Haber Merkezi - Meksika’daki ileri düzey kliniklerden birinde geliştirilen yeni bir yapay zekâ (AI) teknolojisi, tüp bebek (IVF) süreci üzerinde büyük bir etki yaratıyor. Bu yöntem sayesinde, robotların yardımıyla ve minimum insan müdahalesiyle şimdiden en az 20 sağlıklı bebek dünyaya geldi.
Amerikan gazetesi The Washington Post’un ayrıntılı raporuna göre “Aura” adlı bu yeni sistem hâlâ test aşamasında. Şu ana kadar döllenme öncesinde 200’den fazla deneme gerçekleştirildi. Sistem, sperm seçimi aşamasından yumurtanın döllenmesine kadar tüm süreci kapsıyor.
Robotik hassasiyet ve yapay zekâ destekli işlem
Sistemin geliştirilmesine Meksikalı doktor ve uzman Dr. Alejandro Chávez Badiola öncülük ediyor. Proje, ABD merkezli Conceivable Life Sciences şirketi tarafından destekleniyor. Sağlık uzmanları, bu yeni yöntemi doğurganlık tedavileri alanında dikkate değer bir gelişme olarak değerlendiriyor.
1978’den bu yana uygulanan klasik IVF yöntemlerinden farklı olarak bu teknoloji, kısırlık tedavisini daha erişilebilir hâle getirmeyi ve daha fazla toplumsal kesimin yararlanmasını hedefliyor.
Robotlar ve yapay zekâ, laboratuvarda insanların yapmakta zorlandığı veya insan yeteneğini aşan ince işleri otomatik biçimde gerçekleştiriyor. Bilgisayarlı görüntüleme yoluyla en sağlıklı spermi seçiyor, ardından robotik kolların mikron düzeyindeki hassas hareketleriyle döllenme işlemini yapıyor. Bu yöntem, işlemin doğruluğunu artırıyor, insan hatası ve yorgunluğunu azaltıyor.
Etik ve toplumsal endişeler
Bilimsel ilerlemeye rağmen Washington Post, bu gelişmeyle birlikte gündeme gelen çeşitli etik, toplumsal ve mesleki endişelere dikkat çekiyor.
Uzmanlar, bebek yapımında robotlara güvenmenin, doğurganlık sürecini bir ticari faaliyete dönüştürme ve bebekleri birer algoritma ürünü hâline getirme riski taşıdığı konusunda uyarıyor. Ayrıca sistemin “kara kutu” gibi çalışması, yani ebeveynlerin embriyo seçiminde alınan kararlara tam olarak erişememesi, şeffaflık konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Bir diğer tartışmalı nokta, robot veya yapay zekânın hata yapması durumunda sorumluluğun kimde olacağı. Uzmanlar bu durumda sorumlu tarafın belirlenmesinin çok güç olacağına dikkat çekiyor.
Son olarak, tıpkı klasik IVF yöntemlerinde olduğu gibi, bu teknolojinin de başlangıçta yalnızca zengin kesimlerin erişimine açık olması bekleniyor. Bu da toplumsal eşitsizliği daha da artırabileceği yönünde kaygılara yol açıyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın