RÛDAW/ÖZEL - PKK ‘ateşkes’ diyecek mi?
Erbil (Rûdaw) - PWD lideri Nizamettin Taş, PKK’nin en son yaptığı kongrede “ateşkes kararı alamadığını ve savaşa devam edeceği” belirtirken, Prof. Dr. Abdullah Kıran ise, PKK’nin stratejik düşünmediğini ve “şiddet tuzağına” düştüğünü söyledi.
PKK, geçtiğimiz hafta “çözüm sürecine” dönüş çağrısı yaptı. Ancak hemen ardından Cizre’deki bombalı eylem gerçekleştirildi.
PKK’den ayrılan bir grubun kurduğu Demokrat Yurtseverler Parti’nin (PWD) lideri Nizamettin Taş (Botan) ile uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Abdullah Kıran, PKK’nin yaptığı eylemleri ve yürüttüğü politikayı Rûdaw’a değerlendirdi.
Nizamettin Taş
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
Nizamettin Taş: PKK’nin en son yaptığı kongrede aldığı kararlarda ateşkes görülmüyor. Türkiye şu an darbenin etkilerini gidermeye çalışıyor. Hükümet, cemaat ve bağlantılarını tasfiye etmeye çalışırken PKK de durumdan istifade savaşı hayli şiddetlendirmiş durumda. PKK aldığı kararlarda zaten savaşı tırmandıracağını, hatta hendek savaşlarını yeniden başlatacağını, savaşı sadece kırda değil, şehirlere de taşıyacağını duyurmuştu.
Abdullah Kıran: Bir yandan barış çağrısı yapıp, bir yandan şiddeti tırmandırmanın mantıken izahı şudur: Eğer barış yoksa şiddet devam edecektir. PKK keşke 7 Haziran seçimlerinden sonra basiretsizce şiddet tuzağına düşmemiş olsaydı. 7 Haziran’ı ne PKK, ne de HDP doğru okuyamadı.
Bugün çözüm sürecine çağrı yapmak önemli ancak yine geç kalınmış, eksik bir çağrı durumu var. PKK biraz stratejik düşünmüş olsaydı, 15 Temmuz darbesinden hemen sonra tüm eylemlerini keser, barış çağrısı yapardı. Böyle bir durumda, sanırım Cumhurbaşkanı Erdoğan da çağrıyı dikkate alırdı.
KILIÇDAROĞLU’YA SALDIRI
PKK’nin askeri kanadı Halk Savunma Güçleri (HPG), 25 Ağustos’ta Artvin-Şavşat yolunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan silahlı saldırıyı üstlenmişti.
HGP açıklamasında, askeri konvoyu hedefledikleri, Kılıçdaroğlu’nun konvoyda bulunduğuna dair herhangi bir bilgilerinin olmadığı belirtilmişti.
Peki PKK’ye yanlış istihbarat verip, Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef haline getiren kim veya kimler?
“PKK yanlış yönlendirildi”
Nizemettin Taş: PKK’ye yanlış istihbarat veren hükümet de olabilir, cemaat de. Belli ki yanlış yönlendirilmiş. Dağda gerillanın çok ayrıntılı ve somut istihbarat alma koşulu yok. Ancak siyasette bilip bilmemek önemli değil. Önemli olan eylemin gerçekleşme biçimidir. Sonuç olarak eylem gerçekleşmiş ve Kılıçdaoğlu pusuya düşmüştür. Açıkçası PKK’nin bunu bilinçli yaptığıı düşünmüyorum. Eğer Kılıçdaroğlu’nun geçeceğini bilselerdi bu eylem gerçekleştirmezlerdi.
Abdullah Kıran
Abdullah Kıran: PKK’nin Türkiye’deki ana muhalefet liderini hedef alacak kadar sorumsuzca bir eylem yapması beklenemez. Ancak bu puslu havada, birilerinin bu ülkeyi tam anlamıyla kaosa sürüklemek istediği bir ortamda, bu tür eylemler toplumda saman alevi etkisi yaratır.
Kılıçdaroğlu’nu PKK’ye hedef yaptıran “istihbarat” bu ülkede iç savaş çıkartmak isteyen aklın kendisidir. PKK de ülkeyi kaosa, iç savaşa sürüklemek isteyen bu istihbarat kanallarını sorgulamalıdır.
Öte yandan, Kürt meselesi siyasi bir meseledir ve bu saatten sonra şiddetle, hele hele siyasi liderleri hedef gösteren eylemlerle asla çözülemez. Kılıçdaroğlu’ya PKK’ye hedef ettiren “akıl” ile Kürt meselesini Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığına indirgeyen “akıllar” akrabadır.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani, 23 Ağustos’ta Türkiye’yi ziyaret etti. Mesud Barani, 24 Ağustos’ta Ankara’da yaptığı açıklamada “çözüm sürecinden umutlu olduğunu” söylemişti.
Hükümetin “Buzdolabına kaldırdığı” çözüm sürecine tekrar dönülür mü? Dönülürse hükümet HDP’yi safdışı bırakır mı?
“Hükümet bu koşullarda süreci başlatmaz!”
Nizamettin Taş: Mevcut durumda “çözüm süreci”ne dönülmesi zor görünüyor. Hükümetin ileriye dönük politikaları ve PKK’nin en son yaptığı kongrede aldığı kararlarda ateşkes görülmüyor. Çözüm sürecine asla geri dönüş olmaz demek de abartılıdır fakat gerçekçi bakıldığında bunun koşullarının hayli zor olduğu görülüyor.
PKK, hemen hemen her gün bir yerlerde eylem gerçekleştiriyor.Bu koşullarda da hükümet sanki hiç birşey yaşanmamış gibi “tamam sürecini yeniden başlatalım” demez. En azından yakın bir planda bu görünmüyor.
Eğer darbe girişi olmasaydı hükümet bütün gücüyle HDP’ye yüklenecekti. HDP’nin neredeyse tüm yöneticileri hakkında mahkeme kararı verilmişti. Dokunulmazlıkları zaten kaldırılmış durumda. Ancak hükümet önceliğini şu anda Gülen hareketine vermiş durumda.
HDP VE BARIŞ
Abdullah Kıran: Kürt meselesi, şiddet ve askeri yöntemlerle asla çözülemez. Biz bu meseleyi zor ve şiddet ile çözeceğiz diyenler Kürdün de, Türkün de düşmanlarıdır. Başkan Barzani, Türkiye’deki Kürt meselesinin demokratik siyaset ile çözülebileceğini daha ilk günden itibaren dile getirmekte ve Türkiye Kürtleri’ni bu yönde teşvik etmektedir.
Son hendek ve barikat olaylarından da tarih Barzani’yi haklı çıkarttı. Ayrıca Barzani ve Güney Kürtleri’nin daha önceki çözüm süreçlerinde de çok önemli bir rol oynadıkları sır değil. Her şeye rağmen bizler de Başkan Barzani’nin bu umudunu taşımalı ve içtenlikle barışa inanmalıyız.
Bir de gerçekçi olalım HDP’siz barış olmaz. HDP’nin muhatap alınmadığı bir barış eksik kalır. Dilerim hükümet böyle bir hata yapmaz. HDP’yi siyasi alanın dışına itmek, daha ilk andan itibaren 20 milyon insanı dışlamak anlamını taşır.
Kürt meselesinde eski veya yeni muhatap yok, muhatapların dayandıkları sosyal ve sosyolojik realiteler var ve bunlar değişmedi. Yeni barış sürecinde sivil toplumun desteği artırılmalı ve adamakıllı arabulucu bir mekanizma geliştirilmelidir.