacağız.”
“Neçirvan Barzani’nin rolü tarihseldir”
İrfan Ortaç, Neçirvan Barzani’nin Ezidilerin yeniden topraklarına dönmesi ve kaçırılanların bulunması konusundaki rolüyle ilgili şunları söyledi:
“Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ni her ne kadar eleştirsek de hakikaten yaptıkları çok önemli işler de var.
Sayın Neçirvan Barzani’nin Ezidi kadınlarının bulunması konusundaki rolü tarihseldir ve hiçbir zaman unutulamaz. Kürdistan Bölgesi Başkanı’ndan talebimiz, bu çabalarını sürdürmesi. Henüz 2 bin 600 Ezidi bulunamadı. İki üç ayda bir bir kadının güvenli alana alındığı görülüyor. Ama bunun ayrıntılarını bilmiyoruz. Bulunan insanların nasıl bulunduğu konusu bizimle de paylaşılmalı. Diğeri ise: el birliğiyle, ya sağ ya da kemikleriyle kaybolan Ezidilerin akıbetlerini bulalım.”
Ne olmuştu?
Şengalli Ezidi Qasim ailesi, 22 Temmuz Salı günü sabaha karşı Almanya polisi tarafından evlerinden alınarak özel bir uçakla 43 kişiyle birlikte Irak’a gönderildi. Brandenburg eyaletine bağlı Lychen kentinde yaşayan aile, biri 5 yaşında olmak üzere 5, 12, 15 ve 17 yaşlarında dört çocuk sahibiydi.
Sınır dışı işlemi sırasında yaşananlar, 12 yaşındaki Maatz Qasim’in açıklamalarıyla gündeme geldi. Alman medyasına konuşan Maatz, “Uykudaydık. Aniden kapılar açıldı, bağırışlar duyduk: ‘Polis!’ Çok korktuk, ne olduğunu anlayamadık. Bize ‘Sınır dışı ediliyorsunuz, eşyalarınızı toplayın’ dediler” ifadelerini kullandı.
Mahkeme kararı uçak havalandıktan sonra geldi
Ailenin avukatı Karola Hagemann, sınır dışı işleminin durdurulması için Potsdam İdare Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme, sınır dışı kararının askıya alınmasına hükmetti; ancak bu karar, uçak havalandıktan sonra yetkililere ulaştı. Avukat Hagemann, ilgili makamlara mahkeme kararının çıkmak üzere olduğunu önceden bildirdiğini söyledi.
Bakanlık: Sorumlular kusurlu değil, ama karar yanlıştı
Brandenburg Eyaleti İçişleri Bakanı Rene Wilke, yaptığı yazılı açıklamada, Qasim ailesinin yeniden Almanya’ya getirileceğini duyurdu. Bakan, sınır dışı işleminin “duyarsız bir sonuç doğurduğunu” kabul etti ancak sürece müdahil olan yetkililerin “bireysel bir hata yapmadığını” savundu. Bakan Wilke, aileyi geri getirme talimatını ilgili kurumlara ilettiğini belirtti.
Mülteci Konseyi: Bu bir skandaldır
Brandenburg Mülteci Konseyi (Flüchtlingsrat Brandenburg), sınır dışı işlemini “skandal” olarak tanımladı. Açıklamada, “2014’te Ezidilere karşı işlenen soykırımı göz ardı ederek bu ailenin iltica hakkının reddedilmesi kabul edilemez. Bu karar, Almanya’nın giderek sertleşen göçmen politikasının bir parçasıdır” denildi. Konsey, kararın “siyasi düzeyde alınmış, planlı bir deportasyon gündeminin” sonucu olduğunu ileri sürdü.
IŞİD'den kaçtılar, Almanya'ya sığındılar
Qasim ailesi, 2022 yılında IŞİD’in saldırıları nedeniyle Şengal'den kaçarak Almanya’ya sığınmıştı. Ancak Almanya’daki iltica başvuruları reddedildi. Aile, uzun süredir Lychen’de yaşıyor, çocuklar burada okula gidiyordu.
Sertleşen göçmen politikası
Olay, Almanya’da mültecilere yönelik politikanın giderek sertleştiği bir dönemde yaşandı. Almanya İçişleri Bakanlığı ve hükümet yetkilileri, son dönemde sınır dışı uygulamalarını artıracaklarını açıkça beyan etmişti. Federal düzeyde yetkili siyasetçilerden Alexander Dobrindt, geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada, “Artık Almanya, mültecileri alma kapasitesinin sonuna gelmiştir” demişti.
Ailenin dönüşü bekleniyor
Tüm bu gelişmelerin ardından Almanya kamuoyunda geniş yankı uyandıran olayda, Qasim ailesinin önümüzdeki günlerde yeniden Almanya’ya getirilmesi bekleniyor. Ailenin çocukları için eğitim ve sosyal ortamın yeniden sağlanması, yeniden yerleştirme sürecinde öncelikli konular arasında yer alıyor
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın