Haber Merkezi – CHP İstanbul İl Yönetimi’nin görevden alınmasına ilişkin açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Çelik, "MYK’da bu konuyu herhangi bir şekilde değerlendirmedik; çünkü bu, doğrudan mahkemeyle ilgili bir süreçtir. Bazı yayınlarda 'kayyum atandı' şeklinde haberler görüyoruz. Oysa gördüğümüz kadarıyla yargı süreci hâlâ devam ediyor. Mahkeme ihtiyati tedbir kararı almış ve önceki CHP il yönetimini yeniden görevlendirmiştir. Daha önceki yönetim hakkında ihtiyati yasak kararı bulunduğu için mahkeme böyle bir takdirde bulunmuş olabilir" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu Toplantısı sonrası gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Çelik, "MYK’da bu konuyu herhangi bir şekilde değerlendirmedik; çünkü bu, doğrudan mahkemeyle ilgili bir süreçtir. Bazı yayınlarda 'kayyum atandı' şeklinde haberler görüyoruz. Oysa gördüğümüz kadarıyla yargı süreci hâlâ devam ediyor. Mahkeme ihtiyati tedbir kararı almış ve önceki CHP il yönetimini yeniden görevlendirmiştir. Daha önceki yönetim hakkında ihtiyati yasak kararı bulunduğu için mahkeme böyle bir takdirde bulunmuş olabilir" dedi.
Sürece yönelik mesaj veren Çelik, "Biz terörsüz Türkiye derken PKK'nın şu adresi ya da bu adresinin değil, bütün adreslerinin, bütün şube ve uzantılarının legal ve illegal görünümlü, Avrupa'daki bir takım legal görünümlü yapılarının ve illegal yapılanmalarının tamamının test edilmesi gerektiğini ve silah bırakılması gerektiğini daha bu sürecin başında ifade ettik. Bu sürecin başında bunu anladığımızı ve bunun anlaşılması gerektiğini söyledik. Ama bunun dışındaki yaklaşımlar olursa bu gerçekten terörsüz Türkiye sürecine, terörsüz bölge sürecine zarar verir. Terörsüz Türkiye süreci ile terörsüz bölge süreci iki ayrı süreç değildir. Bunlar entegre süreçlerdir" ifadelerini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Çelik'in açıklamalarından öne çıkan satır başları:
“Birinci gündemimiz her zaman olduğu gibi Netanyahu hükümetinin her geçen gün daha fazla katliam yaparak, Gazze'deki soykırımı devam ettirmesi. Dünyanın gözü önde Gazze'nin işgal edilmesine dair talimatlar verildiği ve buna göre hareket planları hazırlandığı açık bir şekilde ifade ediliyor. Nazilerin yaptığını bile geride bırakacak, insanlık tarihinin en barbarca ve soykırımın bir örneğidir. Bütün dünyada Filistin’in tanınmaması konusunda hareketlilik var, buna karşılık ABD’nin vizeleri iptal etmesi yanlıştır, Filistin Devlet Başkanının ve diğer yetkililerin vizelerinin iptali adaletsiz ve hakkaniyetsiz bir karardır. Uluslararası hukuk ve meşru zeminler, BM zemininde görülmeyen yaklaşımların tamamen berhava olduğunu göstermektedir.
Bu karardan geri dönülmelidir. Yıllarca Cumhurbaşkanımız Filistin davasını en yüksek sesle haykırmaktadır. Netanyahu’nun gerçekleştirdiği soykırım, BM’ye damgasını vuracaktır. Devletlerin meselesi olmaktan aşmış, insanlık ittifakı meselesidir.
"Komisyonun asıl odağı PKK’nın fesih ve silah bırakması"
Terörsüz Türkiye konusunda Cumhur ittifakı bu konuyu sonuca erdirme konusunda tavrını ortaya koymuştur. Cumhur İttifakının yanı sıra Cumhurbaşkanımız kurumlara talimat vererek, devlet politikası haline gelmesini sağlamıştır.
Bu konuda bir komisyonun kurulması, siyasi partilerinde destek vermesine imkan vermektedir. Komisyonun asıl odağı PKK’nın fesih ve silah bırakması olduğunu gözden kaçırmamak lazım. Bunun dışındaki konular, PKK’nın fesih ve silah bırakılmasının perdelenmesi anlamına gelir. PKK’nın Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölgeye uygun çalışmalar yapması gerekir. Bunun dışındakiler bu süreci akamete uğratmak anlamına gelir. Cumhurbaşkanımız bu konuda bir odak kaybı yaşanmaması gerektiğini ifade etmiştirler. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklamalar, hem komisyonla ilgili hem Suriye'yle ilgili son derece önemlidir.
“Bütün uzantıların silah bırakması gerekir”
Tabi bu çerçevede biz terörsüz Türkiye derken PKK'nın şu adresi ya da bu adresinin değil, bütün adreslerinin, bütün şube ve uzantılarının legal ve illegal görünümlü, Avrupa'daki bir takım legal görünümlü yapılarının ve illegal yapılanmalarının tamamının test edilmesi gerektiğini ve silah bırakılması gerektiğini daha bu sürecin başında ifade ettik. Bu sürecin başında bunu anladığımızı ve bunun anlaşılması gerektiğini söyledik. Ama bunun dışındaki yaklaşımlar olursa bu gerçekten terörsüz Türkiye sürecine, terörsüz bölge sürecine zarar verir. Terörsüz Türkiye süreci ile terörsüz bölge süreci iki ayrı süreç değildir. Bunlar entegre süreçlerdir.
Çünkü bunlar ülkemize dönük terör tehdidi, topraklarımızın içinde gerçekleştiği gibi asıl merkezleri topraklarımızın dışındaki ülkelerdir. O ülkelerde ki otoriteler, bu tehdidi bertaraf edecek bir irade ortaya koymayınca, Türkiye Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler şartının kendisine verdiği yetki çerçevesinde bu terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun olan sürdürmüştür.
"Yargı süreci devam ediyor, ihtiyati tedbir uygulanıyor"
MYK’da bu konuyu herhangi bir şekilde değerlendirmedik; çünkü bu, doğrudan mahkemeyle ilgili bir süreçtir. Bazı yayınlarda 'kayyum atandı' şeklinde haberler görüyoruz. Oysa gördüğümüz kadarıyla yargı süreci hâlâ devam ediyor. Mahkeme ihtiyati tedbir kararı almış ve önceki CHP il yönetimini yeniden görevlendirmiştir. Daha önceki yönetim hakkında ihtiyati yasak kararı bulunduğu için mahkeme böyle bir takdirde bulunmuş olabilir.
Bu karar, kayyum ataması değil, ihtiyati tedbir olarak gündeme gelmiş bir uygulamadır. Siyasi partilerin bu tür meselelerle gündeme gelmesini istemeyiz. Ancak eğer siyasi partiler arasında herhangi bir usulsüzlük varsa, bunu tespit etmek ve gerekli adımları atmak yargının görevidir. Dolayısıyla bu konuda detaylı bir değerlendirme yapmamız doğru olmaz.
CHP yönetimine dair süreç hâlen yargı çerçevesinde işlemektedir. Şu an için ihtiyati tedbir kapsamında bir önceki CHP il yönetimi göreve getirilmiştir. Yargı süreci ve itiraz aşamaları devam etmektedir. Biz de süreci yakından takip ediyoruz.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın