IRAK- Cumhurbaşkanı seçildi, ülkeyi bundan sonra ne bekliyor?

Erbil (Rûdaw) - Irak Parlamentosu, siyasi tıkanıklık ve ölümcül şiddet dolu bir yılı sona erdirme umuduyla yeni cumhurbaşkanını seçti, seçilen cumhurbaşkanı da hızla olası başbakana kabineyi kurma görevi verdi. Ancak krizden etkilenen ülkeyi büyük zorluklar bekliyor.

Ağırlıklı olarak Şii Müslüman gruplar arasında bölünen Irak Parlamentosu, Perşembe günü 78 yaşındaki Kürt eski bakan Latif Reşid'i yeni cumhurbaşkanı olarak seçti.

Yeni Cumhurbaşkanı derhal Şii politikacı Muhammed Şiya el-Sudani'yi hükümeti kurmakla görevlendirdi ve Irak'ın son olarak Ekim 2021'de sandık başına gitmesinin ardından büyük partiler arasında bir yıldır yaşanan kilitlenmeyi kırdı.

Çok uluslu, çok dinli ve çok mezhepli olan Irak'ta, siyasi ittifaklar ve koalisyonlar sürekli değişebiliyor. İhtilaflı gruplar arasındaki bölünmeler yeniden su yüzüne çıkabiliyor. Bu da Sudani'nin kendisine tanınan 30 gün içinde parlamentoda çoğunluğa temsil edebilecek bir hükümet kurmasını zorlayabilir.

AFP’ye konuşan Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House analisti Renad Mansur, "Kimin bakan olacağını tartışmaya başladıklarında, ama daha da önemlisi, kimin üst düzey kamu hizmeti sunacağını, kimin devlet kurumları ve devlet kasası üzerinde daha fazla yetki elde edeceğini tartışmaya başladıklarında bölünmüşlüğün ve çıkmazın devam ettiğini görmeye devam edeceğiz” diyor.

Mansur, siyasi partilerin "ülkenin servetini paylaşmalarına olanak veren” bir kabine kurulmasını  isteyeceğini öngörüyor

Irak’ta halen hükümet kurulamadığı için harcanamayan ve Merkez Bankası’nın kasasında kilitli 87 milyon dolar bulunuyor.

Para, savaşın harap ettiği ülkede altyapının yeniden inşasına yardımcı olabilir, bu paranın harcanması kabinenin kurulması ve güven oylamasından geçmesine bağlı.

Sadr ne yapacak?

Ancak gelecekteki hükümetin eli, on binlerce destekçisini tek bir tweetle harekete geçirebilen etkili Şii din adamı Mukteda Sadr tarafından bağlanabilir.

Sadr, Haziran ayında, bloğundaki 73 milletvekiline istifa emri vererek Parlamentoyu, şu anda yasama meclisindeki 329 sandalyeden 138'ini kontrol eden rakibi İran yanlısı Koordinasyon Çerçevesine bırakmış oldu.

Siyasi analist Ali el-Baydar da Sadr Hareketinin alışılmadık bir şekilde cumhurbaşkanı seçimi sürecinde "sessiz" kaldığını kaydetti.

Baydar, Sadr’ın "siyasi taraflara bir şans vermiş" olabileceğini, ancak bunun aynı zamanda Sudani'nin başbakanlığını zımnen onaylamaları anlamına geldiğini ve bu “sessizliği” Sadr Hareketine hükümette bazı pozisyonları sunan bir anlaşmanın karşılığında sağlanmış olabileceğini söyledi.

Renad Mansur ise “Sadr, siyaset sahnesinin kenarlarında kalacak, protestoları siyasi durumu değiştirmek için kullanmaya devam edecek. Sadr, her zaman olduğu gibi kontrollü istikrarsızlığı kullanarak bir erken seçime zorlamayı, müzakerelerde gücünü korumayı umuyor. Ancak son birkaç aydaki hatalar onu pazarlık şansını düşürdü” diye konuştu.

Siyasi analist Baydar, Cumhurbaşkanı Latif Reşid üzerindeki "uzlaşmanın" hükümetin nispeten kolay bir şekilde kurulacağı anlamına geldiğini söyledi ancak hükümetin önündeki “devasa görevlerin” altını çizdi.

10 Iraklı gençten yaklaşık 4’ü işsiz

10 Iraklı gençten yaklaşık dördü işsiz. Birleşmiş Milletler'e göre petrol zengini ülkenin 42 milyonluk nüfusu yoksulluk içinde yaşıyor.

Başbakan adayı Sudani Perşembe günü Irak'ın endüstrisini canlandıracak "ekonomik reformları" gerçekleştirme sözü verdi. Yine tarımı canlandırmayı vaadetti. Ayrıca genç Iraklılara "istihdam olanakları ve barınma" sözü verdi.

Baydar'a göre, Irak siyasetine -özellikle Washington, Paris ve Londra'dan- artan küresel ilgi, politikacıları daha iyi performans göstermeye zorlayabilir.

BM Irak Elçisi Jeanine Hennis-Plasschaert geçen hafta Güvenlik Konseyi'ne verdiği demeçte, "Irak hiçbir şekilde fakir bir ülke değil. Irak'ın siyasi ve yönetim sistemi Irak halkının ihtiyaçlarını görmezden geliyor. Yaygın yolsuzluk, Irak'ın işlevsizliğinin temel nedenidir. Ve açıkçası, hiçbir lider ondan korunduğunu iddia edemez" dedi.

Karamsar olan Renad Mansur, “Kamusal hayat olduğu gibi kalacak. İnsanlar hala temel haklarına, suya, sağlık hizmetlerine ve elektriğe kavuşamayacak” dedi.