Derik (Rûdaw) - Türkiye’nin desteklediği SMO mensupları tarafından 12 Ekim’de Rojava’da öldürülen Kürt siyasetçi Hemrin Halef’in annesi, “Kızımın öldürülmesi uluslararası suçtur. Adalet sağlanana kadar haykıracağım” dedi.
Türkiye ve eski adı ÖSO olan Suriye Milli Ordusu (SMO) mensupları 9 Ekim’de Rojava’ya saldırmıştı. Saldırı sonucu sivillerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi yaşamını yitirdi.
Suriye Gelecek Partisi Sekreteri Kürt siyasetçi Hevrin Halef, 12 Ekim günü Kamışlo uluslararası kara yolu üzerinde, Til Temir ile Eyn İsa meviinde hareket eden konvoyun saldırıya uğraması sonucu hayatını kaybetti.
Sosyal medyada Halef'in öldüğü olaya ait görüntüler paylaşılmıştı. Görüntülerde Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu mensuplarının Halef ve diğer bazı kişileri infaz ettiği görülüyordu.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Halef ve şoförünün de aralarında olduğu 9 kişinin Gire Spi’de “infaz edilerek” öldürüldüğünü açıklamıştı.
Anne Suad Muhammed: Kızım Abdullah Öcalan’dan etkilenmedi
Rûdaw’a konuşan Hevrin Halef’in annesi Suad Muhammed (62), “6 çocuğumun içinde Hevrin en küçükleriydi. 34 yaşındaydı. Suriye’de tanınan bir şahsiyetti ve kendini halkın yaşamının daha iyi olması için adadı” dedi.
Hevrin Halef, aktif çalışmalarıyla bulunduğu toplumda önemli bir yere sahipti. Kürt siyasetçinin Suriye’de savaşın sonlanmasının ardından barışın sağlanmasına yönelik önemli bir role sahip olacağı düşünülüyordu.
Kızının yaşamına ilişkin anne Suad Muhammed, şunları söyledi:
“Eğitimini tamamladığı gibi toplumdaki eşitsizliğe karşı mücadele ederek halka yardımcı olmaya çalıştı. Suriye Gelecek Partisi Sekreteri olmadan önce Suriye Kuzey Otonomisi Enerji Bakanlığı’nın önde gelen görevlilerindendi. O dönemde de halkın elektrik sıkıntısını gidermek için çok sayıda projeye imza attı ve bunda da başarıı oldu. Ardından da Maliye Bakanlığına geçerek, tarım alanında çalışarak, Suriye’de tarıma teşfik ve devamlılığına yönelik çalıştı.”
Halef, 2017 yılında Suriye Gelecek Partisi Sekreteri oldu. Türkiye, Özerk Yönetimi PKK’nin Suriye kolu olarak suçluyor. Ancak Suad Muhammed, “Kızım Abdullah Öcalan’dan etkilenmiyordu. Onun tek derdi ülkesinin 9 yıldır içinde olduğu savaş felaketinden kurtarmaktı. Toplumda birlik ve beraberliğinin önemine sürekli değiniyordu ve bunun içinde kızım hedef gösterildi” diye konuştu.
Kızının katledilmesine ilişkin Suad Muhammed şunları söyledi:
“Kızım öldürüldüğü günün sabahı yanımdaydı. Derik’e geldi. Yaşamını yitiren şoförünün ailesini ziyarete gelmişti. O gün bana ‘Anne kokun ne kadar güzel’ dedi. O gün Rakka ve Tabka da toplantıları vardı. Bana, ‘Merak etme herşey düzelecek’ dedi. Ona ‘Seni koruması için yanında Kur-an götür’ dedim. Bana, ‘Gerekmiyor’ diye cevap verdi, çünkü boğazında bir tane Kur-an vardı. Kızımı katleden katiller, ondaki Kur-an’ı da kırmışlardı. Onlar kendilerini Müslüman zannediyor. Hiçbir inanç böyle birşeyi kabul etmez.”
Türkiye’nin Rojava’ya 9 Ekim’de başlattığı operasyonlara ilişkin anne Suad, şu ifadeleri kullandı:
“Erdoğan’ı sivillere yönelik kimyasal silah kullandığı için suçluyorum. Çocukları öldürdü ve savaş suçu işledi. Kızımın öldürülmesine neden oldu. Şayet dünyada adalet korucuları varsa neden uluslararası toplum yaşananlar karşısında sessiz? Kızımın öldürüldükten sonra yayınlanan vidolarda işkence yapıldığı belli. Hiç şüphe yok! Kızımın aracına ağır silahlarla saldırıldı.”
“Kızımın öldürülmesi uluslararası bir suçtur” diyen Muhammed, “Kızım işkence yapılarak öldürüldü. Cesedinde işkence izleri vardı. Tırnakları çekilmişti ona acı çektirerek, kızımın tırnaklarını çekmişlerdi. Bu mu demokrasi? Bu mu adalet? Hayır! Adaletin sağlanacağı güne kadar haykıracağım” diye konuştu.
Türkiye’nin Rojava’dan kendilerine saldırdığı ve taciz ateşleri açtıkları iddialarına ilişkin ise anne Suad Muhammed, “Biz ne yaptık? Hiç! Bir tane taş bile duvarlarına atılmadı. Ki onlar evlerimizin içine kadar gelerek, bizleri öldürüyorlar. Bilmiyorum suçumuz ne? Ne oluyorsa olsun. Bizler kendimizi koruyacağız. Bu bizim meşru hakkımızdır” dedi.
DSG, Hevrin Halef’in failini açıkladı
Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Basın Sözcüsü Mustafa Bali, 18 Ekim’de, Twitter hesabında yaptığı açıklamada, M4 otoyolunda Hevrin Halef'in de aralarında olduğu 9 sivilin öldürüldüğü saldırıda yer alan “Hatım Ebu Şeqra” adlı kişinin yakalandığını duyurmuştu.
Mustafa Bali, geçmişte El Kaide üyesi olan, “Hatım Ebu Şeqra’nın” şu anda Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (Eski adı ÖSO) mensubu olduğunu kaydetmişti.
‘Şehid ailelerine aylık 40 dolar’
IŞİD’le savaşta DSG bünyesinde savaşan 11 bin savaşçı yaşamını yitirdi. Bu rakama Türkiye’nin Rojava’ya saldırısı sırasında hayatlarını kaybedenler dahil değil.
Çatışmalarda yaşamını yitiren DSG savaşçı hakkında Şehid Aileleri Vakfı’ndan form dolduruluyor. Vakıf, yaşamını yitiren savaşçıların ailelerine aylık 40 dolar maaş ödüyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın