Haber Merkezi - Ağladığımızda çoğu zaman boğazımıza bir yumrunun oturduğunu hissederiz. Hiç merak ettiniz mi, bu gerçek bir yumru mu yoksa başka bir açıklaması var mı?
Çok üzüldüğünüz ve ağladığınızda boğazınıza gelip oturan o yumru hissinin aslında sinir sisteminizle bir ilgisi var.
Sempatik sinir sistemi gibi diğer sinir sistemlerini kontrol eden kapsayıcı sistem otonom sinir sistemimiz çalışmaya başlıyor ve içinde bulunduğumuz koşullara bağlı olarak vücudumuzda farklı tepkilerin oluşmasına neden oluyor. Bu sistem aynı zamanda, sindirim gibi diğer bilinçsiz vücut fonksiyonlarının yanı sıra “kaç ya da kalıp savaş” tepkinizi kontrol ediyor.
Bu durum hem hayvanlar, hem de insanlar için de geçerli. Kendimizi kederli ya da üzüntülü hissettiğimizde otonom sinir sistemi, vücutta oksijen akışını arttırarak öfke ya da korkuya yanıt veriyor.
Bu sistem “hiper moda” geçtiğinde, ilk olarak vücudunuzun her yerine oksijen göndererek kalıp dövüşmenize ya da arkanıza bile bakmadan kaçmanıza sebep olabilir. Bütün kaslarınıza oksijen yaymak için de, ilk olarak derin bir nefes almalısınız.
Daha fazla havayı alabilmek için de, sinir sisteminiz “glottis”e (Nefes borusunun ağzı, gırtlak dili), “mümkün olan en uzun süre boyunca açık kal” sinyalini gönderir. Diğer bir deyişle, boğazınız normalden daha fazla açılır, çünkü daha büyük açıklık daha fazla havanın içeri alınması anlamına geliyor.
Aslında nefes borusu ağzının (glottis) bu kadar geniş açıldığını hissetmeyiz. Hissettiğimiz şey, yutkunduğumuzda kas gerilmesiyle glottis’in açık tutulmasıdır.
Normal olarak, ağlamasanız da gün içerisinde her yutkunmanız, glottis’in açılıp kapanmasına neden olur. Bu hareket yemek ve havanın ayrı yollardan gitmesini ve birbirine karışmamasını sağlıyor.
Ağlarken ya da ağlamaya yakın bir andayken, glottis açık kalmaya çalışır, ancak her yutkunmanızda da kapanmaya zorlanır. Boğaz kaslarındaki bu gerilim karışıklığı da, boğazınızda bir yumru olduğu hissini veriyor.
Bu yumru hissi aslında globus sensation (gırtlakta sabit kütle hissi) olarak isimlendirilir ve stresli anlardaki herkeste görülür. Normalde, bu his sakinleştiğiniz anda yok olur ve glottis eski haline geri döner.
Gözyaşlarında da benzer süreç işleyerek, sinir sistemi göz yaşı üretimini tetikler.
Ağlamanın yan etkileri
Ağlamanın akan bir burun, kızaran bir yüz ve hatta muhtemel bir baş ağrısı gibi birçok yan etkisi de bulunuyor. Bu yan etkilerin hepsi de gözyaşı kanallarımızın sinüslerimize çok yakın olmasından kaynaklanıyor.
Sonuç olarak; çok üzüldüğümüzde, sinir sistemi harekete geçer ve “kaç ya da kalıp savaş” tepkimizi tetikliyor. Vücudumuz göz yaşı kanallarımızı harekete geçirirken, kaslara doğru da daha fazla oksijen gönderiyor.
Ağlamaya yaklaştığımızda, aynı zamanda da sisteme daha fazla oksijen alabilmek için derin nefesler almaya başlıyoruz. Bu durumu dengelemek için de nefes borusu ağzı (glottis) açık kalıyor. Tam bu sırada, ağlamaya başlarsınız. Gözyaşlarınız yanaklarınıza doğru süzülürken, mukus dolan burnunuz ve boğazınız yutkunmanıza sebep oluyor.
Bunu yapar yapmaz da boğazınızdaki kaslar, “kafa karışıklığı yaşıyor ve açık kalması gereken nefes borusu ağzı kapatılıyor. Bu gerilme de boğazımızda bir yumru hissetmemize neden oluyor. Sakinleşince her şey normale dönüyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın