Ortak derdimiz kronik yorgunluk

Kronik yorgunluğunuz mevcut. Uzun süredir üzerinizde bir bitkinlik hali devam ediyor, akşamları erken yatmanıza rağmen sabahları yorgun kalkıyorsunuz. Dikkatinizi bir türlü toplayamıyor ve gün içerisinde hep enerjinizin eksik olduğunu düşünüyorsunuz. Depresif ruh haliniz nedeniyle çevrenizdeki insanlardan kopuk yaşıyor hatta kimi zaman sevdiklerinizi ani duygu-durum patlamaları ile üzüyorsunuz. Bu haleti ruhiyeniz bir türlü düzelmiyorsa tüm bu durumların asıl sebebi olan kronik yorgunluğunuzun kaynağını ortaya koymak için bir hekime başvurmanızın zamanı gelmiş demektir.

 

Bu yazımda sizlere kronik yorgunluğun en sık 5 nedenini ve bunların tedavileri hakkında bilgiler vermeye çalışacağım.

 

1-Alerjik rinit

 

Alerjik rinit, diğer adıyla saman nezlesi, toplumda en sık görülen alerjik hastalıklardan biridir. Kronik yorgunluğun da en sık sebebi olan alerjik rinitin başlıca belirtileri şunlardır: Kaşınma, burun tıkanıklığı, sürekli yorgunluk, baş ağrısı ve burun akıntısı.

 

Alerji semptomları, vücudun bağışıklık sisteminin antijen diye adlandırılan yabancı bir maddeye yanıt vermesi ile başlar. Bu yanıt antijenlerin bulundukları yere vücudumuzun antikor diye adlandırılan savaşçıları göndererek yapıyor. Alerjen ve antikor arasındaki savaş kana çeşitli kimyasal maddelerin salınımıyla sonlanıyor. Kimyasal maddelerde yukarıda sıraladığım başlıca belirtilere yol açıyor.

 

Alerjik rinitin hayatı tehdit eden bir hastalık olmaması ve tavsiye üzerine alınan ilaçlarla doktora gitmeden geçici fayda sağlanabilmesi nedeniyle nadiren ciddi bir problem olarak değerlendiriliyor.  Ancak burada altını çizmemiz gereken husus kronik yorgunluğun en sık sebebi olması nedeniyle alerjik riniti küçümsemeyip hastaneye başvurmak ve geçici çözümler yerine immunoterapi gibi tedaviler ile şikayetlerinizden kalıcı olarak kurtulabilirsiniz. Tedavi olarak diğer alternatifler ise buruna uygulanan steroidler, ağızdan alınan veya buruna uygulanabilen anti-histaminik ilaçlardır.

 

2-Anemi-Kansızlık

 

Dünyadaki en yaygın kan hastalığı anemidir. Aneminin en sık belirtileri ise yorgun hissetme, uyuşukluk, üşüme ve huzursuzluktur. Anemi, daha sık doğurganlık döneminde bulunan bayanlarda görülmektedir. Bu dönemdeki bayanlarda kansızlığın en sık nedenleri sırasıyla adet kanamaları, rahimdeki polip ve tümörlerdir. Erkeklerde anemi nedenleri ise hemoroid hastalığı, mide ve bağırsak ülserleri, gizli kanamaya neden olan ilaçlar, bazı mineral-vitamin eksiklikleri (demir, folik asit ve vitamin B12 gibi), diyabet hastalığı, bazı böbrek hastalıkları. Tedavi kansızlığa yola açan hastalığa spesifik olup takviye olarak demir ve vitamin C takviyesi önerilmektedir.

 

3-Depresyon veya anksiyete

 

Depresyonda olanların genel şikayetleri üzgün ve umutsuz hissetme, endişeli hal hareketler ve sürekli yorgunluk halidir. Kronik yorgunluğun üçüncü en sık nedeni olan depresyon özellikle ergenlik dönemindeki çocuklar ve 20-30 yaş aralığındaki evli çiftlerde görülebilmektedir. Bu yaş grubundaki çiftler çeşitli terapilerle sorunların üstesinden beraberce gelip, ilaç tedavisine gerek kalmadan depresyonu ortadan kaldırabilmektedirler. Ancak ergenlik döneminde görülen depresyonlarda genelde ilaç tedavisine ihtiyaç duyulmaktadır.


Anksiyete nedeni belli olmayan sürekli tedirginlik hali olarak tarifleyebiliriz. Tedirginlik halinin yanı sıra ilgi alakanın azalması, aşırı yorgun hissetme, günlük aktiveleri aksatma-yapmama, iştahın azalması veya artması, aşırı uyumak veya uykusuzluk gibi belirtiler de olabilmektedir. Anksiyete tedavisi içerisinde medikasyon ve psikoterapi yer almaktadır.

 

4-Fibromiyalji

 

Anlamı itibari ile fibromiyalji, kronik yorgunluk ile birlikte seyreden kas-iskelet sistemi ağrısıdır. Özellikle bayanlarda kas ağrısının en sık sebebi fibromiyaljidir. Fibromiyaljinin özellikleri kronik yorgunluk, kas ağrısı (özellikle eklem bölgelerinde), uyku problemi, anksiyete ve depresyondur.

 

Fibromiyalji ve kronik bitkinlik sendromu birbirinden ayrı hastalıklar olmakla birlikte benzer özellik ve belirtiler nedeniyle birbiriyle fazlasıyla alakalı iki hastalıktır. Fibromiyaljide kişi ne kadar uyursa uyusun sabahları yorgun kalkmaktadır. Bunun nedenide gece uyurken kas gerilmeleri nedeniyle kişi uykusundan defalarca kalkar ancak günün sabahında uyandığında bunların hiçbirini hatırlamaz. Fibromiyaljili hastaların birçoğunda depresyon rahatsızlığı da görülebilmektedir.

 

Esas çözüm daha fazla egzersiz ile uyku kalitesi ve derinliğini artırmak bunun akabinde ruh halini daha olumlu havaya sokmak böylece kronik yorgunluğu sona erdirmek.

 

5-Uyku apnesi

 

Erişkinlerde kronik yorgunluğun en tehlikeli olanı uyku apnesidir. Apne en sık rastlanan uyku hastalığıdır ve bu hastalığın hekimlerce çok önemsenmesinin nedeni hastalığın sinsi seyretmesi ve ölüme yol açan rahatsızlıkları ortaya çıkarmasıdır. Uyku apnesi olanların yaşam kalitesi ciddi manada bozulur ve sürekli yorgun hisseder. Her zaman, her yerde, hatta direksiyon başında bile uyuyabilir. İşe sürekli yorgun gider, dikkatini toplamakta güçlük çeker. Ailesi ve çevresiyle iletişimi bozulur.


Tedavi edilmemiş uyku apnesi kişiyi yüksek tansiyon, kalp krizi ve kalp ritmi bozukluklarında yüksek riskli hasta grubuna sokar. Bundan dolayı bu rahatsızlığa sahip kişiler muhakkak tedavi edilmelidir. Tedavide öncelikle hastanın kilo vermesi, yaşam koşullarını iyileştirmesi, sigara ve alkolü bırakması ve spor yapması önerilir. İkinci etap olan cerrahi operasyonlar en etkili olan tedavi yöntemidir.